hakkında "komutan", "askeri hayat" gibi kutsal sözcükler kullananları gördüğümüz terörist.
bataklıktaki sivrisineklerden sadece bir tanesidir.
ölmesi ya da ölmemesi o kadar da önemli değildir.
zira önemli olan bataklığı kurutmaktır.
kudayaltay6 profili
-
murat karayılan
-
billur kalkavan
şu hayatta istediği gibi yaşamayı başarabilen (en azından ben öyle olduğunu düşünüyorum) kadınlardan biri.
yaşamını yitirmiş. umarım son anlarında "yaşadım" diyebilmiştir.
***
"yaşadım" diyebileceğiniz bir yaşam sürebilmeniz dileğimle... -
almanya'da olup da türkiye'de olmayan şey
denizlerden kilometre içeriye kadar girmiş olan ve taşımacılık için kullanılan kanalların da aralarında olması gereken "şey"dir.
ülkenin yükseltisinin fazla olmamasının da bunda etkisi vardır.
keşke bizim ülkemizde de bu tür kanallar olsa.
bir başka "şey" de elbette tren yollarının bizdekinden kat kat fazla olmasıdır. almanya'da kırk bin kilometreden fazla demiryolu varken bu rakam ülkemizde yaklaşık on üç bin kilometre civarındadır.
bu da yine öncelikle, genel olarak düz bir araziye sahip olmasından kaynaklıdır ancak bizim bu konuda çok geride olduğumuz gerçeğini değiştirmez.
umarım şu taşımacılık konusunda daha farklı bir bakış açısı kazanır ve gerekli atılımları yapabiliriz. -
akp sonrası yeni hükümetten beklentiler
kendi açımdan şu şekilde olan beklentilerdir;
*15 temmuz gününün sorumlularının tam ve doğru dürüst bir şekilde ortaya çıkarılması, adil bir şekilde yargılanması ve varsa almaları gereken cezaları almalarının sağlanması.
*15 temmuz gününün anma günü olmaktan çıkarılması.
*ülkede 15 temmuz adındaki tüm bina, cadde, sokak, köprü(!) ve yapıların ortadan kaldırılması.
*şehir hastaneleri, özel karayolları ve köprülerin kamu kontrolüne geçirilmesi.
*diyanet işleri başkanlığı'nın olması gerektiği gibi özüne dönecek işleri yapar hale getirilmesi. personel sayısının azaltılması, bütçesinin düşürülmesi.
*17-25 aralık ile ilgili dosyaların yeniden açılması ve gereken işlemlerin yapılması.
*ayasofya'nın müze haline getirilmesi.
*beytepe'nin kültür yerleşkesi (külliyesi değil) haline getirilmesi. bir cumhuriyet müzesi bölümünün olması, kültürel faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için alanların ortaya çıkarılması ve halka açılması.
*marmaris'teki sarayın ve varsa ülkenin diğer yerlerindeki sarayların vb halkın girebileceği yapılar haline getirilmesi.
*sayıştay raporları esas alınarak, memleketi sömüren ya da buna çanak tutan veya sömürmeye çalışanların tek tek ortaya çıkarılması ve gereken yargılamaların yapılması.
*elbette "gata"nın ve diğer tüm askeri akademi, sağlık kurumu, lise ve okullarının tüm ihtişamları ile yeniden açılması.
*bakanlıkların sayısının azaltılması.
*elbette ki "başkanlık" sisteminin ortadan kaldırılması ve kamutay sistemine (meclis değil parlamento değil) geçilmesi.
*memleket sınırlarının doğru dürüst bir şekilde korunması, göçmenlerin geri gönderilmesinin sağlanması.
*bölge ülkeleri ile doğru dürüst ilişkiler kurulması. bu bağlamda suriye ve israil ile olan sorunların giderilmesi.
*binlerce yıldır yönümüz olan batıya tekrar dönüş yapılması ancak bu yapılırken elbette memleket çıkarlarının korunması. teslimiyetçi değil uygar bir dünyanın, uygar bir ülkesi olarak masada bulunulması.
