404 osman abi cay getir3
profili

  • 13 kasım 2021 teknosa stokçuluk rezaleti

    13 kasim 2021 cumartesi günü cagri merkezini arayarak iphone 12 64 gb kirmizi urunu icin bursa ilinde stok sordum. bana bursa zafer plaza avm icindeki teknosa'da 2 adet olduğu bilgisi verildi ve ben de 60km yol gidip magazaya ulaştım.

    mağazada reyonda gorevli arkadasa stok durumu sordum. ıceri gitti, geldi ve dedi ki “kirmizi, mavi ve siyah ucunden de 1'er adet var an itibariyle”. ben de stant da duran mavi daha hos gözüktüğü icin kararımı mavi olarak değiştirdim ve maviyi satın almak istediğimi söyledim.

    arkadas gitti kapalı kutu iphone 12 64 gb mavı urununu getirdi. bana “cam filmi koruma, kilif ve adaptör ister misiniz ?” diye sordu. ben de hiç birini istemediğimi, sadece urunu satın almak istediğimi ilettim. buraya kadar hiç bir sorun yok.

    beraber kasaya doğru yürürken baska bir arkadaşına isi devretti. ve devrederken arkadaşına dediki “beyefendi kilif v.s. istemiyor”. bu isi devralan arkadas ise ona mırıldanarak “e nasıl olacak ki öyle niye boyle yapıyorsunuz” tadında bir seyler söyledi ve ardindan bana dönerek “buyrun kasaya gidelim” dedi.

    kasaya gittiğimizde isler bir anda değişti. adamın elinde mavi renk sıfır, kutuda duran iphone 12 var ancak bana “bu urun satilmis ama beyefendi. stoklarımızdan düşmüş az önce” dedi. ben de “benim icin farketmez, arkadasınız siyah ve kirimizi da oldugunu söylemişti. onlar da olur” dedim.

    bunun uzerine isler iyice ilginçleşti ve bu sefer bu arkadas “onlar da satilmis ne yazik ki” dedi. ben de “30 sn icinde 3 iphone 12 mi sattınız ?“ dedim. ardından sinirlenerek derhal mudurunu cagirmasi gerektiğini, bu kepazelige izin vermeyeceğimi, bana kilif, cam koruma ve adaptör satamadiklari icin “urun yok” diye yalan söylediklerini söyledim.

    mudur denilen arkadas (beyaz gömlekli) geldi ve bu durumun aynen doğru oldugunu, hiç bir şey yapamayacaklarını iletti. ardından cagri merkezinizi tekrar aradım. bana tekrar “1 adet mavi ve 2 adet kirmizi stoklarda var” bilgisini verdiler. sonra mağazadaki üstünde “müşteri hizmetleri” yazan desk'e gittim. o arkadas durumdan hiç haberdar degildi ve bana “ben de 1 adet mavi goruyorum suan stoklarımızda var bu urun” dedi.

    bunun uzerine muduru tekrar cagirttim. ayni anda da telefon ile müşteri hizmetlerinizle konuşuyordum. mudur “acil toplantıdayım” diyerek önce gelmeyi reddetti. ben israrci olunca pasa pasa geldi. ve bana “abi ben sen kirmizi istiyorsun sandim, mavi var tabi elimizde” diyerek kasadaki bir çekmeceden bana az önce sistemden bakıp “stok yok” dedikleri mavi urunun faturasını keserek teslimatını yaptı. halbuki kirmizi konusundan ne bu mudur arkadaşın ne de isi devir alan arkadaşın hiç ama hiç haberi yoktu. sadece stant gorevlisi arkadas ile biz bu konuyu konustuk ve en son mavi diye karar kildik ve gidip urunu depodan getirdi. calisanlari alenen beni dolandırıp kandırmaya calistilar. bu suctur. stokta olan bir urunu stokta yok demek stokculuktur.

