hilal39919
profili

  • saray mı büyük halk mı büyük

    miletçe saraya sığmayız, giremeyiz ama saray bize girebilir. o yüzden biz daha büyüğüz.

    ehem.

  • evlenince annemlerde yaşarız diyen erkek

    yahu, şimdi detaya girmeyeyim ama abi evlendin, hiç mi evde cingıl cing yapmayacaksın? len annen yan odadayken nasıl cilveleşirsin?

    ne bileyim hiç mi sarılip koltukta yatma hayaliniz yok? ya da abi her şeyi geç, rahat rahat konuşamazsin bile eşinle, keyifle istediğin yemeği yapamazsin, ne bileyim dişarıdan sipariş edemezsin vs.

    asla kabul etmem. dahası zaten bunu teklif edebilecek potansiyeli olan biriyle zamanımı geçirmem.

  • sonuçtan sonra hatay'a yardım yapar mısınız

    ne rezililigi len? ne rezilligi?!

    ulan adamlara yaptığim yardimla ben kendi borçlarımın bayağı bir kısmini kapatırdım, gecelere kadar çalışmak zorunda kalmazdim. saat kaç lan? saat kaç?! ben bu saatte öküz gibi çalışıyorum hala, o ne olacak? etmeseydim yardim şimdi rahattım. ee?

    gelmiş duyar kasıyor bana pembe popolar. ulan, depremi bizzat yaşamış birj olarak, travmasini dibine kadar görmüş biri olarak asla yardim yapmazdim, asla. sadece hayvanlara bakardim, o kadar. keşke de sadece onlara yardım etmeye yeltenseymisim!

    ben varya yıllarca hoşaf kelimesinden bile tiksindim biliyor musunuz? daha yeni yeni, son birkaç yıldır ismini duyunca irkilmiyorum, düşüncesi beni eskisi kadar germiyor.

    neden?

    çünkü 99 depreminde gunler sonra gelen o yemeklerde sadece hişaf olurdu, o kadar yeri var bak bende. anneannemi kaybedişimi, göçukte kalışimi geç bak. ben su an yaşlı birinin azıcik bir hüzunle görunmesine bike dayanamayıp ağlıyorum lan!

    eee?! eee?!! ben bunları yqşıyorken adamlar hala kalkıp bunu kendilerine layik görenlere, fıtrat diyenlere, kader diyenlere destek veriyorlar?! ben mi kötüyum lan yardımi reddedince, allah allah, olaya gel! insanlıkmış!

    yok abi, madem çok memnunlar, madem bu kadar iyi o savundukları kişi, tek yardım yapan ne olsun. onlara sarf edeceğim efor yerine burslu bir öğrenci daha kabul ederim, ne bileyim kesi-kopek maması alırim en azindan içim rahat eder.

    bizim yardımimiza ihtiyaçlari yokmuş.

    iyi lan işte, madem yok yapmayalim bakalim, yapmayalim yardim mardim. ne haliniz varsa görun, ben de kendi keyfime bakarım. olaya gel lan. kalkmış bana laf söylüyor comolokkolar. "nasil hala aynı adamları desteklersiniz" demiyorlar da kalkmış 'ay yardım içten gelir' diyorlar.

    ben para mı basıyorum? vergi mi alıyorum? yooo. vergiyi kim alıyorsa, yöneten kimdeyse buyrun o baksin bundan sonra. yemin ediyorum kazanamamak zerre dokunmadı ama o adamın hala bu derece destek almış olması çikeden çıkarttı. zerre destek veren ne olsun bundan sonra. inşallah herkes benim gibi düşünür de sokak hayvanlarina filan yönelirler yardim etmek için.

    hatta geçtim onu. kopek balıklarının rehabilitesi için yardim toplayan kuruluşlar var, hatta timsahlar icin filan bile var. paramı onlara gönderirim daha iyi -ki timsah sevmediğim en nadir hayvanlardandır. oh ulan ferahladim. yok, hem istemiyormuşsunuz da yardımımı, e çok da memnunmuşsunuz yönetimden, miiisss, destekleyen ne olsun!

    edit: aaay canııim pembiş seni, çok mu dokundu sanaaaa, guzelim benimmm. kardeşşş, o adamlarin çıkip bilmem kaç ölüsünun üzerinde kutlama yaptikları saatlerde ben çalışıyordum biliyor musun? bana iade edecekmiş popişimin pembişi. sen devam et yardımina ne güzel işte, devam kardeşim, ben etmiyorum, bitti. ne guzel anlaştik bak, siz pembiş pembiş birlikte geçinin, biz de tiktir olup kendi yaşamımiza donelim, sizi de zerre tiklemeyelim, ooohh. misss.

    edit: birde yapmasaydıni mesajlari geliyor ya, bayılıyorum. canim, depremi yaşayan adam aradan 24 yıl da geçse duramıyor yerinde, bir şeylerden tutmak istiyor, birç çekiyor, kredi alıyor ama yapıyor illaki.

