mükemmel bir şey.
hele hele avrupa'nın nezih bir şehrinde yaşamak.
dört yıldır avrupa'da akademisyen olarak çalışıyorum:
- yolda yürürken her köşe başında "acaba beni gasp mı edecek" diye endişeleneceğim tipler yok.
- 7 yıldır beraber olduğum kadınla beraber dışarı çıkarken "hayatım bu giydiğin biraz şey mi?" gibi cümleler kurmama gerek yok.
- toplu taşıma araçlarına binerken itlik çakallık peşnde koşmama gerek yok, çünkü insanlar sıraya girmek nedir onu biliyor.
- insanlara bir gece önce içki içtiğimi söylerken ikinci kez düşünmeme gerek yok, çünkü kimse kişisel yaşamımda ne yaptığımla ilgilenmiyor.
- iş hayatımda andavallarla muhatap olmama gerek yok, çünkü andavallar ya üniversitede tutunamayıp ayrılıyor ya da bir sik bilmediklerini kabul ederek hayatlarına devam ediyorlar.
- devlet dairelerindeki memurlar çok afedersiniz amcık ağızlı ve yahut yarrak kafalı gibi ağzını burnunu bükmüyorlar. giydiğim tişörte, saçıma, sakalıma, şortuma, sandaletime aldırmadan işlerini yapıyorlar. ön yargıları yok.
- polisi aradığım zaman polis en geç 5 dakika içinde gereken müdahaleyi yapıyor.
- ambulansı aradığım zaman ambulans en geç 5 dakika içinde verdiğim adreste oluyor.
- ev sahipleri özel hayata karışmıyor, kanuna aykırı bir şey yapmadığım sürece beni taciz etmiyor.
- sırf aynı apartmanda oturuyorum diye komşuluk adı verilen uydurma vasıfla kimse beni sorguya çekmiyor, mahremime girmeye yeltenmiyor.
- bir kişi için özür dilemek, anasını pazarlamakla aynı kategoride değil, insanlar hatalı oldukarında gönül almayı biliyorlar.
kısaca, siz yurt dışını kendi ortamındaki kabile hayatından bozma bir yaşam zanneden, köyünden komşu köye adım atmamış yurdum çomarlarına aldırmayın. eğer yerleştiğiniz yer size üstün bir hayat kalitesi sağlıyorsa -- ki türkiye'den daha kötü olması için arayıp bulmanız lazım -- düşünmeyin, gidin. hiç zor değil. insan refah içinde yaşayınca her şeyi yapmaya her türlü zaman buluyor.
maneviyat adı altında size dini öğretiler kakalamaya çalışanları da siktir edin. maneviyatın anasını düğünümde oynatayım. bir gere geldik dünyaya.
edit: bolca mesaj aldım. mesaj atanlara teker teker cevap vermeye çalışıyorum. ancak buraya şu entrymi de bırakayım; merak edeniniz olursa detaylı şekilde, türkiye'den kopup yurt dışına nasıl yerleşilir anlattım.
(bkz: yurt dışında yaşam kurma rehberi/@a book on c)
a book on c6 profili
-
yurt dışında yaşamak
-
muharrem ince'nin yaptığı en büyük yanlış
neredeyse yoktur. sorun a veya b kişisinin yanlış stratejisi değildir.
sorun, türk halkının faşist yönetim istemesidir. -
türk siyasi tarihinin en akılsızca hamlesi
geçen seneye kadar, 2014 cumhurbaşkanlığı seçimi'nde ekmeleddin ihsanoğlu'nun çatı adayı olması iken, günümüzde artik akp mhp ittifakıdır.
edit: imla -
spotify turkey top 50 apaçiliği
bugün "bakayım hele güzel ülkemde hangi şarkılar dinleniyor" dememle suratıma tokat gibi çarpan acı gerçek.
bu ne rezilliktir arkadaş? ne ara bu kadar apaçi arabeskçi şarkı top 50 listesine girebildi? hayır blues jazz falan beklemiyorum elbette ama yine de hafif batı müziği manvalindeki parçalar olabilirmiş.
şarkı isimleri dahi yetti. çoğuna 20 saniye ancak dayanabildim. yazık. -
ucuz yurt dışı tatili rehberi
yurt dışında tatil yapmak isteyen ve "para da biriktiremedim bu sene" diyerek bu isteğinden cayanlar için hazırlanmış rehberdir.
efendim müsade buyrunuz 2016 turizm krizi'ne su veren itfaiyenin hortumunu sikmek yerine yangına körükle giden biri olayım. işbu giri, yurt dışına çıkıp ucuza tatil yapmanın püf noktalarını anlatmaktadır.