*yunan işgalinde olan veya herhangi bir adım atılmaması halinde işgal edilecek olan tek bir "çakıl taşı"na bile sahip çıkılması. gerekirse asker yerleştirilmesi.
*birilerine üç otuz paraya satılmış tank fabrikası vb "stratejik" kurumların, yeniden kamunun malı haline getirilmesi.
*elbette "kanal istanbul" düşüncesinin rafa kaldırılması. fakat, demiryolları ve denizyolları için gerçekten büyük projeler hazırlanması, raylı sistemler konusunda bölge lideri haline gelinmesinin, denizyolları konusunda akdeniz liderliğinin hedeflenmesi, büyük bir feribot filosu kurularak, kruvaziyer turizminde öncü bir ülke konumuna gelinmesi.
*ortadan kaldırılmaya çalışılan "orta direk" için gerekli iyileştirmelerin yapılması. emek-yoğun işlerden akıl-yoğun işlere geçilmesi.
*turkiye.gov.tr sisteminin daha da işler hale getirilmesi ve yurttaşın internet üzerinden yapabileceği işlerin sayısının olabildiğince arttırılması.
*imam hatip okullarının sayısının azaltılması ve "anadolu lisesi" sayısının arttırılması. aynı şekilde "bölge kolej"lerinin kurularak, nitelikli öğretimin yeniden ortaya çıkarılması.
*üniversite sayısının ve bölümlerinin azaltılması. pratik isteyen üniversiteler için "ortak üniversite" kavramına işlerlik kazandırılması. aynı şekilde geneli teorik olan bölümleri için de öğrencilerin, o dersi farklı bir üniversitede alabilmesinin yolunun açılması.
*ötv'nin kaldırılması, kdv'nin "normal" bir orana getirilmesi.
*tarım ve hayvancılık için toprak mahsulleri ofisi'nin daha verimli bir halde çalışmasının sağlanması. büyük büyük çiftlikler kurulması ve oralarda üretilen ürünlerin, yurttaşların erişebileceği fiyatlara satılması.
*yeni bir "ihracat" atağına başlanması. bu bağlamda, ptttrade üzerinden yapılacak ihracatlar için "taşıma desteği" verilmesi ve üreticilerin ürünlerinin tüm dünyaya makul fiyatlarla taşınmasının önünün açılması.
*18 yaşına basmış tüm yurttaşlara, 10 yıllık pasaportun "ilk pasaportum" kavramıyla, ücretsiz olarak verilmesi.
*25 yaşına basmış yurttaşlara, talepleri halinde, "ilk evim", "ilk arabam" kavramlarıyla, çok uygun ve uzun vadeli kredilerle, isteklerine erişebilmelerinin sağlanması.
*okullardaki ders sayı ve saatlerinin azaltılması. sabahın köründe evden çıkan çocukların gecenin köründe evlerine dönmelerinin önüne geçilmesi. pratiğe yönelik derslerin arttırılması.
*meslek liselerine gerekli önemin verilmesi ve meslek lisesi mezunlarının adeta "ikinci sınıf" olarak görülmesinin önüne geçilmesi.
*tüm cezaevlerinin birer "üretim evi"ne dönüştürülmesi ve üretilen ürünlerin tüm dünyaya satılmasının sağlanması.
*ilgili bakanlık ve birliklerce belirlenen "hedef ülkeler"de "türk ürünleri" pazarlarının kurulması. sürekli bir fuar alanı şeklinde olabilecek bu yerler için, firma çalışanlarının konaklayabileceği yerlerin de olacağı yerleşkelerin inşa edilmesi ve ihracatın arttırılmasının sağlanması.
*vergi, fon, harç adı altında alınan tutarların düşürülmesi ve sayılarının en aza indirilmesi.
*yurt dışı çıkış harcı utancından vazgeçilmesi.
*yurt dışından ikinci el araç ithalinin, belirli koşullarla, önünün açılması.
*madem binası inşa ediliyor, togg'un doğru dürüst bir şekilde ortaya çıkmasının sağlanması ve fakat "devrim" adında bir markanın da yaratılması.
*kumarhanelerin yeniden açılması.
