bu göründüğü gibi iyi bir haber değil. kapitalizmin yürüttüğü küresel mülksüzleştirmenin bir başka safhaya geçtiğini, adım adım yaklaştığını ve ev almanın imkansız hale geldiğini gösteren bir gelişme. ikinci evi olana vergi koymak teoride fena durmuyor, ama haberin devamını okuyun. devasa emlak şirketlerinin piyasadaki tüm evleri toplaması için yapılan bir hamle bu. tüm dünyada tekelleşmiş şirketlerin deli gibi ev topladığını biliyoruz, istediklerini tutup gelen talebe göre istediklerini kiraya verdiklerini biliyoruz. çiftlikleri ve küçük işletmeleri geçtim orta ölçekli şirketlerin bile bu tekeller tarafından yutulduğunu biliyoruz. tüm dünyada mülklerin tekeller tarafından ele geçirildiğini ve insanların kiracı durumuna düşürüldüğü; tüm bu gelişmelerin de 2020 sonrası (bkz: dünya ekonomik forumu) tarafından başta iklim krizi sorununu çözme bahanesiyle bile isteye bir plan dahilinde yürütüldüğünü de biliyoruz. bu plan o kadar agresif yürütülüyor ki batı'da çiftlikleri iflas ettirmek için hükümetlerin yaptığı hamleler geniş çiftçi isyanlarına sebep oldu: (bkz: #161267343) yani bu haberin anlamı şu: tekelleşen dev emlak şirketleri ev piyasasını kontrol edecek. merkez bankası bu şirketlerin kurulmasını öneriyor. zaten vergi avantajları sebebiyle deli gibi ev alıyordu orta ölçekli şirketler. ama asıl hikaye şimdi başlıyor. büyük emlak şirketleri tüm evleri toplayacaklar ve emlak sektörü tam da geçen hafta yazdığım gibi ülkemizde tamamen tekelleşecek. mülk akışı hızlı bir şekilde şahıslardan dev şirketlere akacak, tüm batı dünyasında olduğu gibi. insanlar mülksüzleşirken tekeller hakimiyet alanını artıracak. biz kiracı olacağız, ev almak imkansız hale gelecek. bu kapitalizmin dönüşümü. serbest piyasa ve özel mülkiyetin sonu, mutlak tekel hakimiyeti. (bkz: the great reset) belki 400 evi olan adam gibi elemanlar da piyasadan silinecek ancak yerlerine 400 bin evi olan tekeller gelecek. z kuşağı için bu gelişme mülk edinme konusunda tabuta son çiviyi çakacak. berbat bir devir geliyor, bu devir yaygın kiracılık devri. tüm dünyada küresel tekel şirketlerin hakimiyeti. (bkz: #161176548) (bkz: #161408505)
yolunyarisinakadaresegisirtindatasiyan7 profili
-
ikinci evi olanlara katlanan vergi önerisi
-
suudilerin gs-fb maçı için atatürk yasağı
asıl suçlusunun türk milletinin değerlerine düşman olan bir ülkede 100. yılda süper kupa finali oynatmak isteyenlerin olduğu olaydır. suudi arabistan yemen soykırımcısı, siyonist işbirlikçisi, abd maşası, filistin soykırımı destekçisi, gericiliğin kalesi, köleliğin savunucusu olabilir ancak bu konuda suçu onlara atmak kolaycılık. onların ne bok olduğu belli zaten, asıl sen neden 100. yılda maçı buraya aldın? bu adamların senin milli değerlerini özgürce sergilemene izin vermeyeceğini çok iyi biliyordun, işin kötüsü ayaklarına giderek bu hakkı onlara verdin. aylardır insanlar bu maçı deprem bölgesinde oynatın diye bas bas bağırıyor. şükürler olsun ki itibarımız daha fazla 2 paralık olmadan kulüpler türk milletinin kurduğu baskıyla kar-zarar hesabı yapıp maçtan çekildi. bugün itibarımızın kurtulmasının asıl kahramanları bu şartları zaten kabul edip baskı yiyince u dönüşü yapan kulüp yöneticileri değil şerefini ve milli değerlerini korumak için baskı yapan türk milletidir. cebe 5 kuruş girecek diye tüm aşağılamalara katlanmayı göze alan bir zihniyet de mevcuttu bugün. asıl tehdit de bu, beş kuruş için milli değerleri pazarlık konusu yapıp arabuluculuk rolüne soyunanlar. suudların üstenci tavrından millet olarak kurtulmayı haklı şekilde kutlarken bir kesimin kendini geert wilders överken bulması ise bu milletin üstüne sinen eziklik duygusundan kolay kolay kurtulmayacağını acı şekilde öğretiyor, bu millet kendinden başka sırtını dayayacağı bir duvarı olmadığını çok geç anlayacak. sözlüğü çok iyi bildiğimden bir sürü kişi lafı götünden anlayıp "arap sevici" vs. yazacak. onlar için bir başka hizmet: (bkz: #158387001)
