hasanemrex7
profili

  • ekşi itiraf

    kimsenin, ömrü boyunca unutamayacağı bir acının sebebi olmayın. gitmek istiyorsanız gidin ama kalıyormuş gibi yapmayın. güvenini kaybetmesine neden olmayın kimsenin. güvenini kaybetmiş biri için hayatın ne kadar zor ve dayanılamaz olduğunu bilemezsiniz. sarılmak istemiyorsanız, sarılmak zorunda değilsiniz ama sarılıyormuş gibi yapmayın. sizi sevdiği için pişman etmeyin kimseyi. geceler boyu geçsin diye yalvardığı yara, sizin açtığınız yara olmasın. kimse kimseyi kurtarmak ya da iyileştirmek için gelmedi bu dünyaya elbet. kurtarılmayı bekleyecek kadar çaresiz bırakan, hasta eden siz olmayın. bilemezsiniz kim, nereden, ne zaman vurulmuş. vuran siz olmayın.
    kimse kimseyi kaldırmak mecburiyetinde değil. kaldırmak istemiyorsanız uzatmayın elinizi ama uzatmış gibi yapmayın. bir kere geçeceksiniz buradan. başka bir doğuş
    hakkınız yok. öyleyse, şerefinizle geçin!

    kimseye yalvarmayın. elinizdeki anahtar bir kapıyı açmıyorsa o kapı , yanlış kapıdır. üç kez çalıdıktan sonra bile açılmıyorsa kapı , önünde beklemek zaman kaybı.

    gidin ve ağlayın.
    gidin ve düşünün.
    gidin ve biraz acı çekin.
    birilerinin size acıyıp kapısını açmasındansa, öylece sokakta kalmak daha iyi hissettirir.
    belki o an değil ama bir gün mutlaka...

    kimse için değişmeyin. birileri sizi sevsin diye, birileri sizi övsün diye, birileri mutlu olsun, birileri yanınızda kalsın diye değişmeyin. birilerinin kalıplarının şeklini aldığınız için varlarsa, boş verin. olmasınlar. birileri sizi acılarınızla, huysuzluğunuzla, bunalımlı haliniz, hayalleriniz, endişeleriniz, korkularınız, diğerlerinden daha naif ya da daha sert oluşunuzla kabul etmiyorsa boş verin. etmesinler.
    birileri için değişmeye çalışıp, istediği zaman istediği gibi davranamayan biri olup kendine yabancılaşarak devam etmektense, sizi siz olduğunuz için kabul edecek birini bulana dek yalnız kalmak daha iyi hissettirir.
    belki o an değil ama bir gün mutlaka...

  • ekşi itiraf

    insanlara kendimizi kullandıracak cesareti biz veriyoruz aslında. “sen ne yaparsan yap, ben kabul eder, seni sevmeye devam ederim.” mesafesinde duruyoruz. elde etmişlik hissi ve hazzı yaşatıyoruz onlara. bize öyle çok güven duyuyorlar ki hiçbir gidişlerinde, dönüp bizi bulamama korkusu duymuyorlar. kabul edilmeme telaşı yaşamıyorlar. sınırlarımızı aşmalarına izin veriyoruz, gözlerimizin içine bakarak söyledikleri yalanların bile elimizden gelse bahanesini biz uydurup, özrünü biz dileyeceğiz.
    hayatımızın merkezine öyle sağlam yerleştiriyoruz ki onları, onlarsız devam edemeyeceğimizi, hiç olduğumuzu bağırıyoruz. kendimize olan saygı ve güveni bir başkasının egosuna yem ediyoruz. göğsünü gere gere bizi umursamadığını söyleyebilen insanları, yere göğe sığdıramadığımızı öyle bir ciddiyetle söylüyoruz ki lağımın dibinde olan, zirvede sanıyor kendini.
    her istediklerinde ellerinin altında olmamızdan tamamen sıkıldıklarında ve yine karşılarında yalvararak ağlayan bir çift göz gördüklerinde de başlarına bela olmamızı istemediklerinden şöyle diyorlar “amma da gurursuz çıktın!”
    *
    bir nefes al ve senin sularını kirleten, sana bir obje gibi davranan herkesi hayatından kov!
    sevilmeye olan ısrarının, biraz sevilsen iyileşecekmişsin gibi hissedişinden olduğunu biliyorum.
    seni bu hale getirenin gurursuzluğun değil, biraz sevilsen kurtulacakmışsın gibi hissedişin olduğunu biliyorum.
    bunun için birilerinin ayaklarına yol olmaya gerek yok, seni gerçekten seven biri ile tanıştığında sana şöyle dedirtiyor; “daha önce yaşamıyormuşum!”
    sizi gerçekten seven birinin kollarında uyandığınızda şöyle dedirtiyor; “daha önce hiç uyumamışım

