fatifati9
profili

  • yabancı uyruklu adamın berberden kovulması

    abi çok iyi ama ya. muhteşem...

    berberin sakinliği. ilk seferinde gayet nazik bir şekilde uyarması. tekrar edince sktiri çekmesi falan.

    başyapıt.

    insan olmayı öğretmiş, fakat sonuç alınamayacağını anlayınca basmış enseye tokadı göndermiş.

    işte biz buyuz. ırkçı falan değiliz arkadaş. sonuçlar üzerine konuşuyoruz. biz bunları uyardık. entegre olmak istemediler. biz de tokadı basmak üzereyiz!

  • mahsun j

    harika bulduğum bölüm. cidden kahkaha attırdı.

    (bkz: enişte)

    --- spoiler ---

    - gün içinde başka sultan gelme ihtimali nedir?
    + topkapı sarayı mı lan burası.
    --- spoiler ---

  • 2024 özel sektör maaş zam oranları

    aq bu başlığa yazanları gördükçe çok bile vermişler diyorum..

    temmuzda %40 ocakta %60 zam. totalde %100 zam aldık diyen mühendis mi olur lan...
    sorsan hepsi üniversite mezunu. koca koca firmalarda beyaz yaka. ama yaptıkları matematik bu.
    senin ben matematiğini ....

    neyse. bizim zam daha belli değil. şubat ortasından sonra belli olur. şubat sonuna da anca öğreniriz.

  • 19 mayıs 2023 kılıçdaroğlu zafer partisi ziyareti

    üst edit: bana bakın ulan akp trolleri, hizbullah destekçileri! olurda anlaşma olur ve sinan oğan & ümit özdağ kılıçdaroğlu der ve bize terör yakıştırması yaparsanız içinizden geçeriz sizin baştan uyarayım. bizi sakın alıştığınız, öyle agziniza geleni soyleyebileceginiz muhalefetle karıştırmayın. o kadar cesursanız yüzümüze söylemeniz için şimdiden davet ediyorum sizi. kavga istiyorsanız biz etmeye hazırız.. bilginiz olsun!

    sinan oğan & ümit özdağ bu memleketin sigortası konumundadır. seçmen kitlesi ülkücü milliyetçi gelenekten gelir. eğer bu insanlara güvenip bir kere oy vermişlerse, yine nereyi gösterirlerse peşlerinden gider ve oy verir. nereden mi biliyorum. tabii ki kendimden..

    bakmayın ben oy verdim ama öyle olmaz söyle olmaz diyenlere. onlar yavş ak lar. bizde satış olmaz!

    ne özdağ'ı ne oğan'ı satmayız. gerçi zamanında bir takım akpli oyunuz yok deyip alay ederken ve oktroll derken, bir takım chpli aktroll dedi bize ama o konu şimdilik kalsın.

    mevzubahis vatansa gerisi teferruattır.

    parola sandık, işareti bekliyoruz!

    edit: ülkücülük mhpnin tekelinde değildir arkadaşlar. atatürk milliyetçisi, türkçü, turancı, türkiye sevdalısı herkes bu tanıma dahildir. bir ülküsü, ilkesi vardır. chp'nin 6 okundan biridir. mhpnin hilalidir. türk-ıslam sentezini değil, laik bir türkiye'yi kabul eder! din bir seçim, ırk ise kaderdir ve bunu bilir. doğu türkistan'dan macaristan'a uzanan türk coğrafyasında türk'lügü savunmaktadır.

    ırkçı degiliz. bir alman çıkıp milletini överken ırkçı olmuyor. bir ingiliz çıkıp överken, bir fransız çıkıp överken olmuyor da biz neden oluyoruz? bizim amacımız kılıç zoruyla tüm dünya türk olsun demek değil! bu masada, bu dünyada bizde varız demek! bizim söylediklerimizi de dinlemek zorundasınız demek.

    önce bu işe memleketimizde başladık. bizi yok sayanlara inat görünür olduk. bu memlekette biz de varız dedik.

    sonra sıra dünyaya gelecek. bu dünyada bizde varız diyecegiz. türkiye'nin dünyada kaybettiği itibarı geri kazanacağız. türk pasaportunu en güçlü pasaportlar arasına sokacağız! dünyanın her yerinde "bu türkmüş" dedirtip saygı duyurtacağız. işimizi en iyi şekliyle yapıp, ülkemizin huzurunu tesis edeceğiz!

    yurticinde herkesin rahatsız olduğu ama koltuk sevdalarından dolayı onlara muhtaç duydukları terör örgütlerinin kökünü kazıyacağız!

    cebinde türk kimliği taşıyan herkes "hemşehrim itikatta mezhebin ne?" ya da "kürt müsün laz mısın, ermeni misin, rum musun" sorularıyla muhatap olmayacak!

