hougras4
profili

  • 6 temmuz 2022 vedat altun'un kaybolması

    öncelikle kayıp gencin fotoğrafı görsel
    irtibata geçilecek kişi: 0544 654 77 54

    üst edit: çaylak arkadaşın özelden yazdığı mesajı aynen buraya yapıştırıyorum.

    "odrum torba otogarinda görmüşler. üstü ciplakmis. minibüse binmiş erzuruma gidecem demiş. şoför sarhoş sanıp indirmiş şimdilik en son orada görülmüş. üstü çıplak. sadece sort var üzerinde."
    "dün saat 07.40 civarında görülmüş torba otogari opetin orada guncellerseniz sevinirim"

    üst edit : başlığı, 06.08.2022 olarak açmışım. doğrusu 06.07.2022 olacaktı. çaylak arkadaşımızın yazdıklarını kontrol
    etmeden kopyala yapıştır yapmamdan ötürü kaynaklandı problem.

    üst edit : @fehmibeyy adlı çaylak hesabının attığı son entyler, çaylaklar başlığına girmeyince gözükmediğinden dolayı buraya yapıştırıyorum.

    "ucak bileti bulamadığım için otomobil gece yola çıktık. konya civarında yoldayız." (bkz: #139724285)

    "görenler lütfen polise haber versin. kayıp ihbarında bulunduk. yoldayız bodruma doğru gidiyoruz. lütfen başlığı gündemde tutun." (bkz: #139724722)

    "bodrum torba mahallesinde kaybolmuştur. telefonuna ulaşılamıyor kapalı." (bkz: #139724801)

    "lütfen başlığı üstte tutun. 4-5 saatlik yolumuz kaldı bodruma varmamiza. bodrumda tanıdıkları olanlar lütfen yaysın." (bkz: #139725912)

    "arkadaşlar çaylak olduğum için girdilerin gözükmüyor. gören lütfen yaysın. kayıp haberini dün aldık. uçak bulamadığımız için otomobil ile erzurumdan yola çıktık. bodrum'daki tanıdıklara haber verdik arıyorlar. emniyete de bilgi verdik. herhangi bir kontrole takılırsa veya otellere giriş yaparsa haber verecekler. lütfen yayın. gören olursa hemen polise bildirsin. bir kaç saatlik yolumuz kaldı. varır varmaz savcılığa ve afada da başvuracaz." (bkz: #139726981)

    "arkadaşlar yanlış anlaşılmış kardeşim ağır psikoloji hastası değil.biploar hastalığı. kimseye zarar vermez. sadece lithuril ve uyku ilaçları kullanırdı. kendisi hukuk 4. sınıf öğrencisi. gayet normal biri. bir iki gün uyumamış. ilacını almamış olabilir. lütfen başlığı üstte tutun belki birileri görür." (bkz: #139729379)

    `@fehmibeyy` adlı çaylak hesabı olan bir yazarın yazmış olduğu yoğun çaylak entrleri üzerine açmakta kendimi zorunlu hissettiğim başlık.
    kendisinin tarafıma yazdığı mesajı aynen paylaşıyorum. umarım gündem olur.

    kardeşim vedat altun 6 temmuz 2022 tarihinde saat 22:00'den beri kayıptır. kendisi yaklaşık 1.78 boyunda 70 kilo ağırlığında kumral top sakal ve saçı sıfıra vurulmuştur. dün çalıştığı otel olan trendlife hotel torba bodrum'dan akşam saat 22:00 de arkadaşlarına hava almaya çıkacağını söyleyerek ayrılmıştır. bize dün saat 19 civarında haber verildi. kayıp ilanı verdik. kendisi hukuk öğrencisidir. yalnız kardeşimin özel bir durumu vardır. kendisi psikolji ilaçları kullanıyor. arkadaşlarının dediğine göre iki üç gündür hiç uyumamış. bodrum civarında yaşayan birileri varsa yardımcı olmalarını rica ediyorum. kendisinin son çekilen resmini de yükleyeceğim.

    irtibata geçilecek kişi: 0544 654 77 54
    kayıp gencin fotoğrafı: budur

  • 6 mayıs 2022 tuğrul selmanoğlu'nun mülteci tweet'i

    %99’u müslüman ülkede dinin elden gittiğini söyleyenler nerede? nasıl da küçültmüşler kendilerini?