-
vergiyi tabana yaymak için çok ciddi adım atacağız
içinde vicdan barındırmayan neoliberal reçetenin dile geldiği anlardan biridir. vergi yıllardır tabanda, bu bir yorum falan da değil elimizde veriler var. bu açıklama zaten vergi yükünü sırtlayan halkın tepesine daha da çökmek demektir. bu tarz adamların yönettiği bir ekonomide kazanan yerli iş adamları, yabancı yatırımcı ve o yabancı yatırımcıların ülkeleri olur. neoliberal bir mentalitede sermayedarlar hariç kimselerin çıkarı gözetilmez. ülkenizde gelire göre alınan doğrudan vergiden elde edilen gelir, harcamaya göre alınan dolaylı vergiden çok daha düşük. vergi gelirlerinin neredeyse yüzde 70'i dolaylı vergi. eskiden bu tam tersiydi. toplumdaki adaleti ve gelişmişliği doğrudan vergi tesis eder, herkes gücüne göre vergi verir. öte yandan dolaylı vergide ise ödenen miktar sabittir, ali koç da rambo olan da aldığı ürüne aynı miktarda vergi öder. ancak koç, rambodan 4737274 kat zengin olduğu için servetine oranla daha az vergi ödemiş olduğundan zenginleşmeye devam edecektir. doğrudan vergi bu bakımdan kritiktir. dolaylı vergi ekonominin can suyu olursa vergi tabana zaten yayılmış, asıl yukarıya çıkamamış ve zengin-fakir makası açılmış demektir. sermayedarları yeterince iyi denetleyip vergilendiremiyorsun demektir, ki türkiye için durum tam olarak bu. kayıt dışı ekonomi yüzünden büyük paralar vergilendirilemiyor demektir, durumun böyle olup olmadığını her gün manşetler söylüyor zaten. şimdi bir araba alsanız fiyatının yarısı ötv, işte bu yüzden. ötv dolaylı vergidir, dolaylı verginin payı yükseldikçe orta ve alt sınıflar için araba almak imkansız hale gelecektir. vergi aflarını sayabilen var mı aranızda? allanıp pullanan neoliberaller de bunu bir adım öteye taşıyarak doğrudan vergi oranlarını daha da sermayedarlar lehine döndürecek, olacak şey bu. kdv'nin yükseleceği iddiaları vardı, muhtemelen onlar iddia olarak kalmayacak. twitter fenomeni özgür hoca bakalım bu vicdana sığmayan politikaya laf edebilecek mi?neoliberal yok tıkalı, bugün bu lafları eden şimşek deprem vergilerini yollara harcadı. şu vergi konusu adamı çıldırtır, resmen aklımızla dalga geçiyorlar ve aylardır yaptıkları açıklamalarla vergi tabanın sırtında değilmiş gibi davranıyorlar.
-
israil ordusunun tüm savaş hukukunu kaldırması
ekşi sözlük lağım çukurudur. kendini çok önemli ve eğitimli sanan, ancak her zaman içten içe bir eziklik hissedenlerin yuvasıdır. şu yazılanlara bakarsak, adamlar savaş suçu işlenmesini destekliyor. sivil yerleşimlerinin vurulmasından yasaklı fosfor bombasına, koskoca şehre erzağın ulaşmasını engellemeye kadar. sadece bu başlıkta değil, günlerdir tüm sözlükte. israil sözcüsüymüş gibi açıklama yapıyorlar. ama aslında bu ülkenin sıradan bir vatandaşının gözünde insanlık namına bir kırıntı barındırmayan ukala bir köle, kapısında kulluk ettiğin israil'in gözünde ise yarı-hayvan bir (bkz: goyim)ler. aşağılık kompleksleri, makul düşünme yetilerindeki gerileme ve ahlaki çarpıklıkları bu iğrenç kitleye böyle şeyler yazdırıyor. kimse filistin davasını sahiplenme mecburiyetinde değil, hamas cehenneme gitse ve davayı sahiplenecek makul bir oluşum kurulsa filistin halkına daha faydalı olur. ancak sivillere yönelik insanlık suçu işlenmesinden zevk alan böcekler, görüldükleri her yerde ayıplanmalı ve rezil edilmelidir.
