whipper13
profili

  • mobil uygulaması en iyi olan banka

    yapı kredi.

    akbank yazan adam laboratuvar ortamında incelenmeli.

  • 1 litre benzinin 50 lira olduğu gün

    akaryakıt zamları veya fiyatları ile ilgili başlıklar altına damlayan bazı sığırlar her artış sonrası "efendim ekonomi biraz daha olması gereken yere geldi ama asıl olması gereken şudur, hala ucuzdur" gibi salakça entry'ler giriyor.

    peki bre sığır; benzin, mazot hala bu ülkede çok ucuz da neye göre ucuz? bre aptal, gerzek bu ülkede insan hayatı olması gereken değerde, kalitede de akaryakıt buna göre mi ucuz? salak herifler öyle bir yazıyor ki rasyonellikten uzak, insan emeğinin ederi olması gerekenin kat kat altında olduğunu yazmayıp bunları nasıl yazıyorsunuz olm siz? siz ne ile besleniyorsunuz? hiç mi proteinle tanışmadınız pelte beyinli yalamalar.

    kendi kuyruğunu yakalama derdinde olan kedi gibi bir ekonomiye sahip ülkede 50'de olur, 100'de olur dediğim fiyatlardır.

    petrolü dış piyasadan 40-60 dolar aralığından alıp halkına küresel piyasada brent petrol fiyatları üzerinden çakan siyasal islamın belirlediği ahlaklı* fiyattır

  • sinan oğan neden böyle yaptı sorunsalı

    çünkü ülkücülük ve sağcılığın doğası budur.

  • 1 milyon tl'lik evleri kim alıyor sorunsalı

    durumu normalleştirmeye çalışan 1 milyon paramı yazan bu geri zekalılar oldukça o evler daha çok artar.

    efendim 1 milyon paramıymış lan sizin gibi sürüler yüzünden bir neslin ağzına edildi be, siz böyle eğildikçe ardınıza geçen çok olur ve siz bunu da normalleştirirsiniz.

    1 milyon iyi para ve kolay bir araya gelmeyecek paradır ama sözlükte ya çok zengin dolu veya hala baba parası ile yaşayan embesil dolu.

    tabi lan 1 milyon para mı, sizin zihniyetinizi ...

  • rte'nin amerikalı gazeteciyle ibretlik ropörtajı

    gerçek: enflasyon %40 üzerinde
    recep: enflasyon %18 civarı suçlu marketler

    gercek: işsizlik %25 civarı
    recep: yalan, işsizlik %12.5 falan

    gercek: yurt sorunu var öğrenciler sokakta
    recep: yalan bunlar yok öyle bir sorun

    gerçek: kira oranları akil almaz boyutlarda
    recep: yalan yok öyle bir sorun

    gerçek: eğitim kredileri çok yetersiz
    recep: 600 tl yaptık elinize gözünüze dursun

    gerçek: faiz sabit kalmalı hatta artmalı
    recep: keyfime sordum 100 baz puan indirin

    gercek: ülke suriye'li afgan'lı çiftliğine döndü
    recep: bu millet 40 milyon harcadı bir 40 daha harcar, karşı çıkan fetöcü, terörist, pkk'lı falan.

    ... uzar gider yani recep beye göre bir soruna yok derseniz o sorun yoktur bu kadar kolay, recep yok diyorsa yoktur ol derse olur, böyle biri bu roportajda farklı bir şey mi söyler?

    koca bir ülkenin başında bulunan bir kişi camide içki içtiler seklinde olmayan bir şeyi söylerse, kabataş'ta olmayanı gerçekmiş gibi söylerse ki bunlar toplumsal barış adına tehlikeli olan şeyler, her şeyi söyleme ihtimali vardır gayet doğal bunlar onun için, biz hala o açıklama yapıp görüntüleri yayınlanacağı cuma'yı bekliyoruz.

    akıl tutulması yaşıyor ve bence kapsamlı bir check up'tan geçmeli bu hali ile trajik ve bir o kadar da bizi mahvediyor buna seçilmiş seçilmemiş kim olursa olsun hakkı yok.

    recep beyi kim eleştirirse suç ve davalık dibine kadar haklı da olsanız recep ve onun yargı sistemine göre suçlusunuz o kadar.