  • türkiye'den dahi çıkmamasının sebepleri

    başlık yanlış olmuş. türkiye’den dahi çıkmıyor değil, çıkan dahi durmuyor. başlığım, türkiye’den çıkan dahilerin durmaması olarak değişmesi lazım.

    udemy denen site bile türk yapımı. şu anda 500 memleketten bilmemkaç dilde dinlenen bir eğitim sayfası.

    oyun piyasasında, kült yapım dediğimiz oyunlarsın sonunda çıkan credits ekranında mutlaka 3 5 tanede olsa türk adı var.

    bu biontech aşısını bulup, dünyanın götünü kurtaran adam uğur şahin türkiye doğumlu. hatay’da yaşadı ve büyüdü.

  • 29 kasım 2019 gözaltına alınma saçmalığı

    üst edit: belge olmadığından olaya inanmayanlar, özelden küfredenler için gelsin.
    https://eksiup.com/p/sv301370j965
    https://eksiup.com/p/e93013936ctn
    https://eksiup.com/p/d33013736yum

    kendi açtığım başlık altına gelen soruları yanıtlamam yüzünden başlığı üstte tutmaya çalıştığımı söyleyenlere ne desem bilemedim. arkadaşım özelden soranlara özelden cevap veriyorum, genelden soranlara da genelden yani başlık altından cevap veriyorum bu kadar basit.

    29 kasım 2019 tarihinde sabaha karşı saat 2 gibi, beni seven kardeşlerimle birlikte sokağımda kimseyi rahatsız etmeden bira içiyorduk. yaklaşık yarım saat sonra, devriye gezdiğini tahmin ettiğim iki bekçi gelerek direk rutin şekilde gbt yapacağını ve kimliklerimizi istediğini söyledi. kimliğimi verdim ve gbt yaptıktan sonra, oturduğumuz yerin karşısında ki apartmanı göstererek ve külhanbeyli tavırlarla "bu binadan şikayet aldık, içip ses yapıyormuşsunuz diye yaşça en büyük olan bana durumu bildirdi. bunu bildiren bekçi arkadaşın elinde sigara, yanında bulunan daha irice (ergen irisi) arkadaşın elinde tespih vardı ( tesbihi kabadayıvari bir şekilde sallamasını o an için gözardı ettim) gösterdikleri binanın şahsıma ait olduğunu söyleyip, şikayetin oradan gelmiş olamayacağını kendilerine izah ettiğim de bana o zaman kiracılarınızdan şikayet vardır diye cevap verdi. bende kiracımın olmadığını, dairelerin hepsinde birinci dereceden akrabalarımın olduğunu, uygunsuz bir şey olsa kolluk kuvvetleri yerine bana uyarıda bulunacaklarını bekçi beylere söyledim. eğer sokağın herhangi bir sakininin şikayeti varsa, bina göstermeden (ihbarcı adı yada bölgesi söyleyemezler) genel huzura aykırı davrandığımızı söylemesinin yeterli olduğunu söyledim. bu sözüme gücenen tespihli arkadaş tarafıma çıkışınca, polis vazife ve selahiyet kanununa bekçide olsa tabii olduğunu, ortada herhangi bir ihbar varsa o ihbarla ilgili işlem yapması gerektiğini bu durumda gbt vs sormasının gereksiz olduğunu (şikayet ediliyorum, adam öldürsem gbt'me mi bakacaksın) ortada şüphe götürmeyen bir durum olmadığından gbt bakmak yerine işlem yapılacaksa, gerekenin yapılması gerektiğini söyledim. bunun üzerine sigara içen arkadaş, görevimizi bizemi öğretiyorsunuz diye çıkışınca, görev öğretmemin haddim olmadığını, ancak tabii oldukları (bkz: polis vazife ve selahiyet kanunu) 'na göre;

    1- bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek

    2- suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek

    3- hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek

    4- kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek

    amacıyla bana kimlik sorabileceklerini, suç değil ama kabahatin işlendiğini, bu yüzden kabahatin işlenmesinden sonra işlem yapması gerektiğini söyleyip, kendilerininde aslında uyulması gereken kanuna uymadıklarını, birisinin insanı tahrik edercesine ve kabadayıvari şekilde tespih salladığını, diğerinin görev sırasında sigara içmemesi gerektiğini, yarın öbür gün başka durumlarda bu hareketlerin taraflarına karşı kullanılabileceğini, memuriyete zarar veren hareketler olduğunu söyledim. arkadaşlar tavır üslup konusundahatalı olduklarını, bir vatandaştan duyunca iyice delirmiş olmalılar ki, ortamda ki şalkol şişelerini çekip polis ekip otosu çağırdılar. bu yüzden işlem yapılması için gelen ekip otosuna binip maltepe cumhuriyet polis merkezine, sanki terör suçlusuymuşum gibi (araç arkası sağda ve solda tartıştığım bekçiler, ortada ben) gittik.