t: israil tarafından işlenen bir başka savaş suçu. -
kemal kılıçdaroğlu
süreci kötü falan yönetmemektedir, her şeyi planlandığı gibi uygulamaktadır. size bu adamın ne olduğunu belgelerle kanıtlayacağım. (bkz: deniz baykal)'a kurulan kumpastan (bkz: muharrem ince) gibi parti içi muhalefet unsurlarının yok edilip partinin kemal dede diktatörlüğüne dönmesine, oradan da altılı masa unsurlarının birleşmesine kadar tüm süreç bir planın parçasıydı. belgeler ve bizzat chp cephesinden gelen açıklamalara yer vereceğim bu yazıya bir chp'linin "chp'yi kontrol eden tüm ortadoğu'yu kontrol eder." sözleriyle başlamak isterim. bu sözler, tüm meseleyi özetliyordu çünkü.
hem baykal hem de kemal'e yakınlığıyla bilinen chpli diplomat (bkz: onur öymen)'in açıklamalarına göre isveç'teki (bkz: silk road institute)'ın (bkz: pentagon)'a yakınlığıyla bilinen (bkz: john hopkins üniversitesi) ile yaptığı ortak bir raporda; türkiye'ye dair üç senaryo çiziliyordu. ilkinde ülkenin batıdan kopup bir islam devleti haline gelmesinde, ikincisinde ise bir askeri darbe senaryosunda yaşanacaklar yazmaktaydı. üçüncü ise daha ilgi çekiciydi: ülkenin iç siyasetindeki değişiklikler. bu son senaryoda baykal'ın istifaya zorlanarak yerini kemal'in alması ve yeni genel başkan olan kılıçdaroğlu'nun avrupa desteğiyle parti politikalarını tamamen değiştirmesi ve avrupa'nın malum derneklerinden destek alması öngörülmekteydi. inanmayan sayfa 71'den itibaren raporun aslını okuyabilir.
aynı açıklamada, sızan (bkz: wikileaks) belgelerinde ise abd'nin deniz baykal'ın def edilip yerine "makul bir adam" getirme arayışı göze çarpmıştır. kılıçdaroğlu zaten, başkanının soros tarafından fonlandığını itiraf ettiği ve akp ile kol kola (bkz: annan planı) ile açılım süreci dahil ülke çıkarlarına ters pek çok eylemi destekleyen (bkz: tesev)'in kurucu üyesiydi. bunu da cebe atalım. aynı belgelerde daha baykal'ın istifasından aylar önceki bir yazışmada amerikan dışişleri bakanı (bkz: hillary clinton)'ın büyükelçiliğe çektiği telgrafta baykal yerine kılıçdaroğlu'nun gelmesi durumunda kılıçdaroğlu'nun parti içinde hakimiyet sağlayıp sağlayamayacağı soruldu. kaynak onur öymen, her şeyi anlatıyor. aynı iddiaları yıllar sonra (bkz: fatih altaylı) tekrar kamuoyuna taşıdı. (bkz: 9 haziran 2023 fatih altaylı'nın vahim iddiası)
chp'nin başına kılıçdaroğlu'nu geçmesi sadece amerikanların isteyeceği bir durum değildi, şehit edilişinden sonra (bkz: kaşif kozinoğlu)'nun notları arasında bulunan ve (bkz: kaşif kozinoğlu'nun mezara götürmediği sırları) kitabında da yayınlanan bilgilere göre kılıçdaroğlu'nun genel başkan olmadığı önce alman istihbarat servisi (bkz: bnd) ile görüştüğü ve bnd'nin desteğini aldığı yazmaktaydı. (bkz: tr 705) olarak bilinen ve şimdi chp'den milletvekili olan cia muhbiri ise baykal'dan sonra kemal dedenin gelişiyle partide artık kürt sorununun özgürce konuşabileceğini müjdelemişti.
