un traducteur extraordinaire2
profili

  • çocukken ansiklopedi okumak

    teknolojinin bu kadar yaygın olmadığı dönemde çocuk olmak başkaydı. o zaman uzak ülkelerin coğrafyasında seyahat edebilmek, hiç bilmediğimiz yılan türlerinin resimlerini görebilmek için ansiklopedi sayfalarında uzun uzun gezinmek gerekirdi. elifi görse mertek sanacak bir ailede a'dan z'ye genel ansiklopedi setinin olması da benim için büyük bir şanstı. babaannemin arada bir çocuklarına baktığı aile, artık yaprakları sararan ansiklopedileri elden çıkarmak istediği için kitaplar önce babaanneme sonra da benim olmayan kitaplığı dizilivermişti sıra sıra. dizileri bile sonuna dek izleme lüksümüzün olmadığı o senelerde içinde birbirinden zengin bilgilerin bulunduğu onlarca ansiklopedi bana verilecek en güzel hediyeydi. en çok öteki ülkelerin bilinmeyenlerini ve hayvanları merak ederdim. değişik bir hayvan resmi görünce onu hemen biriyle paylaşmak isterdim. denizi ilk olarak bir ansiklopedi sayfasında görmüştüm. denizsiz şehirlerde yaşayan karasal iklimin insanlar için o sonsuz mavilik, gökkuşağı gibi bir şey, rengarenk bir mutluluk... bu yüzden ansiklopedilerin bizim evdeki tek okuyucusu olarak en çok hayal kuran, bildiği ama hiç görmediği şeyleri özleyen tek kişi bendim. hiç görmediğim bir şeyi özleme alışkanlığım çocukken her biri iştahla okunan o sarı sayfalardan girmiş gönül pencereme.

    internet erişimin çok kısıtlı ya da hiç olmadığı bir zamanda bize bir peri masalı lazımdı. teyze kızları, okula ebeveyn zoruyla gelen gözü dışarıda(!) kızlar, kıpkırmızı bir kına elbisesiyle düğün salonunda salınmayı hayal ederken biz, yani tek kurtuluş yolunun okumaktan geçtiği bilenler, ansiklopedilerle ileride gitmeyi umduğumuz şehirleri satır satır okurduk. bir de tam aradığımızı bulduk diye sevinirken yaprakları yırtılmış bölümler vardı, aslında yoktu. biliyorum sana giden yollar kapalı derken şair, imkansız aşkı değil de kopmuş ansiklopedi sayfalarını mı kastetmişti mi acaba? sonra bir gün bizi o beton gibi yorganların ağırlığından kurtarıp gökyüzüne uçuran o güzelim ansiklopedilerin gözlerimin önünde yakılışına şahit oldum. miadı dolmuştu, attila ilhan'ın ihtiyarlar baladı'nı hangi hüzünlü hislerle yazdığını şimdi daha iyi idrak ediyorum. çağın icadı tüm ihtişamıyla cebimizde çan çan öterken ansiklopediler sobaya atılan gereksiz eşyalar kulübünde başı çekmeye başlamıştı.

  • masumlar apartmanı

    gülseren budayıcıoğlu'nun madalyonun içi adlı kitabındaki çöp apartman serisinin diziye uyarlanmış hali. ana tema aynı olmakla birlikte kitap ve dizi arasında birtakım farklılıklar var. kitapta han karakteri ve onunla ilgili diğer karakterler yok. dizide evin bütün yükünü sırtlanan, en aklı başında (!) görünen karakter han olmasına rağmen kitapta bu özelliklere sahip kişi neriman'dır. bunun dışında çöp apartman'daki safiye ve gülben evin sadece bir bölümünü temizlerken saatler harcar, öteki odalar kir pas içinde kalır. camlar pislikten kararmış bir vaziyette, halılar, mobilyalar toz içindedir. evin en temiz bölümü mutfaktır. mutfağı temizlemeye gereğinden fazla zaman ayırdıkları için diğer odaların çöplükten farkı yoktur. bu obsesif kompülsif bozukluk yüzünden iki kız kardeş kendilerine doğru düzgün bakamazlar, çok seyrek banyo yaptıkları için saçları bakımsızlıktan yağlanmış bir halde kirli kıyafetlerle dolaşırlar evde. banyo yapamamalarının ve toplu çamaşır yıkayamamalarının sebebi bu iki işin günler sürmesi ve ne kadar çaba, zaman harcarlarsa harcasınlar hakkıyla temizlenemeyeceklerini düşünmeleridir. oysa dizide gülben ve safiye'nin saçları daima bakımlıdır, temizdir, kılık kıyafetleri muntazamdır. keza evin mutfak dışındaki diğer bölümleri de tertemizdir.

    dizinin kitapla bire bir aynı olmasını beklemiyordum ama temizlik konusunda gözden kaçırılan detaylara ilerleyen bölümlerde yer verilmesini bekliyorum. bunun dışında inci ile han'ın bir trafik kazası sonucu tanışmaları, hastaneden birbirlerinin telefon numaralarını almadan ayrılmalarına rağmen klasik dizi kurgusunun kaçınılması sonucu olarak büyük bir tesadüf eseri inci'nin han'ın evine taşınmasıyla olaylar gelişiyor. takıntılı eski bir sevgili, despot bir dede, başrol oyuncusu güzel kızın her derdine ortak olan ve özel hayatı hakkında henüz hiçbir şey bilmediğimiz vefakar bir dost, aynı şekilde yakışıklı ve zengin başrolün her işine koşturan bir yan karakter, dizinin kitaptan ayrılan yanlarından bazıları...