    ama işte ben de onu diyorum, bana mıymış derdi? nasil olurda kendi ölünüzun üzerinde kutlama yaparsıniz lan? nasil nasil? bak ben olur da bu taraf kazanırsa kutlama onca kaybin ardina nasıl yapılir diye sorguluyorken sen bir de buna neden olanlara nasil yaparsin?!

    eh, dedim ya, gerek yokmuş madem, olmasin. bundan sonra keyif benim kardeş, beni geç, kendi çoluğunu çocuğunu düşünmeyen adamı ben hiç düşunmem.

    he bir de provokatör denilmiş, vallahi ilk defa duyuyorum he. neyi provoke ediyor muşum çok merak ettim. etmeyin siz yardim diyen adamlara yardim etmiyorum o zaman diyorum, bitti gitti. etmek zorunda mıyim? ben değilim ama hükumet öyle mesela. hükümleti de çağırırsıniz inşallah savcılığa. bebeler sizi

    son edit: hala olayı özellikle bir partiye çekmeye çalışanlar var. bakin canlarım çok basitçe anlatacağım, kavramaya çalışın. kavrayamıyorsanız da zaten dedim ya, artık çok da tın.

    diyelim ki oturduğunuz apartmanda 15-20 yıldır hep aynı kişi yönetici ve bu süreçte apartmaninıza giren çıkan belli değil, her gün bir şeyler kayboluyor, gelen giden ailenize sövüp tehdit ediyor ve çoluk çocuğunuz okula giderken bile evden çıkmaya korkuyor. diyelim ki apartman yıkıldı yıkılacak hale geldi. diyelim ki her şeye para ödüyorsunuz ama ne ışıklar, ne asansör çalışmıyor, bina pislik içerisinde, haşereler-fareler dolu.

    farazi konuşuyorum. diyelim ki sonunda bir seçim oldu. ve siz belirli bir adayın kazanmasını istiyorsunuz. buraya kadar tamam mı? heh. şimdi oylama yapıldı ve sonuçlar açıklandı. sizin beklentiniz nedir? sizin adayınız kazanamasa bile göz göre göre o bilmem kaç yıllık yöneticiye oy gitmemesidir, değil mi? ama bir bakıyorsunuz apartmanın neredeyse yarısı o adama oy vermiş.

    hatta bilmem kaçıncı katta göçmeler yüzünden aile üyelerini kaybetmiş adamlar bile ona oy vermişler.
    hatta kendisine alkış tutmuşlar.

    heh. oldu mu? şimdi siz neye isyan edersiniz bebeklerim? kendi adayınızın alamamış olmasına mı? aklınıza gelmez bile. sizin isyanınız kazansın ya da kazanmasın, hala o yöneticiye o apartmandan oy çıkmasıdır, bu kadar.

    çok basit anlattım ama dedim ya artık zerrrrre umudum yok, umutlanmak için isteğim de yok, daha okuduğunu anlayamıyor millet. gerçi onu da takmıyorim artik. kendi yağımdan zerre vermem bundan sonra, herkes kendi yağında olsun madem öyle.

  • arçelik deprem reklamı

    ama abi bu ülkede insanlar hiçbir şey beğenmiyorlar ki.

    adamlar yardım edip göstermeseler yükleniyoruz, yardım edip gösterseler yine yükleniyoruz. en bariz örneği burada tarkan için açılan başliklar.

    bana kalırsa hiç kötü bir şey yok, aksine yapilması gereken bu. belki örnek olur

  • gürültü yüzünden üst kat komşularını öldürmek

    her gün her saniye fantazisini kurduğum şeyi gerçekleştirmiş adamlar.

    iki buçuk yıldır bu üstteki orospu çocuklarına "lütfen" diye diye dilimde tüy bitti. en son bir buçuk ay kadar önce bir kavga koparttım bir aydır ses yoktu. iki hafta önce yine başladı sabahın beşinden gece 2-3'e kadar. ulan ben zaten 4 gibi ancak yatabiliyorum iş yüzünden, bu poçler yüzünden sıfır uyku.

    bizim yan daireyle kanlı bıcaklı olmuşlar geçenlerde bu olay yüzünden. bakın alt katlarında olan biziz, bizim yan dairemize gidiyor sesleri. hatta bizim alt katımıza bile gidiyor. dün bir ses yaptılar, oturduğum sandalye titredi, emin olmak için avizeye baktım deprem mi oluyor diye.

    sonu iyi değil, sonu hiç iyi değil. eğitimsiz piçler.

    edit: "akustiği sorgulayın, inşa eden adamı sorgulayın, gidin hak hukuk ile kanuni yollara başvurun" diyenlerin ağzının ortasına öyle bir yapıştırmak istiyorum ki anlatamam. ulan salaklar, iki buçuk yıl olmuş. gidip evi inşa eden adamı bulup üst kattakilerin bir tarafına mı monte edeyim? hangi ev şu an yalıtımlı ülkede? siz hangi devlette yaşıyorsunuz lan? ben bu adamlara tatlı yapıp götürdüm, nezaketle uyardım, defalarca ve defalarca hem yazılı hem sözlü uyarı yaptım. benim yan dairemde olan yönetici de yaptı. diğer taraftaki daire ve hatta benim alt katım bile yaptı.

