beylik laflar edip klişeye boğulasım yok ama düşününce insanın evi neresidir diye, elbette kendini güvende ve huzurlu hissettiği yerdir. belki bir şiirin dizesi, bir şarkının sözü, belki çocukluğun, belki sevdiğinin yanı. cevabı herkesin kendinde saklı.
aidiyet, ait hissetmek çok değerli. içinde özgürlük, hakikat, cesaret, sevgi hepsi var.
çelişki yok, soru işareti yok, kaygı yok.
muazzam.
benim nezdimde insanın evi yaşadığı değil; yaşamanın anlamını tadıp hayata temas ettiği yerdir.
coffetime7 profili
-
insanın evi neresidir
-
hakimin küçük kızlardan uzak dur demesi
daha dün gencecik bir çocuk cinsel istismarcıları serbest kaldı diye canına kıydı. bugün 14 yaşında başka bir çocuğun istismarcısı cezasını çekmeden salındı ve dalga geçer gibi yüce adaletin temsilcisi tarafından söz konusu sapkına başlıktaki cümle zikredildi. gerçekten çok etkilendik, ne hakkaniyetli bir tembih(!)
aldığınız ah'lar arşa dayandı da size yine bir şey olmadı.
çok şey denir de susmayı öğrettiniz sadece. lanet olsun boyle düzene. hepi topu 3 günlük dünyada hayatta kalmaya çalışmak değil yaşamak istiyoruz, olmazsa olmazımızı adalet istiyoruz. -
yazdan nefret etmek
sıcak hava hiç sevmiyorum. yaşadığım sehirde soğuk havanın olduğu zamanlar yok denecek kadar kısa sürüyor. mont giymek şöyle dursun kış en fazla deri ceketle falan atlatılır. bahar yoktur burda direkt yaz vardır ama gerçek bir yaz mevsimi ise hiç öyle bildiğiniz gibi değil. erim erim erimek, yaprak kıpırdasın diye biçare beklemek, her cümlede of hava çok sıcak diye söylenmek, klimanın kumandasını nazikçe elinize alıp mucidine rahmet okumak vardır.
amansız hastalıklara gark olmuşum gibi hissediyorum. sıfır motivasyon, sıfır neşe. muhakeme yeteneğim bile yok, yine kışı bekleriz diye kendi kendime şarkı besteliyorum, düşünün yani saçmalıkta sınır asla tanımıyorum.
bu sene birden ve çok erken başladı. gündüz neyse de gece bile sıcak. hiç çekilmiyor, başlıkta yazdığı gibi yazdan nefret ediyorum. -
seni sen yapan kötü huyların
"her şeyi çok ciddiye alıyorum, sanki ölümsüzmüşüm gibi."*
-
anneanne deyince akla ilk gelen şey
onda kredim çok yüksekti, kızmazdı hiç. çok güven verirdi.
karşılık beklemeden verdi sevgisini.
yormamak için yorulmayı tercih etti ve bununla mutluydu.
hep özel hissettirdi.
yumurtayı rafadan yapardı ne cıvık ne katı tam sevdiğim gibi. şimdi en kral makineyle bile tutturamıyorum ayarını. kızartma kokardı ev bazen, iştah açardı. hamur işlerinde çok becerikliydi; börekleri, baklavası ve bizim oraların nokulu onun ellerinde çok meşhurdu. şakacıydı, güldürmeyi pek severdi. atamıza bağlıydı, 10 kasımda 9'u 5 geçe muhakkak saygıyla dururdu. dilinde hep dua, upuzun da tesbihi vardı. çocukken onunla oruç tutup akşamları teravihe gitmek en güzel anılarımdı. kiraz ağacı vardı bahçesinde yaşına bakmadan ağaca tırmanırdı.
onunla beraberken her şey yolunda gibi gelirdi, bu kadar özleyeceğimi ve bir gün öleceğini tahayyül edemiyordum. zihnimde hep sevgiyle yer etti. en azından sükunetle geçti çocukluğum huzurla. ne şanslıydım, anneannem de dedem de çok güzeldi, hem de çok güzellerdi. -
2024'de dinlenen ilk parça
peşindeyim kendimin
yaşamım boyunca kalbimden ne geçiyorsa onu yaptım, kimseye haset duymadım, garezle dolmadım. bazen dışlandım, yanlış da yaptım çokça ama bile isteye kimsenin de canını yakmadım.
ilk dinlediğim günden bugüne bu şarkı benim milli marşım oldu, 2024'ün de ilk şarkısı.
çünkü;
"böyleydim kendimi bildim bileli
durdurma desinler isteğini
hoş sözlerin kem gözlerin hiç biriyim.
ben düşman bilmem
peşindeyim kendimin." -
fazıl say'ın parla marşı'nı kötülemesi
parla'nın sözleri 7'den 77'ye herkesin dilinde ve kalbindeyken fazıl say'ın açıklaması alenen kıskançlık.
sanatçı kimliğiyle saygı duyulası, sevilen biriyken bu cümleleri kendisi adına üzücü. beğenmese bile hislerini bu şekilde dile getirmesi büyük talihsizlik.
tebrik etmek, desteklemek bu kadar zor olmamalı.