laz kaptan6
profili

  • erşan kuneri'de tek sahnede yapılan 7 hata

    erşan kuneri'nin kötü mal bölümünü izlerken bir sahnede yapılan hatalar dikkatimi çekti ve paylaşmak istedim.

    hatalarla dolu o sahne

    bu sahnede çok açık bir şekilde anlaşılacağı üzere gemi gerçek değil, sanal ortamda hazırlanıp yerleştirilmiş ancak dikkatli bakılınca fazlasıyla özensiz bir iş olduğu göze çarpıyor.

    gelelim hatalara.

    1. hata: konteynerlerin gemideki dizilimi

    hepimiz konteyner gemisi görmüşüzdür. konteynerlerin gemideki istifini de en basit haliyle biliriz. bilmeyen veya anımsayamayan için ufak bir google araması ile rahatlıkla görülebilir.

    konteynerler gemiye uzunlamasına konulur. yani gemiye paralel diyebiliriz. konteynerin uzun kısmı, geminin uzun kısmına paralel yani boylamasına, kısa kısmı ise enlemesine gelir. ancak bu sahnede konteynerler gemiye yanlamasına konulmuşlardır yani tam tersi.

    ayrıca bir konteynerin yan taraflarında kapakları, uzun kenarında alt kısımda ise ikişer boşluk bulunur. bu sahnede konteynerin kapaklarının yan tarafa, boşluklarının ise karşıya baktığını görebilirsiniz.

    hatalı dizilim

    olması gereken

    2. hata: can simidi

    geminin kumanda edildiği yere köprüüstü denilir. burasın üst tarafında ise antenler, bazı fenerler, manyetik pusula ve flama ve bayrakların asıldığı bir direk bulunur. buraya ise ingilizce compass deck (ingilizce halk arasında monkey island) ve türkçe miyar güverte denilir.

    bu sahnede miyar güvertede bir can simidi olduğu açıkça görülüyor.

    can simidi

    burada bir can simidi olması, normal hayatta, gerçek bir gemide imkansızdır.

    solas (safety of life at sea), denizde can güvenliği uluslararası sözleşmesi, denizde canlı kalabilme, can kurtarma ve emniyet ile ilgili konuları düzenleyen kuralları içeren uluslararası bir sözleşmedir. tüm gemiler, inşa aşamasından itibaren buradaki kurallara tabidir. bu sözleşme 1974 yılında kabul edilmiştir. tarihin önemi şu ki erşan kuneri 80'li yıllarda geçmektedir yani sahnedeki gemi de solas'a tabiidir.

    solas, can simidi ile ilgili şöyle bir madde içerir:

    “are located in easily accessible places on both sides of the vessel”, yani diyor ki geminin her iki tarafında kolay erişilebilir bi yerde bulunmalı.

    bu maddeyi şöyle açıklamakta da fayda var. can simidi denize biri düşerse, düşen kişiye atılmak için oradadır. miyar güverte gibi gemide hiç kimsenin bulunmadığı bir yerde gereksiz ve anlamsız bir araç. keza can simitleri olduğu yerden denize atılabilmesi için bu gemideki gibi orta kısma yakın değil de kenar kısımlarında bulunur. yani hem konum olarak hem bölge olarak yanlıştır.

    3. hata geminin ismi

    gerçek bir gemide sancak baş, iskele baş ve kıç tarafta olmak üzere toplam 3 yerde geminin ismi yazar. görüldüğü gibi bu gemin bir adı yoktur. *

    örnek bir gemi

    4. hata: halatlar

    yine bu sahnede gördüğünüz üzere halatlar direkt güverteden iskeledeki babalara bağlanmıştır.

    aslında nasıl olması gerektiğini bir görsel ile bırakıyorum.

    olması gereken

    gördüğünüz gibi gerçek bir gemide, güverteden halatların iskeleye verilmesi için loca dediğimiz delikler veya açıklıklar bulunur. halatlar buradan geçirilerek verilir.

    filmdeki gemide ise orta kısmındaki halat ilginç bir şekilde güverte seviyesinden direkt verilmiştir.

    ayrıca bu gemide güverte seviyesinin altında bulunan dikdörtgen delikler aslında bahsettiğimiz localar olabilir ancak eğer öyleyse halat neden o deliklerden verilmedi sorusu akla geliyor. yine ilginç bir şekilde halatın seviyesinden o deliklere en az bir konteynır boy var ki gemideki babanın nasıl o kadar yukarıda olduğu ise daha garip bir durum.

    bu halat ve localar başlıbaşına hatalı yapılmış.

