avrupa birliği'nin, devlet görevlilerine verilen yeşil ve gri pasaportlara 2020'den itibaren muafiyet sınırlaması getirdiği karardır. allah belanızı versin en sonunda bunu da başardınız. göreve giderken en azından gri kullanıyorduk onu bile piç ettiniz. ihracatçıya avukata arkadaşlarınıza akrabalarınıza filan derken yeşil pasaportu tuvalet kağıdına döndürdünüz. ulan ülkede güvenilen hiçbir şey bırakmadığınız gibi şimdi de ülkenin itibarını sıfırladınız. avrupa'ya vizesiz seyahat diye başladılar, geldikleri nokta yeşil ve gri pasaportlara dahi muafiyet sınırlaması oldu.
(bkz: https://www.yenicaggazetesi.com.tr/…ari-259665h.htm)
(bkz: https://www.haberturk.com/…iyet-sinirlamasi-2547696)
edit: sözlük akbaşları doluşmuş hemen başlamışlar yalan habermiş de manipülasyon yapıyormuşum. ulan iki tane haber sitesi koydum link verdim niye dogrulat miyorsun diyorlar. akademik makale mi yazıyorum hipotezimi test edeyim? hayır sen başlık açtığında verdiğin haber sitesini doğrulatıyor musun gerizekalı? kaldı ki genel uygulama diye tevil etmeye çalışmayın bal gibi vize muafiyeti kısıtlamasıdır. sen esas avrupa birliği o yeşili kırmızıya çevirip götüne soktuğunda göreceksin.
fabrikator7 profili
-
9 aralık 2019 ab'nin yeşil ve gri pasaport kararı
-
çağın en büyük hastalığı
hiçbir şeyden tatmin olmamak. hep daha iyisini aramak. buna bir de dengesiz halet-i ruhiye ile psikolojik rahatsızlıkları ekleyin.
-
bosna hersek'in bm'de çekimser oy kullanması
dünyanın en karmaşık yönetim sisteminin bosna'da olduğunu bilmeyen malları şaşırtmış. rasim ozan kütahyalı giller dinlemek dışında biraz kitap okuyup dünyayı tanıyın gerizekalı yazarlar.
bosna'nın siyasi yapısı 1995 yılında imzalanan dayton anlaşması ile oluşturuldu. anlaşma aynı zamanda ülkenin anayasasını ve devlet sistemini oluşturdu ve bu tuhaf sistemin mimarı geçtiğimiz yıllarda vefat eden abd'li diplomat richard holbrooke idi. bosna'nın yönetim sisteminin dünyada eşi benzeri olmasa da, anlaşma en azından o dönemde arapların çok da sikinde olmayan akan boşnak kanını durdurmuştur.
sistem şu şekilde de işliyor:
1. bosna hersek, biri bosna hersek federasyonu, diğeri republika srpska olmak üzere 2 entite ile boşnak, hırvat ve sırp olmak üzere 3 kurucu halktan ve ayrı bir yönetimi bulunan brçko bölgesi'nden oluşuyor. boşnak ve hırvatların oluşturduğu bosna hersek federasyonu içerisinde ayrıca 10 kanton bulunuyor.
2. bosna hersek devlet başkanlığı konseyi, 3 kurucu halkı temsilen seçilen 3 üyeden oluşup, konsey başkanlığı sözkonusu bu 3 üye arasında 8'er aylık dönemlerle rotasyon usulü değişiyor. bosna bakanlar konseyi başkanı (başbakan) ise bosna devlet başkanlığı konseyi’nin önerisi üzerine, bosna temsilciler meclisi tarafından seçiliyor. devlet parlamentosu ise temsilciler meclisi ve halklar meclisi olmak üzere 2 kamaradan oluşuyor.
