bir süredir olayın yakın gözlemcisi olarak "salağa yatan erkektir" diye adlandırabilirim.
şu an içinde bulunduğum arkadaş grubunda bir kız arkadaş, bir çocuğa tutuk. anlaşılıyor yani baya. en son bugün olan olayda; kız arkadaş, çocukla olan daha önceki konuşmalarından çocuğun tavuklu pilav sevdiğini öğrenmiş. dışardan yemek almayalım bahanesiyle yapmış getirmiş. yanında salatası içeceği filan hep evden. işte hepimiz heybemizdekileri çıkardık ama bu kız arkadaş, canan, çıkarmıyor, oyalanıyor. herkes olayın farkında olduğu için "canan yemeyiz korkma spehşıl yemeğini ehehehe" diye dalga geçiyorlar. "yaa ne alaka yaa" diye kendini savunuyor canan ama herkes biliyor hasan'a yapıldı o yemek. (hasan adlı birinden niye hoşlanır bir insan onu da anlamış değilim.) neyse, bizim beylerden biri ulaştı hasan'a; gel ulan yemek yiycez, dedi. canan diyor ki "ben aramıştım da açmamıştı." duymamıştır, diye geçiştiriyor ulaşan arkadaş. sonra ışıkların arasından hasan belirip bize doğru gelmeye başladı. canan da nevaleleri çıkarmaya başladı. hasan bir sandalye çekerken canan, yanında yer açmaya çalıştı ama hasan engel olup "otur otur ben şuraya otururum" deyip canan'dan uzağa oturdu.
herkes bir yandan tıkınıp bir yandan da göz ucuyla bu ikisini takip ediyor. sonra canan miss kokulu, nefis görünümlü yemeklerini masaya bırakırken hasan'a "bak pilav yaptım senin sevdiğinden :)" diye gülücükler saçarak ikramda bulundu. hasan yemeğe şöyle bir bakıp "benim sevdiğim tavuklu pirinç pilavı değil ya tavuklu bulgur pilavı." dedi ve ortam anında buza kesti. ulan hepimiz nasıl heyecanlıydık, hasan pilavı tadacak sonra o da gülücükler saçarak canan'a teşekkür edecek ve gün gibi ortada olan gerçeği görüp kabullenecek ve samanlık seyran olacaktı. ama olmadı... o an herkesin yüzünden anladığım kadarıyla hepimizin içinden geçen aynı şeydi: zıkkımın kökünü ye ayı oğlu ayı. ya da buna benzer başka çeşit küfürlü şeyler.
tabi başka ayı tabiatlı arkadaşlarımız da "ya sen ne anlarsın miss gibi pilav işte" diye dalıp yemeye başladılar ama canan'ın içi gidiyor. bir iki kez "tadına baksaydın ya en azındani" diyecek oldu, hasan onu da duymazdan geldi. sonra da bir şeyler bahane edip çıktı gitti. canan da öyle boynu bükük kız çocuğu gibi kaldı.
bu kadar kötü davranılmamalı bence. karşındakine karşı bir şey hissetmiyorsan bile ortada yapılmış bir incelik var. onun hatrına daha insan gibi davranılabilir. kazık kadar herif, bunca aşikar bir niyeti nasıl anlamaz, onu da ayrı anlamıyorum. bir kere anlamasa o kadar kasıntı olmaz. hayır madem anlıyorsun, otur açıkla zor mu yani bu kadar. ama olur mu egosunu tatmin etmek varken karşıdakine insan muamelesi yapmak yakışır mı g*t hasan'a?!
kozmikbirey5 profili
-
kendisinden hoşlanıldığını anlamayan erkek
-
ayasofya
dünden beri herkesin ağzında dolanan "hasret bitti, bunca yıllık hasret son buldu" gibi cümleleri duymaktan, okumaktan gözüm kulağım kanar oldu. arkadaş caminin yolunu bilmeyen herifler böyle diyor, bırak ayasofya'yı görmeyi istanbul'u dahi görmemiş adamlar böyle diyor, secdeyi rükuyu ayırt edemeyecek gerzekler böyle diyor, şehadeti sorsan besmele çekecek insanlar böyle diyor. o yüzden yere batsın sizin inandığınız din de yapmadığınız ibadetiniz de siz de.
dışarıda adam allaha küfrediyor kılı kıpırdamıyor, ayasofya muhabbetine gelince aslan kesiliyor. varmış gibi görünen ama zerre olmayan inancınızla kime neyin şovunu yapıyorsunuz. yüz yıllar önce hayyam'ın yazdığı şu dörtlük hala geçerliliğini koruyorsa var bu işte bir puştluk:
için temiz olmadıktan sonra
hacı hoca olmuşsun, kaç para!
hırka, tespih, post, seccade güzel;
ama allah kanar mı bunlara?! -
ekşi itiraf
olmuyor, ne yapsak olmuyor...
-
ekşi itiraf
herkes gitti bir ben kaldım, herkes kurdu hayatını bir ben kaldım...
-
ekşi itiraf
çok uzun zamandır bir şeylere üzülemiyorum. ne kendimle ilgili ne başkalarıyla ilgili herhangi bir şeye üzülemiyorum. insanların çok büyük tepkiler verdikleri olaylar karşısında en fazla "cık cık cık" deyip kafamı çeviriyorum. üzülme kotamı doldurdum sanırım. garip ama ferah bir kafa oluyor insanda.