all the same5
profili

  • kemal kılıçdaroğlu'na tavsiyeler

    kılıçdaroğlu ekşiden tavsiye alsa ekrem imamoğlu hala beylikdüzü belediye başkanıydı.

  • 18 nisan 2021 büyük kripto çöküşü

    "ben zaten koyup unutuyorum, kısa vadeli olmaz ki bu iş." diyen arkadaşlar bunu neye dayanarak söylüyor acaba?

    kriptoların peak yaptığı artışlar hiçbir zaman uzun vadeli olmadı. hep ama hep kısa vadede oldu. "koyup unutmak" borsada yapılabilecek en saçma şey. ileriye yönelik bir projeksiyonun, tüyon, öngörün vardır; yaparsın. kriptoyla ilgili öngörün nedir? "hep arttı, hep artmaya devam eder." mi? borsa böyle çalışmıyor.

    yarın nvidia "bahsettiğimiz kripto engelini getirdik, artık kartlarımız mining için çalışmayacak" dese, cpu fiyatları zamlansa, elektrik - ki böyle giderse mecbur artacak - fiyatları tavan yapsa... üstüne bir de iki cüzdan firması siber saldırı yese bir günde %50-60 değer kaybedebilir tüm kripto piyasası.

    bildiğiniz kumardır. hem de tehlikeli bir kumardır. insanların rağbet göstermesinin sebebi de tamamen survivorship bias denilen yanılgıdır. etrafımda birsürü borsaya girmiş çıkmış insan var. kaybeden hiç kaybettiklerinden bahsetmez, "ben zaten unutacağım parayla girmiştim" der, ya da sessiz kalır. ama kazanan bas bas bağırır. sen de bu kazananlardan yola çıkarak "ooo iyi para var demek ki burada" dersin...

    kaybedenin olmadığı hiçbir sistemde kazanan olmaz. oynayana başarılar dilerim ama insanları yanıltmayın.

    edit: %10'luk değer kaybının büyük bir çöküş olduğunu düşünmüyorum. bu dalgalanmalar kripto borsasında zaman zaman yaşanıyor. zaten bu kadar volatil olduğu için kripto borsalarında fırsat arayan çok insan var.

  • 15 temmuz 2020 eskişehir'de kaybolan kız

    ön edit: kız çocuğu bulunmuş ve ailesine teslim edilmiş. kaçıran - veya bir çocuğun saflığını istismar eden - kişi kıza daha önce de musallat olan yamuk bir arkadaşmış. ailesine ve kendisine geçmiş olsun. bu tarz olaylardan ders çıkaralım ve çoluğumuza çocuğumuza kardeşimize musallat olan insanlarla ilgili dikkatli hareket edelim.

    13 temmuz 2020 tarihinden beri kendisinden haber alınamayan bir kız çocuğu mevcut. eskişehir şirintepe mahallesi civarında. ilgili makamlara haber verilmiş ve 2 gündür ses seda yok. eskişehir ve çevresindeki suserlara duyurulur.

    (kızın kimliğini fazla ifşa etmemek adına bilgileri kaldırıyorum. başlık moderatörler tarafından uçurulabilir.)

    edit: başlığı açarken çocuğun yaşını bilmiyordum. sonradan yakınlarından öğrenip eklediğim için "genç kızımız" ibaresini değiştirmeyi unutmuşum.

    edit 2: "sevgilisiyle kaçmış" denilen olaydaki erkek 27 yaşında uyuşturucu kullanan ve sabıkası olan birisi.

  • türkiye'de en fakir insanın 4 dairesi var

    "o zaman neden bu kadar insan kirada oturuyor amın oğlu?" denesi eleman.

    herkesin 4 dairesi varsa herkesin 3 dairesi boşta demektir. konuştuğu lafın da farkında değil andaval.

  • acile gelen hastaların %80 psikolojik hasta olması

    ön edit: acil servis yeşil alan işleyiş prosedürüne göre "ayaktan başvuran, genel durumu itibariyle stabil olan ve ayaktan tedavisi sağlanabilecek basit sağlık sorunları bulunan hastalar" yeşil alanda tanı ve tedavi görmelidir. bu prosedüre göre gelen hastalarda hiçbir yanlışlık yok. çözümü sağlık bakanlığında arayacaksınız, hastalarda değil.

    -----------------------

    külliyen yalandır.

