sadece türkçe konuşup türk'üm ben diyen herkesi kendinden kabul eden bir millet teorik olarak ırkçı olamaz.
ben alman'ım dediğinizde almanlar sizi alman kabul etmiyor. fransız, ingiliz, rum olamıyorsunuz.
yahudi zaten hiç olamıyorsunuz. dna testleriyle kontrol ediliyorsunuz.
türkler türkçe konuşup (hele bir de müslümansa) ben türk'üm diyeni türk kabul ediyor.
nasıl ırkçı olabilir ki?
türklüğü kana ırka bağlı kabul eden hakim bir çoğunluk yok ki.
dünyanın en globalist millet tanımı bizimkidir herhalde .
türk'üm ben. eşhedü en... sünnet ol.
tamam türk bu.
curufinwe7 profili
-
türkler ırkçı mıdır
-
chp'nin tüzüğünden türk ismini çıkarması
sayfalarca tüzükte tek başına türk kelimesi yok.
var olanlar atatürk'ün isminin içindeki türk kısmı.
türkiye kelimesi hiç yok. 0.
t: ilginç bir iddia. -
22 yaş bunalımı
yüksek lisansın 3-5 sene öteleyeceği bunalım.
-
3. dünya savaşını kim kazanır sorunsalı
güvenilir diye düşündüğümüz pek çok olasılığın (şu ada okyanusun ortasında, yerlilerle yeni medeniyet başlar dediğimiz) da nükleer silahların hedefinde olduğuna dair bir teori vardı.
yani abd - rusya birbirine dalıp dünyayı yok ederse sadece birbirlerini ve müttefiklerini değil akla gelebilecek pek çok coğrafi konumu hedef alacakmış çünkü savaş sonrası dünyada güçlü rakip kalsın istemiyorlarmış.
düşünün afganistan'a saldırı olmazsa 100 sene içinde dünyayı afganlar yeniden inşa edecek ve hakim medeniyet olacak.
yine de okyanuslarda binlerce ada var. pek çok izole kabile hayatta kalır. abd ve rusya'da da lokal izole gruplar hayatta kalır.
türkiye'de de nükleer saldırıdan az etkilenecek konumlar vardır.
yine de insanlığın tekrar toparlanması bin sene sürmez.
daha fazla sayıda bilgili insanı hayatta kalanlar yeni dünyanın hakimleri olurlar büyük olasılıkla.
kalanlar belki teknolojiden nefret edip kasten mevcut bilgileri yok ederse iş değişir. 3-5 bin yıl sonra biz mitoloji oluruz .
5 bin sene önce insanlar birbirlerini hiç görmeden 1 saniyede mektup yolluyormuş diyene öteki "sen bu hikayelere inanıyor musun? bu ne bilimsizlik" falan der belki (bkz: swh). -
dünyanın en eski ve organize yalanı
yapmanı istediğim şey senin de iyiliğin için.
-
ölü ermeni askerlerin kasklarının sergilenmesi
19.yüzyılda kalmış olması gerekli romantik nasyonalist fikirlerin 21.yüzyılda takipçisi olmanın nelere yol açacağını göstermesi açısından anlamlı bir sergi.
90larda azıcık nüfusun ile emperyalistlerin maşası olup birlikte yaşadığın senden kalabalık ve güçlü ülkenin vatandaşlarını öldürmeye çalışırsan; bu tip siyasetçileri desteklemeye devam edersen gencecik çocuklarının da ölümüne sebep olursun.
keşke ermenistan (ve bölgedeki diğer zayıf topluluklar) kendisine sonsuza dek zarardan başka bir şey getirmeyecek aptalca hayallerin peşinden koşmayı bıraksa.
keşke ermenistanlılar üzücü olaylar yaşanmadan işgal ettikleri topraklardan çekilmeyi destekleyecek liderleri seçseler.
küçük de olsa topraklarında barış içinde ekonomik olarak kalkınmış ve medenileşmiş bir toplum inşa etmeye odaklansalar.
romantik nasyonalist hayallerin peşinden koşmayan ; işgal ettiği topraklardan kovulmak yerine kendi isteğiyle çekilmiş ve komşuları ile ticaret hacmini arttırmaya odaklanmış bir ermenistan neden mümkün olmasın?