*tekel ürünlerindeki kısıtlamaların ortadan kaldırılması. bu ürünlerin reklamlarının ve her istenen mecrada (internet, market, büfe vb) satışının kolaylaştırılması. hatta, dişi hint keneviri üretim ve satışı ile bu üründen elde edilen ve bazı ülkelerde halihazırda yasal olan ürünlerin bizde de yasal hale gelmesi. kontrol olsun ama yasak olmasın.
*elbette emeklilikte yaşa takılanlar sorununun artık çözülmesi. emeklilerin aylık bağlama oranlarının %100 olması. en az emekli, yaşlılık vb aylık tutarının asgari ücret olarak yeniden düzenlenmesi.
*bireysel emeklilik sistemi'nin "zorunluluk" halinin kaldırılması.
*vergi iadesi sisteminin yeniden getirilmesi. özellikle belirli bir ücretin altında maaş alanlar için bu iade sisteminin daha yüksek oranda uygulanması. agi'nin kaldırılması.
*çalışanlarının belirli bir orandan fazlası asgari ücretli olarak çalışan veya asgari ücretin belirli bir oranından az alan kişilerin sayısı fazla olan işyerlerinin, belirli teşviklerden yararlanmasının önüne geçilmesi. bu sayede, çalışanlarına asgari ücret veren firmaların, bundan vazgeçmelerinin sağlanması.
*bankaların, holdinglerin, ihracatçı birliklerinin ve sendikaların bir araya geleceği bir sistemin oluşturulması ve bu sistemle ortaya çıkacak bir finans kuruluşunun, ucuz ve uzun vadeli kredi veren bir kurum oluşturması.
*eminevim, fuzul ev benzeri yapıların denetim altına alınması ve bu kurumlara para yatıran kişilerin yatırdıkları bedellerin tamamının türkiye mevduatı sigorta fonu kapsamına alınması. bu sayede bu kuruluşlar aracılığıyla oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçilmesi.
*toki'nin de yukarıda belirtilen eminevim tarzı bir yapıya geçmesi ya da o yapıda bir firma kurması. hedef kitlesinin ise sadece "ilk defa" ev ya da araç almayı planlayanlar olması. yani "ilk evim", "ilk arabam" şeklinde bir işlevinin olması.
*elbette istanbul sözleşmesi'nin yeniden uygulanmasının sağlanması.
*herhangi bir şekilde "dergah", "külliye""medrese", "sıbyan mektebi" adı bulunan yerlerin ortadan kaldırılması. ayrıca yine bunların üst kuruluşları olan "vakıf", "dernek" vb ad altındaki her yerin kapatılması, okullarının, kurslarının, işletmelerinin, yurtlarının kamu kontrolüne geçirilmesi.
daha çok var ama onlar da artık başka sefere... -
10 ekim 2015 ankara barış mitinginde patlama
unutmak isteyen veya unutanlar için;
7 haziran 2015 tarihinde, şu başımızdakileri def etmek için bir şansımız olmuştu.
bu şansı maalesef iyi değerlendirememiştik o dönemde.
malum stepne parti liderinin, daha seçim sonuçları netleşmemişken, iktidarda olan partinin olmadığı "çözüm" önerilerine kapıyı kapatması, en büyük nedeniydi bunun.
ardından, sanki tüm türkçe sözcükler bitmiş gibi "istikşafi" gibi bir sözcüğün seçildiği, görüşmeler yapıldı, en çok oy alan partiyle diğer partiler arasında. elbette herkes farkındaydı, bir seçime daha gidebilmek için zaman kazanma oyunları olduğunu bunların.
elbette görüşmelerden sonuç çıkmadı ve "seçim" kararı alındı.
ve sonrasında da hemen tüm ülkede "patlama"lar olmaya başladı.
ne tesadüf!
bunlardan en büyüklerinden biriydi işte 10 ekim patlaması.
olan, yurttaşın hakkını savunmak isteyen, özgürlük isteyen, hukuk isteyenlere oldu, her zamanki gibi.
onlar gitti.
yaklaşık bir ay sonra seçim oldu.
daha birkaç ay öncesinde, iktidarı devretme olasılığı dillerde dolaşan bir parti, yeniden çoğunluğu aldı.
ondan sonra olanlar ise, meclisin devre dışı bırakıldığı, saçma sapan bir yönetim modelinin başımıza gelmesi ile sonuçlandı.
unutmayın bunları kardeşlerim.
o insanlar boşu boşuna ölmüş olmasın.
kanları yerde ve o "kan"ların kimlerin elinde olduğu da ortadadır.
o seçim sonrası, muhalefet biraz daha akıllı davranmaya başladı ve büyükşehirleri aldığımız bir seçim başarısı yakaladık, kısa süre önce.
ama işimiz daha bitmedi.