bu ilk bölümü bir üzerimizden atarsak, kılıçdaroğlu döneminden itibaren (bkz: önder sav) gibi ağır toplarından tasfiyesiyle başlayarak gitgide chp'deki tüm kemalistleri hedef alan bu değişim rüzgarı, (bkz: 10 aralık hareketi)'nin partiye dahil edilmesiyle chp'nin politik dönüşü halini almıştır. artık chp, almanya başta olmak üzere avrupa ile sık sık iletişim halindeki bir partiydi. atatürkçülük ve milliyetçilik gömleği çıkarılıp sosyal demokrasi gömleğini giymişti. hdp siyaseten kilit konumuna gelmişti. kılıçdaroğlu artık cumhurbaşkanlığı adaylığı için (bkz: abdullah gül) gibi adayları istediğini çekinmeden söyleyebiliyordu. zaten kılıçdaroğlu aracılığıyla gül ve fetö elebaşı gülen ile uzlaşmaya gidileceği yıllar öncesindeki wikileaks belgelerinde mevcuttu. "chp'yi dönüştürmek devleti dönüştürmektir." ifadesi ise dikkat çekiyordu. 2018'de muharrem ince'nin kılıçdaroğlu'na tekrar yenildiği kurultaydan sonra ise partinin politikası, o dönemin gazetelerinde ifade edileceği gibi "liberal sol" olarak tanımlanacaktı. gül'ü istemeyenler ise tırpanlanacaktı.
partide bu değişime sıcak bakmayanlar yok değildi. 2014'te (bkz: emine ülker tarhan) partiden ayrılıp yeni partisiyle siyasetten silinirken (bkz: muharrem ince) gibileri ise defalarca genel kurultayda kemal'e rakip olmasına rağmen hepsinden boynu bükük ayrılmıştı. kurultay süreçleri ise hiçbir zaman şaibesiz değildi, çoğu zaman ince taraftarları sindirildi: (bkz: #153476714). bu sırada kemal dede ve yandaşları sayısız kez parti tüzüğünü ihlal etmişti. ince de 2018 seçiminde aday gösterildiği ve kendi partisinin aleyhine çalıştığı seçimi kaybederek "genel merkez kaynaklı" olduğunu iddia ettiği pek çok yalan habere maruz kalıp halktaki karşılığı kemal'den yüksek olan tek adam olma konumunu yitirmiştir. parti içi muhalefeti harcamak uğruna ülkenin 5 senesini daha satmıştır kemal dede. parti içi muhalefetin başı olan ince'nin 2018 seçiminde nasıl chp tarafından ayağının kaydırıldığı için, yine kanıtlarla: (bkz: #152658140) 2019'da ise (bkz: saraya giden chp'li) iddiasına konu olan ince, haberin yalan olduğunun kanıtlanmasına rağmen lekelenmiş ve partiden ayrılmıştır. "chp'yi kontrol eden ortadoğu'yu kontrol eder." sözlerini ise partiden ayrılmadan aylar önce bu olaya tepki olarak söylemiştir. bu kumpasın detayları için, kanıtlarla: (bkz: #153064471)
ince'nin yok edilmesiyle chp kemal'in hizasına girmiş, parti içi muhalefet tasfiye edilmiş ve (bkz: altılı masa) ile politik dönüşümünün son raddesine gelmiştir parti. akp'ye 2002'de biçilen rol neyse, bu masaya biçilen rol de aynı olmuştur. son seçimlere dönersek; (bkz: kemal kılıçdaroğlu)'nun aday olduğu 2023 seçimlerine yeni partisiyle giren ve seçimden iki ay önce anketlerde %12-15 oy bandını yakalayan rüzgarını arkasına almış ince ise (bkz: vartolu özer) (bkz: cevheri güven) (bkz: hakan şükür) (bkz: emre uslu) gibi teröristlerin başını çektiği, yalan haberler ve iftiralar üzerinden ilerleyen türk siyasi tarihinin en saldırgan siyasi linç kampanyasına kurban giderek oylarının neredeyse tamamını kaybedip fetö firarisi metin güler kaynaklı