şu an üniversitede ingilizce öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi olarak uzun bir süredir aklımdan senaryolar geçiyordu. (hem meslek olarak hem de gelecek planlarım olarak)
şunu yaparım bunu yaparım çok zor da olsa araba falan alırım en azından diyordum. evlenince de falan ev alırım diyordum
ama son seçim sonuçlarından sonra kendime daha fazla yüklenmemem gerektiğini anladım. çünkü ne kadar uğraşırsam uğraşayım işin sonunda hakkımı alamayacağımı fark ettim. ben de bir karar aldım, en azından mutlu olabileceğim bir hayat tarzını benimseyeceğim. (sade yaşam, bisiklet, sevdiğim bir iş, sevdiğim bir şehir, yemyeşil bir yer (kaldıysa tabii), sevdiğim insanlar - malum kişiler ve mülteciler olmadan)
burda uzun uzun açıklama gereği duymuyorum daha fazla ama emin olun 3 kuruş parayla 700 bin liralık araba alıp 1 milyon tl değerinde ev alınamıyor şu piyasada babanız zengin değilse.
boşuna kendinizi suçlamayın arkadaşlar. biz elimizden geleni yaptık ve olmadı. bu ülkenin x ve boomer kuşağı bize böyle bir ülke reva gördü. hakkım helal değildir bunu başımıza getirenlere. öbür dünya varsa gerçekten umarım en ağır şekilde cezasını çekersiniz. ne çocuklarınız ne de torunlarınız size haklarını helal edecek. binlerce yıllık bu kültürün yüz karası olarak kalacaksınız.
not: mesele sadece ev araba değil diğer sorunları da zaman zaman dile getirdim diğer entrylerimde. bunların da sorumluları kimse onlara da hakkım helal değildir. (mülteci sorunu, hukukun bitmesi, eğitimin yozlaşması, kutuplaşma, liyakat eksikliği, işsizlik, enflasyon)
iguana bey diyeceksiniz5 profili
-
z kuşağının kendi evi ve arabası olabilecek mi
-
ilk turda oğan/ince ikinci turda boş oy seçmeni
bu seçimin nasıl bir dönüm noktası olduğunu gerçekten ülkenin yarısı farkında değil.
evet kk hatalar yaptı evet bu iş daha kolay olabilirdi ama bu seçimde eğer rte gitmezse bir daha hiçbir seçime gitmeyeceksiniz. tabii sözde gideceksiniz çünkü seçim şansınız sadece sembolik olacak.
2028'e kadar milyonlarca afgan, suriyeli, pakistanlı türkiye'ye doldurulacak eğer akp kalırsa, sanıyor musunuz ki bu milyonlarca göçmen muhalefete oy verir?
akp ne yapar ne eder onlara oy hakkı verir ve siz de ulan keşke 2023'te dinleseydik onları diyeceksiniz.
ekonomik krizi falan geç zaten, eğitimi geç akp kazanırsa ülkeden kaçacak doktorları ve mühendisleri düşün. onlar gittikten sonra artık hastane randevuları 3 ay sonra değil 3 yıl sonra olacak.
o zaman kafanızı duvarlara vuracaksınız. çocuğunuz, yeğeniniz, anneniz, babanız hastalanınca elinizden bir şey gelmediği için kafanızı duvarlara vuracaksınız. özel hastane ücretleri 1 yıllık maaşınız olacak ülkede doktor kalmadığı için.
eşiniz, ablanız, kızınız sokağa çıkmaya korkacak her yer afgan pakistanlı dolu diye. sırf taciz edilmemek için ömürlerini evde geçirecekler.
her gün haberlerde tacize uğrayıp başı kesilmiş kadınlar göreceksiniz.
ekonomik kriz öyle bir hâle gelecek ki şu an hayalini kurduğumuz arabaların evlerin yerini beyaz et, muz, kalitesiz bir tişört alacak. tıpkı 5 sene önce hayalini kurduğumuz lüks şeylerin yerini külüstür arabalar, yıkık dökük evlerin aldığı gibi.
ülkeye gelecek olan milyonlarca göçmen yüzünden işsizlik oranı zirve yapacak. artık asgari ücretten düşük bir paraya bile çalışmaya razı olacağız.
eğitim sistemi şu ankinden çok daha kötü duruma gelecek.
ve en sonunda 15 yaşındaki oğlunuz kızınız "anne, baba biz niye eskisi gibi yaşayamıyoruz" dediğinde, kızım oğlum zamanında biz bir inat ettik. tehlikenin farkına varamadık onca uyarıya rağmen ve bu yüzden sizin geleceğinize mâl olduk dersiniz artık.
ve çocuklarınız hayatları boyunca içlerinde size karşı bir öfke besleyecekler ister istemez.