    5. hata: gemideki vinç

    gemi üzerinde bulunan vincin o dönem gemisi için fazla gelişmiş olduğunu düşünüyorum. o yıllarda daha çok bumba donanımı kullanılıyordu. bu tip bir vinç o döneme kadar dayanıyor mu pek emin değilim. vinçlerin tarihi ile ilgili kaynak bulamadım maalesef.

    ha eğer gemi 80-85 yılında inşa edilmiş ve o dönemin en son teknolojisi ile donatılmış yeni bir gemidir diyecek olursanız, ben de o zaman gemi üzerindeki pasların niye var olduğunu sorarım. yeni bir gemide bu denli pas olmaz. bu paslar bize geminin eski olduğunu gösteriyor ki bu da geminin inşa yılını 80'ler öncesine götürür. yani o tip vincin henüz var olmadığı yıllar.

    6. hata: bayrak

    uluslararası kurallar gereği bir gemi karasularında bulunduğu ülkenin bayrağını en yüksek yerinde dalgalandırmak zorundadır. ancak bu sahnede miyar güvertedeki direkte flama ve bayraklar için halatlar bulunmasına rağmen türk bayrağı dalgalanmamaktadır. buradaki tek ihtimal geminin zaten türk bayraklı bir gemi olması, yani kıç tarafında bir türk bayrağının zaten dalgalanıyor olma ihtimali. bilemiyoruz. bunu düşünmüşler midir diye sorarsanız eğer hiç sanmıyorum.

    7. hata: seyir fenerleri

    yine kurallar gereği gemilerin seyir halinde iken yakmaları gereken fenerler vardır. biz bu sahnede geminin sancak tarafını yani sağ tarafını görmekteyiz ancak bu kısımda hat boyunca bir yerde olması gerek yeşil fener gözükmüyor. (iskeleye bağlı olduğu için yanması gerekemez)

    yine aynı şekilde flamaların olması gereken direkte bulunması gereken onlarca fenerden hiç biri bulunmamaktadır.

    örnek bir sancak feneri

    ek olarak belirteyim trafik kurallarının ve fenerlerin yazılı olduğu yayın olan colreg, türkçesi ve açılımı ile denizde çatışmayı önleme tüzüğü 1972 yılında yayımlanmıştır.

    herkesin anlayabilmesi için mümkün olduğunca denizcilik dilinden uzak anlatmaya çalıştım.

    arz ederim.

    düdüt: yazım yanlışları düzeltildi.

    gelen mesajlar üzerine eklenen hatalar:

    1. o boyuttaki bir konteynerin alabileceği maximum ağırlık 28.750 kg, sahnede ise 41 ton yazılmış.

    2. oyuncuların gölgesi ile geminin gölgesi uyuşmuyor.

  • yüzüklerin efendisi (dizi)

    galadriel, adar'a soruyor: sauron nerede?

    adar: siktim öldü, belediye gömdü.

    hey yavrum hey!

  • akp seçmeninin yavaş yavaş uyanmaya başlaması

    akp seçmeni kısmen uyanmaya başlamıştır.

    ancak,

    memleketin değerleri araplara ve yandaşlara peşkeş çekilirken değil,

    fethullah gülen cemaatine ne istedilerse verilirken değil,

    şerefli tsk subayları ergenekon adı altında fetö savcı ve hakimlerince yargılanırken değil,

    yargı bitirilirken değil,

    adam kayırma, yolsuzluk, rüşvet alıp başını gitmişken değil,

    atatürk adı her yerden silinmeye çalışılırken değil,

    gerçekleri konuşan insanlar hapse atılırken değil,

    sınav soruları çalınırken değil,

    eğitim sistemi paramparça edilirken değil,

    milyonlarca sığınmacı ülkeye girerken değil,

    ceplerine giren 5 kuruş 3 kuruş olduğu zaman uyanmaya başlamışlardır.

    geçtiğimiz aylarda seçmenini çok iyi tanıyan bülent arınç'ın açıklaması bize uyanışın sebebini açıkça gösteriyor aslında.

