cezalandırma, suç davranışının ardından gelenleri ele aldığı için tek başına suçu önlemek için yeterli değildir; bunun yerine, suça neden olan temel nedenleri ele almak gerekir. eğitim, sosyal hizmetler, ekonomik fırsatlar ve toplum katılımı gibi kapsamlı bir yaklaşım, yoksulluk, eğitim eksikliği ve sosyal dışlanma gibi suça yol açan temel faktörleri hedeflemelidir.
bu sorunları ele alarak, toplum sadece potansiyel suçluları caydırmakla kalmaz, aynı zamanda olumlu davranışları teşvik eden ve suç olasılığını genel olarak azaltan daha destekleyici bir ortam oluşturabilir. bu bütüncül yaklaşım, sürdürülebilir değişiklikler yaratmak ve topluluklar için uzun vadeli güvenlik ve refah sağlamak açısından daha etkilidir.
suçu azaltmak ve engellemek için ne yapmak gerekir?
suçu azaltmak ve engellemek için çok yönlü bir yaklaşım gereklidir, bu yaklaşım hem kısa vadeli hem de uzun vadeli stratejileri içermelidir. işte bazı anahtar önlemler:
1. eğitim ve sosyal programlar: eğitime ve sosyal programlara yatırım yapmak, suçun kök nedenlerini ele alabilir. kaliteli eğitime, iş eğitimine ve sosyal hizmetlere erişim sağlamak, yoksulluk ve eşitsizlik gibi suçla sıkça bağlantılı olan sorunları azaltmaya yardımcı olabilir.
2. ekonomik fırsatlar: özellikle gençler ve marjinalleşmiş topluluklar için iş fırsatları yaratmak, suç davranışının olasılığını azaltabilir. ekonomik istikrar, suça karşı güçlü bir caydırıcıdır.
3. çevresel tasarım: fiziksel çevreyi değiştirmek, suç fırsatlarını azaltabilir. suç önleme çevresel tasarım (cpted) olarak bilinen bu yaklaşım, sokak aydınlatmasını iyileştirmek, görüşü artırmak için peyzaj yönetimi yapmak ve doğal gözetimi artırmak için binaları ve kamusal alanları tasarlamak gibi stratejileri içerir.
4. yasama ve düzenleme: özellikle suç faaliyetlerini hedef alan yasaları uygulamak ve yürürlüğe koymak, potansiyel suçluları caydırabilir. örneğin, daha sıkı silah kontrolü yasaları, şiddetli suç oranlarını azaltabilir.
5. rehabilitasyon ve topluma yeniden entegrasyon programları: suçlulara rehabilitasyon programları sunmak ve onların topluma yeniden entegrasyonunu kolaylaştırmak, tekrar suç işleme oranını azaltabilir. eğitim, beceri geliştirme ve terapiye odaklanan programlar, eski suçluların üretken hayatlar sürdürmelerine yardımcı olabilir.
6. teknoloji ve gözetim: teknolojiyi, örneğin gözetim kameraları ve veri analitiklerini kullanmak, kolluk kuvvetlerinin suçu daha etkili bir şekilde tespit etmesine ve önlemesine yardımcı olabilir.
7. toplum katılımı: suç önleme çabalarında toplumun katılımını teşvik etmek, daha güvenli mahallelere yol açabilir. mahalle nöbeti programları, gençlere mentorluk ve toplum merkezleri suçu caydırmada önemli roller oynayabilir.
etkili suç azaltma ve önleme, bu stratejilerin bir kombinasyonunu, her topluluğun özel ihtiyaçlarına ve zorluklarına uygun şekilde birleştiren kapsamlı bir yaklaşım gerektirir. daha güvenli ortamlar yaratmak için kolluk kuvvetleri, hükümet ajansları, toplum örgütleri ve sakinler arasında işbirliği şarttır.
