hayatımda ilk kez erdoğan'ı desteklememe sebep olan açıklamadır.

recep tayyip erdoğan'ın başarısıdır, din kardeşleri tarafından yapılmıştır.

nerde yüzde 5 lik kaymak tabaka var hepsinde aynı boş laflar.!
evinden çık kapalı otoparktan arabana bin işyerinin otoparkına park et ofisine çık iş çıkışı mekana vs gidersen valeye ver tekrar evine gel korunaklı kapalı sitene gir ve sözde hayvan severek vicdan tatminine devam et.!

(bkz: bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkün)

o zaman ben sikli bayan oluyorum galiba

konu ile alakasi yok ama her seferinde israrla odullu odullu diye bahsedilen gazeteci odulu nereden almis diye baktim:

şanlıurfalılar platformu ve şanlıurfa gönüllüleri derneği

bir pulitzer beklemiyordum tabii ki, ama neyse alakasiz bir detay.

dün büyük bir sorundu bugün daha büyük bir sorundur.
yarın başa çıkmakta en çok zorlanacak sorununuz bunlar ve benzerleri olacak.

doğurdukları eşkıya piçler okul tuvaletinde çocukları sıkıştırıp tokatlıyor.

x linki

şimdilik "başver yha nasıl olsa benim çocuklarım tokat yemiyor" diyerek adam sendeci vurdumduymaz takılıyorsunuz yarın darp edilip bağırsaklarınız kucağınızda acile koşarak girdiğinizde kot kafanıza dank edecek.

feodal naiflik şehir yaşamına göçünce infantalizme dönüşür. çocuk gibi gördüğü her şeyi "a sen kısasın," "a sen kadınsın," "a saçın uzun" diye tanımlama ihtiyacı hisseden insanların arka planı budur.

"kibarca bilmemne olduğunu söyleme" başlıklarının tamamını bunlar açar. sanki millet bilmiyor kısa mı uzun mu.

bir de bunların hakaretli versiyonları var. "birine çirkin olduğunu söylemenin kibar yolu" falan gibi başlıklar var. ulan neden millete çirkin diyorsun? abuk subuk karakterlerle dolu şu dünya yemin ediyorum.

malum ırk yayılmadan evvel güzel bir şehirdi.

tıpkı diğer sahil şehirleri gibi.

arada anlık baskınlar düzenleyip bu tür ısıtıcı kullanan öğretmenler deşifre edilmeli, çaycısı elinden alınıp ekonomiye kazandırılmalı, adı ekonomiye dinamit koyanlar listesine eklenmeli, ibreti alem için okulun bir aylık elektrik faturası öğretmene kitlenmelidir.

lan tüm ülkede içilen çayın yaktığı elektrik faturası bazı binaların boşa yanan elektriği kadar bile olmayabilir ama adam ne varsa tabana yayıyor, yükseklik korkusu olsa gerek hiç yukarılara uğramıyor.

dün bir ilaç bakkalına gittim. yurtdışında 600 lira olan ilacı sordum. bilgisayar ekranına baktı, 11bin lira fiyat verdi. emin misiniz dedim, evet bu ilaç kara borsa oldu o yüzden depodan bu fiyata çekebiliyoruz dedi. depo ne verirse onu çekip kârını koyup satıyor. depo ilaç vermiyorsa vermiyor. bu kadar basit bir iş. yaptığı özel bir şey yok, çare üretme şansı yok, ben ilacı yurtdışından gelecek arkadaşıma 1/20 fiyatına aldırarak işimi çözüyorum. bu bakkallığı yapmak için insanı niye 5 sene oyalıyorlar anlamadım. ürünün adını söylüyorsun, raftan alıp önüne koyuyor, şıkı şıkı bilgisayara işliyor. yemin ederim market çalışanları daha nitelikli bunlardan.

