herif sakatlanıyor sedyeye çıkarıyorlar. çıkan adam 10 saniye sonra oyuna girip ortaya tekrar yatıyor :)

zaman geçirmeyi gördüm de böylesini ilk kez görüyorum

erdoğan onaylamayınca kahramandı.
yarından itibaren, onaylayan erdoğan daha da kahraman olacak.
adam bir gün tutup kendi kafasına silah sıksa, ölen erdoğan da öldüren erdoğan da kahraman olacak.
rte nin olduğu denklemde matematik, fizik, istatistik ne varsa çöküyor lan.

yanlış hatırlamıyorsam benzer pozisyonda fenerbahçe aleyhine verilmemişti penaltı
edit1: ilgili pozisyon: görsel
edit2: karşılaştırma görsel2

iyi parti'nin misyonunu tamamlamak üzere açıkladığı adaydır.

akşener 28 şubat'ta neyse yine o.

avrupalıların oryantalist merakının bir örneği olan kişi.

özellikle iskandinavlarda var bu, türkiye'yi çok egzantrik, oryantalist ve heyecanlı buluyorlar. hindistan'a gitmeyi gözü yemeyen türkiye'de buluyor kendini.

demirtaş'ı özel uçakla annesine götüren akp ve rte'ye laf etmeye maçası yemediği için annesine küfür eden akp'li şahsiyet !!.

izmir’deki bir eve zorla girmesiyle 12 yaşındaki kız çocuğunu öldürüp annesini bıçaklamasıyla sonuçlanan olayıdır. başlığın daha önce açılmaması şaşırtıcı.

kaynak

(bkz: ülkemde mülteci istemiyorum)

edit: başlığın “12 yaşındaki kız çocuğunu öldüren suriyeli sığınmacı” olması gerektiğinin pekala farkındayım, başlığı büyük bir sinirle açarken hızlı yazmaktan gözümden kaçmış, sonra fark ettim. böyle bir durum varken hala bu hataya takılıp türkçe öğretmeye çalışanlar var. yazık yahu! ülkemizde zaten sessiz bir işgal söz konusu. bu küçük hataya mı takılıyorlar, inanılır gibi değil. başlığı değiştirebilsem saniyesinde değiştirirdim zaten.

oynamamalı diyenler neyin kafasını yaşıyor? çalışan erkeklerin 10 saati evin dışında iş-yol için geçiyor. bu adamın bu kadar çalışmak için 8 saat uyuması gerekiyor. geriye 6 saat kalıyor ve bu 6 saatin içinde kendisine 2 saat ayırmayacaksa bu erkek köleden beter durumdadır. sizin insanlığınızı sikeyim amk ilkel primatları.

edit4: kan bulundu arkadaşlar. herkesten allah razı olsun. iyi ki bu ülkenin vatandaşıyım ve iyi ki hepiniz varsınız. @magrow adlı yazar allah bütün işlerini rast getirsin.

edit:3 özellikle tuzla'da yunus polis eğitiminde olan çok sayıda kardeşim aradı. hepiniz iyi ki varsınız.

bizleri sosyal medyada kan arayacak duruma getirenler umarım bu yazıyı okuyordur. çok yazık.

edit: arkadaşlar henüz kimseyi bulamadık. kan merkezi ile görüştük başka şehirden de herhangi bir kan merkezine gidip aren bakır adına kan verilebiliyormuş. kan veren biri teyit edip verdiğini belirtebilirse çok iyi olur.

merhaba arkadaşlar.
3 yaşındaki yeğenim aren (bkz: telesemi major) hastası ve her kan değerleri kritik seviyeye düştüğünde kan değişimin yapılması gerekiyor.

her seferinde çevremizden ab rh + kan gurubuna sahip insanları bulup kan verilmesini sağlıyorduk. bu ay zorlandık ve yeğenim aren'in kan değeri epey düştü kan merkezi ve kızılay bize kesinlikle aren bakır adına en az 1 kişinin kan bağışı yapması lazım bilgisini veriyor.

ab rh + kan gurubuna sahip yazar arkadaşlar varsa allah rızası için aren bakır adına bugün başakşehir çam sakura hastanesi kan merkezine kan bağışı yapabilir mi? lütfen destek olun.