    çok iyi hatırlıyorum recep beyi eleştirirken adını kullanmadığım ve adı yerine adam evet "adam" yazdığım için hakaret ettiğim yönünde suçlamada bulunulmuş tehdit edilmiştim simdi de recep demek hakaretmiş, buralar o derece özgür işte.

    recep'in çiftliğinde yaşıyoruz artık ve bunda etkisi, katkısı olan kim varsa layığını bulsun umarım.

    edit:ek

  • göbek eritme teknikleri

    güzel bir diyet harici tekniği olmayan durumdur.

    diyetle belli bir seviyeye kadar kilo verip yağlardan büyük oranda kurtulduktan sonra egzersizlere başlar ve diyete disiplinli şekilde devam ederseniz sonuçta düz, kasların belirginleştiği bir göbeğiniz (karnınız) olur, yapılan en büyük hatalardan biri yağ oranını düşürmeden, diyete dikkat etmeden egzersizlere girişip bundan sonuç alınacağını sanmaktır, bu bir süre sonra umutsuzluğa yol açacak ve bütün çabanızın boşa olduğu hissine kapılarak vaz geçmenize sebep olacaktır.

    tek başına göbek eriten bir egzersiz yoktur en büyük etken kesinlikle diyet konusudur.

    diyet ve disiplinli çalışma ile karın kaslarına ulaştınız ve hep böyle kalsın istiyorsanız o diyet ve yeme şekli hayatınızın parçası olacak demektir.

  • cumhurbaşkanı montrö sözleşmesinden de çekilebilir

    yavaş çekilsin, devamında sevr'i de imzalarlarsa şaşırmayacağım galiba.

    vatandaş değil marabayız, recep ağanın topraklarında ırgatız, toptan bizi satarlarsa şaşırmayacağım.

    ülkeyi yönetenler sanırım bir masa etrafında konuşup karar aldı; bu güne kadar denenmiş, yapılmış ne varsa biz tam tersini yapacağız, ya tutarsa demişler ve işe girişmişler gibi geliyor artık bana,

    ülke laboratuvar biz de kobayız, canları sıkıyor ve denemeler yapıyorlar başka da açıklaması yok olan bitenlerin.

    bu sosyolojik bir deney, ülke laboratuvar, bizler kobay, kolay gelsin.

    ek: yavaş çekilsin sözünden rahatsız olanlar olmuş belli ki ülkede birlikte yaşamaktan, ortak noktada uzlaşmaktan yana olmayıp ben ne dersem o olacak kafasında olanlar mevcut, bunu en son deneyen malum sahsın tatil arkadaşı olup fenerbahçe forması hediye edip ardından ailecek güneyde tatil yaptığı önce kardeşim esad iken şimdi hain katil esed olan şahıstı,

    turkiyenin gidişatı esat mıdır esed midir her kimse onun ülkesinin yoludur, felakete doğru sürükleniyoruz, ekonomi bitmiş, insanlar mahvolmuş, salgın almış başını gitmiş, kendilerine ve yandaşlarına yasalar işlemiyor ama vatandasa cezalar havada uçuşuyor, seçilen belediye baskanını çalıştırmamak için alenen yasalara aykırı düzenlemeler yapılıyor, düşünün bir belediye başkanı çalışamasın diye kararlar alınıyor,

    yunanistanla başedemeyen adam tutmuş hala saga sola dayılanıyor, kendi partilerinden olmayan sanırsın ermenistan, yunanistan vatandaşı ve oy verenlerde yunanistanli, ermenistanlı insanlar,

    efendim kur baskısı oyunu yapanlara gözdağıymış, ya kardeşim pisliği yapıp ekonomik gücün yokken ona buna dayılanıp bedelini bana ödetemezsiniz, abd'li rahip'in bedelini yeterince odedik, çok seviyorsanız önden buyurun, her fırsatta bana bize kendilerinden olmayana hakaret edenler, saldıranlar, kurucu değerlerine hakareti marifet, siyaset sayanlar adam olmuş bize konuşuyor,

    vatan sevgisi, millet sevgisi bırakmadınız insanda, beğenmiyorsan okuma kardeşim, mesaj da yazma okuma cektir git, istedikleri dışında konusan her kim varsa nefret kusuyorlar, hastalık bu, işte bu kafa yavaş çekilsinler cümlesinden rahatsız oluyor tabi.

    uluslararası metinler meclislerde oylanır, onaylanır ama artık gece canı sıkılıyor haşmetlinin meclis ne ki yazıyor çiziyor gönderip resmi gazeteye geri çekildik diyor,

    bir kez olsun şunu duymadık bu metinler milletin sesi, iradesi olan tbmm'de görüşülüp bir karar verilir cümledini duymadık, bir ortaokul mezunu ne derse ona tamam demek insanın kendini yok sayması demektir, küçümsemesidir.