--- spoiler ---

türkiye'den başka bir yerde futboldan para kazanması zor olan yerden bitme bir tiyatrocu. galatasaray'dan başka takımda oynasa sezonun yarısını cezalı geçirir. aldığı faulleri rol yaparak alıyor, yaptığı faullerde de kart görmüyor. umarım gelecek sezon sakatlıktan kurtulmaz
--- spoiler ---

adam 30 milyon euroya arsenal'e transfer yapmış, arsenal'de 2 sezonda 89 maç oynamış. serie a'da 3 sezonda 102 maç oynamış. arada 1 sezon atletico madrid patlatmış. premier lig, la liga, serie a'da çıktığı 184 maçta sadece 2 kırmızı kart görmüş.

adam avrupada oynadığı takımlarda sezonda ortalama 40-45 maça çıkmış.

sallamadan bi araştırsaydın. dünyanın en komik camiası.

açıköğretim sistemini bilmeyenlere dert olmuştur.
görsel

başlıkta bahar şenliklerinde herkesin içki içtiğini sananlar var. bu ülkede her genç alkol tüketmiyor. bunun beş vakit camiye gideni, akşam yatmadan kur'an okuyanı, gerçek bir müslüman gibi yaşayanları da vardı ve şenliklerde eğleniyorlardı bu çocuklar. arkadaşları bira içerken bu arkadaşlar alkolsüz içecek içiyorlardı ama beraber takılıyorlardı. kimsenin bir problemi yoktu birbiri ile.

yine insanları ayrıştırdınız amk. yerinde.

kaynağa göre tutuklanmadaki mesele kürtçe konuşulması değil türkçe'nin yasaklanmasıdir.

doğru başlık;

(bkz: türkçe'yi yasaklayan kafe sahibinin içeri alınması)

olmalıdır.

trollüğüne yazmaya gelmiştim fakat ciddi ciddi kenan sofuoğlu yazılmış bu başlığa. yapmayın etmeyin, o kazandığı şampiyonalar hangi siklette bir araştırın. gören de valentino rossi'yi geçip motogp'yi filan kazandı sanacak.

çok konuşmamak. susacaksın. susmayı kendine şiar edineceksin. mutluluğun formülü de bu.

gerçekten 20 yıldır aktif olarak sahne alan bir müzisyen olarak iki üç kelime de benim edesim var

öncelikle başlıkta yazılanları hayretle okudum. bu olayı gerçekten savunanlar var. müslüm dinleyen kişi başkasına saygısızlık yapmaz diyen var. ilginç bir milletiz gerçekten. içip içip karısını döven birini dinleyip kendini jiletleyen kitlenin başkasına saygısızlık yapmayacağını savunuyoruz.

neyse konumuza gelelim. son dönemlerde özellikle kaptı kaçtı usulü bu tip konsercikler fazlasıyla türedi. talep var ki arz oluyor. harcayacak parası ve vakti olan değerlendirsin, gitsin eğlensin ona bir şey demiyorum. konserin canlısı yeğdir, ancak organizatörler, menejerler, bu şekilde anlaşmıştır, alan razı satan razıdır, hepsine okey.
ancak bunu eleştiren seyirciyi ön görememek nereden baksan acemiliktir. öncesinde çalışılması gereken bir senaryodur bu. keriz silkeleme mantığı ile gidersen öyle hazırlıksız yakalanırsın.
sahne işi deneyim ister. seyirciyi yönetebilmek bu işin en zor kısmıdır. tepki gösteren seyirciyi, tabiri caizse göğsünde yumuşatıp golü atmayı bileceksin arkadaş. "canlı okumayı ben de çok isterdim ancak bugün imkanımız olmadı, bir dahakine söz" dersin, polemiğe girmezsin. hatta "benim orkestram sizlersiniz" dersin seyirciye şarkının bi kısmını söyletirsin alkış kıyamet puanları toplar dönersin. hadi hiç birini yapamadın yokmuş gibi davran işini yap çık git. seyirciye " bilette orkestra mı yazıyor" diye hesap sormak karşındakinin aklıyla alay etmektir. bence en büyük ayıp bu cümlede. 20 yıllık müzik kariyerinde eline kaç defa konser bileti aldı bilmiyorum da, aynısı kendisine yapılsa ne tepki verir onu merak ediyorum.