  • ekşi itiraf

    kadın için aşık olmak o kadar da önemli değildir. kadın doğası gereği bir kelimeye, bir kokuya, bir bakışa aşık olabilir.
    aşk kadının bir organı gibidir, bir çok kez, bir çok şeye aşıkca davranabilir.
    aynı kadın bir anda, hiç ummadığın anda, onun seni asla bırakamayacağına en emin olduğun anda, hayatından kaybolabilir.
    bir gece önce gözlerine aşkla bakıp, tüm şehvetiye sevişen kadın sabah usulca seni terk etmiş olabilir.
    bu dünyanın en güçlü ilan edilen kadınları bile,kırılgan ve savunmasızdır.
    çabuk ağlatabilirsin bir kadını ama bu sana olan aşkının alevini de çabuk söndürmen demektir.
    kadın senin için kaç kez ağladıysa senden o kadar uzaklaşmıştır aslında.
    bir kadına herşeyi unutturabilirsin, ama neden ağladığını ve o'nu kimin ağlattığını asla!
    kadın aşık olduğu her neyse onu uzun süre inceler, ezberler, bekler.aklının bir köşesinde sağlamasının bile sağlamasını yaptığı hesaplar yapar.
    kadını bütün hayatı boyunca kendine hapsetmek senin elindedir.
    hayatı boyunca seni adi bir pişmanlık olarak hatırlamasını sağlamakta öyle.
    bir kadın sana gerçekten aşık olduysa o an için dünyasının merkezi sensindir. seni düşünür, seni özler, seni kıskanır, seni hatırlar, sana kızar, sana küser.
    ama tüm bunlar bir sabah aniden yerini müthiş bir boşluğa bırakabilir.seni dünyasının merkezin koymuş bir kadın yerini yadırgayıp, yadırmadığını hisseder.
    orayı hakedip, haketmediğini çoktan ölçüp, tartmıştır.kadınlar aşık olunca sarhoş olmuş gibidir ve ayılıp ayılmaması da yine senin elindedir.ayıldığı an seni tanıyor olmak bile onu rahatsız edecektir.
    bir kadın erkeğe binlerce şans verir. söylenen yalanları bilir, çoğunu belli etmez. kadınların erkekleri köşeye sıkıştırma derdi yoktur. ki zaten bundan hoşlanmazlar.biriktiren ve kusan varlıklardır.
    bir kadının vazgeçemeceği tek erkek güvendiği erkektir.kime aşık olurlarsa olsunlar, bir gün mutlaka en güvendikleri adama geri döneceklerdir..kadın kolay aşık olduğu kadar, zor güvenir!
    güvendiği adamın sevgisinden emindir.sana aşık bir kadın, bir süre sonra rotasını ona sadık bir adama çevirecektir.şüpheyle yaşamak kadınlara göre değildir.seninle göz göze geldiği an, gözlerindeki telaşı da, sakinliği de görür.
    kadın için vazgeçilmez olmanın tek yolu güvendiği adam olmaktır.içine şüphe düştüğü an aşkı mum gibi erimeye başlar.
    her gün biraz daha yok olursun içinde.ama sana değişme fırsatı da sunar.değişip, değişmeyeceğini anlamak için belki binlerce kez gidip, geri döner.
    aşık kadın, sadık kadındır.senin o'nu yarı yolda bırakmayacağına eminse seninle adımlarını,hatta kendini paylaşır.kadın için erkeğinin dürüstlüğü ile övünebilmekten daha gurur verici tek bir şey yoktur.kadınlar, erkekler tarafından sahiplenilmeye ve korunmaya ihtiyaç duyarlar.
    erkeğinin omzunun yalnız o'nun başına ait olduğundan emin olmak isterler.
    bana bu dünyanın en olması gereken şeyi sorulursa;"kadınına sadık ve sahip olabilmişler" derim.
    kadınını ağlatmamış,gözlerinde kadınının aşkına ihanet etmişliğin lekesi olmadığından, kadının yüzüne gururla ve kendinden emin bakabilenler.