    olmadı. ne yaptık? anlayacakları dilden konuştuk. ondan sonra biraz düzeldiler. eskisi gibi değil, en azından gecenin bir yarısı akülü araba sürmüyorlar artık. ama hala sabahın 5'i-6'sı olunca öküz gibi dan dan dan koşturmalar, gecenin 2'sine 3'üne kadar.

    o sürtüğün savunması da ne biliyor musunuz? o saatte uyuyormuş, ilgilenemiyormuş piçleriyle.

    arayıp uyarınca da alay eder gibi "aa rahatsız mı oldunuz?" diyorlardı bir de.

    polise haber versen bir uyarıp gidiyorlar. sanırsın ülkede insan hakları muhteşem düzeyde, hakkını arayan hemen buluyor. insan önce bir başlıkta yazılan serzenişleri, başvurulan türlü yöntemleri okur. böyle salak salak yazılara bayılıyorum. ulan üç yıl olacak zerre uyku yok diyorum. seni her gün dan dan dan sesiyle uykusuz bıraksak ne yaparsın sevgili üstün zekalı? biz de "gidip öldürelim" demiyoruz zaten, ama bunu yapan adamın da nasıl o psikolojiye geldiğini anlıyoruz diyoruz. beyinsiz beyinsiz yorumlar. taşının demeler. ver ulan o zaman taşınmayla doğacak tüm zararımı, kira farkımı da öde bana iki yıllık taşınayım. tek zeki kendileri sanıyorlar. allah'ın beyan edilmemiş malları.

  • başörtülü olduğu için staj yaptırılmayan öğrenci

    he arkadaş, ben de başörtülü olmadığım için burs alamamıştım.

    (bkz: en mağdur benim)

    edit : "dalga geçileceğine tepki konulsaymış-" denilmiş. len oğlum ben başım açık diye burs alamadım diyorum. başım açık diye kaç kuruluştan mobbingin allah'ını gördüm, mülakatlarda "inanıyor musunuz" soruları yüzünden kavga eder konuma geldim diyorum sen hala "mağdur biziz" diyorsun.

    madem bu kadar mağdursun paşam, bir kere de çıkıp "içerideki yozlaşmalar yüzünden bizim de adımız karalanıyor. inanç sistemine leke sürülüyor. dini siyasetten ve her türlü kurumdan uzak tutun." deyin ulan. biz yıllardır bunu söylüyoruz diye yemediğimiz küfür kalmadı. "ne giyinirse giyinir" yazmış ekstra nöronlu bir mal beyanı da.

    ya hayatım biz de yıllardır onu diyoruz işte. hem sizin hem de kendi pisliğimizin peşinde sürekli temizlik yapıyoruz. siz hala kazanç peşinde mağdur ayağına yatıyorsunuz. biriniz koysa ya elini taşın altına. bu mağdur edebiyatı yapıp kişilere saldıranlar çıkıp birlik olarak "siyasal islam'a hayır" dese ya. "laiklik" dediklerini duyalım bir. hala salak salak savunmalar, yorumlar. sonra neden dalga geçiyoruz? neden sizce? çünkü siz dini devlet işlerine alet ettikçe iki taraf da kaybediyor. he ama biz söyleyince "bunlaar" oluyoruz, siz söyleyince "mağdur". iki yüzlüler.

  • home office çalışanların psikolojisinin bozulması

    ya insan sosyal varlıktır da biri de demiyor ki "uzaktan çalışma olsun, ömrümüz yollarda geçmesin ama saatler de makul olsun. zırt pırt ulaşılabilir olmayalım. insan sosyal bir varlıktır, dolayısıyla çıkıp gerçek dostlarımızla sosylalleşebilelim, ne bileyip bir aktiviteye katılabilelim."

    insan sosyal bir varlık, o yüzden hepimiz dört duvar arasına tıkılıp -istisnalar hariç- toksik ilişkiler yüzünden insanlıktan tiksinelim, sinir sahibi olalım, dedikodu dinleyip salak salak yaltaklanmalara katlanalım öyle mi? çok değişiksiniz, hayalleri bile bu kadar düşük nasıl olur insanların anlayamıyorum.

    edit: 1 yıldan sonra kötü olur diyenlere duyurmak isterim, iki buçuk yıl oldu, hayatımda bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum çalışma koşulları için.

  • batılı gibi giyinenler kendilerini modern sanıyor

    doğulu gibi giyinenler de cennete gideceğini sanıyor.

  • yunanistan'a bir tavsiye bırak

    abicim zift gibi memleket, hiç bulaşmayın derim.

    biz de zifte bulanmış palikanlar gibi can çekişiyoruz zaten.