anne değilim. yalnızca 7 sene boyunca benim olmayan bir kız çocuğuna refakat ettim.(duygusal bir karardı ) ergenlik dönemine geldiğinde çocuk resmen şeytanlaştı. önce 12 yaşında sigaraya başladı. sonrasında yaşından büyük erkeklerle konuşmalar, cinsel içerikli fotoğraflar, mesajlar, iftiralar… en sonunda ise sarhoş eve gelmeler… terapiyi, iletişimi reddetti. tepki gösterdiğimde evden kaçmakla tehdit etti. her gece kapıyı kilitleyip uyumaya başladım. evdeki huzursuzluk had safhadaydı. o her telefonunu kapattığında sinir krizleri geçiriyordum. en sonunda paranoyak oldum.
şimdi 9 aydır beraber yaşamıyoruz. gittiği yerde de aynı şeyleri yapmaya devam ettiğini duyuyorum.
demem o ki bazı şeyleri yaşamadan anlamazsınız. burada 4 5 dakikalık konuşmalar üzerine kınayıcı yorum yapmak çok kolay ama yaşamak bambaşka bir şey. o yüzden de kınayamıyorum, anlayabiliyorum. maalesef…

sınır dışı değildir de git ülkene bir hava al geldir o.

tanım: sirkiyede sıradan bir olay.

olmaz olamaz.
seçim bitti, oy kaygısı kalmadı.
ekonomik durum uygun değil.
işverenler istemiyor.
bakanlar olmayacağını ifade etti.
2025 yılında da öncekiler gibi yüksek oranlı olmayacak, beklentiye girmeyin lütfen.

yüksek oranlı asgari ücret artışı alım gücünü artırmak bir yana aksine düşürür.

asıl türkiyede tatil yapmak ve gezmek kerizliktir. yurt dışı tatiline b.k atmaya çalışan, yasaklatmaya çalışan çakma turizmci işletmecilerin trolleri bir bitmedi şu sözlükte.

yurt dışına oranla çok daha fazla para verip daha kalitesiz ve kötü hizmet almaktansa o parayla bırak yurt dışına gitmeyi, ateşe atar yakarım daha iyi. sizin gibilere 5 kuruş bile kazandırmamak için elimden geleni yapacağım. sadece kendim değil, çevremde ne kadar insan varsa da aynı şeyi onlara da öğütlüyorum hep. lan daha 1 ay olmadı türk varandaşından milliyet farkı aldınız lan siz! dünyanın hiçbir ülkesinde yok bak bu.

anadolu irfanını yeterince tanıyoruz zaten. ülkede tatil yapmaya paramız yetse kendi kültürümüzü de tanırız abicim merak etme sen. ülkedeki turizmin ve kültürün tek sorunu sen ve senin gibiler. son yıllarda dünyanın en boktan ülkesinde bile turizm yükselişteyken bizde düşüşe geçti. ülkeye gelen fakir ve orta halli turistleri de kaçırdınız. sizin yüzünüzden dünyadaki imajımız yerle bir oldu. hayatında köyünden dışarı çıkmamış adamları ucuz iş gücü veya akraba diye doldurdunuz turizm yerlerine. çöktünüz sahillere sahillerdeki mekanlara şimdi de yurt dışına gidenlere laf ediyorsunuz. anlayın olm artık yerli turist de yabancı turist de gelmiyor buraya ve gelmeyecek de hiçbir zaman. işini hakkıyla yapan ufak azınlık dışında turizmcilerin hiçbirine günahım kadar acımıyorum. beter olun.

bi “200 bin tl maaş vermek” değildir.

daha da beteri isviçre'yle isveç'i birbirine karıştırmanın avustralya'yla avustruya'yı birbirine karıştırmak gibi olduğunu düşündükten sonra isveç'le avustralya'yı birbirine karıştırmaktır.

asparagas bir haber.
tum haberi okudum.

kendilerinden baska olayın şahidi yok.
otel ismi yok.
bardan otele gidiyorlarmis da
çantasını cekmis
6 tane polis gelmis
otelden ayrilirken de bunları takip ediyorlarmis
havalaninda bir polis yanina yaklasip sessiz olun demis filan.