    ben hayatımda boyle bir kepazelik görmedim. hayatımda ilk kez bir urunu zorla satın aldım. 10 dakika sürmesi gereken islememim tam 45 dakika surdu ve bu esnada esim ve 2 aylık bebeğim otoparkta beni beklemek zorunda kaldılar. bu sozde cakallik yapan herifler yuzunden hayatimda ilk kez "begenmiyorsan bir daha alisveris yapmazsin olur biter" prensipimi cigneyip magazada olay cikarmak ve saga sola bagirip cagirmak zorunda kaldim. beni bu duruma dusuren bu sozde teknoloji sirketine de, bu ulkede bunu yapmaya cesaret edebilenlere de, ettirenlere de yaziklar olsun.

    bir tane telefon alirken bile sinir stresten oluyoruz. siktir olup gidiyorum yakinda, hoscakalin.

    edit: eşin ve çocuğunla niye gittin diyenler olmuş. niye gitmeyeyim abi cepheye mi gidiyorum? hava güzeldi dönüşte yemek yeriz, o bölgedeki dostlarımıza uğrarız dedik ahaha. adam buna takılmış. çok ilginç kafalar var.

    edit2: ben arabada eşimi ve çocuğumu beklettiğim için sosyal hizmetlerin benden çocuğumu alması lazımmış. aşağıya biri öyle yazmış. vayyy anam vayy. kafalara bakar mısın? adam problem olarak bunu görmüş. sonra küfürlü konuşunca kızıyorsunuz. bu olay bile ülkenin durumunu özetler nitelikte. aklı yok, fikri var. ben bu kadar sebep/sonuç ilişkisi kuramayan, zeka geriliğinde bu denli zirveye oynayan bir toplumla daha karşılaşabileceğimi sanmıyorum.

    edit3: onlarca destek mesajı aldım. çok teşekkür ederim.

    edit4: binlerce çalışanı olan bir firmaya, bir kılıf için top tüfek savaş ilan etmişim bu metni buraya yazarak. bakalım başka neler duyacağız cahiller ordusundan.

  • yazılımcıların türkiye'yi terk etmesi

    guncel bilgiler de benden gelsin.

    suan tanidigim tanimadigim bir suru insan (abartmiyorum bakin, son 3 ayda en az 10-15 kisi) bana ulasarak "bu isi nasil cozeriz, biz yazilimci olmak istiyoruz" dediler. ben de kendimce bir rota cizip hepsine yardimci olmaya calistim. elbette hic biri olamayacaklar. bu oyle "hadi olayim" diyebilecekleri bir meslek degil, hepimiz bunu biliyoruz. yillar suren ve asla bitmeyen siki bir egitim sureci gerekiyor. dolayisiyla ikinci bir is olarak yazilim ogrenmeye calisan insanlarin da mutlaka bu durumu sekteye ugratacak, hayatin akisi icinde ortaya cikan bir takim sorunlari oluyor ve bir bakiyorlar, her aksam dinledikleri youtube derslerini birakmislar, dokumanlari okumuyorlar...

    neyse, konumuz bu degil. hemen hepsiyle konustum. "neden" dedim. oncelikle elbette "cok az kazaniyoruz, daha fazla istiyoruz" cevabini duydum. azicik altini kaziyinca "hem yurt disina gitmek icin de iyi bir yol diye duyduk!"

    ya koca koca adamlar bunlar ha! oyle 20 yasinda gencecik insanlardan bahsetmiyorum. pek cogunun cocugu colugu var. yaslari 30+.

    yani birakin yazilimcilarin turkiye'yi terk etmesini, azicik kafasi calisan insanlar yazilimci olup ardindan ulkeyi terk etmeyi planliyor! bu inanilmaz bir durum! bu inanlmaz bir caresizlik!

    size bunlari yazarken bile o kadar uzuluyorum ki. dusunun ya, adam okumus elektronik muhendisi olmus. diyor ki "yazilimi da ekleyeyim, yurt disina cikmam kolay olur" wow! yani yazilimcilar, tabanlarini gotlerine vura vura kacarken, onlara eslik etmek isteyen diger meslek erbabi da "yazilimci olup, biz de kacalim" diyor.