irtibat için mesaj atabilirsiniz
bugün kesinlikle 1 kişi de olsa bulmamız lazım. lütfen sözlük ailesi

ee maclarina 3 bin kisi gelmeyen semt takimlarini doldurursan lige işte boyle siki tutarsin. istanbulun her mahallesinin bir takimi var neredeyse ligde. nerde şehir takımları? hepsinin icini bosaltip kumeye yolladiniz ve belediye destekli takimlari cikardiniz. simdi ananizin amina sokabilirsiniz bu takimlari, ihaleyi de ona gore verirsiniz.

ciddi düşünmekle kalmayıp evlenmek.üstüne de iki çocuk yapmak,ben var üçünü de çok sevmek.

boşanmanın %47 artmasının sebebi kadınların uyanması, evliliğin %20 azalmasının sebebi erkeklerin uyanmasından dolayıdır.

ekonomi 101:
dolar ve turk lirasi -iki para biriminin de herhangi bir gelisim gostermezse - iki ulke arasindaki enflasyon farki kadar artar zaten her sene.

2024 tcmb yillik enflasyon beklentisi: %43
2024 amerika yillik enflasyon beklentisi: %2.6

yani tl hic gelismezse, tcmb enflasyon tahminin tutturursa dolar zaten %40.4 artacak.

zaten su andaki sorun oynanmis enflasyon degerleri, merkez bankasinin ekstra para ile mudahelesi, getirilen kkm garabeti ile kurun gercek degerinde olmamasi.

ulkedeki her seyin fiyati eur/usd 40-45 mis gibi fiyatlaniyor, bu yuzden eur/usd bazinda avrupa'dan bile pahali hale geldi ulke ama reelde 30 civarinda.

siz sedat peker'in ifşaladığı videoyu, asansördeki dayıları ve türevlerini falan bilmiyorsunuz herhalde?

üzerinden 4 ruhsatsız tabanca çıktı...
olm ülkenin doçenti üzerinde 4 tane ruhsatsız tabancayla geziyor lan, yemin ederim biz örnek vatandaşız amk

bu kadar ağlandığına göre kesin galatasaray onun yönetiminde daha çok puan kaybetmiştir dedim ve google a sordum https://www.sporx.com/…ahce-karnesi-sxhbq1049858sxq . fenerbahçe 13 maç 2,38 puan ortalaması, galatasaray 18 maç 2,0 puan ortalaması ile oynamış maçlarını bu adamın yönetiminde. geçmişe bakıp ahkam kesen yazarlar için bu istatistik paylaşılmıştır, lütfen götleriyle geçmişe bakmasınlar. bu maç özelinde ise sikim sonik bir hakem olduğu için bol hata yapıyor olabilir, komplo teorilerine gerek yok. birazdan lehinize saçma bir hata yaptığında eleştirilerinizi devam etmenizi dilerim.

düşünsene kadının tek söylediği şey mescit dışına ayakkabı bırakılmamasıydı ve bu yobazlar mağdur olduklarını iddia ederek kadını üniversiteden kovdurdular. şaka gibi inanılmaz bir olay.

mağdurlar yine.

bkz:

babasının zamanında birçok pavyon mağduruyla iletişimde olma sebebiyle kadınların acısını yüreğinde hissederek çıkardığı isyandır.

gençlerin genel olarak aşırı özenti olması, kendinden ödün vermeleri ve bir kırmızı çizgilerinin olmayışına üzülüyor.

birkaç kere daha böyle güzel açıklamaları olmuştu bu hanımefendinin.

cağ kebabının herhangi birşeyle kıyaslanması suçtur. kınıyorum.

17 yaşındaydım. ailem büyük kardeşim hariç çanakkaleye gitti. her zamanki gibi bir kaç gün sonra geleceklerdi. bu sefer ben gitmedim. istanbulda kaldım. evde yalnız kalmanın mutluluğu o yaşlarda her ergende olduğu gibi benide mutlu ediyordu. pazar gecesini pazartesiye bağlayan gece saat 2 de keşan polis karakolundan telefon geldi. apar topar abim ve amcam arabaya binip gittiler. kaza olmuştu. fakat detaylar yoktu. sabaha kadar bekledim. fakat emindim hiç bir şey olmamıştı. sabah kapıya dayım ve eniştem geldi beni aldılar ve dayımın evine gittik. dayımın evinde kuzenler teyzeler vardı. garip bir sessizlik ve hüzün. bir şeyler ters gidiyordu. ama yine kabullenmek istemedim. ardından önce annemin sonra ikiz kardeşimin ölüm haberini verdiler. babam ve küçük kardeşim hayattaydı. o gün bitmedi. cenaze işleri, defin gözyaşı.. kardeşim hayatta tanıdığım en neşe dolu, komik enerjik çocuktu. hikmet.o günden bu zamana kadar 23 sene geçti. ama hiç bir şey eskisi gibi olmadı. ve hiç bir zaman eskisi gibi olmayacak. hayat boş. bir gün öleceğiz eninde sonunda olacak.

