air anka5
profili

  • avatar the last airbender

    duyurulması üzerinden 6 sene geçtikten sonra sonunda kavuştuğumuz, çizgifilm serisinden uyarlama 8 bölümlük live-action dizi.

    2010'daki shyamalan faciası olan uyarlama film ve genel anlamdaki netflix uyarlamalarının genel başarısızlığı sebebiyle, dizi konusunda beklenti zaten en baştan düşüktü. bir de 20 bölümlük ilk sezonu, 8 bölüme sığdırılması söz konusu olunca, çoğunluğun hayallerindeki live-action heyecanı ister istemez uçup gitmişti. buna rağmen ortalama seviye de, izlenebilir bir dizi çıkarmayı başarmışlar.

    oyuncu seçimleri genel anlamda idare eder diyebilirim. karakterler, tip ve ses tonları benzerlikleri bakımından iyi seçilmişler. özellikle yan karakterlerden zhao ve suki seçimleri her yönden nokta atışı olmuş; oyunculukları da dahil. sokka zaten neredeyse çizgifilmdekinin aynısı. azula ve mai karakterleri çizgifilmdekine göre biraz tontiş duruyorlar ve yue karakteri stilistinin kurbanı olmuş ama yine de fena değiller. genel kadrodaki tek problem, oyunculuklar vasatın altı.

    gelelim senaryo konusuna. 20 bölümü 8 bölüme sığdırmak ve bunu netflix politikası çerçevesinde gerçekleştirmek demek bir çok şeyi traşlamak anlamına geliyor. bu kısımda beklediğimden iyi bir uyarlama yapıldığını söyleyebilirim aslında. bu bağlamda da 4-5 bölümün 1 bölümde sentezlenerek hikayelerin uyarlandığını görüyorsunuz. örnek olarak:

    *dizide omashu'da geçen 3. ve 4. bölümler, çizgifilmdeki king of omashu, winter solstice, northern air temple, jet ve 2. sezondan cave of lovers ve tale of basing se birleşiminden uyarlanma. yani, kuzey hava tapınağı ya da diğer toprak ulusuna ait köyleri dizide göremiyorsunuz ancak buralarda bulunan karakterlerin ve ufak hikayelerin uyumlu bir şekilde omashu'ya uyarlandığını görüyorsunuz.

    *dizinin spirited away bölümü esasen çizgifilmdeki winter solstice: part 1 : spirit world bölümü. ancak çizgifilmin hayranlarını ufaktan memnun etmek adına, fortune teller bölümündeki yanardağ olayına, waterscroll bölümündeki korsanlara, great divide bölümündeki çöl böcekleri ve tur rehberlerine sözlü referanslar verildiğini görüyorsunuz. ayrıca bato the water tribe bölümüne bir teğet geçmekle beraber, sezon 2'de the library'de gördüğümüz bilgelik ruhu dev baykuşu ve sezon 1 finalinde gördüğümüz yüz hırsızı koh'u da görüyoruz. ayrıca waterbending scroll'da katara'nın su kamçısı tekniğini öğrendiği sahneler de var.

    * dizinin warrior bölümü, kyoshi adasındaki serüveni anlatıyor ama buna sezon 2'de avatar day bölümünde aang'in avatar kyoshi'ye dönüşme özelliğini ekleyerek yapmışlar. güzel düşünülmüş bir detay ve orijinal senaryoyu daha da güzelleştirmiş.

    bunların dışında çizgifilmdeki repliklere yapılan göndermelere de rastlayabiliyorsunuz. örneğin 5. bölümde sokka, ormandaki kayıp kızla olan diyaloğunda oyuncak bebeğe pippinpaddleopsicopolis the third ismini veriyor. bu isim çizgifimde, aang omashu'ya yaşlı adam kılığında girerken güvenliğe söylediği sahte isimdi. 7. bölümde katara, sokka'yı yue ile konuşmasına ikna etmeye çalışırken, sokka katara'ya "gidip ne dicem? hi there, sokka, southern water tribe mı dicem?" diye söylenir. esasen bu diyalog , çizgifilmde yue, şölende sokka'nın oturduğundaki diyalogdur ve sokka yue'e kendini hi there, sokka, southern water tribe diye tanıtır.

    dizinin netflix uyarlaması olduğunu, sokka'nın seksist davranışlarının tamamen diziden kaldırılmasından anlayabiliyorsunuz, ki bunu dizi çıkmadan önce duyurmuşlardı. normalde çizgifilmde, sokka ablasını ve kyoshi savaşçılarını kız oldukları için aşağı görür ama yaşanan olaylar sonrası bakış açısının yanlışlığını anlar ve bu da karakter gelişiminin önemli bir parçası olur. ne yazık ki hikayenin bu kısımları netflix kurbanı olmuş. bonus olarak da, çizgifilmde ıroh'un kelle avcısı kadınla olan flörtünü de seksist bulup çöpe atmışlar. bunun yerine kadın ıroh'a iki iltifat ediyor ve ıroh oralı olmuyor. gerekli olmayan müdahaleler bunlar ama yapacak bir şey yok.

    son olarak dizinin kötü olduğu bir kaç noktaya değineceğim:
    * arkaplan cgı'ları genel olarak kötü. bu sebeple sürekli arkaplan çok fazla blur'lu. ilk bölümde hava tapınağında bunu o kadar çok kullanmışlar ki, gözlerim bozuldu zannettim bir ara.
    * ana karakterlerin oyunculukları kötü. özellikle sokka ve katara'nın 7. bölümde replikleri hatırlamaya çalıştıkları yüzlerinden okunuyor. aang'in vücut mimikleri de aşırı donuk. bazı yerlerde zuko için de de geçerli bunlar. sanki oyuncu koçları yokmuş ya da yönetmen hiç müdahale etmemiş gibi.
    * uyarlama olmasından ötürü, bazı sahne değişiklikleri ve epik sahne akışları heyecanı öldürüyor. mesela aang, çizgifilmde roku'nun tapınağına gittiğinde roku'ya dönüşüp tapınağı yıkıyordu. diziden bunu çıkarmış olmaları çok kötü bir fikir. sezon sonunda okyanus ruhunun sahnesinde ise, o çizgifilmdeki endamından eser yok.
    * bumi karakterindeki değişikliği pek becerememişler. 100 yılın bumi'de yarattığı o bıkkın karakter fikri güzel olmuş ama o çılgın-dahi karakterini hiç verememişler.

    sonuç olarak, müthiş olmuş diyemeyeceğimiz ama daha kötüsü de olabilirdi diyebileceğimiz, "buna da şükür"lük bir dizi olmuş.

  • the matrix resurrections

    the catrix'i çekselerdi bundan 50 kat daha iyi olacağına emin olduğum boktan devam filmi. filmin ortasında geçen 2. filmdeki fransız adam bu film hakkındaki düşüncelerimin hepsini özetliyor zaten. ayrıca filmdeki tek haklı karakter de bu adam. monica belluciyi benim elimden alsalar, ben de böyle delirirdim.

  • sapyoseksüel kadınları düşürecek kritik kelimeler

    tartovski nuri bilge ceylan zeki demirkubuz akino kurasova makbett bu aralar favori yönetmenletiö...

    -benden öğrendiklerini kızlara mı yazıyosun ancuk! çaaat.

  • mısır ordusu geçit töreni

    kardeşim o harekâtı yanlış yapıyorsun.

  • nutella vs sarelle vs torku

    peripella