sahte bir kasetinin yayılmasıyla birlikte adaylıktan çekilmiştir. ince'ye 14 mayıs seçimlerinde kurulan kumpas için: (bkz: #153379900) ne var ki kılıçdaroğlu için 2018'dekinin aksine gerçekten kazanılması istenen bu seçim garanti gibi görülmesine rağmen yapılmaması gereken her şeyin yapılmasıyla kaybedilmiştir. görevinin başında kalma ısrarı ise sahip olduğu misyonda gizlidir. ona şimdilerde chp içinde kazan kaldıranlar ise tüm bu yapılanları destekleyip biletinin kesileceğini anlayınca çıkarını korumaya çalışanlardan başka bir şey değildir. (bkz: #154192751) kemal dede öncesi chp gül bahçesi değildi, ancak kılıçdaroğlu nereden geldiğini belirttiğim destekle ülkenin kurucu partisinin tüm ilkelerini talan etti. partiyi avrupa eksenli bir sosyal demokrat partisine çevirdi. bu parti öz evlatlarını yiyor, ilkelerini terk ediyor, seçim kazanamıyor ve ülke çıkarlarını gözetmiyor. chp'yi kontrol eden tüm ortadoğu'yu kontrol eder ifadesi boşuna değildi.
not: bu yazının benzerini geçmişte yazdım, şimdi değiştirerek ikinciye paylaşıyorum çünkü basitçe çok fazla kişi tarafından görülmesini istiyorum. -
kemal kılıçdaroğlu
(bkz: 24 haziran 2018 cumhurbaşkanlığı seçimi)'nde asıl amacı seçimi kazanmak değil, parti içi muhalefeti yok etmek olan adam. kendi çıkarları için türkiye'nin geleceğiyle oynayıp erdoğan'a önce fazladan beş yıl veren, birkaç gün sonra da on yıl verecek olan adam. türk gençliğini mahveden adam. bakın size bu adamın 2018'de çıkarları için kendi adayının nasıl ayağını kaydırıp ülkeyi 5 sene daha erdoğan'a mahkum ettiğini açıklayayım:
hatırlayın, seçime yaklaşık 8 ay kala aday olarak (bkz: abdullah gül)* konuşuluyordu. gül'ün adaylığı malum sebeplerden yatınca aday olan kişi gül'ün politik anlamda tam zıttı olan, aynı zamanda sadece birkaç hafta önce genel başkanlık için kemal dede ile gene kurultayda yarışmış parti içi muhalefetin yıllardır en önemli sesi olan (bkz: muharrem ince) idi. bu ikilinin arası 2010'ların başından beri bozuktu. ince, mart ayında adaylığı için dedeye başvurmuş ama dede kabul etmemişti. 2 ay sonra ise ince'yi aday yapmıştı. ince'nin adaylığının ardından mitinglerinin (bkz: halk tv)'de yayınlanması üzerine dönemin genel yayın müdürü (bkz: şaban sevinç) chp yetkililerince azarlanmıştı, kendi ifadeleri bunlar. bunun yanında ince'nin safında yer alan ve kılıçdaroğlu politikalarına karşı olan tüm milletvekilleri bu seçim döneminde partiden tasfiye edilmişti. bu olay, o günlerde 2018 mayısında bile sıkça konuşuluyordu bilmem hatırlayan var mıdır. kılıçdaroğlu'nun bu seçimi parti içi muhafeleti bitirmek için hazırladığı o günlerden anlaşılmıştı. ince bu yüzden, kılıçdaroğlu'na "bağımsız aday" gibi davranacağı konusunda ültimatom bile verdi. bakın o mayıs 2018'de bu konu hakkında ne yazılmış bir gazetede:
--- spoiler ---
ağırlık kazanan görüş, ’ kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığını kazanacağını düşünseydi, kendisi aday olurdu. chp’li birisinin böyle bir şansı olmayacağını görerek, muharrem beyi harcayarak seçim sonrası karşısına tekrar aday olamaması için, taktik atama yaptı’ olmuştu.