    “bakın siyasetten kalan bir tecrübemi söyleyeyim. bizim dindar insanlarımızın bile tamamen tersine döneceğini bir gün göreceksiniz.

    çünkü onlar dini böyle hamaset kokulu konuşmaların yanında cebine giren ve cebinden çıkan paraya bakar. eğer onda bir eksilme görüyorsa, din, iman, vatan, millet bunlar bir kenarda durur onlara saygısını eksik etmez ama değer yargıları tamamen değişebilir”

    uykunuzu aldınız umarım.

  • 9 eylül izmir'in kurtuluşu

    taarruza başlamadan önceki son akşam yemeğinde “paşam, ya başaramazsanız?” diye soran birine; “ ne demek istiyorsun? taarruzun başlamasından on dört gün sonra yunanlıları denize dökmüş olacağım” cevabını verdi mustafa kemal.

    yunanlılar yenilgiden sonra batı anadolu'yu kan ve ateşe bulayarak izmir'e doğru kaçıyorlardı. yunan askerleri, türklerin eline tek bir sağlam dam bırakmamak için evleri ateşe veriyordu. yakma, yıkma, yağma, ırza geçme, ne varsa hepsini yaptılar, katliama kadar. yunanlılar barbarlık ölçülerini aşmışlardı. tarihi manisa'nın on sekiz bin yapısından, sadece beş yüzü ayakta duruyordu.

    mustafa kemal 9 eylül tarihinde, daha sonra adı kemalpaşa olacak olan nif'e geldi. gazi'nin öncüleri 9 eylül akşamında izmir'e girmişti. yunanlılar denize dökülmüştü.

    zaferin kazanılması için on beş gün yetmişti. mustafa kemal ankara'ya döndüğü vakit arkadaşlarından özür diledi: “kusura bakmayın. insan bazen hesabında yanılabilir. tahminimde bir günlük bir yanlış yapmışım.”

    gazi, zeytin dallarıyla bezenmiş otomobiliyle izmir'e geldiğinde tarih 10 eylül'dü. kaldırımlarda askerler ve insanlar yürüyor, “yaşa! mustafa kemal paşa yaşa!” sesleri yükseliyordu.

    o gün gittiği bir otelde ilk kadehini yudumlayıp “kral konstantinos hiç buraya gelip bir kadeh rakı içti mi?” diye sordu. hayır cevabını alınca, “öyleyse buralara kadar ne gelmiş?” dedi.

    10 eylül akşamı karargahını karşıyaka'da bulunan bir köşke taşıdı. köşke gireceği sırada birdenbire durdu. yere bir yunan bayrağı serilmişti. “bu nedir?” diye sordu. kral konstantinos'un da türk bayrağını çiğnediğini söylediler. gazi, “hata etmiş” dedi. “bayrak bir milletin şerefidir, ne olursa olsun yerlere serilemez. kaldırınız!”

    9 eylül, yıllardır savunma durumunda olan bir milletin, 26 ağustos tarihinde, “ordular, ilk hedefiniz akdeniz'dir! ileri” emri ile kocatepe'den başlayan taarruzunun tamamlandığı, izmir'in düşman işgalinden kurtarıldığı, yunanlıların denize döküldüğü gündür.

    yaşa mustafa kemal paşa yaşa

  • lord of the rings'te neden hiç zenci yok

    ne kadar ilginçtir ki asyalı da yoktur ama kimse bunu dert etmez.

    bu çekikler size ne yaptı?

  • türkler tekrar şamanizme dönsün

    siyasal şamanizmcilerin türemesine sebep olacak öneri