bir kere, biz bu kadar organize değiliz.
akli dengesi yerinde de olmayabilir
kiz arkadasina yaptığı işkenceyi türk polisini lekelemek icin kullanan kisi beyani

tuvalet eğitimi.
tuvalete gittim çıktım herşey mükemmel tuvalet tertemizdi, ellerimi yıkarken baktım peçete yok bişey yok. benden sonra bir kız girdi içeri o çıkınca tuvalet kağıdı alma gafletinde bulundum. aman yarabbi benim tertemiz bıraktığım o tuvalet savaş alanı değil bok alanı olmuş.tuvalet kağıdı yere atılmış, parçaları yerlerde klozetin üstü ayak izi ve sifonu çekmemiş ardında bıraktığı şeyler saçılmış şekilde orada. direkt çıktım baktım süslü kokana ablam rujunu sürüyor ama şok oldum. görsen ne bakımlı kadın dersin. sonra diğerinden de bi ablam çıktı orası da benzer bir görüntüde.
bişeyler söylemek çok istedim neden böyle yapıyorsunuz işte pardon sifonu çekmeyi unuttunuz galiba gibi. ama kaç yaşında iki insan. bilmemelerine imkan yok. hem üzüldüm hem de keşke şunu deseydim keşke şöyle yapsaydım diyerek hafızama kazındı. yani kesinlikle tuvalet eğitimi ya. erkek tuvaletlerinin kokusu zaten buram buram. rezalet

muhtemelen yargıya taşınacak olay. insanlar bunu çocuk oyuncağı sanıyor. galatasaray logosunun olduğu tabelayı sökmüşler. muhtemelen galatasaray yağma suçlamasıyla dava açar bunlara.

fenerbahçe nereye gitse oraya kavga, gürültü, şiddetini de götürüyor. safi zararlar.

güneş gözlüğü takınca sanki herkes bana bakıyor da, bak şu tipini çitilediğimine diyor gibi geliyor. bu yüzden güneş gözlüğü takmıyorum.

almanya’ya almaya çalışmasının bürokratik sürecini paylaşırsa sevinirim. en son kiralık ev bulamıyordu kendine, maaş bordrosu gösteremediği için.
sahipli köpeğin salınabildiği parkla, tasmasız gezemediği parkların tabelalarla belirtildiği, köpeğinin kakasını yerden almayanın ceza yediği yerde keyifli olur 1000 hayvanı bakmasını izlemek.

bir bardak su içip dişlerinizi fırçalayın.

asgari ücrete zam yapılmayarak memurla asgari ücretlinin farkı olması gereken miktara az da olsa yaklaşmasını sağlayacaktır. asgari ücret olması gerekenden çok çok yüksek miktardadır. ülkenin geleceği için olması gereken seviyeye gelmek zorundadır.

erkekler ışıldıyor çünkü amk.

bir kuzuyla bir köpek arasında ne fark var ki?

kendi halinde yaşayan, kimseye zararı olmayan kuzuyu kesip çevirip yiyorlar bir de.

peki ya kendi mekanında hiçbir şeyden haberi olmadan yüzen balıklar?

köpekler yenilebilir olsaydı hiç sesleri çıkmaz köpek çevirme, ızgara vs yaparlardı.

edit: evcil hayvan vurgusu yapan bir sürü kişi var. evcil hayvanın sokakta ne işi var? sanki evdeki köpekleri alınacakmış gibi yazıyorlar.

aziz başkanın son görsele reklam alması^* ile nasıl bir winner olduğunu gösteren paylaşımlar. resmen boş geçmemiş para kazanma fırsatını ^*

"bazı şeyler herkese vardır ama sadece size yoktur."

bu kısacık cümle o kadar çok şeyi açıklıyor ki insan bu cümlenin gerçekliğini kavradığı zaman hayatta ne kadar büyük bir yol aldığını da anlıyor...

ırkçı kürtler bu coğrafyaya, milyonlarca insana huzur vermedi, vermemeye devam ediyor. ömrümüz bu ırkçıların verdiği rahatsızlıklar içinde geçip gidiyor.

tarikatları zengin edecektir.

siz sanıyor musunuz ki gerekli şartları herhangi bir firma sağlayacak ? çok masumsunuz dostum çok.

torbacı olsa sorun etmezdi.

olum kütahya ya niye 1 milyon 300 bin insan uçakla gitsin? bu alanen vatan hainliğidir kim kimi zengin etmek için bu ihaleye girdiyse tespit edilsin yargılansın, mal varlıklarına el koyulsun ama yer mi yemez sayın şimşek sadece garibanın boğazindan kısar ekonomi düzelsin diye bekler. biz düzülmeye devam.

herkes okan buruka yüklenmiş ama ciro efendi biraz da takkeyi önüne koyup düşünecek.

bak barış alper'e, nasıl geliştirdi fiziğini. demek ki sadece aptamil değil olay, gerekirse milupa ve ek gıda olarak yiyeceksin, sporunu eksik etmeyeceksin. öyle baba kucağına gidilmez her yere. ceza sahası yayından tribünlere bile yetmiyor kondisyon.

pedagog ve bebek yogası eşliğinde psikolojik ve fiziksel olarak güçlenip 15 yıl içinde babasından kalan 10 numaralı formayı alacaktır.

beyler!

