backtothefuture6
profili

  • neden hayvan yiyoruz

    kaliteli bir tartışma konusu olabilecekken, çoğu espri yapmaya çabalayan, hakaret etmeye kalkışan veya sığ argümanların ötesine geçemeyen girdiler dolayısıyla bu başlık da gümbürtüye gitmektedir.

    insan omnivor, peki niye -günah- olan şeyleri müslümanlar veya yahudiler, ya da diğer dinlere inananlar yemez?

    yahut çoğu insan, dinsiz olan ya da dinine ters düşmese bile, neden tutup da aşırı mecbur kalmadıkça sıçan, köstebek, kokarca, rakun, haşere vs yemez? tadından dolayı. yani bilinçli bir tercih bu; yapımız gereği falan fasafiso; yoksa insanoğlu avcılığa geçmeden önce binlerce yıl toplayıcılık yaptı, esasen herbivore olmalıyız. ya da aynı mantıkla, rafine gıda mı vardı, nasıl olur da tüketebiliriz ki?

    öbür taraftan köpek yiyenler cani, at yiyenler vahşi, kaplumbağa yiyenler rezil, ama inek ve koyun yiyenler normal değil mi? bak işte bu kültürel farklılık. yuan köpek katliamındaki gibi gaddarlıktan bahsetmiyorum; yine ceteris paribus olarak yemek için yetiştirilen köpek ve koyunu düşünün, madem biri yenince normal, diğeri niye anormal?

    köpek insanın dostu da ondan. arkadaş o zaman keçi de yeme, o da gayet dost oluyor.
    yok hayvanın zekası ile ilgili ise, ahtapotu hiç tüketme; ton balığını, sebep olduğu yunus katliamlarından dolayı almayı bile düşünme, at ve deve eti satanı bildiğin falakaya yatır.

    ama işbu entry konformist duyulara hitap etmeyeceği için epey bir düşürecektir karmamı. varsın olsun.

    not: vejetaryen değilim; 3 sene vejetaryen, 6 sene pesketaryen idim, şimdi önceki 20 küsür senede olduğum gibi her şeyi yiyorum. kendi tanıdık kasabım dışında hiçbir kasabın sattığı etten tat almıyorum o ayrı. hele dışardan kebap söylemek mi, bir daha asla. yıllar sonra ilk kez bu hafta kendime beyti, eşime adana söyledik; ayıptır söylemesi 360 tl para ödedik (en pahalı yerde 400 tl idi, oradan da kötü yorumlar var diye almadık), yani ucuz bir yer de değildi, gelen kebap ve beytide etten çok kıkırdağımsı parçalar vardı. hayır demek ki 200 tl civarına satan yerlerden alsak ne gelecekti.

    yetişkince konu hakkında fikir teatisinde bulunabileceğimiz yazarlar yeşillendirebilir. küfür, hakaret vs. edecek olanları uğraştırırım, ikimizin de tadı kaçmasın.

  • tarcanlar'ın sıfır araç stokları videosu

    temmuz sonunda 375.000 tl olan bir araç kasım sonunda 870.000 tl’ye * çıkmış. 4 ayda 2.32 katına çıkmış yani. ayda %23,5 artış demek oluyor.

    bugün okumuşsunuzdur, izmir’de 600 araç stoklayan bayiye 545.500 tl ceza verildi diye.

    bayinin elindeki araçların ortalama fiyatlarının araç başı 500.000 tl olduğunu düşünürsek, bu bayi 600 aracı bir ay elinde tutarsa:

    (600 x 500.000) x 0.235 = 70.500.000 tl kâr elde etmiş olur.

    siz bu bayiye 545.550 tl ceza veriyorsunuz.

    545.550 / 70.500.000 = 0.0077 = %0.77

    bir başka deyişle, (sadece bir ayda elde ettiği) kazandığı her 129 tl’den 1tl’sini alıyorsunuz.

    siz bu cezayı yazarken geçen sürede dahi bayi daha çok kâr elde ediyor.

    bayiler niye satış yapsın ki?