--- spoiler ---
kılıçdaroğlu için önündeki tek engel ince'ydi artık, seçim de onu ortadan kaldırmak için en iyi yoldu. on binlerce sandığın yani milyonlarca oyun chp tarafından boş bırakılması, seçim gecesi chp kurmaylarının garip açıklamaları ve verilerin çökmesi; "adam kazandı". vakasıyla birleşince tüm ihale bu organizasyondan sorumlu olan dedenin aksine ince'ye kaldı. seçimden sonra chp milletvekillerinin kutlama yaptığı görüntüler medyaya düştü. parti seçimin neden kaybedildiğine dair bir toplantı bile yapmadı, seçim bir daha gündem olmadı. ince'nin genel başkanlığını destekledikleri için imza toplayan 750 parti delegesinden bazıları partiden gelen telefonlar üzerine imzasını çekti, çekilenler yüzünden sayı yetersizliği bahanesiyle kılıçdaroğlu kurultayı toplamadı. bu seçim yaşansaydı, kılıçdaroğlu gidecekti ve yerine ince gelecekti. kurultay çağrısı yapan ve 41 senenin ardından elazığ'daki ilk chp milletvekili olan (bkz: gürsel erol) ihraç edildi. tepkiler dedeye yükselirken ince popülaritesini koruyordu ilk günlerde. ama birkaç gün içinde ince'nin o gece içip sızdığı iddia edildi, seçim gecesi yanında olan ve daha sonra ihraç edilecek (bkz: tanju özcan) tarafından yalanlandı. ince'nin seçimi kazandığı, ama erdoğan'a kirli bir pazarlık sonucu sattığını iddia edenler bile oldu. bu, günümüze kadar sürecek olan ince'ye yönelik itibar suikastinin başlangıcıydı ve muhtemelen arkasında genel merkez vardı. (bkz: barış yarkadaş) ve (bkz: levent gültekin) ise chp tarafından ince'ye kumpas kurulduğunu ima eden açıklamalar yaptı.
2019 senesinde ise (bkz: rahmi turan) (bkz: saraya giden chpli) olarak muharrem ince'yi işaret etti. ince, turan'a 5 kuruşluk tazminat davası açtı ve kazandı. rahmi turan ise yaptığı haberin yalan olduğunu itiraf edip özür diledi. bu, klasik bir "çamur at izi kalsın." politikasıydı. ince'nin itibarının bitirilmesi istendi.
2020 eylülünde ise parti içi muhalefetin tek güçlü sesi muharrem ince, seçimden sonra neredeyse tüm toplantılarda salonun en arka sırasında tuvaletin yanında oturtulduğu chp'den fiili olarak ayrıldı. derhal "hain" olarak damgalandı. sonraki seçimlerde çok daha kötüsünü görecekti eski partisinde. demokrat dede ise tüm parti içi muhalefeti biçmiş, partisi tek ses olup onun hizasına gelmişti. artık yıllardır hayalini kurduğu adaylığını ilan edebilirdi. şimdi soralım; 2018 seçimini elinde veri olmadığı için açıklama yapamayan muharrem ince mi sattı yoksa seçimi kaybettirerek parti içi muhalefeti eleyip sonraki seçime aday giren kılıçdaroğlu mu? -
kalp krizi geçiren adama yer vermemek
17 ekim 2022 tarihinde istanbul beykoz'da gerçekleşen olaydır, şaşırtmamıştır. videoda görüldüğü üzere, otobüsün ön tarafındaki bir yaşlı adam ayakta fenalaşıyor. buna rağmen kimse ona yer vermiyor. otobüs şoförü ise devreye girip yardım etmeyen gençlere tepki gösterip otobüsü hastaneye yetiştiriyor. ne yazık ki, kalp krizi geçiren şahıs hayatını kaybetmiş.
ilgili video
edit: adam sadece birkaç saniye sendeledi diyenler videonun üçüncü saniyesinde kesilme olduğunu göz ardı ediyor. sendeleme çok daha uzun sürüyor.
edit 2: uyarılar üzerine alternatif link
edit 3: alternatif link 2
edit 4: merhumu tanımadan sığ oy muhabbeti ile bu sorumsuzluk dalgasını ve yaşlı nefretini meşrulaştırmaya çalışan kişiler, içi boş ve temelsiz siyasi meseleleri vicdanlarına yeğleyecek kadar aşağı bir duruma düşmüştür.