(bkz: ben)
yüzlerce sayfa yazabilirim ama kendimi kötü hissettiğim için olayı sadece özet geçeceğim.
ıstanbul'da yaşayan daha geçen sene üniversiteden mezun olmuş, 23 yaşında bir gencim. sevdiğim kız anadolu'nun herhangi bir üniversitesinde okuyor. 31 ekim onun doğum günüydü. ve ilk kez onun doğum gününü birlikte geçireceğimiz için olsa gerek yaninda olmayı, aylardır ona almayı düşündüğüm hediyeyi vermeyi, verdikten sonra onun suratındaki mutluluğu görebilmeyi umuyordum. farklı ne hayal edebilirdim ki.
fakat gel gelelim çalışma koşullarımin pek esnek olmaması nedeniyle yanında kısa bir süre kalabilirdim. aslında bu süre başlıkta görülen 60 dakikadan fazla olabilirdi,yanında 2-3 saat geçirip ıstanbul'a geri dönmek için yola koyulacaktım. birde kisa süre önce kendisiyle telefonda ufak bir meseleden tartışmıştık, bunu da telafi etmiş olurum düşüncesiyle de gitmeyi çok istiyordum. evet biliyorum çok aptalca gelebilir 1-2 saat birisini görmek için 8-9 saat yol gidip gelmek. ama ona verdiğim değer 8 saat yol gidip gelmekten çok daha fazlaydı. her neyse işin sonunda geçmiş diyaloglara takıldığını, buraya geldiğim için mutlu olduğunu ama aramızdaki durumun onu gerdiğini,yorduğunu ve önceliklerinin çok farklı olduğunu aramızda bundan sonra herhangi bir sey yaşanmayacağını, ama iyi bir arkadaş olarak hayatında kalabileceğimi, zaten sevgi insanı olmadığını söyleyerek resmen siktir edildim.
o an aklından çokca şey geçti, geldiğim ve geri döneceğim yolu düşündüm, eminim ızdırap gibi geçecekti...
insanın en çok kendisini sevmesi gerektiğini, kendisi için fedakârlık yapması ve en çok kendisine değer vermesi gerektiğini anlamam için daha kaç tokat yiyeceğim bu hayatta bilmiyorum. ama bildiğim bir şey var; bütün insanlardan soğuyorum,yalnız kalmak istiyorum ve kimseye değer vermek istemiyorum.
edit1: yazıyı yazarken gündeme gelmesini hatta en çok konuşulan başlık olmasını hiç beklemiyordum,benim yaptığım sadece içimi dökmekti. ama dün geceden beri mesaj kutumu yeşillendirip yüzlerce mesaj atan, tecrübelerini aktaran güzel yürekli insanlar gördüm, hepsine ayrı ayrı teşekkürler. hepiniz güzel insanlarsınız, umarım hayatlarımız da sizlerin yürekleri gibi güzelleşir.
edit2: ayrıca neden 1 saat yerine 60 dk yazdığımı merak edenlerin bir hayli fazla olduğunu gördüm,başlık karakter sınırlaması nedeniyle bunu yaptım farklı bir amaç barındırmıyor kısacası.
afacayn3 profili
-
sevdiğini 60 dk görmek için 8 saat yol giden insan
-
ohal için belki 12 ay da yetmeyecek
bir recep tayyip erdoğan beyanı.
2 aydır ohal khklarıyla milletin anasını ağlatanlar, her kuruma mülakat getirerek yandaşlarını atamanın kapısını açanlar, muhalefeti ohalle sessizliğe gömmeye çalışanlar , basına sansür uygulayanlar için 3 aylık ohal süresi yetmezmiş, türkiye nin iyiliği için 12 ay ohal olsa o bile yetmeyebilirmiş, inanalım mı ?
hani milletin iradesi olan meclise saygı ?
edit : (bkz: 2023 e kadar hedef ohal) -
öğretmen atamalarının mülakatla yapılması
2016 yılında çıkarılan ohal khk sı ile alınan karar sonucunda ortaya çıkan durum.
örneğin branşımız sosyal bilgiler öğretmenliği olsun, kpss öabt sonucu sıralamamız 500 ise ve alım sayısı 600 ise eski sisteme göre kesinlikle atanıyorduk.
fakat ohal khk sı ile çıkarılan kanuna göre aynı tabloyu tekrar ele almak gerekirse 500. olmama rağmen atanamama şansım yüksek. neden mi ? çünkü çıkarılan kanuna göre alım sayısının 3 katı kadarı sıralamaya bağlı olarak mülakata girme hakkı kazanır ve mülakat yüzde yüz etkili olmak koşuluyla mülakat sonucunda ilk 600'e girenler atanır.
aslında öğretmen atamalarının torpilsiz, adam kayırmasız ve düzgün olacağını bilsem mülakat sistemini savunabilirim. fakat ülkemizde bunun mümkün olmadığını zaten biliyorken ve üstüne üstlük bazı sözde öğretmen adaylarının mülakat için torpil arayışına girdiğini gördüğümde kesinlikle kabullenemediğim , daha fazla ses çıkarılması ve üzerinde durulması gerektiğini düşündüğüm konudur.
600×3= 1800 kişi mülakata girecek ve 600 kişi alınacak. bu durumda 1. olan kişinin atanamama şansı ( torpil yoksa olası ihtimal) varken 1800. olan kişinin atanma ihtimali vardır. ( torpili sağlamsa kesin gibi )
medyanın , politikacıların, öğretmenlerin ve en önemlisi toplumun bu konuda gerekli hassasiyeti göstermediğini düşündüğüm için ayrıca mülakat için torpil arayışına girmiş onlarca sözde egitimciyi görmem nedeniyle bu durumu tekrar gündeme getirmek istedim.
edit 1: bazı yazarlar iki kelimeyi bir araya getiremeyen,ruh sağlığı yerinde olmayan adayların öğretmen olmaması için mülakatın gerekli olduğunu belirtmiş, yukarıda benim de belirttiğim gibi isveç te yaşıyor olsaydım mülakatın yapılmasını bende savunurdum fakat türkiye de mülakat = torpil,adam kayırma demektir. bunun için mülakata günümüz türkiyesinde karşıyım en azından şimdilik. fakat bu ruh hastası öğretmenler, iki kelimeyi bir araya getiremeyenleri napıcaz ya diyebilirsiniz. bunun içinde zaten hali hazırda uygulanan aday öğretmenlik programı ( 1 yıl ) sırasında bu dediğiniz şeyler ve daha fazlası müfettişler ve okul müdürleri tarafından denetlenip yeterlilik tespiti yapılıyor ve yetersiz , sorunlu tipler asilliğe geçirilmiyor. lütfen böyle bahanelerin ardına sığınarak torpili meşrulaştırmak yerine adaletli,liyakata göre yapılacak atamaları savunun.
edit 2 : meb mülakat sonuçlarını açıklayıp biraz önce tekrar kaldırdı ve yarın sabah açıklayacağını belirtti. bu arada bazı öğretmenler sözlü notlarını öğrendi. gruplardan gördüğüm kadarıyla yüksek alan bazı öğretmenlere hiçbir örgütle alakası olmamasına rağmen kasten düşük verilmiş, sıralamaya sondan giren adaylara ise yüksek puanlar verilmiş. verilen bu puanlar yandaşlık seviyesine göre mi veriliyor sadece soruyorum
kpss puanı 86 olup mülakatta 50 verilen öğretmen adayının sonuç belgesi