    250 bin dolara vatandaşlık verilen, kaçak yollarla yurda girmiş olan, sığınmacı statüsündeki insanları anayurtlarina güvenli bir sekilde göndererek cevremizdeki barışın ve huzurun garantörü olacağız! yani masaya yumrugumuzu vurup, "bombalamayın lan bu milleti!" diyeceğiz!

    emperyalist devletlerin oyununa gelmiş ve kandırılan insanların kurduğu büyük kurdistan hayallerini başına yıkacağız!

    atamızında dediği gibi: yurtta sulh, cihanda sulh felsefesini şiar ediniyoruz.

    burada şu partili bu partili diye ayırt etmiyorum. benim gibi düşünen insanlarda az değil farkındayım. oy verdikleri parti ne olursa olsun, bu memlekette bunları istiyorsak, bunları yapabilecek insanları desteklemeliyiz.

    bugün 19 mayıs. atatürk kurtuluş savaşını başlatırken gidip dönemin zararlı cemiyetleri ile anlaşma sağlamadı.
    millet ile anlaşma sağladı.

    milleti yanına aldı ve millete sırtını dayadı. biz atatürk gibi biri çıksın gelsin diye beklemiyoruz. biz atatürk'ü atatürk eden milletin torunlarıyız. bugün birisi çıktı ve dedi ki: bu memleket başıboş değildir! biz de bunu diyorduk ama seçeneksiz kalmıştık. o yüzden bugün bunlar konuşuluyor. milliyetcilik yükselmiyor arkadaşlar. biz aslında milliyetçi bir millettik zaten. sadece takım tutar gibi parti tutmaya başlandığı için bu durum gölgede kalmış! chp içinde, mhp icinde, akp içinde, iyip içinde ve hatta hdp içinde bile bu memleket için gözünü kırpmadan vatan için canını verecek insanlar hiçte az değil.

    sinan oğan ve ümit özdağ bu kötü gidişata bir son verme amacıyla çıktıkları yolda, stratejik yaklaştılar ve iyi kötü tuttu bu stratejileri. şimdi ise bu insanların kefil oldukları parti veya ittifakların toplumda karşılık bulacağına inanıyorum.

    çünkü siz ne kadar inkar etsenizde biz milliyetçi bir toplumuz.

    yaşasın tam bağımsız türkiye! sloganını sağcısı da, solcusu da söyler. buradan hesaplayın işte.

  • sana o parayı veririm seninle de birlikte olurum

    bu ciddi bir konu. yazar arkadaşın etrafındaki insanlar aynı zamanda sizin de etrafınızda olabilir.

    edit: ulan 2 fav alacağız diye yapmadığınız embesillik kalmıyor şu alemde. insandır bu. düşer, kalkar. yarın öbür gün sen düşersin, olmadık bir sebeple bir borcun altına girersin, tanıdığından yardım istersin, veririm ama kız kardeşinle veya karınla bir gece birlikte olurum, al paran hazır derler. o zaman erkeklik yapmaya kalkarsın. ama söz konusu kadın olunca rerere,rörörö. yabancı değil oğlum bu mesajı yazanlar. sizin de çevrenizde var düşmenizi bekleyip, düştüğünüz an arkanızda bitecek olanlar.

    bu mesele meriçlik meselesi değil. insanlık meselesi. ekonomik şartlar ortada. insanlar maddi olarak zor dönemler geçirebiliyor. ya destek olursun ya da olmazsın. bu kadar basit!

  • yardım hesabı açıldı milletimiz cömerttir

    "yeter ama ya. s. git." denmesi gereken açıklama.

  • zehirleme öneren akp etik kurulu başkanı

    hitler bunca şeyi yaparken nasıl yandaş buluyor diye soruyorduk ya. bunlar o ekipten işte. gönüllü olarak katılırlardı hitlerin ekibine. hitler gaz odası yapin dememiştir. ibneler akil vermistir bak biz gaz odaları dizayn ettik, nasıl olmuş diye.

  • çeliktepe 1 nolu aile sağlığı merkezi

    bilgilendirme: arkadaşlar hakkımızı her alanda, her kurumda, her şartta arayacağız. lakin bunu saygı çerçevesinde yapmalıyız. doktorlar, sağlıkçılar, avukatlar, hukukçular, öğretmenler, kamu memurları bizim düşmanımız değildir. kimi sağlık, kimi adalet, kimi eğitim dağıtır. işini doğru yapmayan kişiler her alanda mevcuttur. bugün benim karşıma çıktı ve durumumu arz ettim. cadı avına dönmesin. devlet bizim, millet biziz. arada çıkan çürük elmaları da medeni bir biçimde böyle açıklayacağız. herkes hakkını arayacak. ben isterdim ki konunun muhatabı doktorlar bana ulaşsın, bir özür mesaji atıp görevlerini daha iyi bir biçimde yerine getireceklerini, vatandaşı bundan sonra mağdur etmeyeceklerini bildirsinler. destekleriniz için teşekkür ederim. bu olayı bütün kuruma veya devlete mal edemeyiz, etmemeliyiz. bizim onlara, onların bize ihtiyacı var. lütfen eleştirilerinizde düzgün bir üslup kullanın. teşekkür ederim.