    20 sene sonraya not: umarim geri donmuslerdir. donmedilerse suan kendinizi bok gibi hissediyor olmalisiniz, eminim. 100 yazilimcinin gitmesi bir bok demek degildir biliyorum, ama binlerce gitti! ve bu ulke, o gecelerde "baskanlik sistemi sahlandiracak" temali programlar ile calkalaniyordu. ben ne mi yaptim ? tabii ki yurt disindan is buldum! bu ulkenin egitimli insanlarinin ulkeyi tum engellere, eziyetlere, haksizliklara ragmen terk etmeme gibi bir misyonlari yok. ama bu ulkenin bu insanlari ulke icinde tutup katma deger yaratmak gibi bir misyonu var.(olmaliydi)

    bizden neler neler caldilar be... su halimize bak!

    edit : mesaj kutuma 20 mesaj daha geldi bu entryden sonra. yine ayni sorular, nasil olurum? kizabilir misiniz bu insanlara ? ben kizamam ve de yardımci olmak isterim. tek tek cevap verecegim.

    edit : mesaj kutuma gelen sorulardan derlediklerim asagida.

    --- spoiler ---

    - x yasindayim, yazilim ogrenmek icin cok gec mi ?
    + degil. elbette genc olmaniz (yani 15-25 araligi belki) size ciddi bir avantaj saglayabilir. ancak bu 30'dan sonra olunmaz demek degildir. sadece bir miktar dezavantajli olursunuz.

    - x dilini ogrenmeye basladim, sonrasinda ne yapmaliyim ?
    + bu kisiden kisiye gore degisse de bana gore olay sudur; java ogrenerek bu ise basladiysaniz gercekten bu isi yarim birakma ihtimaliniz cok daha yuksek olabilir. bunun yerine c# veya web scripting dillerinden birini (ornegin php+larevel veya python) ile baslamaniz, bana gore daha evladir. suan her sey ama her sey webde donuyor. ben sizin yerinizde olsa (ki oldum) web based application developer olurum. bugun 1-2 tane back-end skill'i (ornegin laravel+nodejs) ve front-end skill'i (ornegin vue.js veya react.js) ogrenerek, hem web'e, hem ios'a, hem de android e ayni anda kod gelistirebilirsiniz (bkz: ionic) dolayisiyla bu sizi cok daha yetkin kilar.

    - yazilim (veya x) muhendisiligi kazandim, is bulabilir miyim ?
    + cok acik yaziyorum. yurt disinda kimsenin sikinde bile degil sizin nereden mezun oldugunuz. adam tamamen uretime bakar. istedigi kalitede kod cikarabiliyorsaniz onun icin olay tamamdir. o yuzden okul konusunu kafaniza takmayin. okursaniz avantajli, okumazsaniz bir tik daha dezavantajli olabilirsiniz. ama bu sizin isi almanizi veya almamanizi etkilemez.

    - x meslegi yapiyorum, benden yazilimci olur mu ?
    + herkesten olabilir. bilmeniz gereken en onemli sey su; bunu 2 ayda ogrenemeyeceksiniz. yillar alacak. bu demek degil ki yillar sonra para kazanacaksiniz. ama tam anlamiyla olmaniz, yillar surecek. 1 tane application gelistirmeniz, sizi yazilimci yapmayacak. onlarcasini gelistirmeniz, binlerce farkli hatayla karsilasmaniz ve bunlari en pratik sekilde cozmeniz gerekecek. dolayisiyla bu bir surec. bunu bir surec, bir yol olarak gorup ona gore ic hazirliginizi yaparsaniz, basarili olabilirsiniz. unutmayin, bu isi para icin yapamazsiniz. net. para icin yapmak isteyenlerin hemen hepsi suan 5k maas aliyorlar. ama biz biliyoruz ki ortalama bir yazilimci en az $3000+ aliyor (ki dusuktur, dunya capinda). dolayisiyla para kazanayim diye ogrenmek istiyorsaniz, uzgunum, %99'unuz ogrenemeyecek. bunu bir tatmin, bir zevk, bir hobi haline getirirseniz eger, bence basarili olursunuz. ben boyle yaptim.