(bkz: idam cezası olsa rahatça cinayet işlenebilir miydi/@theriver)
theriver13 profili
-
idamdan daha etkili ceza
-
evlilerin her gün çatır çatır bedava pompişlemesi
kocalarının ilgisizliğinden yakınan evli hanımlara sorun bakalım öyle miymiş?
evli olmalarına rağmen sabahtan akşama başka erkeklerden ilgi bekleyen kadınları ben görüyorum da, siz göremiyorsanız bakar körsünüz.
bir erkek arkadaşıma, evli bir kız arkadaşı yakınıyordu, "kocam benimle yatmıyor" diye... kadın kimyager, kocası doktordu. daha yeni evlilerdi üstelik 1-2 yıl olmamıştı. kadın bunu arkadaşım kendisiyle yatsın diye anlattı tabii. ama arkadaşım sadece ayıpladı, bana anlattı sonraki yıllarda da. kadını çekici bulmuyordu zaten ama bulsa da yatmazdı. bazı insanların değerleri var, bazılarının yok.
tonla böyle örnek biliyorum, hatta bir ara ayşe arman da yazı dizisi yapmıştı. "evliler neden seks yapmıyor?" diye. onun çevresindeki kadınlar da yakınıyormuş çünkü sürekli.
bekarken size öyle geliyor kısaca. ilişkilere 7 ay ile 1.5 yıl veriyorum heyecanın bitmesi için. evlilik öncesi 1 yıl desek, 6 ay da evliyken desek, 6 aydan sonra seks heyecanı kalmaz. o kadar da sürmez de, hadi 6 ay verdim ben yine size. evlilik öncesi dahil 1 yıl ortalama diyelim.
süper modelle de evli olsanız 6 ay max. hele de çocuk mocuk yaptıysanız bitti, evdeki kadın artık sadece anne ve evi çekip çeviren biridir.
hiç olmazsa başlangıçta tutku şart, ama iyi arkadaşlık edilen biri olması da önemli.
bilin, ona göre yapın planlarınızı.
__________
ayşe arman yazı dizisi:
neden hiçbirimizin evliliğinde seks yok? - yazı
kocam benimle neden sevişmiyor? - yazı
*
ha sanılmasın ki kadınlar bakımsız, kilo aldı bilmem ne... alakası yok, daha gençliklerinin baharında bitiyor her şey diyorum. hepsi bakımlı, fit, alımlı çalımlı kadınlar. heyecan bitiyor, çünkü sana serbest biri yanındaki öncelikle. hele de geç evlenilmiş ise, seks ile heyecan hep yan yana olmuş, ona alışılmıştır.
seksi heyecanlı kılan unsurlardan biri, senin beğendiğin, sevdiğin, hayran olduğun birinin de seni istemesi, yani işin oyun kısmı, tırmanış. evlilikte bu oyun bitiyor. ama şu da var, süregen ilişkide de günlük olaylar zincirinde yine bir kadın/erkek oyunu, küsme, barışma, çekişme yaşanabilir ve bu bir heyecan katabilir.
yani öyle seksi giyindin, mum yaktın, romantik şarkı, mekan falan fark etmez.
birkaç neden vardır; gerçek aşkın olmaması, arkadaşlık olmaması, "bununla evlenmeseydim hayatım belki daha iyi olacaktı, kim bilir ne maceralar yaşayacaktım ama bunla evlendim tıkıldım kaldım, özgürlüğüm elimden gitti" hissiyatı vs. vs., neden çok.
çocuk yapmak istememe de ondan, iyice o kişiye bağlanmaktan, yani kendi hayatını bağlamaktan kaçınmak için. cahil cühela alt kesim nikahı kıyar kıymaz hemen çocuk yapıyor ya, sanıyor herkes öyle, değil. eleştiriyorum gibi görünüyor ama paraları varsa geçinecek, doğrusunu da bunlar yapıyor. bu bunalımdan bunalıma sürüklenen, evliliğinde mutlu olamayanlar zaten bir başkasıyla da mutlu olamayacak veya hayallerindeki o hayat zaten olmayacak... bari geçinebilecek ekonomik durumları varsa, çocuk yapsınlar abartmadan.