  • ucuz ama kaliteli otomobil seçenekleri

    amerika’dan yeni döndüğüm saf/salak günlerim. yaklaşık 10 yıl yaşamışım oralarda. maddi durum iyi diye de değil, bursla okudum. ucuza da ikinci el bir araba almıştım bir ara.
    sonra burs ve okul bitti, türkiye’ye döndüm. abime dedim ki yahu şöyle benim abd’deki gibi ucuz yollu bir araba alsam işe başlayınca. hem sorunsuz araç, hem f/p olarak gayet memnundum, hem de çok konforlu.
    bahsettiğim “ucuz” araba honda crv 2l, türkiye fiyatı 532.000 tl.
    abd fiyatı $ 25.000 = 140.000 tl
    aylarca abimin dalga konusu oldum.
    hele bir de bu arabanın ikinci elini alayım deseniz $10.000’e alırsınız. aynı fiyata mercedes, bmw de var tabi.
    alım gücüne hiç girmiyorum.
    kısacası arabalar ucuz, bizi fena silkeliyorlar.
    6 ay çok zaruri durumda kalanlar hariç kimse araç almasa o gümrük vergileri de, o ötv’ler de öyle bir iner ki, inanamazsınız. ancak insan bir kere yolunmaya alışmasın, bağımlılık yapıyor.
    sonra milletin mustang aldığı paraya clio alıp sevinirken buluruz kendimizi.

  • viskiye tek mi çift mi buz atma sorunsalı

    hayatta çok az şeyden whisky/whiskey/viski’den anladığım kadar iyi anlarım diyerek söze başlayayım.

    1. öncelikle tabi ki size kalmış, keyif benim istiyorsam şalgamla içerim istersem buzla derseniz siz bilirsiniz. kimse kimsenin bekçisi değil tabi ki.

    2. illa ki buz atacağım diyorsanız (ki kesinlikle tavsiye etmem) büyük küre şeklinde buz kalıpları alın geç erirler.

    3. soğuk viski seviyorsanız (ki iyi viski oda sıcaklığında içilir. eğer oda sıcaklığı 35 dereceyse bardağı buzluğa atabilir, viski taşları alabilir {çelik alın, gerçek taş olursa yıkasanız dahi iki farklı viskinin tadı ve kokusu birbirine karışır}, yada klima taktırabilirsiniz. viskinizi dolapta saklamayın.

    su katmalı mıyım?

    1. öncelikle yine keyif yine sizin keyfiniz.

    2. viskiden viskiye değişir. ve net bir kıstas yok. eğer şişe aldıysanız iki yudumluk viski koyun bardağa. ilk yudumu alın sonra kalan viskiye çok az (1/6 dan daha az) içme suyu ekleyip, karıştırıp, en az 15 dk bekleyin. şimdi bunu deneyin. hangisi hoşunuza gittiyse öyle için. aynı markada dahi değişiyor su katınca iyi olup olmayacağı. o yüzden deneme yanılma.

    3. viskiyi % 35’e kadar sulandırmalı mu? hayır. az önce dediğim gibi viskiden viskiye değişir. %40 abv viskiyi sulandırdığım da oldu % 55’i sulandırmadığımda.

    blended vs single malt?

    1. single malt. ve bunu bir tane single malt içip ortada single malt elitistliği yapmak için yazmıyorum. 200 çeşite yakın viski denemişimdir. henüz f/p açısından single malt’a yaklaşan blended viski tatmadım.

    2. şişesi $1,000 üzerinde olan blended viskileri denemediğim için bir “royal salute gun salute” (yaklaşık $3,000) tadı nasıldır bilmiyorum. tabi ki o fiyata göre kötü olması beklenmez. ancak o fiyatlardaki single maltlar ile nasıl kıyaslanır o önemli.

    single malt’lar arasında nasıl tercih yapabiliriz?

    1. iskoç viskilerinin aşmış bir seviyede olduğu muhakkak. eğer viski dünyasına yeni girdiyseniz speyside viskilerinden başlayabilirsiniz. bunu highland ve lowland takip edebilir. daha sonra çeşitli adaları deneyip (islands) en son islay denersiniz.

    2. japon viskileri hiç de yabana atılacak cinsten değil. muazzam viskiler yapıyorlar.