3. şu anda hükümet etme sırası hırvatlar'da yani boşnaklar'da değil sayın mal. -
reza zarrab amerika'nın ajanıydı
burhan kuzu klasiği.
diyor ki "..efendim biz zaten biliyorduk kendisinin amerika ajanı olduğunu.."
he yani amerikan ambargosunu amerikan ajanıyla delecek kadar maldınız..
insan gerçekten hayret ediyor. -
17 mart 2017 kadir topbaş'ın özyönetim talebi
demiş ki, "istanbul’u yönetiyoruz ama olmuyor böyle yürümüyor"..
bir yerden tanıdık geliyor mu bu söylem? adam 15 yıldır belediyeyi yönetiyor ama olmuyormuş yürümüyormuş. vah vah ne acı. bunun bir üst modeli de 15 yıldır devleti yönetiyor ama olmuyor yürütemiyoruz diyordu. daha bu halk size ne verecek? vermedikleri bir g*t kaldı onu da mı istiyorsunuz? -
abd'de başkan trump karşıtı gösteriler
amerikan seçim sisteminin sonucudur. sabaha kadar gösteri yapsan ne yazar? aynı durum 2000 yılındaki abd başkanlık seçimlerinde yine demokratlar aleyhine yaşanmıştı. demokrat parti adayı al gore, cumhuriyetçi parti adayı george w. bush'a göre 500.000'den fazla oy almasına rağmen, george w. bush fazladan kazandığı seçiciler kurulu üye sayısıyla seçimi kazanmıştı. nedeni ise seçiciler kurulunun 266'ya karşı 271 ile george w. bush lehine olmasıydı.
bu seçim sisteminde başkanı verilen oylar belirlemez. adına seçiciler kurulu denilen dünyada bir başka benzeri olmayan bir kurum belirler. bu kurul ise 100 üyeli senato ile (435+3) 438 üyeli temsilciler meclisinin toplamı olan 538 üyeden oluşur. başkan seçilebilmek için seçiciler kurulunun salt çoğunluğu olan 270 rakamına ulaşmak gerekmektedir.
her eyaletin seçici sayısı, o eyaletin kongredeki temsilci sayısına göre belirlenir. örneğin en az seçici sayısına sahip eyalet 3 seçici ile wyoming iken en fazla seçici sayısına sahip eyalet 54 seçici ile kaliforniya'dır. hal böyle olunca seçiciler kurulunda çoğunluğu sağlayamayan başkanın totalde aldığı oyların fazla olması kendisine başkan olma hakkı vermez. yani bu sistem nedeniyle, ülke genelinde diğer adaya göre daha az oy alan adayın başkanlığı kazanabilmesi bu örnekte olduğu gibi mümkün olmaktadır.
madem öyle adamlar bu tuhaf seçim sistemini neden değiştirmiyorlar? birincisi, seçim sistemi abd'de anayasada düzenlenmiştir ve sistemi değiştirmek için anayasayı değiştirmek gerekmektedir. anayasa değişikliği için ise kongre’nin her iki meclisi olan senato ve temsilciler meclisinde üçte iki oy çoğunluğu ve sonra da her eyalet meclisinde dörtte üç oy çoğunluğu gerekiyor. yani bu yol imkansıza yakın bir yoldur. başkan seçmek için salt çoğunluğu anca bulabilen partiler anayasayı değiştirecek nitelikli çoğunluğu afedersiniz yarak bulurlar. ikincisi zaten kendileri de bu yola tevessül etmiyorlar zira sistem değişirse ne olacağı ile ilgili kimsenin bir fikri yok, dolayısıyla bir belirsizlik olacağından korkuluyor. üçüncüsü adamların anayasası yazıldığı ilk günden bugüne kadar hiç değiştirilmemiş ellenmemiş, bakir. değiştirilmemiş derken maddeleri değiştirilmemiştir. yoksa amendment denilen düzeltmeler eklemeler ile 27 kere değiştirilmiştir. bunun adı da değişiklik değildir. en nihayetinde dünyanın ilk yazılı anayasasıdır, öyle kafana göre bizde ki gibi canın sıkıldıkça anayasayı değiştiriyorum diyemezsin. sonuçta kaç ülkenin anayasası bizimkisi gibi yamalı bohçaya dönmüş amk? -
adana kebabın yanındaki pilav
(bkz: adana pilavı)
bizim adanalılar'ın karşısına uzaydan birini getirip çıkarsanız bu kadar şaşırmaz öyle bir uyumsuzluk. adana kebabını pilavla servis etmek nedir olum? yani birbiriyle yolları hiç kesişmemiş iki farklı yemeği aynı serviste sunmak? gerçekten yıllardır mantığını alakasını çözemedim. kuru fasulye mi lan bu?
not: bunu adana'da yapmayın yoksa adana diye sizi yerler.