*
benim anlattıklarım her zaman gelişmiş beyinlerdir, hatırlatırım. bu başlıkları açanlar ve parayla seks yapanlar lümpen tabakadır. zaten çekici, arzu edilen ve istediği an sekse ulaşabilecek bir erkek parayla seks yapmaz. erkeğin arzu edilmeyen, istenmeyen biri olması lazım paralı seks için, ki o "istenmediği" düşüncesi zaten yeterince yıkıcı bir bilgi.
arzu edinilen, çekici erkek olmak için de yakışıklı, zengin vs. olmanız gerekmiyor, defalarca örneklerini gördük, anlattık. çekici olmak başka bir şey. sekse tırmandıran oyun zinciri, silsilesi zaten bütün işin güzelliği, seks işin sonucu sadece. bir kadının kalbini kazanmak için gösterilen çaba. tabii lümpen tabakanın bunu anlaması imkansız, parayı verir yatar kalkarım onların anlayışı.
*
parayla seks yapan, hayvanlara, bidona, asansöre atlayan, çok küçük yaşlarla hatta çocuklarla yapacak kadar hasta yetişmiş beyinler konumuz dışı. onların satır aralarında dediklerini buralarda da görüyorum, farkında olmadan düşünce dünyalarını ilgisiz haber yorumlarında yazıyorlar, neye özendikleri anlaşılıyor. sağlıksız beyinler konumuz dışı. yetişkin insanların, normal hayatlarından söz ediyorum. -
matthew perry
çok çok üzücü, ölüm haberi geldi. - tmz
evdeki jakuzide boğulmuş halde bulunmuş. cardiac arrest (kalp durması) nedeniyle yardım istemiş asistanı. uyuşturucu madde vs. yokmuş etrafta.
gerçekten çok üzüldüm. geçenlerde burada alkolizm ile ilgili söylediklerini paylaşmıştım bir söyleşisinden. bunalımlı olmadığını, alkolizmin bir beyin hastalığı olduğunu anlatıyordu.
ve kendisinin de "neden neden" diye sorduğunu, "6 kardeşiz ama neden ben, neden ben bunu çekmek zorundayım" dediğini anlatmıştı o söyleşide.
(bkz: alkolizm/@theriver) #156825035
çok ağlayan bir bebek olduğunu, 30 günlük iken ailesinin kendisine doktor önerisiyle, ağlamaması ve kolay, rahat uyuması için, günümüz dünyasında verilmeyecek bağımlılık yapan bir ilaç verdiklerini, hatta o dönemde çekilmiş fotoğraflarında da sarhoş bir bebek gibi göründüğünü (verilen ilaç nedeniyle)... evdekilerin güldüğünü ama bu ilacın o dönem bebeklere verilmesinin çılgınlık olduğunu söylüyordu. yani alkolizminin başlangıcının bu olay olduğunu düşündüğünü (belli ki bünye daha 30 günlükken verilen bağımlılık yapan bir maddeye bağımlılık yapmıştı) anlatıyordu videoda. - youtube
"zayıf bir insan değilim, çok güçlü bir insanım ama bu bir hastalık. 'sadece bırak' dediklerinde, suratlarına bir yumruk atmak istiyordum, öyle bırak demeyle bırakılmıyor, bu bir hastalık."
anılarını yazdığı kitapta bir yerde şöyle diyormuş: "i should be dead. why am i alive?" (ölmeliydim. neden yaşıyorum?)
soru: anılarınızı yazmak, bu sorunun cevabını bulmanıza yardım etti mi?
matthew: hayatta olduğum için çok şanslıyım. başkalarına yardım etmek için. alkolizm ve içmem konusunda 'senin hatan değil' diyen bir doktor, bunu bana ilk kez söylediğinde çok şaşırmıştım ve bu benim içkiyi bırakmamda çok faydalı oldu. zayıf olduğum için değil, bu bir beyin hastalığı olduğu için böyleyim ve bir hastalıkla mücadele ettim hayat boyu. şimdi ben de bunu bilmeyen ve yardıma ihtiyacı olan başkalarına anlatıyorum.
ben ne kadar kötüyü gördüysem, benim kadar kötüyü, dibi görmüş başkalarının da buradan çıkılabileceğini görmeleri için devam ediyorum, ve devam ediyorum, ve devam ediyorum. onlara bunun yapılabileceğini göstermek istiyorum.