    üst edit: alo 184 sabim tarafından soruşturma kapsamına alındığı bildirilmiş olan sağlık merkezi. az önce aranıp tarafıma sağlık bakanı tarafından bizzat ilgilenildiği ve gereğinin yapılacağı bilgisi verilmiştir. bilginize sayın dostlarım. bu sosyal medyanın zaferidir.

    konum: çeliktepe, inönü cad.kaptan sok. 1/a kâğıthane / istanbul
    bağlı bulunduğu bakanlık: t.c. sağlik bakanliği
    tel: 0212 264 46 38

    yaşanan olay tarihi: 08.01.2020
    doktorlar: yaşar sıvacı - abdülkadir gül - nima rahimi dadmarzi (yabancı uyruklu)
    çalışma saatleri: haftaiçi: 08:00 - 12:00 - 13:00 - 17:00

    olay: yukarıda bahsi geçen tarih ve mekana sağlık raporu alınması gerekliliği nedeniyle uğramak zorunda kalınmıştır. saat: 13:20 olmasına rağmen sağlık merkezinin kapılarının kapalı olduğu tespit edilmiş ve kapı önünde bekleyen ateşli bir çocuk ve annesi, yaşlı bir teyze ve genç bir ablanın kapı önünde beklediği gözlemlenmiştir. kapılar 13:22 sıralarında açılmış ve doktorlar, hemşireler ve diğer çalışanlar hala mesailerinin başladığını umursamayıp ve hala hasta kabulüne başlamamışlardı. nihayetinde 13:27 sularında danışmada görevli şahıs bankosuna geçmişti. odadan çalışanların ellerinde pasta ve kolalarla çıktığı görülmüş bundan şahsım epey rahatsız olmuştur. sonrasını diyalog halinde paylaşıyorum.

    ben: sizin mesai başlangıç saatiniz nedir?
    danışmadaki kız: 13:30
    ben: https://eksiup.com/p/p5322221y5o6 burada öyle yazmıyor.
    danışmadaki kız: bugün kutlamamız vardı da ondan öyle oldu.
    ben: peki sağlık bakanlığının haberi var mı bu kutlamadan? neyi kutluyorsunuz? tıp bayramı mı bugün. mesainiz 5'te bitiyor. o zaman kutlayın, vatandaş kapıda soğukta beklerken değil. bu vatandaşın vergisiyle maaş alıyorsunuz. mesai saatlerinizde vatandaşa hizmet etmek göreviniz. kutlama yapmak değil.
    yabancı doktor olaya müdahil olur.
    yabancı doktor: bizde bu şekide oluyor. biz böyle çalışıyoruz.
    ben: sizin böyle çalıştığınızı sağlık bakanlığı biliyor mu peki?
    yabancı doktor: git şikayet et istediğin yere. istediğine şikayet edebilirsin. bizi böyle meşgul etme.
    ben: tabiki edeceğim. 3 saat sonra mesainiz bitecek. mesai saatlerinizi kutlamalarla, partilerle geçirmişsiniz. insanlar hasta ve soğukta kapıda beklerken kapıları açmamışsınız. ne meşguliyetinden bahsediyorsunuz.
    yabancı doktor: tamam çık buradan şimdi git şikayetini et. burada durma.

    sonrasında çıktım ve 184 sağlık bakanlığı hattına şikayet formu oluşturdum. sonuç alınacağını sanmıyorum ama vergilerimin hesabını sordum. hani sağlıkta bir numaraydık.

    beni türk hekimlerine emanet ediniz diyen atatürk'ten
    sağlık ocağından yabancı bir doktor tarafından kovulan türke.