ulan sizin önyargılarınız yüzünden kendi başımıza oturup kahve içemez olduk ibneler.

-niye yalan söylüyorsun şu anda biz bunu konuştuk senle
sen kahve içmeden de gayet ayılabiliyordun.
bunu bana itiraf ettin. kendinde böyle biz özellik uydurduğun çıktı ortaya

bastonla gezen, ilk insana benzeyen ve sürekli kamyon arkası yazılar okuyan, karakter analizi yapmaya çalışan, kültür seviyesinin eksilerde olduğu birini barındıran enteresan bir yarışma.

bu akşam oynanan fenerbahçe maçında her pozisyonda hakemin yanında biten. sürekli itiraz eden. geçen sene osterwolde'ye yaptığını bugün ferdiye yapmaya çalışan insan.
fenerbahçe'nin kendisini göndermesini sindirememis ham insan.

seneler evvel bunu denedim. kenarda biraz birikmiş param vardı onunla başladım. ilk girdiğimde ralli dönemine denk geldiğim için nerdeyse her işlemden %5-10 kâr alıyordum. 2-3 ay böyle devam etti.

ne alsam kazanıyorum, vay be dedim kendi kendime sen neymişsin be abi. öyle güzel kazanıyordum ki senelerce mal gibi elin işinde çalışan aklımı sikeyim diye kendime sövüp durdum. 2 gösterge ile trader olmuştum. rsi ve ema bakıyorum alıyorum satıyorum. neyse sonra ralli bitti piyasa bir süre yatay gitmeye başladı. artık kâr edemiyordum. kâr etmeyi bırak çoğu işlemden zarar ediyordum. ne gösterge çalışıyor ne çizgiler. zarar ettikçe çekirge gibi bir kağıttan diğer kağıda zıplamaya başladım. elimdeki kağıtlar ekrandaki listeye sığmıyordu. al sat al sat ne psikoloji bıraktı ne uyku.

sonra ayı piyasası geldi taban yedikçe para ekledim maliyet düşürdüm. allahtan bir noktadan sonra paran bitiyor. muhteşem bir rüya gibi başlayan maceram kâbus olmuştu. sonuç olarak başlangıç sermayemin 2 katı borç ile bırakıp çıktım. şimdi elin işinde çalışıyorum.

recep'in dönekliğinin 500. kanıtı

skimpflasyon mal ve hizmetlerin kalitesinin düşmesi demek. dolayısıyla ne 2024'ü aq 5 senedir olan şey zaten bu diyeceğim hede.

başak demirtaş'ın istanbul büyükşehir belediye'ye aday olup, akp- mhp namına kürt oyları üzerine yatmak istemesi, kocişinin henüz bir gün sonra akp- mhp tarafından diyarbakır'a uçurulması türk siyasi tarihinde kürtçü ağlaklığı ve kaypaklığı unutulmazları arasına girdi şimdiden. iş bu sürece imralı'daki teröristbaşının bir mektupla dahil olabileceğini düşünmek zor değil. akp- mhp, bölücübaşının çağrısını son iki güne sıkıştırmaz bu defa. mamafih yine başarısız olacaklar! şimdilik ekrem imamoğlu hakkındaki senaryolu ve senaryosuz saçma sapan kumpaslarının patlamasını izliyoruz. az kaldı. mart'ta tam patlayacak bu akp- pkk'lılar.

hicbir sey salt sizinle ilgili degil, herkes kendi dunyasinda yasiyor.

ne oldugunuzun pek bir onemi yok, herkes sizi ancak kendi potansiyeli kadar anlayabilir, degerlendirebilir.

