eğer korunuyorlar ise sevişmelerinde bir beis görmediğim çiftlerdir.
zira batan geminin malları giderek pahalanıyor. bir bebeğin sadece bokunun temizlenme masrafı bile o kadar ciddi meblağlara ulaşıyor ki aklınızı oynatırsınız.
kamu spotu: korunun.
gecolsungucolmasin3 profili
-
ülke batarken çatır çatır sevişen çiftler
-
tostun 8 tl ye satıldığı devlet üniversitesi
boykotun çare olmayacağı üniversitedir.
yapılması gereken öğrenci arkadaşlardan gönüllü bir kaçının bim türevi marketlerden koli ile ürün ve su alarak üniversite içerisinde satmasıyla çözülecektir.
zira dekan piyasanın arz talep ile döndüğünü ve alternatiflerin olduğunu söylemiş, karışan eden olursa dekanımız böyle diyor derler.
kantini işletenler bir süre sonra böyle iş olmaz deyip dekanla masaya oturacaktır illaki. -
hayata dair iç burkan detaylar
geçen gün bir otostopçu çocuk aldım. üstü başı kirliydi. geçtiğim güzergahta çok fazla mermer ve kum ocağı var işçidir herhalde diye düşündüm. ışıkta yanaştı arabaya abi şu ileride ki ilçeye kadar bırakır mısın dedi, ön koltuk eşya doluydu atla arkaya dedim bindi. napıyosun ne ediyorsun dedim, iş arıyorum abi dedi. ocakları geziyorum ama kimse almıyor 49-50 kilo çıkıyorum ocaklarda da 55 kilodan aşağı adam almıyorlar zayıf görüyorlar beni dedi. nerde kalıyorsun dedim, kaldığım bir yer yok ocakta iş bulsam yatacak yerimde olur ama ah işte bi almadılar dedi yüzü düştü. tepeleri gösterdi(rahat on km yukarıda ki yerler hep) şunların hepsine çıktım hiç biri almadı, cebime taş doldurup mu tartılsam dedim hileye girmeyim ekmek yiyeceğim yerde dedim vazgeçtim abi dedi. şimdiye kadar nerde kalıyordun buraya nerden geldin dedim. kafasını önüne eğdi sesi çatallandı 'yurttan' diyebildi. anlamadım ilk önce, ne yurdu dedim çocuk esirgeme yurdu abi dedi. 18 olunca bıraktılar dedi. sana ordan iş ayarlamaları lazımdı niye oraya gitmedin dedim, hademelik sırası vardı girdim sıraya ama bir yıl sürüyor abi dedi. ee seni birine zimmetlemeleri lazımdı dedim, amcama gönderdiler, çıkmaya yakın bana bir yer veya iş ayarla ben kendimi idare ederim sadece birini bul yeter amca dedim, sen çık bakarız diyip durdu, çıktığım gün 'ee sen nereye gideceksin şimdi' dedi kafam attı aldım eşyamı buraya geldim iş bulurum diye ama bulamadım dedi. şimdi nereye gideceksin dedim ilçenin birinde kimliğim kaldı birinde de giysilerim var onları alıp başka bir yere gidicem dedi. kimliğini niye bıraktığını sordum, utandı, çorbacının birinde bırakmış, hesabım vardı ondan bıraktım iki üç tas çorba içtim abi dedi, paran var mı dedim yok dedi. ona çalışırım iki üç gün öderim olmadı dedi. hep böyle otostop mu çekiyorsun dedim, bir kaç kere çektim sapık kamyoncular karnını doyurayım cebine para koyayım diye kötü şeyler teklif etti yürüyorum çok zorda kalmazsam abi dedi. kimliğini bıraktığı yere kadar götürdüm, diğer gideceğin yere de götüreyim dedim, biraz içeride kalıyor diye kabul etmedi, biraz nakdi yardım ettim elimden geldiği kadar, borcunu ödersin en azından, otobüste biner öyle gidersin gideceğin yere dedim, gözlerinin içi güldü elini uzatacaktı eline baktı kirli diye çekindi, tuttum elinden sarıldım kendine dikkat et dedim. 'tekerine daş değmesin abi' dedi, o duası bana yetti.
sonra kmlerce o çocuğu düşündüm, adı yasin'di. aptal kafama sonradan dank etti, neden bilgilerini almadım diye, birilerine iletmek çalışmak aklıma gelmedi çünkü o an, bir ara dönüp bulmaya yeltendim ama zaten ben onu bırakırken hava kararıyordu nerede bulacağımı bile bilmiyordum, yol boyunca göğsüme koca bir öküz oturdu, kim bilir kaç tane böyle yasin var, kaçı alın teri için yollarda perişan oluyordu, kaçı yanlış yollara düşüyordu. hala aklıma geldikçe kendimi kötü hissediyorum, belki yapabileceğim bir şeyler olabilirdi o çocuk için ama aklımdaki dünya telaşı yüzünden o an düşünemedim bile. o çocuğu öyle bıraktım diye ben dahi kendimi vebal altında hissederken o amcası olacak herif nasıl rahat uyuyabiliyor acaba merak ediyorum.