limon supernova4
profili

  • 5 dakika geçmeden saldıran age of empires oyuncusu

    bu piçler yüzünden bütün erişkinlik dönemim boyuncadır erken boşalıyorum. anksiyete hastası oldum. her an kötü bir şey olcakmış gibi hissediyorum. sürekli bir panik geç kalmışlık hali içindeyim. düzelemiyorum.

  • yüzüklerin efendisi'ni sinemada seyretmek

    6 arkadaş izlemiştik. biletleri alacak olan arkadaş sabah okula gelip de biletleri elimize tutuşturduğunda o bileti tutarken yaşadığım heyecanı hala unutamıyorum.

    biletim: (yazılar çok silindiği için iki farklı ışıkta çektim)
    görsel
    görsel

    tom bombadil'in filmde yer almadığını öğrendiğimiz için oldukça sinirliydik. ayrıca filmin kendisine bile alttan alta çok sinirliydik. en ufak bir emanete ihanet sezdiğimiz anda derhal sinema salonunu terk edecek moddaydık ki, bizimle beraber o günlerde pek çok kişinin hisleri de bu yöndeydi. 6 liseli filmi izlemeye gidiyoruz heyecanlıyız ama sinirliyiz de. dışardan baksan bunlar kesin kavgaya gidiyorlar herhalde denilecek bir ifademiz var. içimizden birini dürtsen "tolkien'i ite uğursuza oyuncak yaptırtmayız lan!" diye bağırmanın eşiğindeyiz. film kötü çıkarsa orayı parçalayabilir, ilk uçakla yeni zellandaya uçup film makaralarını peter jackson'ın götüne sokabiliriz. öyle bir paranoya var üzerimizde. öyle bir sahiplenmişlik. fakat içten içe de "tanrım nolur güzel çıksın ama nolur nolur lütfen nolur!" diye de dua ediyoruz.

    lakin ilk başta kabullenmesi biraz zor gelmiş olsa da boromir yediği oklarla yere düşerken ve aragorn'a my king derken hepimiz salya sümür ağlıyorduk. peter jackson'ın nasıl büyük bir imkansızın altından kalktığını yıllar içinde daha iyi fark ettik. bugün izledikçe daha büyük şaşıyorum filmlere. fakat filmin benim gözümde ok aldığı yer son sıcak yuva yani elrond'un evi sahneye girdiğinde gördüklerimden yeterince memnun kaldığım ve arkada çalan müzikle eridiğim an olmuştu. buna karşın moria'da gimli balin'in mezarına miğferini koyarak gözyaşları dökerken tek kelimeyle irkilip yıkılıp kalmıştım ki bunca yılın sonrasında hala o sahneyi ne zaman izlesem aynı hüzünle yerime çakılır kalırım.

    ayrıca, bir demet blind guardian almaz mıyız o güzel günlerin adına gençler: https://www.youtube.com/…e&ab_channel=lorenzocasini

  • 2 ağustos 2020 kazdağları'nın son hali

    çoğunluğun istediği gibi olmuştur. o yüzden ağlamak yok. türkler (kendim de türküm, çoğunuzdan daha katıksız türküm hatta, dedemin dedesi 1900lerde türkmenistandan göçmüştür), anadolu topraklarına girdiklerinden beridir yağma ve yıkımdan öte bir şey yapmamıştır. ne helen uygarlığına sahip çıkmışlardır, ne ilerici keşifler yapmışlardır, ne de bilim ve medeniyeti seçmişlerdir. haçlılar 200 yüzyıl boyunca ortadoğunun altını üstüne getirirken o muhteşem selçuklu kendi iç çatışmalarından kafasını kaldıramamıştır. osmanlıda en ümit vaat eden sultanlar gavur diye lanetlenmiş zehirlenerek öldürülmüştür. savaşmakta iyiydik ama kalanı yani doğa, yani medeniyet, yani uygarlık sikimizde olmadı ki hiçbir zaman toplum olarak..

    bakın bu tanrılar, mezarlar ve bilgeler kitabından bir alıntıdır:

    "...1867 yılında çıkan bir ansiklopedide, mezopotamya sözcüğü için şöyle kestirip atan bir cümle görüyoruz: 'bu ülke asurlular ve babillilerin egemenlik döneminde çok gelişmişti. araplar zamanında halifelerin oturdukları yer oldu ve yeniden gelişmeye kavuştu. derken selçukluların, tatarların ve türklerin saldırılarıyla göçmeye başladı, bugün bir bölümü boş bir çöldür."

    bakın, tarihte çok iyi işler yapan boyunlarımız olmuş. harika hükümdarlar çıkarmışız ki, sonuncusu mustafa kemal atatürk'tür. ama genel olarak bakınca bir sike yaramaz bir ulusuz. tarih boyunca anadolu çomarları zaten içimizdeydi. açın orhun anıtlarını okuyun amk. hiçbir şey değilmemiş. neyse, kısaca, mazisi 2-3 bin yıl öncesine gitse de, tam da bizden beklenecek bir şeydir bu. yani diyorum ki, beni şaşırtmadı. hep azınlıktık. bu katliama gönlü yananlar olarak. ve azınlık olarak kalacağız. bu ulus ezelden doğa ve medeniyet düşmanı.

  • sürat kargo'nun ağlattığı fotoğrafçı

    aynı şekilde dolandırılmaktan kıl payı dönmüş birisi olarak olayın özünde ne olduğunu merak edenler için yazıyorum:

    iphone x ilk çıktığında babam dubaiden satmak amaçlı 2 tane iphone x getirdi. sahibindene ilan verdi. biz ankaradayız, istanbuldan birisi aradı, 2 telefonu da almak istediğini söyledi. tamam dedik, biz burdan 2 telefonu kargoyla istanbuldaki amcama göndereceğiz, amcam da telefonları adama teslim edecek. her şey güzel ama telefondaki herif tutturdu, "abi kargoyu lütfen x kargoyla gönderin olur mu, bir sakatlık çıkmasın, muhakkak x kargo olsun"

    tamam diyoruz, x kargoyla yollayalım, adam "harika abi" diyor. sonra bizim içimize bir kurt düştü. bu adam neden x kargo diye tutturdu acaba diye. sonra dedik ki buna bir olta atalım, dedik ki kargoyla göndermiyoruz, direkt biz getircez, adam telefonda bozuldu, yok abi olur mu öyle şey, siz getirmeyin, x kargoya verin, x kargo ile gelmiyorsa almamam falan..

    o sırada ekşi duyurudan durumu anlatan bir ilan açtım. bu adam ne yapmak istiyor diye. meğersem çok yaygınmış bu durum. bunlar kargo şirketlerinde çalışan hırsız şebekesi. ana merkezlerde çalışanlar var. organize bir şekilde böyle satın alacağım ayağına ürünü kargolatıyorlar size, sonra da gönderenin adını soyadını ilandan ya da konuşma sırasında öğrendiklerinden merkezde kendileri ya da kendi tanıdıklarınca ürünü patlatıyorlarmış. sahte imzalar atılarak teslim edildi gösteriliyormuş.

    biz ucuz yırtmıştık. ve herifin yolladığı 100 tl depozitosuna da el koymuştuk ders olsun diye. haberdeki şahsa da geçmiş olsun diyorum ve sakın isminizi falan bilen kişilere kargoyla ürün göndermeyin. patlatıyorlar.