iyilik denen sey fazla abartilmis bir sey, akilli olmak daha onemli. "iyi niyet" tehlikeli bir olgu, cehenneme giden yollar iyi niyet taslariyla dosenmistir lafinin altinda yasama dair derin bir gercek vardir.

sadece yakışıklı erkekler için geçerli olan önerme.

diğerleri ise neyse o.

kadınların nelerden hoşlanıp hoşlanmadığı meselesi çoğu erkeğin zihninde en azından bir dönem önemli bir problem olarak döner durur. mühim evrensel doğrunun ölçü olduğunu unutur, ölçüyü aşar da kadınların hangi kelimeden, tavırdan, hediyeden vs. hoşlanacağını makul bir düzeyin üzerinde anlamaya başlarsan sonucu ya hiç kadın ya da çok kadın olur ki aslında iki durum da kara bir yalnızlıktan başka bir şey değildir. bu meselede az bilmek, çok bilmekten yeğdir. birlikteliğin boyunca onun zihnindeki sebep-sonuç bağlarının farkında olmadan alacağın birkaç çiçek en güzeli ve kıymetli olanıdır. birkaç nadir anda çiçeğini verirsin, mutlu olduğunu düşünürsün ve ötesine karışmazsın. basitçe. kurcalarsan, kadın zihninin arka planını anlamaya başlarsan bu erkek için hayırlı olmaz.

1993 yılında ilkokul öğretmenimin "çocuklar ülkede çok kötü şeyler oluyor, anlayabildiğiniz kadarıyla haberleri izlemeyi ihmal etmeyin" dediğini dün gibi hatırlıyorum. o yıllarda haberlerde gördüğüm ancak anlamlandıramadığım pek çok olay yaşandı. aslında neler yaşandığını anlayabilmek ise yıllar sürdü. o olaylardan birisi de uğur mumcu'nun katledilmesiydi.

yıllar, yıllar geçti.. çocukluk hatıraları ve silik haber bültenlerindeki olayları anlayabilme derdini hep taşıdım. uğur mumcu'nun katledilmesiyle ilgili pek çok metin okudum, röportaj ve belgesel izledim. vardığım sonuç şudur:

pkk bağlantısı olan mit personelleriyle ilgili ciddi istihbaratlar almıştı ve bunu haberleştirmek üzereydi. bunun duyulmasını istemeyen mit mensupları ya da mit'in o dönemki yönetimi mumcu'dan kurtulmaya çalışır ve bunu başarır. dgm savcısı ülkü coşkun eşi güldal mumcu'ya "bu işi devlet yapmıştır, bir şey yapamam" der. bunu anlatırsam dediğinde ise yalanlarım diye cevap verir.

40 yıldır bitmeyen terör olmaz, bitirilmek istenmeyen terör olur. var oluş sebebi kan, faşizm, milliyetçilik, şehitlik üstüne kurulu olan buralardan beslenen parti ve siyasetçilerin bu işin bitmesini istediklerini düşünmek de ahmaklıktır.

bu ülkede mit her daim abd çıkarlarına hizmet etti, ülke yönetimleri de o çizgide oluşturuldu. pkk'yı kuran da aynı yapıdır, diyarbakır cezaevi'nde ve bölgede devlet nefreti eken ve pkk terörüne halk desteği sağlayan da aynı yapıdır. kendilerini deşifre edecek isimleri ortadan kaldırmak da öncelikli kaygılarıydı.

uğur mumcu gibi isimler perde arkasında dönenleri halka duyurma, halkı uyandırma potansiyelinde olan isimlerdi ve kurdukları sistem için birer tehditti. diğer pek çok aydın gibi ölümleri duyuldu, bazılarının hoşuna gitti bazıları isyan etti ama yaşananlar hiçbir zaman gereği gibi anlaşılamadı.

huzur içinde olsun...

sizlerin "başka ülkenin askeri olunur mu" diye sorgulayıp anlamsız bulduğunuz şey çok eski ve yaygın bir durum olup, yapanlara da "lejyoner" denir gençler. fransa başta olmak üzere pek çok ülke bu uygulama ile ordusuna asker alır. bu kişilere iyi maaş verilir, belli bir hizmet süresi sonunda da vatandaşlık hakkı tanınır. hizmet dediğimiz de subay gazinosunda garsonluk değil tabi ki, yanlış olmasın.