barış sağlandıktan sonra azerbaycan'ın bu sergiyi kısa bir süre ermenistan'a yolladığı ve ermenistanlıların bu sergiyi ziyaret ederken; ülkelerinin eskiden romantik nasyonalist hayaller peşinde geçmişte nelere yol açtığını gördükleri bir ütopya düşünün.
tabi bu coğrafya için bir hayal. lakin güzel olurdu.
bu tip küçük topluluklar ne zaman nasyonalist hayaller kursalar acırım. çünkü sonunda zarar görecekler. en insani olanı şayet varsa, ülkelerinde suya sabuna dokunmadan barış içinde yaşamaları ; ülkeleri de yoksa yaşadıkları ülkede hakim topluma entegre olmaya çalışmaları.
bunun dışında olacak tüm diğer romantik hayaller; ispanyollarla karşılaşan azteklerin başına gelene benzer sonuçlara yol açmaktan başka işe yaramaz çünkü. -
tarihi eminönü balıkçısında yaşanan vahşet
vahşet kelimesinin olayı tanımlamada yetersiz olduğu durum.
bu terördür. düzgün, normal vatandaşlara "binlerce kişinin ortasında çeteler sizi öldürmeye kafanızı kesmeye çalışabilir. şansınız yaver gider hayatta kalırsanız kimse sizi korumaz, hakkınızı aramaz başınızın çaresine kendiniz bakmak zorundasınız" korkusunu yaşatmaktadır.
bu basit bir asayiş olayı değildir. iki kişi kavga eder birbirlerini döver karakolda ifadeleri alınır vb. bir durum değil. bu sistemin artık işlevsiz olduğunun göstergesi. sistem çalışmıyor.
bu bir güç gösterisi ise, oradaki çete 80 milyondan güçlü demek...
boykot falan önerenler çok naif. boykot arkadaşlar bozuk balık getiren , 10 liralık balığı 500 e çakan balıkçıya uygulanır. alışverişi kesersin zarar ettirirsin düzelsin veya kapansın diye.
ama 20 kişinin; ailesinin yanında bir adamın kafasını yarması (ki şansa sadece yarılmış,allah korumuş) boykot ile halledilemeyecek bir problemdir.
hepimizin aklına gelen yasal ve pratik çözümleri listeleyelim:
devletimiz güçlüyse o çetelerden o hakkı alıp beltur'a devreder bu işi. mis gibi temiz çözüm.
olayın adli kısmı yine devam eder. kafa yaran iki işçiyi hapse atmak çözüm sağlamaz.
bu cidden hafife alınamayacak bir olay çünkü insanlar devletine güvenebilmeli. italya'da mafya temizliği dönemini hatırlayanlar vardır. bu dönem öncesinde efsanelere göre mafya halktan "koruma ücreti" topluyordu. çünkü italya devleti halkını korumaktan acizdi. mafya devleti yönetiyordu. neyse sonunda cesur ve devletin arkasında durduğu savcılar mafyaya savaş açtı falan.
bizim sonumuz da böyle olmasın diye gereken önlemler alınmalı.
bireysel silahlanma ise bataklığın olduğu bir yerde sineklerden korunmak için sinek ilacı sıkarak dolaşmak kadar işlevsiz bir çözüm. bataklık kurutulmadığı sürece sinek ilacı sıkarak kendini ve etrafındakileri zehirleme pahasına kısmi koruma sağlarsın.
o kafası yarılan adamın silahı olsaydı ve kendini korumak için kullansaydı şu anda hapisteydi. onu şu an korumayan sistem cezalandırmak için saniye beklemezdi. ayrıca bir sonraki olayda palalı çete yerine kalaşnikoflu çete vahşeti bizi şok edecekti.
devlet tam olarak en temel anlamda bizi korumak için oluşturduğumuz soyut bir kavram. biz niye devleti besliyoruz ? niye o kadar vergi veriyoruz ? en büyük sebebi biri kafamızı kesmek isterse durdursun, durduramazsa kafamızı keseni cezalandırsın diye .
80 milyona acziyet hissettirmeye kimsenin hakkı yok. cezalarını devlet vermeli, bu vatandaşın değil devletin görevi. vatandaş parayı verir (vergi), devlet de onu korur.
bunun tersi durumları anlatan pek çok mafya ve post apokaliptik konulu film var. yaşanmaz öyle bir ortamda.