1992-95 yılında sırp ve hırvatların bosnalı "müslümanlara" katliam yaptığı bosna savaşında, koskoca birleşmiş milletlerin güvenli bölge ilan ettiği ve koruması için hollanda barış gücü askerlerini konuşlandırdığı, "srebzenitza'ya" müslüman boşnaklar silahları elinden alınarak güvenli bölge diye yalandan toplandı.

ama o gece, gizlice sırp kasabı miloseviç'in askerlerini şehre sokan hollandalı bm komutanı, 3500 silahsız müslüman boşnak'ın sırplar tarafından dünyanın gözü önünde katlettirildi!

30 yıl sonra bugün bosna hersek'i köy köy dolaşırsanız; hala her evde, mermi, bomba izleri duruyor.

sizler bu olaya üzülmüyorsunuz çünkü haberiniz bile yok ama bu gazze haberine kuyruksuz aslan kesiliyorsunuz.

cahilliğinizden utanın! siz islamı değil, arabı seviyorsunuz, arap harici müslüman sizin nezdinizde müslüman değil. arap seviciler sizi!

cumhuriyet tarihinin gördüğü en loser adam. kaybetmek kelimesinin sözlükteki karşılığı. gerçek yüzünüde chp den siktir edilişinden sonra göstermesi pembe götlü chp lilere iyi bir ders olmuştur umarım.

(bkz: hayvan düşmanları)

kerem aktürkoğlu, emre belözoğlu ve hakan şükür gibi dinci orjinli sporcular dikkat edilirse hep seyircinin, kamuoyunun etkisini kaldıramayan psikolojileri bozuk sporcular oluyor.

belki de psikolojileri bozuk olduğu için dinci olup bu psikolojik bozukluğun etkilerinden kurtulmak istiyorlar. sanki iki ucu boklu değnek gibi birşey bu durum ülkemizde..

recep tayyip erdoğan imzasıyla resmi gazetede bugün yayınlanan 8568 sayılı cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile milli eğitim bakanlığı bütçesinden türkiye maarif vakfı na 5 milyar 702 milyon tl'ye kadar kaynak aktarılabilmesine olanak tanındı.

https://x.com/…782109?t=qg-e4y7tv8pmjadbi2jtyw&s=19

para yok diye doğru düzgün atama yapmayan, tasarruf tedbirleri kapsamında okullara elektrikli su ısıtıcı kullanmayın diye yazı gönderen bakanlık söz konusu türkiye maarif vakfı olunca parayı babasının malı gibi kullanabilecek yani, bravo!

telegramcı son samuray yine geldi. abicim burası investing değil. burada öyle sazan kolay kolay bulamazsın. bırak sözlüğün yakasını.

brezilya tecrübesi kötü geçmiş bir antrenör olarak neye göre başarılı olacağı söylendiğini anlayamadığım antalyasor'un yeni hocası.

nikahın resmini dinisi olmaz.
nikah bir akittir ve temelde şu şartları taşımalıdır.
1. en az 18 yaşını aşmış özgür/hür ve akıl sağlığı yerinde olan, baskı altında olmayan 2 kişinin birbiri ile olan evlenme beyanı,
2. bu beyana şahitlik eden yine aynı şartları taşıyan kişiler olması,
3. bunun topluma duyurulması,
4. kadının, erkeğin ve doğacak çocukların haklarını koruması.

bu şartları taşımayan hiç bir nikah geçerli değildir.
günümüzde inananlar için dini nikah bir dua ve ritüeldir.
aksini düşünenler zinaya kılıf uydurmaktadırlar.

bu kadına yapılan pr'in onda biri bana yapılsaydı 21. yüzyılın en ünlü rockstarı olurdum herhalde.

"ilim bireyi" mi! yok beylerbeyi... "bilim insanı" yetmiyor yani!