5 sene içinde olacakları yazdım. olmaz diyenler olursa bu saflıkla sokağa çıkmamalarını öneririm. çünkü bu saflıkla ceplerindeki 3 kuruşu bile kaptırırlar. akp kazanırsa bunlar harfiyen olucak.
bunları görmemek için gerçekten ileri derecede saf olmak lazım. oyunuzu kime verecekseniz verin tabii ki. ama ilerde vicdan azabı çekmeyeceğiniz şekilde verin oyunuzu lütfen. saygılarımla... -
asla dolandırılmayan insanların sırrı
her sabah kalkar kalkmaz kendime şu 2 sözü 3 kere tekrar ediyorum:
- idam edilmeden önce bir mahkuma her zaman en sevdiği yemeği verirler
- bedava peynir sadece fare kapanında olur
insanlarımız bunu kabullense dolandırılma oranı %70-80 düşer kesinlikle. -
aras özbiliz'in sözleşmesinin feshedilmesi
bir fenerbahçeli olarak beşiktaşlılara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. soyuluyorsunuz.
-
fenerbahçe'nin uefa sıralamasındaki yeri
tam aksine gayet doğal. çünkü galatasaray avrupa'ya gittiği her 4 seferin 3'ünde rezil olmuştur. fenerbahçe ise daha az gitmesine rağmen galatasaray'dan daha iyi istikrar yakalamıştır. mesela fb ne zaman avrupa liginde grup maçları oynasa genellikle 3 galibiyet 1-2 beraberlik alarak rahat bir şekilde gruptan çıkar. man united ve feyennord varken bile 1. çıktı. gs ise son 24-25 avrupa maçında yalnızca 2-3 galibiyet almıştır.
fenerbahçe'nin aykutlu vardar faciası ve cl'de sıfır çektiği sezon dışında rezil bir performansını gösteremezsiniz. her zaman az buçuk bir puan toplayıp katkı yapmıştır ülke puanına.
ayrıca bjk de avrupa'da iyi başarılar yakalamıştır ama medya hep gs'yi avrupa fatihi olarak gösterir. evet gs iyi başarılar yakaladı kupa kazanmak gibi ama sen avrupa'ya 10 kez gidip 8 kez rezil olup geriye kalanlarda iyi performans sergileyeceğine 5 kez git 1 kere rezil ol 4 kere ortalama performans yakala. en azında gitmediğin diğer 5 seferde senin aynı ülkeden olan takımın gider belki başarılı olur ülke puanı gelir. yoksa her sezon gidip 4 seferde 1 kez başarı yakalayınca avrupa fatihi olunmuyor.
edit: bana gelen mesajlara ve yazılan entrylere bakarsak ne dediğimi bir gram bile anlamamışlar. adam diyor ki gs şu kadar katıldı fb şu kadar katıldı. eee ben aksini mi iddia ediyorum? orda koskocaman yazmışım katılım oranı ve gelen ülke puanını. adam tek tek yazmış ya la.... yok şu kupayı aldık yok bunu aldık. ciddi soruyorum siz sıkıntılı mısınız? yazdığım entryi lütfen düzgünce adam gibi okuyun. saçma saçma alakasız mesajlarınızı okuyunca beynim duruyor.
neyse allah akıl fikir versin ne diyim.
edit 2: hala gs şu kadar katıldı cl'ye fb şu kadar katıldı diyorlar. yemin ederim ağlamak istiyorum ya güzel kardeşim cl'ye katılım şartı avrupa'da başarı değil ki... ligte başarılı olmak. şu an konumuz lig mi? ey allah'ım ya!
başlıkta uefa yazıyor adam bana lig şampiyonluklarıyla bağlantılı olan cl katılımını sayıyor. son kez söylüyorum. benim bahsettiğim şey katılım oranı ve kazanılan puanlar. eğer bir daha mesaj atarsanız biz daha çok katıldık diye. yeminle çok pis söverim. konumuz lig şampiyonluğu olduğu zaman oturur bunu konuşuruz ama konumuzla bu kadar alakasız bir şey konuşmak bana komik geliyor. lütfen yapmayın.
edit 3: alttaki arkadaşa hitaben, uefa son 5 yıla bakıyor. öyle işinize geldiği gibi son 10 sene son 20 sene falan bir etki de bulunmuyor. hani eğer öyle bakarsak biri son 30 sene der, biri son 2 ay der vs vs
ha dersin ki en çok kim başarı yakalamış bunu paylaşırsın. onun dışında kafanıza göre sayı vermeyin.
edit 4: ben avrupa'da fb, gs ya da bjk daha başarılı edebiyatı yapmıyorum. elle tutulur başarı olarak tabii ki gs önde ama diyorum ya katılım sayısını da hesaba katarsak ülke puanı dediğimiz önemli bir etken ortaya çıkıyor. burda konumuz avrupa'da toplanan puanlar ve katılım oranı. konuyu çarpıtıp mesaj atmayın.
ayrıca sırf bu yazdığım entry için bana küfredenlere selamımı iletirim. altı üstü bir futbol lan. neyin tribindesin? yazdığım entry'de küfür yok. sadece görüşlerimi yazmışım. adam gibi ne yazacaksan yaz ne diye böğürüyorsun mesaj kutumda?