    "acillik olmamasına rağmen geliyor" demek başka, "psikolojik hasta" demek başka. senin psikolojik hasta dediklerin münchausen sendromu, panik atak, anksiyete vb. hastalıklardan muzdarip olan insanlar. bu hastalıkların "psikolojik" olması, acil olmadığı anlamına gelmiyor. kalıtsal kardiyovasküler problemi olan birisi pekala panik atak yüzünden kalp krizi geçirebilir. anksiyete yaşayan bir insan intihara teşebbüs edebilir, manchausen'lı birisi doktor ilgilenmediği takdirde sahte doktorlara gidip hayatını tehlikeye sokabilir.

    senin acil doktoru olarak görevin, bu hastaları ilgili alanlara yönlendirmek ve - mümkünse - gittiklerinden emin olmaktır. "acil yalnızca kolu kopan, kalp krizi geçiren hastaya bakar" gibi gerizekalıca bir düşünceye nasıl kapıldınız bilmiyorum. "acil serviste görülen psikiyatrik vakalar" üzerine yazılan yüzlerce makale var.

    zaten hastalığın önceliği diye bir şey var acilde. aciliyeti olan hastayı - aciliyet durumuna göre - sarı veya kırmızı triyaja alırsın. psikolojik olduğunu düşündüğün hastayı da yeşile alır, oksijen takar biraz bekletirsin. baktın bir şeyi yok gönderirsin. kaldı ki bu vakalar öyle senin zannettiğin gibi %80 filan değil. yeşil triaj'ın diğerlerine oranı bile %80 değil.

    hadi vaka psikiyatrik filan değil, harbiden salaklıktan geldi acile diyelim. 60 yaşındaki tarla işçisinden "hmm kalbim tekliyor, ama bu tekleme solunum aritmisi sanırım. gerek yok şimdi doktora gitmeye." demesini mi bekliyorsun? hepsini geçtim "gelinimle kavga ettim göğsüm ağrıyor" demesine gerek yok bir hastanın. kilolu ve 50 yaş üstü bir adam "göğsüm ağrıyor" dediği zaman sike sike ekg çekmek zorundasın. götün yiyorsa "yok bir şeyin kardeşim, temiz hava al geçer." diyip gönder adamı.

    --- spoiler ---

    belirtiler panik atak olarak da değerlendirilebiliyor, 'herhangi bir nedeni yoktur' deniyor ya da tehlikeli bir durum olmadığı düşünülerek eve gönderiliyor. belirtiler ortak ama kadınla erkek arasında fark var. hem hastalar hem hekimler uyanık olacak ki kalp krizi atlanmasın. hasta geliyor bize 'çok kötüyüm, halsizim' diyor. bir ekg çekiyorsunuz miyokart enfarktüs ile karşı karşıya kalıyorsunuz.

    - dokuz eylül üniversitesi (deü) acil tıp anabilim dalı öğretim üyesi prof. dr. sedat yanturalı

    --- spoiler ---

    tanım: "doktorluk" mesleği ile zerre alakası olmayan bir yazar beyanı.

    edit: yazarın entrilerine biraz baktım. tamamen "pfff, çomar anadolu insanı. ben sizinle uğraşmak zorunda mıyım? halbuki national institutes of health'te research yapacaktım ben." kafasında, ya tus kazanamamış ya da puanı ancak acil doktorluğuna yetmiş bir yetersiz. kafa yapısı eleştirdiği çomarlarla tamamen aynı.

    edit2: doktor değilim. doktorlarla bir derdim yok. bugüne kadar hiçbir doktorla birebirde sıkıntı yaşamadım. çok fazla acil doktorundan "aslında daha fazla tetkik yapmamız gereken hastalara gereken tetkikleri yapamıyoruz. çünkü imkanlar yeterli değil." şikayeti duyuyorum. acillerin bu halde olmasının sebebi imkanların kısıtlı olmasından kaynaklanıyor. siz buna eleştiride bulunmak yerine oraya gelen hastaya küfürler savurursanız bu ne mesleğinizin etiğine, ne de sizin aklınıza uygun kaçmıyor. siz bu ağırlığı kaldıramayıp hastaya sövecek hale geliyorsanız lütfen diplomanızı yakın ve gidip sekreterlik filan yapın.

    edit3: evet acil servisleri suistimal eden, aile hekiminin çözebileceği şeyler için acile gelen insanlar var. bunun çözümü için yeşil alan hastalarına cüzi bir masraf çıkartılabilir. bu sağlık bakanlığı sorumluluğundadır, bu yoğunluk hastalara fatura edilemez.

    edit4: doktor arkadaşlardan gelen talepler üzerine daha makul şeyler yazmak istiyorum ama "beyninde pıhtı atan adamın sesi çıkmıyor" nasıl bir gerizekalılıktır abi? pıhtının en önemli belirtilerinden biri "konuşmanın bozulması", nasıl ses çıkarsın?

    edit-ül cemiav: imla