-10 yıldır şampiyon olamayan bir takımda psikolojik üstünlük olamaz.
- genel kurullarında sürekli galatasaray’ı konuşan bir takımda psikolojik üstünlük olamaz.
- sürekli hakemlere baskı kuran bir takımda psikolojik üstünlük olamaz.
- 59 öncesi şampiyonlukları isteyip, yıldızlarda önümüze geçme çabasında olan bir takımda psikolojik üstünlük olamaz.
- 7-1’lik konyaspor galibiyeti sonrası scoreboard’a konya yerine galatasaray logosu koyan bir takımda psikolojik üstünlük olamaz.
- görevi süresince şampiyonluk görmemiş bir başkanın takımında psikolojik üstünlük olamaz.
- “psikolojik üstünlük bizde” diyen bir teknik adamın takımında psikolojik üstünlük olamaz.
- daha maç başlamadan, kazanılmadan “şinanay, binnaz” şarkılarını çaldırıp provokasyon yapan bir takımda psikolojik üstünlük olamaz.

psikolojik üstünlüğün kendilerinde olmadıklarını yine kendileri kanıtlıyor.

geçen yıl %10 bu yıl %15

duyuruyu yaparken de cümle “enflasyondan çalışanlarımızı korumak adına” diye başlıyordu. %15'ten sonrasını okumadım. iş arıyorum.

götüm bu kadından daha güzel mk.

ilik gibi şizumiler, tokimolar, geyşalar dururken bu leylek gibi karıyı ne s2me seçtiler acaba...

son derece eksklusif bir olmadır.

2019 yılı haziranı. yönetici hanımefendi her zamanki gibi eşiyle konuşuyor, tartışıyor aniden telefonu kapatarak muhasebe odasına giriş yapıyor. " hala bitiremediniz mi?, size iş verende kabahat" azarlarıyla mesaisini tamamlayarak çıkıveriyor. bir başka gün; oğluna dair bir haber geliyor okuldan. kızgın ve kabul etmeyen bir tavırla sesini yükseltiyor. " sana kaç defa yapma dedim. değil mi?", "birazdan geleceğim ve konuşacağız" dedikten sonra odasından çıkmasıyla on kişilik kadro bir anda sessizliğe bürünüyor. ekipte bulunan bir üye yönetici hanımı sakinleştirmek için gayret etse de yatışmaya niyetsizce ve düşük bir yüz ifadesiyle ;"sabah 8'de son bütçe çalışmasını masama bırakmış olacaksınız" diyor ve akşam üzeri 5'te odadan ayrılıyor. kısa süre sonra, plaza hayatını cazip kılıcı, giriş katta hazır bir kahvecisi, her yerde pahalı restaurantları, içilebilecek kalitede birkaç da mekanı olan bu bölgede ekip üyelerinın tedirgin ve homurtulu çalışması da başlamış oluyor. saatler neredeyse gece 12’ye ulaştığında; “bu şekilde nasıl çalışabiliriz abi? yorgunuz ve yarın sabahtan gelmemiz gerekecek!” diyor bir ekip üyesi. bir başkası ise; ” kredi kartımın borcu bitiyor. sonrasında durmam zaten.” deyiveriyor. bense, evde bebek bezlerine gelen son zamları ve bu ay kaç paket daha alabileceğimi düşünüyorum. ertesi gün cumaydı. en azından hepimiz 2 gün kafa dinleyebilecektik. lakin akşam saat : 05:12’yi bulduğunda hanımefendi beni çağırdı. personel azaltımı olacağından bu sebeple beni göndereceklerinden bahsetti. bu konuşmanın detaylarını hatırlamasam da camın arkasındaki akşam güneşiyle birlikte, aynı hızda bilgi-işlem departmanından gelen uzman arkadaşın da masama süzüldüğünü fark ettim. henüz odadaki görüşmem dahi bitmemişti halbu ki. 2 yıl süren yolculuğun sonuna gelmiştim. uzun sürecek iş arayışım bu son görüşme sonrasında başlamıştı. özgüven sorunları, acabalar ve sonraki aylardaki borçların nasıl kapanacağının düşüncesiyle uykusuz gecelerim buna eşlik edecekti.