    - hangi dille baslasam ?
    + her dil olabilir. ama ben web tabanli dilleri tercih ederdim. hem anlamasi kolay, hem gelecegi cok parlak, hem de pratik olarak bir seyleri gelistirip yayinlamak insani motive eden bir sey. php, asp.net, nodejs. front-end tarafinda vue.js, react.js... hepsi olabilir.

    - front-end diye basladim, udemy'den dersleri de aldim. dersler bitti. simdi ne yapacagim ?
    + hemen bir proje gelistirebilirsiniz. online olarak api endpointleri veren hazir api lar var webde yayin yapan. o api'lardan birini uygulamaniza entegre edin hizlica, oradan gelen verileri ekrana basin, sayfalama yapin, veri girisi yapin, filtreleme yapin. sonra bir tane daha, sonra bir tane daha. sonra kendinize bir proje bulun, amaci olsun. o amac dogrultusunda uygulama gelistirin ve yayinlayin. ardindan tum bunlari github'a yukleyip is basvurularina ek olarak github adresinizi de gonderin. muhakkak katkisi olacaktir.

    - x yasindayim, baslamak istiyorum ne yapayim ?
    + once algoritma ogrenin. bir dil ogrenin ve ardindan onlarca alt koldan birini secin ve o konuda uzmanlasin. ama unutmayin. bu ise girmeden neye yeteneginiz oldugunu anlayamayabilirsiniz. o yuzden girdikten sonra yetenekleriniz daha netlesecek ve hangi dili ogrenmeniz gerektigini bileceksiniz.

    - yurt disinda mulakatlarda ne isteniyor ?
    + genelde her sirketin kendi politikasi var. github hesabiniz olmasi, opensource projelere katkilar yapmis olmaniz cok cok onemli. bir soru/sorun gonderiyorlar genelde ve onu cozmenizi istiyorlar. bazilari offline coz gonder diyor cunku kazik gibi, biliyorlar bilmeyen birinin cozemeyecegini. bazilari online ekranini izliyorlar, hadi coz bakalim diyorlar. ama ekseriyet, bir probleme nasil yaklastigini merak ediyor, ne kadar hizli kod yazdigini degil. not : diplomayi siklemiyorlar yine, evet.

    - codeacademy, udemy ile yazilimci olunur mu ?
    + onlarsiz bile olunur. ben iki kitap okuyarak oldum, evimde bilgisayar bile yokken!

    - odtü, tobb, bilkent, özyeğin, bahçeşehir, istanbul teknik, yıldız teknik, hacettepe üniversiteleri hakkında bir bilginiz var mı, ne düşünüyorsunuz?
    + hic biri hakkinda bilgim yok ancak yazilim icin hic biri gerekli degildir. olursa super olur (ozellikle bu yazdiginiz universitelerden, ornegin odtu ve itu) ama zorunlu degildir. bu isi bunlarda egitim gormeden de 4/4'luk yapan yuz binlerce insan var piyasada.
    --- spoiler ---

  • mehmet ceyhan'ın saçmalaması

    sen don dolas isi tanri'ya getir ve "e tanri yaratti insanlar cok cogalmasin diye" gibi sig ve bilimsellikle hic bir alakasi olmayan bir aciklama yap. akil alir gibi degil. demek memleketin en iyi bilim adamlari bile buraya kadarmis. kime kulak versek "aa bu adamin soyledikleri mantikli geliyor kulaga" desek, cok gecmeden siciyor. olmadi hocam, tanri virusleri biz olelim diye yaratmadi.

    (bkz: bir dogum kontrol yontemi olarak ilahi mudahale)

    edit : kendisi "efenim ben enfeksiyon uzmaniyim, fitoterapi uzmaninin ne alakasi var pandemi ile ilgili programda" demistir ve haklidir da. ancak diger yandan "viruslerin evrimi ve kaynagi ile ilgili" konuda tanri temelli beyanat vererek, evrim bilimcilerin alanina girmis ve ayni seyi kendi de yapmistir.