önümüzde bir "seçim" daha var.
işte o seçime kadar, sabırla ve yaşadıklarımızı unutmadan, beklememiz gerekiyor.
o seçim gününde de gereğini yaparak, 10 ekim 2015 günü yaşamını yitirenlerin, yattıkları yerde huzur bulmalarını sağlamamız gerekiyor.
bu da bizim boynumuzun borcudur, kardeşlerim.
ali ismailler için,
berkinler için,
kuddusi okkırlar için,
türkan saylanlar için,
ethemler için...
ve 103 yurttaşımız için...
abdülkadir uyan
metin kürklü
gökhan akman
orhan ışıktaş
gülhan karlı elmascan
yılmaz elmascan
nevzat sayan
bilgen parlak
hacı kıvrak
rıdvan akgül
fevzi sert
hacı mehmet şah esin
gökmen dalmaç
elif kanlıoğlu
hakan dursun akalın
ercan adsız
ayşe deniz
berna koç
fatma esen
gülbahar aydeniz
eren akın
canberk bakış
tayfun benol
nizamettin bağcı
kasım otur
başak sidar çevik
nilgün çevik
resul yanar
mehmet ali kılıç
tekin arslan
sezen vurmaz
dilaver karharman
umut tan
onur tan
sarıgül tüylü
dilan sarıkaya
ali kitapçı
ismail kızılçay
muhammet demir
korkmaz tetik
veysel atılgan
ibrahim atılgan
emine ercan
kübra meltem mollaoğlu
meryem bulut
seyhan yaylagül
ebru mavi
ali deniz uzatmaz
ziya saygın
vahdettin özgan
cemal avşar
ahmet katurlu
selim örs
azize onat
dicle deli
güney doğan
binali korkmaz
mehmet zakir karabulut
leyla çiçek
metin peşman
mesut mak
adil gür
gökhan gökbönü
şebnem yurtman
osman turan bozacı
idil güneyi
abdullah erol
mehmet hayta
özver gökhan arpaçay
şirin kılıçalp
uygar coşkun
ahmed alkhadi
nurullah erdoğan
gözde arslan
aycan kaya
yunus delice
sevgi öztekin
mehmet tevfik dalgıç
sevim şinik
emin aydemir
fatma karabulut
ramazan tunç
erol ekici
feyyat deniz
necla duran
osman ervasa
ramazan çalışkan
vedat erkan
abdülbari şenci
niyazi büyüksütçü
gazi güray
sabri elmas
erhan avcı
ümit seylan
serdar ben
hasan baykara
fatma batur
bedriye batur
nevzat özbilgi
ata önder atabay
esfet duran
mustafa budak
ağa bayar
ve katledilen yeşil için, önü kesilen sular için, ateşe verilen ağaçlar için...
tanım : yüreklerimizin bir kısmını orada bıraktığımız kanlı eylem. -
14 nisan 2021 rte'nin iftara gitmesi
basına verilen fotoğrafının çok ama çok kötü olduğu gidiş.
aslında belki de tam da bir "gidiş"in fotoğrafıdır, bu.
ev sahipleri, son derece ürkek ve hatta korkak bir şekilde sofradalar.
yer sofrasında dahi adeta bir "hazır ol" durumu var gibi.
çocukların yüzlerini göremiyoruz bile. sağda hafiften yüzü görünen kızcağız bile adeta "korku" içerisinde.
"misafir"ler ise "yemek"le meşguller.
keşke, o ailenin sofrasına gidecekleri yerde aileyi kendilerinin sofralarına davet etselerdi.
herkesin, dilediğini yiyebildiği, nice sofralar dileğiyle...