5 ay hastanede yattım ve ecmo makinesine bağlamışlardı beni. doktorlar aileme buradan çıkamayabileceğimi söylemişler. o makineye bağlanan kişilerin çoğu ölürmüş. o gece, benimle birlikte 5 kişi o makineye bağlandı ve sadece ben hayatta kaldım, diğerleri öldü. ailemin hastaneden sağ çıkamayabileceğimi duymalarına üzüldüm. yaşadığım için çok sevinmem gerekirdi belki, ama ben ailem bu sözleri duyduğu için çok üzgündüm, kızgındım.
öldüğümde ilk akla gelenin friends dizisi değil, alkolizmle başa çıkmamın olmasını ve başka insanlara da bu konuda yardım etmemin hatırlanmasını istiyorum.
soru: alkolü bırakmaya çalışanlara tavsiyeniz nedir?
matthew: alkolik olduğunuzu saklamayın. elinizi kaldırın ve acı çektiğinizi, içtiğinizi söyleyin, yardım isteyin. hastalık her zaman geri dönebilir, ama yardım isteyin.
soru: bu kitabı yazarken kendinizle ilgili yeni bir şey öğrendiniz mi?
matthew: ölüme ne kadar yaklaştığımı gördüm, bunun ne kadar sık olduğunu gördüm ve tekrar asla bunun olmasını istemediğimi.
soru: nasıl hatırlanmak isterdiniz?
matthew: iyi yaşadı, iyi sevildi, arayışta olan ve en önemlisi başkalarına yardım etmek isteyen biriydi diye hatırlanmak isterim.
__________
evet beni ağlattı, uzun süre acı çekerek yaşayan herkes adına ağlattı.
yaklaşık bir ay önce, 17 eylül'de bu söyleşiyi ilk izlediğimde bu final anlamı içeren sorulardan pek hoşlanmamıştım, 'bu insanlar da niye böyle şeyler soruyor, sanki adam ölüyor gibi' demiştim. kariyerinin zirvesini geçirmiş olabilir bir kişi, ama hayatı bitmiş gibi sorular sorulması hoşuma gitmemişti. onlar elbette, hayatını anlatan bir anı kitabı üzerine konuştukları için sormuşlardı bu soruları.
kendisinin de söylediği gibi, iyi yaşadı, çok sevildi ve hem friends'de güldürerek, hem alkolizm konusunda aydınlatarak insanlara yardım etti.
rest in peace, matthew.
*
friends dizisini matthew'ın sonradan neden hiç izlemediğini sorgulamış biri yukarıda. bu, söz ettiğim söyleşide ona da değiniyor kendisi. her sezon alkol mü, bir madde mi ne kullandığını dizide kendi görüntüsüne bakınca hatırladığını ve bundan hoşlanmadığı için, bugüne kadar izlemediğini... ama artık bu konuda da fikrini değiştirdiğini, tüm dünyayı etkilemiş ve çok sevilmiş bu diziyi kendisinin de izleyerek gülmek istediğini söylüyor.
bağımlılıktan kurtulmak için yıllar içinde yaklaşık 10 milyon dolar harcadı. #158247131 -
oppenheimer
filmle ilgili başka şeyler yazabilirim sonra vakit bulursam, ama şimdilik bir basit hatayı yazayım, yazan olmadıysa. filmde tarihsel hata yapılan bir sahne var.
bir sahnede cillian murphy, onu alkışlayan, tezahürat yapan ve amerikan bayraklarını sallayan bir kalabalığın ortasında duruyor.
nükleer fizikçi j. robert oppenheimer'ın hayatıyla ilgili bu dramatik destan 1940'ların başında geçiyor, ancak sahnede kullanılan bayraklarda 50 eyaleti temsil eden beyaz yıldızlar var - oysa sahnenin geçtiği 1945'te abd'de yalnızca 48 eyalet ve bayrakta 48 yıldız vardı.
amerika birleşik devletleri'ne katılan son iki eyalet olan hawaii ve alaska, 1959'da bayrağa eklendi.
(bkz: amerikan bayrağı) -
erkeklerin en yakışıklı oldukları yaş
sevdiğiniz erkek kaç yaşındaysa o yaş en yakışıklı yaşıdır.