öncelikle yurt dışı kavramından başlayalım. her nedense yurt dışı tatili denince akla gelen 3-5 tane ülkenin bilindik şehirleri oluyor. bunlardan başlıcaları paris*, roma*, amsterdam*, barcelona*, ve viyana*. eğer hesapta "baba bu sene de roma'daydık yeaa" demek yoksa, bilin ki bunlar yurt dışında tatil yapılabilecek sadece bazı yerler. ve emin olun, hayvan gibi turist çektiği için otellerinden restoranlarına kadar tek amaçları size giydirmek olacak. bi' nevi bizim bodrum otelleri gibi.
bu yüzden, rotamızı "avrupa'nın önde gelen şehirlerinde tatil" yerine, "ucuz ve eğlenceli tatil"e çeviriyoruz. tabi tutup da "new york'ta tatil" de demeyeceğim. yine avrupa. ama daha nezih yerler.
pasaport
bir tane edinin. artık lütfen edinin. 10 yıllık çıkartın. son çıkan yasaya göre 25 yaş altı öğrenciler defter bedelinden de muaf tutuluyor. değilseniz de 600 tl civarına 10 yıl boyunca size özgürlük sağlayabilecek bir araç.
sadece tatil için de değil. diyelim linkedin gibi bir sitede yurt dışında konumlanmış bir şirkete başvuru yaptınız ve sizi görüşmeye çağırdılar. adama "ama benim basabortum yog ki" mi diyeceksiniz? demeyin. gidin bir tane alın.
vize
pasaportu olanların da gözünde en fazla büyüyen şey bu. biraz uğraştırıcı bir süreç, evet. ama artık turistik vize için konsolosluğa gitmenize gerek yok. vfs global isimli şirket çok daha hızlı ve zahmetsiz biçimde işlerinizi halletmekte. gidip şahsi başvuru yapıyorsunuz, onlar belgelerinizi işleme koyuyor, sonuçlanınca da size ulaşıyorlar.
burada birçok kişinin gözünden kaçırdığı nokta schengen bölgesi denen kavram. yani almanya'ya gitmek için yunanistan'dan aldığınız vizeyi de kullanabilirsiniz. çünkü anlaşmaya göre bu devletlerden biri bir turistin topraklarına girmesinde sakınca görmüyorsa, kalanları da görmüyor demektir.
yalnız burada dikkat edilmesi gereken nokta, vize aldığınız ülkeye mutlaka girmeniz gerekmekte. örneğin yunanistan vizesi alıp direkt almanya'ya gitmeye kalkarsanız "hayırdır bruder, sen vize aldığın yere niye gitmedin" diye sıkıştırabilirler. buna karşın ne yapmanız gerektiğini seyahat planı bölümünde detaylandıracağım.
vizesizlik
unutmayın ki tüm avrupa ülkeleri avrupa birliğine dahil değil ve schengen bölgesinde değil. şu linkten türk vatandaşlarının tabi olduğu vize uygulamalarını görebilirsiniz. avrupa'da arnavutluk, bosna hersek, ukrayna, gürcistan, karadağ gibi ülkelere vizesiz biçimde girebiliyoruz.
gidilecek yer
öncelikle kendinize bir bütçe belirleyin. ama "şu kadar param var" diye değil. "son kuruşuna kadar harcayabileceğim para" diye. şahsen ben yurt dışına çıktığım vakit götü yanmış kedi gibi o ülkeden bu ülkeye dolaşmayı sevmiyorum. gittiğim yerde 3-5 gün kalayım, sağını solunu göreyim, eğleneyim, poker oynayayım, biralarından tadayım falan istiyorum.
bu yüzden örneğin kendime 1000tl gibi bir bütçe ayırdıysam, "önce fransa, sonra almanya, oradan ver elini hollanda" demek eziyet olur. gittiğim şehirlerde en pespaye yerlerde kalmak zorunda kalırım. gerek yok.
bu arada 1000 tl abartı değil. evet evet, sadece 1000 tl harcayarak (nööy sadece mii?? demeyin ağzınıza kürekle vururum. 3-5 günlük yol-yemek-barınma dahil yurt dışı tatilinden bahsediyorum) örneğin prag'da gayet eğlenceli 3 gün geçirebilirsiniz.
kalacağınız yerin kalitesi - kalacağınız gün sayısı - yapacağınız aktiviteler üçlüsünün toplam faydasını maksimize etmek için aşağı yukarı 2000 tl yeterli olacaktır (yol da dahil).
genelde yurt dışı tatili denince akla ilk gelenler arasında olmayan çek cumhuriyeti, hırvatistan, belçika gibi ülkeler orta pahalılıkta olup, hiç akla gelmeyen estonya, letonya, karadağ, slovakya, slovenya gibi ülkeler gayet ucuzdur. "nereden bilicem lan hangi ülkenin hangi şehri ne kadar ucuz?" sorusuna yanıtınız burada. tabi "ohoo kiralar çok pahalıymış abi, ne gidicem" demeyeceğinizi varsayıyıorum. asıl önemli olan yemek ve alışveriş masrafları.
tabi ne yiyip içeceğiniz de önemli. "ben börgırcıyım abi, dünyanın en güzel yemeğini vopıra değişmem" derseniz size macaristan, çek cumhuriyeti, polonya ve ukrayna gibi sovyet rusya zamanından kalma geleneklerle devam eden ülkeleri tavsiye ederim. yok eğer "oraya kadar gittim şöyle güzel ama ucuz akşam yemekleri isterim" derseniz de yuanistan, bulgaristan, romanya, estonya, letonya ve litvaya gibi orta avrupa kültüründeki ülkeleri tavsiye ederim.