aylar sonra bir firmada insan kaynakları işiyle meşgul olan gökhan beni aradı. tam da benlik bir iş olduğundan bahsetti. özgeçmişimi aldı ve yöneticilerin de onayıyla kısa sürecek ikinci işim başladı. meşhur bir projeye başlamıştık. haber manşetlerinden inmiyorduk. gökhana olan minnet borcumsa anlatılamazdı. raporlamalar, vergiler, muhasebesel kapanışlarla meşgul olduğum bir an patronun mavi gözlü, kıvanç tatlıtuğ çakması damadı beni odasına çağırdı. büyükşehirdeki belediye değişikliğinin proje ruhsatlarında sorun yarattığı, inşaatın durdurulacağını söyledi. bu sebeplerle de minnet duyduğum gökhanı işten çıkarmam gerektiğini söylemişti. aklım almıyor, nasıl konuşacağımı bilemiyordum. o günün akşamı da yine uykusuzca sabahı etmiştim. ertesi gün, gökhana durumdan bahsederek kendisiyle birlikte benim de çıkacağımdan bahsettim. gökhan bekar ve biraz da kumar borcu olan bir arkadaşımız. benim de bir bebeğim ve geçindirmeye çalıştığım bir ailem vardı. 4 ay süren bu iş, nihayete ermiş ve ayrılmıştık.

kısa sürede üçüncü iş arayışım başlamış ardından da bir aile şirketinde muhasebe kadrosuna dahil olmuştum. hazırda bir ekip ve danışmaktan çekinmeyeceğim insanlar vardı. maaşın azlığı ve elden maaş alma durumlarını oradaki çalışanlar gibi sonradan fark ettim. üstelik sigortamız asgari ücretle gösteriliyordu. 6 ay kadar çalıştıktan sonra 2020 yılı pandemisi başladı. az olan maaşımızın daha da azalarak artık işkurdan yatacağını, bu süreyi de evde geçireceğimizi bildirdiler. herkes mutsuzdu. gittikçe de mutsuzlaşıyorduk. yeni bir dönem başlamış, evden çalışarak maaşımızı işsizlik fonuyla almaya çalışıyorduk. beni dördüncü iş arayışına iten sebeple de oluşmuş ve mor siteden aramalara başlamıştım. haftalar sonra bir telefonla iş teklifi aldım. eski günlerdeki gibi iyi bir pozisyon ve iki kat maaş teklif ediliyordu. üstelik şirket aracı bile verilecekti.

bu sebeple 1,5 yıl içerisinde dördüncü işe de adım atmış olduk. bahsettiğim gibi gayet güzel umutlar ve planlarla başladığım bu işyerinde yeni sistem kuruyor, yönetimi elde tutuyor, gerekli finansal hesapları da iyi bir şekilde raporluyordum. benim heyecanımı gören eşim de mutluluğuma katılıyordu. 3 ay geçmemişti ki tüm altyapı toparlanmış, ıt sistemleri, serverlar kurgulandığı gibi hayata geçirilmiş, yeni bir muhasebe programına entegrasyon başlamıştı. yeni arkadaşlarımızı bünyeye katarak, oryantasyonlarının da sorumluğuna girmiştim. saygınlığımın artmasıyla güvenimin kendine geldiğini de anlıyordum. tam da o günlerde yönetim kurulu başkanın bana karşı soğukluğu başlamıştı. artık toplantılar bensiz devam ediyor, gerekli destek holdingten alınıyor, yalnızlaştırma politikası uygulanıyordu. bir gün yönetim kurulu toplanmış ve yalnızca beni davet etmişlerdi. başka bir akrabaları benim yerime gelecek bu sebeple benimle olan 3 aylık bu yolculuğa da son vereceklerini bildiriyorlardı. yine bir arayış ve özgüven yok oluşu, uykusuz geceler başlıyordu.

5.işimi arıyordum . şehrin dışındaki işlere bakmaya başladım. artık sadece ailem ve şehrimden uzaklaşmaya, bir süre kendimle başbaşa kalmaya, yaşayacaklarımı ailemden uzak tutmaya çalışacaktım. 2 ay süren işsizlik süreci sonunda farklı bir şehirde yeni bir hayata adım attım.

ben mi yeteneksizim yoksa şartlar mı beni değiştirdi bilemiyorum.
editleyeceğim.

arabanin tamponunu duzelttim.