    esas olay burada başlıyor;

    karakola gittiğimizde, olayın ne olduğunu soran memura olayı özet geçip, arkadaşların tabii oldukları kanuna göre yanlış hareket ettiklerini, sadece "alkol almaktan kabahatler kanununa göre işlem yapmaları gerektiğini" söyleyip, kendi işlerinin dışına çıkmaklar kalmayıp, egoları doğrultusunda hareket ettiklerini ve kanunu uygulayamadıklarını, bu yüzden alkol içme suçunu kabul etmemle birlikte, bir devlet memuruna yakışmayan şekilde tespih ve sigara ile yanıma geldiklerini, bu yüzden benimde onlardan şikayetçi olduğumu söyledim.

    ben öncelikle kabahat işlediğimden dolayı, kabahatler kanununa göre işlem yapılacağını sanıyordum. sonrasında, kimliğime el koyulması, beni ekip otosunun alıp (bkz: kartal devlet hastanesi) 'ne götüreceğini duymamla birlikte, bunun kabahatler kanunu işlemi olmadığını, kabahatler kanunun da hastaneye götüremeyeceklerini, eğer beni gözaltına alıp işlemi idari'den adli'ye çevireceklerse avukatımı istediğimi söyledim. bunun üzerine karakol polisi, gözaltına alsak kelepçe takardık, sende avukatın olarak kimi ararsan ara dedi.

    sonrasında, sözüm ona beni gözaltına alan iki bekçi ve arabayı kullanan polis memuruyla kartal devler hastanesine vardık. hastane bankosunda, ne iş yaptığı belli olmayan ada, darp var mı diye tarafıma sorunca, kendisine" bankoda sorumlu memur olduğunu, bu yüzden doktor istediğimi ve sadece darp olup olmadığımı doktora söyleyeceğimi" belirttim. bankoda ki personel afalladıktan sonda, doktor olduğunu söyledi. ben eğer doktorsanız sizle yalnız konuşmak istiyorum dediğimde, beni polikliniklere yönlendirdi.

    poliklinikte ki doktora darp varmı diye rapor almak için odasına girdiğimde, benle olayı yaşayan iki bekçi yanımda odaya girdi. doktora "doktor hanım, ben sizle özel görüşmek istiyorum, bu arkadaşlar olmadan" desem de doktor hanım bunu kabul etmedi. doktorun bu vurdumduymazlığı üzerine " kızım sen kolluk kuvvetleri tarafından bir şiddete uğrayıp uğramadığımı soruyorsun, ancak beni gayrı yasal göz altına alan kolluk kuvvetleri yanında bunu soruyorsun. belki bunlar burada diye rahat söyleyemiyorum, bunları buradan çıkartın" dedim.

    doktor hanım afallayarak, sağlık raporunun polis nezaretinde verileceğini söylediğinde, odadakilerin polis değil bekçi olduğunu, poliste olsa ifadem konusunda zora koşabilecek kişilerin benle aaynı yerde olmaması gerektiğini anlattım. sonrasında, bir fırsat bulup dışarıya çıkan bekçiler üzerine, baş başa kaldığım doktora hukuka aykırı davrandığını, bu yüzden de dibine kadar kendisinden şikayetçi olacağımı bildirdim.

    daha sonrasında, sanki ben alkollü araç kullanmışım gibi, üflemeyle alkol testine tabi tuttular. ben nakınane kadar da bunların hukuksuz olduğunu, söylesem de benim saatlerimi boşa harcayıp, sırf birisi görev anında kabadayıvari tespih salladığı, memuriyete yakışmayacak şekilde sigara içtiği için, vatandaşa karşı haklı çıkartılması isteği üzerine bu duruma düştüğümü biliyorum.

    en son, karakola döndüğümüzde, işlemin adli değil idari olduğunu ve adli olmadan adli rapor alındığını karakolda belirtip daha önce alınan idari raporların adli bir işlem ile ilgiliyse savcılığa çıkmak istediğimi, çıkartmayacaklarsa bu kadar prosedürün neden yapıldığını sorduğumu, devletin memurunun bana elinde tespih ve sigarayla durum yerine hakim gibi hesap sorduğunu, bu yüzden hukuksuzluk yaptığını ve şikayetçi olduğumu söyledim.

    bunu söylediğim polis memuru, fazla konuşma bilader imzala, şikayetin varsa adliyeye git dedi.

    şimdi soruyorum, bana hukuki işlem uygulamak zorunda olan kişinin (bekçi ve polislerin) hukuka aykırı iş yaptığını söyleyen vatandaşın durum bildirmesi bu kadar mı kıymetsiz. yoksa ata sözünde olduğu gibi, it iti ısırmaz durumunu mu yaşıyorum.