  • ekşi itiraf

    tanrı'nın adil olduğunu duyduğumda dokuz yaşındaydım . karşımda babasının salladığı salıncakta sallanan,örgülü saçlı,pembe elbiseli, rugan ayakkabılı dokuz yaşlarında bir kız gülümsüyordu.
    kısacık saçlarım,yenmiş tırnaklarım,önü patlamış ayakkabılarım ve asık suratımla izliyordum uzaktan.
    sıranın bana gelmesini bekliyordum.
    sıra bana da gelecek sanıyordum...

    hayatım boyunca farketmiyorlardı beni. zaman geçtikçe sanki daha da eksiliyordum.
    on altı yaşındaydım.. o kadar yalnız , o kadar boşluktaydım ki her şeye teslim olabilirdim, her şeye sığınabilirdim. her hataya müsaittim.
    babamı sevmezdim ben. hayat hikayemin yarım kalmışlığı kendisi. bazı babalar cehennemdir.
    şu an nerede olduğunu bilmediğim kadar merakta etmiyorum umarım cehennemdedir.
    annem iyi bir kadındı ama hep işi olurdu,hep çalışırdı,çok çalışırdı,vakitsizdi annem.büyüyordum işte öyle böyle. kendi kendine saçma sapan , feryat figan. içimdeki boşluk da büyüyordu benimle, sevilmemişliğim de büyüyordu.
    aksi,huysuz,asabi,sert bir çocuk gibi gözükürdüm. benim de savunma yöntemim buydu herhalde. kimsenin yanında ağlamazdım,kimseye anlatmazdım,kimse bilsin istemezdim eksik olduğumu, gurur yapardım. ama gece olunca bir şey gelir , sıkardı boğazımı. yumruğumu sıka sıka , dişlerimi kıra kıra ağlar, bitkin düşer uyuyakalırdım.
    ben fark edilmek istiyordum , söyleyemiyordum. içime atıyordum hep,içimde büyütüyordum. bir hastalık gibi yayılıyordu içime hüznüm.
    karne aldık bir gün ama ne karne mükemmel!
    akıllıydım da ben , fark etmediler. gizem vardı mahallede, aynı sınıftaydık, sıra arkadaşımdı, birbirimize dökerdik içimizi. aslında daha çok o dökerdi, ben her şeyi ya eksik ya fazla anlatırdım ona. gizem aşık olurdu , gizem ayakkabı isterdi , gizem kardeşiyle kavga ederdi , gizem bayram günleri erken uyanmaktan yakınırdı..
    ben susardım genelde.
    karne aldığımız gün önce gizemlere gittik, annesi açtı kapıyı , yüzünde gülücüklerle açtı. heyecanla baktı karnelerimize , tebrik etti , öptü. sonra bize geldik, annem işteydi benim, karnemi salondaki masanın üzerine koydum. gizemin annesi tam iki kere aradı. "neredesin geç kalma" falan dedi anladığım kadarıyla. hava kararmadan da döndük zaten. kıskandım, o kadar çok kıskandım ki belli etmedim.
    akşam oldu heyecanla bekliyorum annemi. karneyi görüp öpecekti beni. gurur duyacaktı, mutlu olacaktı, akıllı olduğumu fark edecekti. baya bekledim, o da baya gecikti.
    dayanamadım,aradım,işi vardı annemin. "sen uyu" dedi.
    sessizce kapattım telefonu, karşımda duran karneye bakıp saatlerce ağladım. gizem geldi aklıma,annesi geldi,annesinin gülücüklerle kapıyı açışı geldi.
    hayallerimin yıkılışını en somut şekilde gördüm. hayallerim tonluk binalara patlayıcı yerleştirilmiş gibi saniyeler içinde, büyük bir gürültüyle yıkıldı gözlerimin önünde.
    önce karneyi, sonra kendimi paramparça ettim.
    ben filmlerin kanlı sahnelerinde bile sıkı sıkı gözlerini yuman çocuktum. bana ne yaptılar ? bana neden bunu yaptılar ? beni neden kırdılar,neden yok saydılar, neden çiğnediler? neydi beni gizemden farklı kılan ? neydi beni bu kadar değersizleştiren? suçum,günahım,ayıbım neydi benim?
    ben o gün intihar etmedim, ben o gün ölmek istemedim. ben o gün farkedilmek istedim,hayatımda bir kez olsun birileri benim için endişelensin istedim, birileri beni merak etsin . birileri beni duysun istedim.
    ben o gün ölmek istemedim .
    ölmek istesem gırtlağımı keserdim ,göğsümü kestim ben
    beni en çok kırdıkları yerden kestim kendimi,
    göğsümden !