60 kusur maçta 50'den fazla penaltılari var. dünya tarihinde böyle tarla sürülmemiştir.

büllükbaşı'na temiz bir onbin dolar kazandırmıştır etkileşimden

hoca tongaya düşmüş

benim bildiğim bu tür organizasyonlarda garsonlar yevmiye ile çalışıyor yani tek seferlik iş.

türk ve atatürk düşmanlarını ayırt etmemizi sağlayan başlık.
eğer devlete, millete isyan edersen devletin demir yumruğunu yersin. tartışmaya kapalıdır.
büyük dedem tunceli isyanını bastirilmasinda mustafa kemal atatürk'ün emriyle görev almış aynı zamanda istiklal madalyası sahibi bir türk subayiymis.yaşım itibariyle kendisini göremedim. ruhu şad olsun. ama kendisiyle bu konuları konuşan buyuklerimden dinlediğim kadarıyla ilk entryde iddia edilenler yaşanmamıştır, bunlar saçmalıktan başka bir şey değildir. asker, memur şehit eden isyancilara anladıkları dilden cevap verilmiş ve suçsuz insanlara, kadın, çocuk ve yaşlılara herhangi bir kötü muamele yapılmamıştır. başlığı açan bölücünün iddiaları gerçek dışıdır gencler.
edit: düzeltme

bu ülkede o saldırganı biri bıçaklasa o kişi tutuklanır, öyle bir ülke burası.

suçlusu bizim görmemiş futbol tayfası.

daha tek maça bile çıkmamışken her yaptığını , antremanda attığı pası bile öyle abartılarak sosyal medyada konuşuldu ki çocuk da bunları okuyor ve gaza geldi. size ve dünyaya kendini hemen kanıtlamak istedi. doğru düzgün bir maça çıktı onda bile yaptığı el kol hareketlerini hatırlayın. o da bu tayfanın gazı yüzünden. binlerce kişi arda'ya garezin var senin diye takım arkadaşına sövdü anasını satayım. bu işler oralarda antipati topluyor tabi. bu tayfaya kulaklarını kapatmazsa kariyeri batuhan karadeniz'den hallice olur.

en düşük emekli maaşı asgari ücrete denk gelecek şekilde tüm maaşlara seyyanen zam yapılmadığı sürece adalet sağlanmayacak maalesef. ve yine maalesef, şurada 1-2 bin tl artacak emekli maaşı birçok emekli için o kadar kıymetli ki inanamazsınız. insanımız kademeli olarak fakirleştirilip köleleştiriliyor.

boşandı. eski eşim beni aldattı, boşandık ve bir kaç sene sonra onunla evlendi. bu da böyle bir anım.

sadece zenginlerin gidebildiği metal müzik konserleri. o zenginler ki belki çoğu öylesine gidiyor.. şansımızı sevelim ne diyeyim.

kızların bu ülkede bir şey yapmasına gerek yok. her mecradan mesaj yağmuruna tutuluyorlardır.

(bkz: abazan erkekler)

sözlükten bir kadın ile buluştum. 2 haftalık mesajlaşmanın ardından görüşme kararı aldık. aynı şehir aynı ilçede ikamet ediyormuşuz. cinsel bir beklentimiz olmadan arkadaşlık yapmak maksatlı ilk görüşmemizin bir alışveriş merkezinin kahvecisinde olmasına kararı aldık.

ben görüşmeye 15 dakika öncesinde geldim. o ise vaktinden 10 dakika sonra geldi. neyse onun o olduğunu anladığımda ayağa kalkıp el salladım. önce görmezden geldi. sonra ayıp olmasın diye yanıma oturdu. ben keltoş, göbekli ve kısa boyluyum. allah böyle yaratmış ne yapayım. ablamız ise altus marka ofis boy buzdolabı. şekil olarak kare formunda. pek farkımız yok yani. biraz oturduk ama ne konuşuyor ne gülüyor ne yüzüme bakıyor. kahvecide kahve bile içmedik. benim işim çıktı dedi gitti.

yahu hani şekle görüntüye önem vermiyordun. hani cinsel veya duygusal bir amaç uğruna görüşmeyecektik. galiba beni engelledi yada sözlük hesabını kapattı bilemiyorum. sırra kadem bastı, yok oldu anasını satayım. benim konuştuğum kişi değilde sanki buluşmaya bir arkadaşını yolladı.

5 yıldır o parkın abb'ye devredilmesi için hukuk mücadelesi vermiştir sayın mansur başkan...