    bu mu kendinize layık gördüğünüz, bu aşağılanmayı kendinize hak görüyorsanız diyecek söz yoktur.
    -
    onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
    akar suyun
    meyve çağında ağacın,
    serip gelişen hayatın düşmanı.
    çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına :
    çürüyen diş, dökülen et,
    bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler,
    ve elbette ki, sevgilim, elbet,
    dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
    dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle,
    işçi tulumuyla,
    bu güzelim memlekette hürriyet.
    bursa da havlucu recebe,
    karabük fabrikasında tesviyeci hasana düşman,
    fakir köylü hatçe kadına,
    ırgat süleymana düşman,
    sana düşman, bana düşman,
    düşünen insana düşman,
    vatan ki bu insanların evidir,
    sevgilim, onlar vatana düşman…
    -
    bir kez daha çok yaşa nazım.

    edit:ek

  • kasko yaptıranların özgüvensiz oluşu

    300 bin, 500 bin verdiğin bir araç için kasko yaptırmak özgüvensizlikse yaptırmamak kerizliktir dediğim fikir.

  • 1 kg portakal 7 adet muz'un 60 tl olduğu ülke

    üst edit: baslık 1 kg portakal girmişim bu bir hata özür, doğrusu 1 kg 800 gr, kimseyi galeyana falan getirme niyetim yok ve 800 gr kısmını yazmamışım, modlardan ricam ya başlığı silip bana gereken cezayı versin veya başlığı 1 kg 800 gr olarak düzeltsin ben 1 kg 800 gr portakal ve 7 adet muz aldım ve 60 tl ödedim, ya hayatımın kazığını yedim veya fiyatlar böyle.

    evet yaklaşık 5 dk önce bunu ödedim ben, eğer buysa vatandaş olmak benim vatanım yok, eğer buysa yerli milli ekonomi olmasın yerli de milli de, eğer buysa güçlü ekonomi batsın beter olsun o ekonomi, bunu savunanlar kepazenin, rezilin önde gidenidir,

    ya ben uzun süre alış veriş yapmadım veya ben çok fakirim, veya çok abartıyorum bilemiyorum.

    almasaydıncılar gelmeden önce belirteyim ki 6 yaşında oğluma telefonda sorunca baba muz ve portakal al dedi o yüzden aldım ve olsa olsa 30 tl olur maksimum dedim ama değilmiş,

    aldığım yer bir halk pazarının yaninda meyve sebze satan bir sıradan manav gibi bir yer.

    bu ülkeyi bu hale getirenlerin yüzü gülmesin inşallah dediğim durum.

    ek: bana geri zekalı şeklinde hakaret eden aşağılık, şerefsizdir, siyaset vs yaptığımı söyleyen de şerefsiz, namussuzdur, ben bunu karadeniz de, bir şehirde bu başlığı açtığım esnada, vasat, sıradan bir manavdan aldım, bana siyaset yapma, geri zekalı diyenin bi yerinden girer diğer yerinden çıkar aklına hayaline gelmeyecek küfürleri sayarım, utanmaz haysiyetsizler.

    it'lik karakteri olmuş zekasız insan güruhu benim herhangi bir siyasi amacım yok ama sizin gibi haysiyet cellatları ile aynı ülkede olmak bile zulüm, geri zekalı, şerefsiz vs diyen önce aynaya baksın.

    ek2:abi tamam özür dilerim hepinizden, evet bu benim salaklığım o parayı verdim, sıcakta kan ter içindeydim ve daha fazla yürümeyi göze alamadım ve o parayı verdim aldım, oğluma söz vermiştim aldım ve evet salağım kabul, siz mükemmel insanlarsınız ben art niyetliymişim, ben maddi durumu kötü olan biri de değilim, ac değilim, açıkta değilim ama bu çok kötü bir durum ve burada yazayım dedim yemediğim küfür, işitmediğim hakaret kalmadı, mesaj alımını kapattım, korkunç bir ülkedeymişim bilmiyordum.

    yeter artık işitmediğim hakaret kalmadı yuh diyorum, umarım hak ettiğinizi bulursunuz.

    edit:ek

  • istanbul'da yaşamanın kepazelik olması

    3 gün değil 20 yıl yaşadığım şehir istanbul ve sonuna kadar katıldığım tespittir.