    benim tutunduğum dalları , dayandığım duvarları, güvendiğim dağları kırdılar.
    benim umudumu kırdılar.
    zaten eksiktim ben, benim tamamlanmaya olan inancımı kırdılar.

  • ekşi itiraf

    beni sevmedi.
    bu mühim değil, kimseye kendini sevdiremezdin. insanlar şanslı olanlar ve şanssız olanlar diye ayrılır. kendini şanssızlardan sayar, yaşamaya devam edersin.
    beni sevmedi.
    bu önemli değil, zaten beni kimler sevmedi saymaya vaktim yok. insanlar mutlu olanlar ve mutsuz olanlar diye ayrılır. kendini mutsuzların içine katar devam edersin.
    beni sevmedi.
    bu tuhaf değil, acısı derin, sorgusu uzun ama kabullenilir. insanlar aşık olanlar ve aşık olunanlar diye ayrılır. kendini aşık olanların en aptalı ilan eder devam edersin.beni sevmedi,
    beni seviyormuş gibi yaptı.
    bu mühim,
    bu önemli,
    bu tuhaf,
    bu kabullenilemez ve katlanılamaz.
    bunun ağrısı dinmez, bunun kırgınlığı unutulmaz.
    sevilmiyor olmanın çaresizliğinden sağ çıkar da herkes, sevildim sanmamın düşüşünden kurtulamaz.

  • ekşi itiraf

    biliyorsun.
    hala birine aşık olabilirim.
    sana hiç benzemeyen çocuklarım olur…
    adının hiç anılmadığı bir hayat kurarım.
    hayalimdeki yüzünü eskitir zaman…
    biliyorsun.
    herkes bir yolunu bulup tamamlanır aslında.
    herkes unutur.
    annenin cüzdanından çaldığın paralar gibidir bazı şeyler.
    belli oluncaya kadar devam edilir.
    biliyorsun.
    belli oldun!
    biliyorsun.
    unutabilirim.
    zaten ben kimleri unuttum.
    onlardan biri olur, hayatımın en kullanılmayan yerine kaldırılır suretin.
    tozlanırsın.
    üzerin örtülür…
    biliyorsun.

    seni sevdim!
    bir gün kör kalsaydın da severdim.
    ellerin olmasaydı mesela.
    ellerin olmasaydı, sen bile kendini sevmezdin oysa…
    biliyorsun.
    kimsenin tek bir seçeneği yok bu hayatta.
    hala bana seni unutturacak insanlar tanıyabilirim.
    başka bir ses kazınır kulaklarıma.
    biliyorsun herkesin kendini kurtaracak bir bahanesi vardır aslında…

    oysa
    ölene kadar seni sevebilirdim.
    eğer biraz yardım etseydin bana!

  • 6 eylül 2015 göğe yükselmem

    ulan adam göğe yükseliyor geliyor ekşi'de başlık açıyor. neden çünkü vizyon dar. işte hep bunlar yokluktan.