asker selamı yapmak zorunda olmayan bir kişi tarafından söylendiği iddia edilen söz. insanların zorunluluğunu belirlemek düpedüz faşizmdir, hattâ faşizmin varabileceği en son noktadır. herhangi bir kişiyi, “gol attıktan” sonra ahlâkî ve politik olarak yargılamak nasıl bir zihniyetin ürünü olabilir ki?
meseleye pragmatik açıdan baksak bile bir karşılığı yok. sanılanın aksine, canı burnunda savaşan askerlerin kafalarını takacakları en son şey, milyonlarca lira maaş alan kişilerin anlamsız bir sportif faaliyetteki başarı durumlarıdır. açık yüreklilikle söylüyorum, ben askerden kaçmak için kilo almaya çalışan birisiyim ve elimden geldiğince vatan-millet-sakarya edebiyatı yapmamaya çalışıyorum. canı burnunda savaşan askerlere sessiz bir şekilde, dualarımla yardımcı olmaya çalışıyorum. ancak hemen hepsi bedelli askerlik yapmış kişilerin prim kasmak ve şov yapmak için “asker selamı” vermeleri gerçekten bana çok ilginç geliyor. hele bu tip insanların verecekleri veya vermedikleri asker selamını bu kadar önemsemek, ne bileyim, boş bakkallıktan başka bir şey değilmiş gibi duruyor bence.
nihayet be5 profili
-
hayır hayır olmaz asker selamı vermek istemiyorum
-
çok güzel ama korkunç derecede üzücü eserler
dostoyevski'nin budala'sını buna örnek olarak verebiliriz. tamamen kişisel nedenlerden ötürü böyle düşünüyorum. zira, varoluşundan beri saflık ve iyilik timsali insanların anlaşılamamaları, hor görülmeleri, alaya alınmaları, kaybetmeleri, üzülmeleri, dışlanmaları ve özellikle tokat(gerçek/mecazî anlamda) yedikleri zaman şaşkınlıkla diğer yanaklarını dönmeleri beni her daim derin hüzne sevk etmiştir.
yine, elinde olmayan sebeplerden dolayı sevgilisi veya eşi tarafından aldatılan insanlara tanıklık edince büyük bir öfke ve hüzne tutuluyorum. örneğin, akıl hastalığına tutulmuş birisini sırf bu yüzden aldatan eş/sevgili dünyanın en iğrenç insanı olabilir. aldatmak, dünyanın en iğrenç davranışı olabilir. -
15 temmuz gazisinin çakma çıkması
kurtuluş savaşı ile 15 temmuz gününü kıyaslayanları üzecek olaydır...
kurtuluş savaşı'nda insanlar herhangi bir çıkar gözetmeden vatan toprakları için savunma yaparken ve bu uğurda canlarını bile hiçe sayarken; 15 temmuz gecesinde tankların karşısında duranların aklının bir köşesinde elde edecekleri menfaatler vardı ve açıkçası hiçbirisi askerlerin kendilerine kurşun sıkacağını zannetmiyordu. eğer zannetselerdi, 15 temmuz gecesi sokakta bir allah'ın kulunu bile göremezdik.
bir iktidar düşünün gazisi bile yalan olsun!
ayrıca, (bkz: siyasal islâmcı ahlâkı). -
trivia crack
ya böyle bir millete soru sorma yetkisi verilir mi arkadaş?
5-0 yeniliyordum ilk başta. sonra 5-5 yaptım. taç geldi. bilim kategorisi kalmıştı, onu seçtim. orospu çocuğunun teki bildiğiniz tus sorusu hazırlamış. bilmem ne bölgesinde yer alan kemiğin adı nedir diye. sorduğu bölge de latince, şıklardaki kemiklerin adları da latince. mal gibi kaldım, sonra kaybettim zaten.
şimdi ben gelip, "emin sıfatıyla zilyedin iyiniyetli 3. kişilerle yaptıkları hukuki işlemlerin akıbeti ne olur?" içerikli bir soru sorsam veya "hak düşürücü süre ile zamanaşımı def'i arasındaki en belirgin fark nedir?" şeklinde bir soru sorsam, alacağım küfürleri tahmin bile edemiyorum.
garip bir milletiz yemin ederim. -
evin içi görünüyor diye üst geçidi yıktırmak
olması gerekendir. zira, kişilerin "özel hayatın gizliliği" gibi anayasal bir hakkı vardır. "ya kamu yararı?" diyecek olanlara da şunu diyeceğim, belediye evin dibine üstgeçit yapıyorsa basiretsiz davranmıştır. kamu yararını daha uygun bir yerde de gerçekleştirebilecekken, tutup da evin dibinde kamu yararını gerçekleştirmeye çalışması hukuka aykırıdır.