    3. değişikliklere açık olun. denediğimde çok şaşırdığım viskilerden biri lark marka tazmanya viskisiydi.

    bu kadar kafa açtın bir kaç marka öner:
    (sıralama içermez)

    bruichladdich black art 1990
    octomore 6.1
    macallan 25 sherry cask
    macallan 18 sherry cask
    bruichladdich port charlotte
    bunnhabhain 25 yr
    glennmorangie sauternes
    bruicladdich scottish barley
    talisker 25yr
    bowmore 25 yr
    balvenie double wood
    auchentochan 3 wood
    tullibardine 500

    bourbon, ırelanda, kanada ve tennessee viskileri ne olacak?

    1. bourbon güzerdir. ancak tatlıdır. her bourbon viskidir, her viski bourbon değildir. şahsen severim. hatta ucuz fiyata alacağınız bir bourbon ucuz fiyata alacağınız bir viskiden daha tatmin edici olabilir. izlenimim genellikle genç erkeklerin ve genç-orta yaş kadınların viski sevmese dahi bourbon sevebileceği yönünde. ayrıca bir dipnot, bazı iskoç single maltlar eski bourbon fıçılarında dinlenir.

    2. iyi bourbon önerileri: efsane old van winkle, piyasaya sürüldüğü gibi tükenir. g.t. stagg barrel proof, angel’s envy, woodford reserve, makers mark vb iyidir.

    3. jack daniels kendini kasıp kasıp tennessee whiskey olarak ilan ettirmiştir. pr çalışması. jack daniels seviyorsanız tavsiyem iskoç single maltları yerine öncelikle bourbonlara bir şans vermeniz.

    4. irish whisky bana karaktersiz geliyor. şöyle ki, kahveye yahut kokteyle gidebilir ama benim damak zevkime hitap etmiyor. 4-5 çeşit giriş-orta seviye denedim, baktım olmuyor zorlamadım. ama kahveye, cappucino’ya hatta ekstra bir vuruş olsun diye baileys karışımlarına katılabilir.

    5. kanada viskisi olmamış. pekmezle tatlandırılmış ucuz viski gibi. tercih etmem.

    son notlar:

    1. ben viski sevmiyorum diyorsanız:
    a. johnny walker, jb, jack daniels vb dışında viski içtin mi? içmediyseniz bir şans daha verin.
    b. iyi viski, hem de single malt içtim yine de sevmiyorum. iki seçenek var. ya bourbon deneyeceksiniz, ki sevme şansınız yüksek; yahut “whisky is an acquired taste” ( zamanla alışılan bir tattır diyerek biraz sabredeceksiniz). sonra başka içkiler çok boş gelir.

    2. kötü viski iyi viski olur mu?
    mucize beklememekle beraber iki ihtimal var. bir az birşey su katıp (ez faz 1/6) karıştırıp 15 dk bekleyip içmek. iki, wine aerator denen aletten 2-3 tur geçirmek.

    3. iyi viski daha iyi olur mu?
    olur. biraz havalansın. varsa wine aerator kullanın 2-3 kez. daha önce dediğim gibi su katarak ve katmadan bi deneyin bakalım hangisini tercih ediyorsunuz.

    özetle illaki şu şekilde içmek şart diye bir kaide olsaydı adamlar yazardı şöyle şöyle içiniz diye. ancak keyif sizin, benimki sadece öneri. kolaya, kahveye, kokteyle vs katacaksanız ve zengin değilim diyorsanız mümkünsen macallan 12, o da olmuyorsa mecbur blended scotch; he yok zenginseniz istiyorsanız kolanıza 30 yıllık macallan sherry cask koyun kime ne?

    kararında tüketin, size ve çevrenizdekilere zarar vermeyin. afiyet olsun.

  • türkiye'de kimseden tepki almayacak tek düşünce

    sıcaklar değil de, nem çok kötü.

  • maymundan geldiysek hayvanla tenasül neden yasak

    aydinlanma yasadim sozluk, simdi ulke niye bu halde anladim
    (bkz: madem topraktan geldik, hadi ulkeyi s.kelim)