-
akp'ye kızıp dinden çıkmak
'demek ki o adamlar da böyleymiş' demek için daha ne beklemesi lazım aklı çalışan birinin?
takipçileri bunlar işte. onlar da zamanın çıkarlarına göre hareket eden bir grubu. -
linkedin'de kendi aralarında ing konuşan türkler
online bir platformda iseniz, ve sadece türkçe konuşulan bir platform değilse, ingilizce konuşan topluluğun da anlamasını istiyorlardır.
bedenen türkiye'de olmanız, kafaca da türkiye'de olmanızı gerektirmez. -
savaşların nedeni dinler ve milliyetçiliktir
değildir. bunlar, savaşmaya ikna etmek için ortaya sürülen piyonlara anlatılan hikayeler, masallardır sadece.
birilerinin gücü elinde tutması için, daha zengin olması için vs. savaş deseler savaşmayacağın için, sana milletin, dinin için savaştığın masalı anlatılır. sen de yersin küçük beyinli, vasat milyonlardan olunca.
zaten millet, milliyet, din kavramlarının çıkış nedenlerinden biri de bu. kalabalık insan topluluklarını istediğin gibi yönlendirebilmek. hem yaşamın zorluklarına karşı zayıf insan kalabalıklarına bir manevi güç veriyorsun, hem istediğin zaman rahatça kullanıyorsun aynı masal ve hikayeler ile.
ne yaptık? yine bir antropolojik, sosyolojik, psikolojik tespit yaptık. -
millet ittifakına oy vereceğim
oyum millet ittifakına
negatif başlık açmayı bırakın. pozitif başlık açın.
ne yapmayacağınızı değil, ne yapacağınızı söyleyin. -
siirt fıstığı ile antep fıstığı arasındaki fark
antep fıstığı zayıf, siirt fıstığı tombuldur. görsel
__________
tabi bence de antep fıstığı orjinalidir. siirtli sevmediğimiz bazı araplar var malum. bir de siirt fıstığı çook sonra çıktı piyasaya, onu da yiyoruz o ayrı.
* * *
bayağı bir zaman önce wall street'de bir firmaya is yaptık. daha ilk gün istediği renkleri söyledi firma sahibi 'pistachio green'. bir yıl bu pistachio green ile çalıştık. pistachio'nun böyle de bir yeri oldu bende. -
atatürk'e hakarete verilmesi gereken ceza
ceza verilmemeli. ifade özgürlüğü olan bir yerde hiç kimseye hakarete veya küfür edilmesine ceza olmaz, olmamalı.
ama ülke atatürk değerleri ile yönetilmeye devam etsin istiyorsak, atatürk'ü sevmeyen ve değerlerini benimsemeyen insanları yönetime seçmezsiniz olur biter. formül budur. sokaktaki sıradan bir vatandaşın küfür veya hakaretinin ise bizi ilgilendiren hiç bir yanı yoktur.
aynı şekilde "dini kimlik ve değerler" denilen şeylere de, ülke yöneticilerine de hakaret veya küfür ceza konusu olmamalı.
ama sizin önemsediğiniz ve değer verdiğiniz konulara göre yönetici seçimlerinizi, kişileri kanaat önderi olarak benimseyip benimsemeyeceğinizi belirler, belirlemelidir böyle şeyler sadece.
p.s.: atatürk'e hakaret edilmesine ceza olayını adnan menderes hükümetinin başlattığını da hatırlatırım.
__________
sen bilfiil atatürk'e ait hiç bir şey bırakma ülkede, hiç bir atatürk değeri kalmasın, laiklik yok edilsin, eğitim gericileştirilsin, bilim ortadan kalksın bilmem ne.. ama sokaktaki cahil bir vatandaş hakaret etti diye ceza ver. hiç bir anlamı yok bu işin, hakaret edeni düşüncesinde bilemekten başka. akıl ve bilimden yana, çağdaş medeniyetlere özenen, iyi eğitimli ya da sağ duyusu gelişmiş hiç bir insan atatürk'ü sevmemezlik yapmaz. ancak cahil, geri bırakılmış, atatürk konusunda beyni yıkanmış insanlar sevmez. onlara da yapabileceğiniz bir şey yok. herkesi aynı seviyeye getiremezsiniz.
