Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. matrix 4

    matrix; üçleme falan değildir, hiç bir zaman da olmamıştır. böyle bir konunun 3 filmle sınırlı kalması zaten büyük bir hata. bu devam filmlerinin gelmesi bana göre gecikti bile. umarım; daha çok aksiyon yerine, felsefesi temel alınır. kim kötü kim iyi görmek istiyoruz.

  • 2. müteahhitler battı mutlu musunuz

    yüzüne tükürmeyeceğin adam sokaklarda x6, q7 ile gezip gariban elemanı fırçalıyor. iki göt yalıyor sokakların trafiğin anasını ağlatıyor. max 50 bin liraya komple bitirdiği evi 350 400 bin liraya satmak istiyor ve satıyordu da. artık satabilir mi? afedersiniz de analarının amını gördüler. batsın pezevenkler. su veren itfaiyenin hortumunu sikiyim.

    edit: bazı arkadaşlar 50.000'e çok takılmış. tamam 100 bin olsun. hadi sizin için 200 bin olsun. rahatlayın. müteahhitlere yazdıklarım batmış ki adam özelden sövüyor. aynen devam.

    edit 2: hala sik kadar akıllarıyla dalga geçmeye çalışan dalyaraklar var. sağdan soldan duyma değil aslan parçaları doğrudan kendi tecrübem ve onlarca ekşi sözlük yazarı mesajı sonucu bu fiyatlardan bahsediyoruz.

    edit 3: yazılanlar güzel batmış birilerine. daha da beter olun inşallah.

    işini düzgün yapıp bu pezevenkler yüzünden işini yapamayıp maddi sıkıntı çeken insanları tenzih ediyorum.

  • 3. çocuk viyaklaması terörü

    her ne kadar başlık sahibi linç edilmeye çalışılsa da katıldığım önermedir.
    anlatayım: öncelikle çocuk bu ağlar, zırlar genellemesine katılmıyorum. uzun yıllar amerika’da yaşadığım için buranın çocuklarını referans gösterebilirim. geçen markette 5 yaşındaki bir çocuk babasıyla sakince kendisinin istediği şekerlemeyi neden almadığı konusunda 10 dakika tartıştı. haksız olduğunu anlayınca da sustu. buradaki birçok çocuk böyle. yani bir çocuğun ailesinin yanında derdini anlatmak icin seçtiği zırlama yöntemi tamamen anne ve babasının yanlış iletişiminden kaynaklanmaktadır. lütfen şu çocukları düzgün yetiştirin.

  • 4. sevgilinin yanında 50 kuruş yere düşse alır mısın

    burnu düşse almayacak olanlar var. hepiniz mi uzaydan geldiniz. o elli kuruş için it gibi çalışırken de o kadar cool musunuz çok merak ediyorum.

  • 5. van'da polislerin vahşice dövdüğü vatandaş

    hem seçtiğin adam alınsın hem de üstüne dayak ye. işinize gelince adalet , özgürlük arıyorsunuz ancak işinize gelmeyince bunlara müstehak diyorsunuz.sorarlarsa demokrasi var dersiniz , hepiniz ikiyüzlüsünüz.

    edit : düzeltme

  • 6. gelmiş geçmiş en iyi reklam sloganı

  • 7. kazandığı parayı hak etmeyen meslek grupları

    tam diyordum acaba (bkz: akademisyen) falan yazan var mı. araştırma görevlisi yazan bir arkadaş gördüm. yok üç asgari ücret hakedecek ne yapıyormuş, hiçbir derde derman olmayan araştırmalar yapıyormuş.

    ben de araştırma görevlisiyim. o hiçbir derde derman olmayan araştırmalardan çok yaptım. kendi ülkemde profesörler bile bu arkadaşın baktığı şekilde bakıyor araştırma görevlilerine sanki kendileri o aşamadan geçmemiş gibi. kendimce kısa bir süreliğine de olsa o ortamdan kaçmak için kalktım geldim ingiltere'ye. öğretmene, akademisyene bakış açımız değişmedikçe milletçe pek bir gelişme katedeceğimizi düşünmüyorum.

  • 8. yağmura en çok yakışan şey

    (bkz: mini etek)

    tanıdığım bütün yağmur'lara yakışıyordu, yalan yok.

  • 9. uçaklar yağ damlatıyor yangına müdahale edemiyor

    akp ve akp’lilerin artık siyasetten öte büyük bir milli güvenlik sorunu haline geldiğinin itirafı niteliğindeki açıklamadır.

  • 10. umut bilge'nin kanalını kapattırıyoruz

    mehmet kanur üzerinden prim yapan youtuber umut bilge paylaştığı videoda mehmet'i kendisinin meşhur ettiğini ilan ederek prim yapmaya çalışmaktadır. kanalı bulan, başlığı açan ve ilk entryi giren kişi olarak bu kişinin yalancı olduğunu ve prim yapmak için küçücük bir çocuğun arkasına sığınacak kadar zavallı olduğunu söyleyebilirim. kendisi ayrıca videosunda ekşisözlükten de en ufak bir şekilde bahsetmemiş ve bunun telif sebebi ile olduğu şeklinde komik bir bahane üretmiştir. sizlerden ricam bu primcinin videosunu seri şikayet ettirip kanalını kapattırmanızdır. kendisinin önce benden sonra da ekşisözlük ailesinden özür dileyip bu videoyu silmediği takdirde olacakları görüp ibret almasını diliyorum.

    edit: https://twitter.com/…gex/status/1163964757042507776 utanmaz arlanmaz adamın tweetine bak yeni gördüm bunu da reportlayın.
    edit 2: her köylü kurnazının yapacağı gibi tweetini silmiş neyseki ekran görüntüsü var
    https://prnt.sc/ovnz31
    edit 3: dislikeları gizleyip yorumları kapatmış https://eksiup.com/p/2m851654fnwh

  • 11. 29 ağustos 2019 uefa şampiyonlar ligi kura çekimi

    halen shaktar ile zenit'i aynı gruba yazanları gördüğümüz kura.
    hiçbiriniz mi futbol takip etmiyorsunuz?