    bu şehir genelde üç grup insandan oluşur, en kalabalık olan birinci gruptur ve yoksuldur, bunlara kim gaz verdiyse tası tarağı toplayıp istanbula gelmişlerdir aslında bunlar da ne için geldiklerini halen çözememişler ve çoğunluğun bir bildiği vardır herhalde deyip halen istanbul güzel şehir, yaşasın istanbul demeye devam eder, çok büyük çoğunluğu istanbul denilen merkezi yerlerin çok uzağında, asgari ücret veya altında ucuz iş gücü olarak, gecekondu veya gecekondudan hallice evlerde hamam böceğinden hallice şartlarda hayat yaşayıp köleliğe mahkumdurlar, tatil günlerinde ya toplanıp toplu taşımayla istanbulun merkezinde ünlü caddelere iner vitrin izler, alışveriş merkezleri çevresinde gezinir evine dönerler, vapura biner, yalı izler, köprülere bakar, balık ekmek yer, veya piknik tüpünü, kilimini, ızgarasını, beyaz atletini, semaverini kapıp deniz dolgusu suni sahil kesiminde egzos gazı arasında çimlere yayılır, yer, içer ve uyuyup mutlu mesut evine yollanırlar, sebzesi, meyvesi, kurtulmuşu, kurutulmamışı, işlenmişi, işlenmemişi ne varsa yiyecek anadoludan kışlık olarak istanbula taşıyıp beslenirler,

    ikinci grup ise sayıca bunlardan daha az olan beyaz yaka kölelerdir, az çok eğitimli, özenti, olup bu gruba öğrencileri ve memurları da dahil edebiliriz, bunlar almanyaya yerleşen ilk kuşağın almanyada doğan ikinci kuşağı gibidirler, okul ardından orta bir gelirle ücretli köleliğe mahkum ama istanbul aşığıdırlar çünkü başka bir hayat tecrübeleri yoktur, aylık kazandıkları ücretle de ancak kira ödeyebilir ve kağıt bardakta süslü isimli kahveler içebilirler, popüler kültürün uşağı olup bar, kafe vb yerlerin gediklileridirler, istanbul bunlar için sabah işe giderken ve akşam isten dönerken gördüklerinden ibarettir çoğunlukla.

    üçüncü kesim ise sayıca çok az olup istanbulun gücünü elinde bulundurur diğer iki grubu sömüren, kullanan, sırtından iyi bir servet edinen varlıklı kesimdirler,

    sonuçta tam bir kaos, mega köydür bu şehir, milyonlar izlerken yüzlercesi yer, bu şehirde çalışarak yorulmazsınız işe gidip gelirken hemen bütün enerjiniz tükenmistir zaten, ama bir konuda bu şehrin hakkını vermek gerekir ki o da koca ülkenin en kalite ve süzme yalancısını, dolandırıcısını da kendine çekmeyi başarmıştır.

    20 koca yılda güzel olan ne vardı derseniz diğer şehirlerden çok büyük bir fark göremedim avantaj olarak ama dezavantajları saymakla bitmez.

    son 4 yıldır antalya'da yaşıyorum ve istanbulda geçen 20 yılıma acıyorum.

    edit:düzeltmeler.

  • recep tayyip erdoğan'ın serveti

    demokles'in kılıcı gibi tepesinde trump tarafından tehdit unsuru olarak kullanılmaktadır, en ufak itaatsizlikte ortaya serilecek olan servettir,

    bu yola çıkarken sıfır servetle övünürken kısa sürede dünyanın en zengin siyasetçilerinden biri olmuştur,

    demem o ki bu cumhurbaşkanlığı maaşı da amma bereketliymiş tabi yersen.

  • geceye bir vergi önerisi bırak

    ötv nin kdv sini alan bir zihniyetten daha feci bir vergi bulamıyorum ve ben bunların adına utanıyorum, devlet, yasa, demokrasi, adalet, hizmet vs koca bir yalan, bunun adı kölelik.

  • hollanda'nın çocuk mülteci kabulü

    akıllıca düşünülmüş, çocuk yaşta alıp iyi bir eğitimden geçirip nitelikli yetistirip ülkeye fayda sağlanabilir, sanırım bu kafayla alınan karar,

    beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama adamlar her şeyden önce ülke menfaatlerini düşünüyor, bizim gibi ucuz kahramanlık, politik hesaplar uğruna ne olduğu belli olmayan kim varsa ülkeye doldurup ülke kaynaklarını peşkeş çekmiyor adamlar.

    gelip başlıkta insan hakları, din, iman, ayrımcılık edebiyatı yapanların da hayal dünyasından çıkıp gerceklere göre olaya bakmasını tavsiye ederim.