shalailan5
profili

  • kağıttan hayatlar

    filmin yaratmasını umduğum farkındalık, kağıt toplayıcılarının o çocuk omuzlarında nasıl bir yük taşıdıklarının anlaşılması, hor görülmemeleri ve en azından çöplerin ona göre kategorize edilerek (mümkünse temiz halde) çöpe koyulması. zor hayatlarına bir nebze katkı olur belki böyle.

    sadece filmde parlak suratlı ajans çocuklarındansa gerçek sokak çocuklarının oynamasını dilerdim. hepsini kurtarabilmek mümkün değil ama en azından böylece bir kaçının hayatı değişebilirdi.

  • ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    taşınması gereken başlık (bkz: ekşi sözlük et pazarı)
    gerçekten derdi olabilecek insanlardan çıkar sağlamaya çalışanlar veritabanı da olabilir. kendinizle nasıl yaşıyorsunuz?
    (%2lik istisnaları tenzih ederim.)

  • emre'nin istiklal marşı sırasında sakız çiğnemesi

    emre mor'un sosyal medyada linç edilmesiyle sonuçlanan olaydır.

    aklıma şunu getirdi: amerikalılar olimpiyatlarda milli marş sırasında marşı söylemeyip etrafıyla ilgilenen sporcuyla ilgili övünerek şunu söylüyorlar: "amerika milli marşını söylemekten daha amerikanvari olan şey milli marşı söylememe özgürlüğüdür."

    yani özgürlükler konusunda dünyaya göre ne noktadayız anlamamıza yardımcı olur belki. herşey şekilsellikle olsaydı bizden vatanseveri yoktu zaten. bu adamı eleştirecek kadar özgürlüklerden bihaber insanlar istiklal marşı söylese nolur, saygı duruşunda kıpırdamadan dursa nolur. bu ülkeye hiç bir faydaları yok.

  • istanbul nüfusunun azalması için ne yapılmalı

    durmaksızın yeni yerleşim yerleri inşa ediliyorken sanki yeni insanlara yer varmış gibi görünüyor bu şehir. halbuki ne kaldıracak yolları, ne de yetecek oksijeni, hacmi var. peki bu yapılaşmayı durduracak olan kimse var mı? planlamayla sorumlu kişiler bunu biraz olsun gözetiyor mu? tabii ki hayır.

    örneğin zaten trafiğin tıklım tıkış olduğu bir yere kocaman binalar dikildiğinde kimse bu binalarda ikamet edecek yüzlerce kişinin arabalarının bu trafiğe nasıl gireceğini düşünmüyor.

    mesela manhattan'a dındırık bi inşaat şirketinin gelip eski binaları yıkıp bilmem kaç katlı ev yaptığını düşünebiliyor musunuz? adamların nüfusu zerre kadar artmıyor çünkü şehrin kapasitesi sabitlenmiş. çünkü orada devlet insanına değer veriyor. buradaysa insanlar için şehrin gitgide yaşanmaz bir hal alışı, herkesin saatlerini trafikte geçiriyor oluşu, suçun artıyor olması ve insan kalitesinin gitgide düşüyor olması kimsenin umrunda değil. tek umurlarında olan rant ve para.

  • düğün yapmanın asıl amacı

    facebook, yaz geldiği için düğün fotoğraflarıyla doldu, adeta rüküşlük, kıroluk, görgüsüzlük geçiti. asırlardır süre gelen bu lüzumsuz ritüelin günümüzdeki yapılış amacı %90 lık bir oranla "evlatlarına bir düğün bile yapmadılar dedirtmeyiz elaleme" diyen aileyi memnun etmektir. onların ise asıl amacı bu gösterişi yapmanın yanı sıra yıllar boyu dağıttıkları altınları geri toplamaktır. peki dağıtılan altınlardan daha fazlasını bu gereksiz gecenin organizasyonu için harcayınca geriye ne kalıyor: sıfır.
    peki ya o günün, evlenen kişilerin en mutlu günü olması gerekirken, onları dünyanın en kıro ve gereksiz organizasyonu olan düğün konsepti içerisine zorla sokmak zulüm değil mi? "hadi şimdi salondan içeri girip mal mal dansedin, hadi şimdi inanılmaz eğleniyormuşçasına oynayın, hadi şimdi pasta kesin, hadi masa masa dolaşıp altın toplayın, hadi şimdi de odanıza gidip sevişin" falan.
    oynamaktan nefret edenler içinse daha da bir zulüme dönüşür. tüm gözler üzerindeyken kasıntı ortam ve kıyafetler içerisinde şıkır şıkır oynamanızı beklerler, oynamayınca da eleştirirler çünkü bu sizin en mutlu gününüz ve oynamak zorundasınızdır.

    toplumun hayatımızı yönetiyor oluşunun en zavallı örneğidir düğünler. tüm amacı da toplumun sosyal beklenti açlığının doyurulmasıdır. yemişim en mutlu günleriymiş. ipleri "elalemin" elinde olan kuklalarız hepimiz. bu ve daha bir çok konuda.