orta ve doğu avrupada alkol her halükarda çok ucuz.
kalınacak yer
burada da belirleyici kriter bütçeniz. size booking.com ve hotels.com sitelerini tavsiye ediyorum. buradan en uygun fiyatları bulduktan sonra da tripadvisor'dan yorumları okuyun. şehrin göbeğinde bir yere bakmayın. ama tutup 25km uzaktaki köyün bir oteline de bakmayın. şehir merkezine aşağı yukarı 1-2 km uzaklıkta gayet uygun üç yıldızlı oteller ve lüks pansiyonlar bulabilirsiniz.
kalite/fiyat oranı en yüksek ülkeler orta avrupada bulunuyor. slovakya, slovenya, çek cumhuriyeti civarında otel ve pansiyonlar çok pahalı değil. gidip hiltonda da kalın demiyorum ama 3 ve 4 yıldızlı otellerin gecelik ücretleri antalya, bodrum, çeşme'deki birçok otelden çok daha az.
seyahat planı
en önemlisi. ne gün gidilecek, ne kadar kalınacak, ne zaman dönülecek? bu konuda skyscanner en iyi dostunuz. en ucuz ay diye bir seçenek var, hangi ayın hangi günü uçaklar en ucuz, onu gösteriyor. eğer tatil yapacağınız ülke vizeyi veren ülkeden farklıysa bunu göz önünde bulundurarak bir plan yapmalısınız. yunanistan vizesiyle almanya örneğine dönecek olursak, önce yunanistan uçağına, daha sonra almanya uçağına bakmanız gerekiyor. zira pasaport memuru hans işkillenebilir "bruder, napıyon ayıptır sorması" diyebilir. demesin.
genelde pazartesi ve perşembe günleri ilginç biçimde uçak biletleri ucuz olur. ama ola ki bir gün sonrasına daha ucuz bilet yakaladınız, onu alın. bazen gözden kaçabiliyor ama bir günlük ekstra otel masrafı aradaki farktan daha az olabilir.
ayrıca uçak aktarmalı mı, kaç saatte gidecek, bunlar da önemli. bilet 300tl ama 18 saat 42 dakika sonra almanya'da olacaksanız tatilinizin bir gününü havaalanında harcarsınız demek.
alışveriş ve hediyelik eşya
eş-dost-akraba yurt dışına çıkandan bir şeyler bekler. onlara ufak çakallıklar yapın. her şehrin bir kapalıçarşı benzeri mekanı vardır. üstelik turist kazıkçısı değiller. gidin oradan buzdolabı magneti, bardak falan alın. eğer içinizden gelmiyorsa "ayıp olmasın" diye hayvan evladı gibi 3 kiloluk biblo almayın. "yurt dışına çıktın getire getire bunu mu getirdin" diye ağız bükecek olan varsa da çevrenizi gözden geçirin.
son notlar ve kapanış
üşenmeyin ulan! gidin pasaportla vizeyle uğraşın. uğraşın ki şu krize az destek olun. yıllarca yurt dışından gelen turistlere kazığın alasını atan esnafa haddini bildirin. "ultra süper hiper her şey dahil öyle böyle değil off" kampanyası yapıp şampuandan ek para alan otellere muhtaç kalmayın. tatile dinlenmeye gittiğiniz yerde bilmemkim mafyanın bilmemnesinin çocuğu huzurunuzu kaçırmasın.
gezin, görün.
bunların dışında "ben şunu merak ediyorum" diyene yardımcı olurum.
edit: "abartı" diye mesajlar geldi. buyrun size sıfırdan bir haftalık tatil planı (27 haziran - 4 temmuz):
3 yıllık pasaport: 425tl
shcengen vizesi: 300tl
istanbul-bükreş gidiş dönüş uçak bileti: 265 tl
bükreş'te şehir merkezine 0.1km uzaklıkta konaklama bedeli: 202 tl
ortalama bir restoranda öğlen ve akşam yemekleri (bir hafta için): 400 tl
günde 5 bira: 138 tl
toplam: 1730tl
pasaport ve vize hariç: 1005 tl
türkiye'deki tatil beldeleri için şehir merkezine yakın bir yerde 7 günlük konaklama bedeli
bodrum'da : ortalama 900 tl
çeşme'de: ortalama 2000 tl
antalya'da: 1000 tl
kim abartıyor? -
400 isteyip babayı almak
dün recep diye bir arkadaşımın başına gelmiş olay.
benden 400 tl borç istedi. dedim ki "babayı alırsın"
edit: özelden falan küfür edenler olmuş, başlığa hdp falan yazılmış, koalisyon falan.
ben neden bahsettiğinizi anlamıyorum. tek maksadım başımdan geçen bir olayı anlatmaktı elhamdülillah.