    çok sayıda mesaj editi:
    1) tarafımca karşı tarafa tek kelime küfür / hakaret edilmemiş, üsluptan taviz verilmemiştir. diyalog aynen budur.
    2) başımın belaya gireceğini düşünüp isimleri silmem istenmiş. hayır silmeyeceğim. bu bir şikayet veya rezalet başlığı değil bilgi başlığıdır. arada başımdan geçen olayları da anlatmam gayet doğal.
    3) şahsın suriye uyruklu olup olmadığı konusu kesin değil. arap ülkelerinden birine ait. 184 e uyruğunu sormuştum bilgi veremem dedi. internette aradım suriyeli olduğu görünüyor ama kesin bir bilgiye sahip değilim o nedenle yabancı uyruklu olarak düzeltiyorum.
    4) cimere şikayet etmem konusunu istemişsiniz. evet edeceğim. ilçe ve il sağlık müdürlüğü de konuyla ilgili bilgilendirilecektir.
    5) ben orada kendimi değil, oradaki vatandaşın hakkını savunmak istedim. şahsımın özel sağlık sigortası vardır ve özel hastaneler ehliyet değişimi için sağlık raporu veremediğini söylediler. o nedenle sağlık ocağına yolum düştü.
    6) dışarıda 184'e durumla ilgili şikayette bulunurken muayeneden çıkanlar ve oradan geçenler bile "bizi de yaz, bizde şikayetçiyiz." diyerek destek verdi.

    ben burada kendi adıma değil, halkım adına hizmet bekledim. zaten sağlık raporunu 50tl karşılığı devlet hastanesinden aldım sonra. ama o halkın o hizmeti aldığını görmek beni derinden yaraladı. bizim halkımız ezgindir, kan kusup kızılcık şerbeti içtim der de sesi çıkmaz. bunu bilen kamu çalışanları da böyle davranmış demek ki. anamız, babamız, bacımız amcamız onlar. yanlarına mı kalsaydı ?

    alt edit: bilişim suçlarına sikayet edilmem hususunda giri yazan arkadaşlara,

    1. buradaki bilgiler gizli bilgiler değildir. başlığı arama motorunda ararsanız doktorların bilgisine ulaşabilirsiniz. sağlık ocağının kapısında da bu bilgiler mevcuttur. illa dava açmak isteyen doktor varsa iletişim bilgilerimi verebilirim. beni böyle korkutamazsınız. ayrıca bu site amacı dahilinde kullanılmıştır. tanım olarak bilgi amaçlı verilmiştir. başımdan geçen olayı paylaştığım için de kimse beni suçlayamaz.
    2. dikkatimi çeken bir diğer konu, ben işini doğru yapmayan ve mesai saatlerinde kaytaran bir sağlık ekibine değinmişken birçok doktorun bu konuyu dile getirdigim icin beni linç etmesi, farkınız olmadığı ve rahatınızın bozulmasını istemediğinizden olsa gerek. destek mesajı atan ve işini layıkıyla yapan doktorları ve kamu personelini tenzih ederim. sizden talebimiz belli. mesai saatlerine riayet edin, vatandaşı mağdur etmeyin. bir vatandaş olarak bunu istiyorum. bu işten para kazanan sizler için çokta zor olmasa gerek.
    3. nereye sikayet ediyorsan et dersen, türk milletinin vicdanına şikayet ederim, orada yargılanırsın.

  • czn burak'ın fakir ailenin evini dayayıp döşemesi

    muhteşem bir hareket. tebrik edilesi gerçekten. daha çok kazanması dileğiyle.

    bir üstte ki entry e binaen edit: keşke bütün reklamlar bu şekilde olsa. milyonlarca liralik reklam bütçesi ayıran markalar bunu sadece televizyonda bir kaç sn gözükmek için yapmaktadır. halbuki bir hayata dokunmak, bunu baştan aşağı değiştirmek, insanları mutlu etmek ve mutlu ederken mutlu olmaktan daha güzel ne olabilir ki. adam hem işinde başarılı ve iyi bir gelir sahibi, hem de kazandığını televizyonlarda reklama harcamak yerine ihtiyaç sahiplerine dağıtmayı seçen iyi yürekli biri. laf olsun diye vicdansızca yazıyorsunuz!

    bir üstte ki entrynin editine edit: iyiliğe teşvik etmekte bir iyiliktir. maddi durumu el vermesine rağmen iyilik yapmayanlar yüzünden intihar etmedi mi sibel? bir şekilde ve bir sebeple insanların hayatına dokunmuş bir adamı alkışlayıp tebrik edeceğin yerde reklam yapmış, niye gizli yapmamış diye kötülüyorsun. kötüsünüz dostum, çekemiyorsunuz.

    bir üstte ki entrye son edit: bu konuyla ilgili daha fazla tartışmak istemiyorum. şunu bil ki (bkz: czn burak) senin dediğin gibi reklam yapmak istemesin ve o aileyi de ziyaret etmemiş olsun. o aile bugün o yıkık dökük harabe evde, her tarafından soğuk girerken eve, oturacak bir sandalye bile zor bulup yiyecek ekmeğe muhtaç devam edecekti hayatına. şimdi ise çocuklar mutlu, huzurlu, keyifle devam edecek yaşamına. reklamsa reklam. ben çocukların mutluluğuna bakarım. sende çek bir reklam seni de savunalım!