komünist bir rejim altında çok sıkı din karşıtı bir eğitim vermesine rağmen çin baş edemezken (üstelik bizdeki muhalifler dahil, çin'in bu radikal islam'a karşı tutumunu eleştirirken)... bizde atatürk'ün ölümünün ardından kitaplardan atatürk'ün din konusundaki görüşlerini çıkaran bizzatihi chp hükümetidir. yani çıkarmasalardı da, her zaman toplum içinde islam olmasa da başka bir takım dini inançların çevresinde insanlar toplanacaktır. insanın doğası maalesef böyle. hayattaki zorluklara karşı bir şeylere tutunma ihtiyacı duyuyor. herkesin psikolojisi, dayanıklılığı aynı güçte değil. bu da bugün atatürk karşıtlığı ile kendini buluyor, yarın, bir kaç yüzyıl, bir kaç binyıl sonra başka şekillerde ifade edilecektir.
önemli olan, yönetici sınıfının, eğitmenlerin, halkı yönlendiren medya ve kanaat önderlerinin kimler olduğudur ki bu gericilik azınlıkta, marjinal oranda kalabilsin, kalabalıklar aklı selim olsun.
* * *
ülke halkı ısrarla atatürk karşıtlarını yönetime seçiyorsa da, yapabileceğiniz bir şey yok. siz madem azınlıktasınız, kendi hayatınızla ilgili seçimleri ona göre yaparsınız. 2018'den beri devam eden bir ekonomik kriz, üstüne 2 yıl süren pandemi ile değişen, değişecek yönetimin bu anlamda bir değeri yoktur. halkın kanaatinin değerler üzerinden değil, bozuk ekonomi ile değiştiğini göstermektedir çünkü.
başlık sahibi "hakaret eden yöneticiye ne ceza verilmelidir, ne yapılmalıdır" demiş. hakaret eden yönetici o pozisyona seçilmemelidir. ama 20 yıldır bu halk bu görüşü yönetime seçmiş, suçlu yönetici değil, doğrudan halktır bu noktada. halkı da bırakınız istediği gibi yönetilsinler. yarattıkları ülkeden kaçarken, uçakların kanadına yapışırken görürüz nasılsa bir gün. -
elon musk'ın istanbul'un fethi ile dalga geçmesi
tam tersine bizanslılarla dalga geçiyor.
-
amber heard
johnny depp'in avukatı camille: mr. depp bütün bu davalar boyunca size bir kez bile bakmadı değil mi?
amber heard: fark ettiğim kadarıyla hayır, hiç bakmadı.
avukat camille: ama siz ona defalarca baktınız değil mi?
amber: evet, ben baktım.
avukat camille: mr. depp'in size neden bir kez bile bakmadığını gayet iyi biliyorsunuz değil mi?
amber: evet, biliyorum.
avukat camille: mr. depp bir daha asla onun gözlerini görmeyeceğinize dair size söz verdi çünkü değil mi?
amber: bunu söylediğini hatırlamıyorum.
avukat camille: mr. depp ile son görüşmenizde, san francisco'da, temmuz 2016'da bunu size söylemişti değil mi?
amber: bu, sondan bir önceki görüşmemizdi.
avukat camille: bu, mr. depp'i halka açık şekilde "aile içi şiddet" konusunda suçlamanızdan ve "görüşme kısıtlaması kararı" çıkartmanızdan sonraydı değil mi?
anber: evet, doğru.
avukat camille: evet, lütfen kanıt 1229'u dinleyelim.
kasetten:
amber: sadace sana dokunmak istiyorum.
johnny: bütün bana yaptıklarından sonra bana dokunmak mı istiyorsun?
amber: sadece sana dokunmak istiyorum, sadece sana sarılmak istiyorum, lütfen dur.
johnny: ben senin için hiç bir şeyim. ben senin için her zaman hiç bir şeydim.
amber: lütfen... lütfen... lütfen...
johnny: hayır, hayır, hayır. gözlüklerimi çıkarmayacaksın. gözlerimi bir daha asla göremeyeceksin...