2019 yılı haziranı. yönetici hanımefendi her zamanki gibi eşiyle konuşuyor, tartışıyor aniden telefonu kapatarak muhasebe odasına giriş yapıyor. " hala bitiremediniz mi?, size iş verende kabahat" azarlarıyla mesaisini tamamlayarak çıkıveriyor. bir başka gün; oğluna dair bir haber geliyor okuldan. kızgın ve kabul etmeyen bir tavırla sesini yükseltiyor. " sana kaç defa yapma dedim. değil mi?", "birazdan geleceğim ve konuşacağız" dedikten sonra odasından çıkmasıyla on kişilik kadro bir anda sessizliğe bürünüyor. ekipte bulunan bir üye yönetici hanımı sakinleştirmek için gayret etse de yatışmaya niyetsizce ve düşük bir yüz ifadesiyle ;"sabah 8'de son bütçe çalışmasını masama bırakmış olacaksınız" diyor ve akşam üzeri 5'te odadan ayrılıyor. kısa süre sonra, plaza hayatını cazip kılıcı, giriş katta hazır bir kahvecisi, her yerde pahalı restaurantları, içilebilecek kalitede birkaç da mekanı olan bu bölgede ekip üyelerinın tedirgin ve homurtulu çalışması da başlamış oluyor. saatler neredeyse gece 12’ye ulaştığında; “bu şekilde nasıl çalışabiliriz abi? yorgunuz ve yarın sabahtan gelmemiz gerekecek!” diyor bir ekip üyesi. bir başkası ise; ” kredi kartımın borcu bitiyor. sonrasında durmam zaten.” deyiveriyor. bense, evde bebek bezlerine gelen son zamları ve bu ay kaç paket daha alabileceğimi düşünüyorum. ertesi gün cumaydı. en azından hepimiz 2 gün kafa dinleyebilecektik. lakin akşam saat : 05:12’yi bulduğunda hanımefendi beni çağırdı. personel azaltımı olacağından bu sebeple beni göndereceklerinden bahsetti. bu konuşmanın detaylarını hatırlamasam da camın arkasındaki akşam güneşiyle birlikte, aynı hızda bilgi-işlem departmanından gelen uzman arkadaşın da masama süzüldüğünü fark ettim. henüz odadaki görüşmem dahi bitmemişti halbu ki. 2 yıl süren yolculuğun sonuna gelmiştim. uzun sürecek iş arayışım bu son görüşme sonrasında başlamıştı. özgüven sorunları, acabalar ve sonraki aylardaki borçların nasıl kapanacağının düşüncesiyle uykusuz gecelerim buna eşlik edecekti.
aylar sonra bir firmada insan kaynakları işiyle meşgul olan gökhan beni aradı. tam da benlik bir iş olduğundan bahsetti. özgeçmişimi aldı ve yöneticilerin de onayıyla kısa sürecek ikinci işim başladı. meşhur bir projeye başlamıştık. haber manşetlerinden inmiyorduk. gökhana olan minnet borcumsa anlatılamazdı. raporlamalar, vergiler, muhasebesel kapanışlarla meşgul olduğum bir an patronun mavi gözlü, kıvanç tatlıtuğ çakması damadı beni odasına çağırdı. büyükşehirdeki belediye değişikliğinin proje ruhsatlarında sorun yarattığı, inşaatın durdurulacağını söyledi. bu sebeplerle de minnet duyduğum gökhanı işten çıkarmam gerektiğini söylemişti. aklım almıyor, nasıl konuşacağımı bilemiyordum. o günün akşamı da yine uykusuzca sabahı etmiştim. ertesi gün, gökhana durumdan bahsederek kendisiyle birlikte benim de çıkacağımdan bahsettim. gökhan bekar ve biraz da kumar borcu olan bir arkadaşımız. benim de bir bebeğim ve geçindirmeye çalıştığım bir ailem vardı. 4 ay süren bu iş, nihayete ermiş ve ayrılmıştık.
kısa sürede üçüncü iş arayışım başlamış ardından da bir aile şirketinde muhasebe kadrosuna dahil olmuştum. hazırda bir ekip ve danışmaktan çekinmeyeceğim insanlar vardı. maaşın azlığı ve elden maaş alma durumlarını oradaki çalışanlar gibi sonradan fark ettim. üstelik sigortamız asgari ücretle gösteriliyordu. 6 ay kadar çalıştıktan sonra 2020 yılı pandemisi başladı. az olan maaşımızın daha da azalarak artık işkurdan yatacağını, bu süreyi de evde geçireceğimizi bildirdiler. herkes mutsuzdu. gittikçe de mutsuzlaşıyorduk. yeni bir dönem başlamış, evden çalışarak maaşımızı işsizlik fonuyla almaya çalışıyorduk. beni dördüncü iş arayışına iten sebeple de oluşmuş ve mor siteden aramalara başlamıştım. haftalar sonra bir telefonla iş teklifi aldım. eski günlerdeki gibi iyi bir pozisyon ve iki kat maaş teklif ediliyordu. üstelik şirket aracı bile verilecekti.
bu sebeple 1,5 yıl içerisinde dördüncü işe de adım atmış olduk. bahsettiğim gibi gayet güzel umutlar ve planlarla başladığım bu işyerinde yeni sistem kuruyor, yönetimi elde tutuyor, gerekli finansal hesapları da iyi bir şekilde raporluyordum. benim heyecanımı gören eşim de mutluluğuma katılıyordu. 3 ay geçmemişti ki tüm altyapı toparlanmış, ıt sistemleri, serverlar kurgulandığı gibi hayata geçirilmiş, yeni bir muhasebe programına entegrasyon başlamıştı. yeni arkadaşlarımızı bünyeye katarak, oryantasyonlarının da sorumluğuna girmiştim. saygınlığımın artmasıyla güvenimin kendine geldiğini de anlıyordum. tam da o günlerde yönetim kurulu başkanın bana karşı soğukluğu başlamıştı. artık toplantılar bensiz devam ediyor, gerekli destek holdingten alınıyor, yalnızlaştırma politikası uygulanıyordu. bir gün yönetim kurulu toplanmış ve yalnızca beni davet etmişlerdi. başka bir akrabaları benim yerime gelecek bu sebeple benimle olan 3 aylık bu yolculuğa da son vereceklerini bildiriyorlardı. yine bir arayış ve özgüven yok oluşu, uykusuz geceler başlıyordu.
5.işimi arıyordum . şehrin dışındaki işlere bakmaya başladım. artık sadece ailem ve şehrimden uzaklaşmaya, bir süre kendimle başbaşa kalmaya, yaşayacaklarımı ailemden uzak tutmaya çalışacaktım. 2 ay süren işsizlik süreci sonunda farklı bir şehirde yeni bir hayata adım attım.
ben mi yeteneksizim yoksa şartlar mı beni değiştirdi bilemiyorum.
editleyeceğim.
bakayim valla gerizekali3 profili
-
sık iş değiştirmek
-
ispanyolca seviyesini bir cümle ile belli etmek
dos santos importante, simpre por favor
(bkz: gibi) -
denize girmek için en ideal saat
bunu bir de karınıza anlatın delikanlılar. 11 de yer bulmaya gidip sik gibi güneşi de yiyip 16:00’da dönüyoruz.