reşat nuri güntekin memuriyetten emekli olmasına rağmen kitaplarında memuriyetten ayrılan karakterleri işlemiştir. belki çok defa aklına geldi de yapamadı, kim bilir?
orhan veli ise bunu güzel bir havada fiile dökmüştür.
(bkz: güzel havalar)
(bkz: evkaftaki memurluktan ayrılmak)
ekleme:
"bütün ümidi, dostoyevski gibi, mühendis olduktan sonra istifa etmekti. hangi görevden istifa edecekti? bilmiyordu."*
(bkz: selim ışık) (bkz: tutunamayanlar)
edit:
valentin bulgakov babasından bahsederken "otuz yıldır devlet memuruydu, hiç bir şey düşünmemeyi öğrenmişti." diyor jay parini - son istasyon'*da bir karaktere dönüşmüşken. tüm bunları düşününce, hâlâ düşünebiliyor olmak bile istifa sebebi olabilir.
ikinci netter5 profili
-
memurluktan istifa edip özel sektörde çalışmak
-
teoman şarkılarında geçen acımasız sözler
sevdiklerin, acıların, tatlı evin, çocukların sahibiysen tuzak bunlar*
"çok üzülme, çok susma, çok darılma, çok ağlama, çok da kitap okuma" dedi annem *
herkes gibi olmayan hayaller peşinde yalnızım*
yalnızlığına çok da alışma*
gözümü sevmeye karartıp yapamıyorum bazen*
hiç bir zaman kök salmamış ki sırf bir gün çekip gidebilmek için*
ben kesilene kadar yüzdüm ama görünmeyince karan, bıraktım kendimi battım bir taş gibi*
şimdi ölmek istemem bir kalbi sarmadan*
ölmüş insanlar insansızlıktan*
çoktandır yaşıyormuş gibi yapıyordum demek ben bu şehirde*
yalanlarımız güzel, inanması zevkli bir şey sevmeye değerse ölmeye de değer mi?*
dayanmıştı, daha da dayanırdı ama ne gerek vardı*
bazı ölümler uzun, bütün hayatlar kısaymış*
sevdiklerin var burada hâlâ*
seni toprağında unutacaklar, seni kitaplarda anacaklar *
bugün parkta oturdum seyrettim çocukları
yağmur başlayınca hiçbiri kaçışmadı*
bilirim geri gelmezler, ama en güzel günleriydi onlar hayatımın*
bir şey olacağı yok ama insan bekliyor, bekliyor işte*
herkes, dedi, merak içinde ölümden sonra hayat var mı diye. boşuna düşünürler sanki hayat varmış gibi ölümden önce.*
dünya düşmüş üstlerine kıpırdayamıyorlar insanlar, denemiyorlar bile*
içim artık acımaz kanserli kentlerin çığlığından son trenle ayrıldığımdan*
biraz uyusam geçer belki *
edit: şarkının ismi 1 kadın 1 erkek değil 1 kadın ve 1 erkek'miş -
delirmemek için edinilen basit alışkanlıklar
çay demlemek, yapraklardan ya da çiçeklerden...
hatta akla şu satırları getirir:
"yemek yapmayı, evi toplamayı, sizi anlamayı öğrenemedim. benden ne istediğinizi öğrenemedim. beni sevip sevmediğinizi hiç bilemedim. sadece kendime çiçeklerden çaylar demledim ve sizi seyrettim."
(bkz: mine söğüt)
(bkz: deli kadın hikayeleri) -
yazarların hayallerini gerçekleştiriyoruz
trafik ışıklarının görme engelliler için sesli uyarı vermesi
tüm türkiye'ye yapılsın demiyorum ama bir kavşak var ona yapılsın en azından.
sabah okula giderken karşılaştığım bir beyefendi var, görme engelli. karşıya geçmek için birilerinin gelmesini bekliyor. okulda çalışıyor ve her gün o yolu kullanıyor. bazen denk geliyorum beraber geçiyoruz ya da başkaları yardımcı oluyor. ama birini beklemek zorunda olmamalı.
her yere yapmak mümkün değilse de ihtiyaç olduğu bilinen yerlere talep edilmesi durumunda yapılabileceğini öğrendim.
ilk olarak karayolları şube müdürlüğüne ulaştım. "şehirlerarası yol olmadığı için belediyeyle görüş" dediler. balçova belediyesi beyaz masa da izmir büyükşehir belediyesi'ne sevk etti. büyükşehir belediyesi ile de görüştüm. çok ipsiz sapsız olunca kimse sallamadı galiba.
izmir büyükşehir belediyesi ile bağlantısı olan ya da bu konuya farklı yola destek olacak varsa yardım edebilir mi?
bahsettiğim ışıklar mithatpaşa caddesi, vali hüseyin öğütçen cad. ve inciraltı caddesinin kesişimi olan kavşakta, balçova'da
bir gün sabah o yoldan geçerken yeşil ışıkla beraber o sesi duyduğumda çok mutlu olacağım.
okurlar ve çaylaklar için; ikincinetter@gmail.com -
renkleri anlaşılamayan ceket fotoğrafı
(bkz: ekşi sözlük'ün çöküşünü başlatan olay)
(bkz: ota boka başlık açmak)