  • 12. radamel falcao garcia

    artık gelip gelmeyeceği netleşse de bizde taşşak mı geçeceğiz yoksa entry mi sileceğiz ona göre hareket etsek dediğim kolombiyalı topçu .

  • 13. neşet ertaş'ın abartılmış bir türkücü olması

    (bkz: başarısız troll denemeleri)

    lan eskinin trolleri bile daha kaliteliydi , en azından uğraşıyorlardı .

  • 14. 1998 ve üzeri nesil

    94'lü biri olarak önceki nesillerin kendi dönemlerinde uzaya çıkmışcasına eleştirmelerine karşı olduğum nesil. mesleğim gereği 2000 ve sonrasında doğanlarla muhattap oluyorum genelde sizin derdiniz bu insanların alkol alması, bireyselliği temel alması falan değil probleminiz size yani önceki nesillere itaat etmemeleri ve kuralları, normları sorgulamaları. burada veya günlük hayatta istediğiniz kadar avrupai takılın, operaya sergilere gidin, öğle yemeğini milano'da akşam yemeğini paris'te yiyin ama önceki nesiller olarak bu 98 ve üzeri doğumluların bayramdan bayrama gördüğü akrabasının neden elini öpmek zorunda olduğunu sorgulamasına da nem kapıyorsunuz bu da bir gerçek. herkes ne verdiğine bakmadan sanki yüceltilmeye ihtiyacı varmış gibi yaşı küçük diye karşısından sonsuz bir itaat bekliyor bunu anlamıyorum.

    burada youtuber bağımlıları falan demişsiniz de geçmiş nesiller olarak içinizde dolayısıyla bu elemanların ebeveynleri fazla sayıda. adam gibi bir aile içi eğitim verip çocuk bilgisayarda, telefonda takılsın bana bulaşmasın kafasında yaşamazsanız çocuğunuzu faydalı içeriklere yönlendirebilirsiniz. yani iş yine sizde bitiyor.

  • 15. 21 ağustos 2019 marmaray suadiye durağı tuhaflığı

    sabah saat dokuz sularında durağa giriş yaptım. durakta benden başka yetmişlerinde şık giyimli bir yaşlı teyze vardı. durağın uç kısmında ayakta bekliyor, sık sık kolundaki gümüş saate bakıyor, saatten hemen sonra trenin geliş yönüne değil gidiş yönüne dönüyordu. belki de yanlış yerde bekliyor diye düşünüp onu uyarmak için yanına yürüdüm. yürürken birisi sırtıma dokundu. refleks olarak geri dönüp baktım, kimse yoktu. etrafımda bir tam tur atıp yanlış his kanısına vardım ve tekrar teyzeye baktım. teyze kaybolmuştu. allah korusun raylara mı düştü diyerek koştum. raylarda yarısına kadar içilmiş bir marlboro touch'tan başka bir şey göremeyince doğruldum. nereye gitti lan teyze derken beklediğimiz bostancı istikametine değil de kadıköy istikametine gidecek tren perona geldi. trenden bir kişi indi, yetmiş yaşlarında şık giyimli o teyze. yavaş yavaş yürüyüp önümden geçti ve onu ilk gördüğüm yerde ilk gördüğüm şekilde beklemeye başladı. şu, bir yerdeki fırtınaya katılmak için hızla koşar gibi aniden vurup geçen rüzgarlardan biri esti. benim sırt çantamı bile sallarken teyzenin kılını dahi kıpırdatmadı. dikkatle onu izliyordum ama o bunu zerre umursamıyordu. saatine bakıyor, trenin gidiş yönüne dönüyor, tekrar saatine bakıyordu.

    artık onunla konuşmadan ölemezdim. yeniden depreşen niyetimle bir adım atmıştım ki tren perona yaklaşırken raylardan duyulan o metalik filinta sesi duyuldu. teyze heyecanla elini kalbine koydu. tren yaklaşmaya devam ediyordu ancak görünürde bir şey yoktu. görmediğim bir tren istasyonda durdu. sesi vardı ama kendi yoktu. sonra aniden istasyonda bir adam belirdi; yetmişlerinde şık giyimli bir adam. teyzeye doğru bakıp 'nebahat' diye bağırdı. teyze onu duymuyordu. tekrar 'nebahat' diye bağırdı ve koşmaya başladı. o yaklaşırken ben umursamadan dikilen teyzeye döndüm. dalgın dalgın ona doğru bakınırken amcanın koşu yolunu kapattığımı fark etmedim. yanımdan geçerken sırtıma dokundu. kenara çekilmemi beklemeden yanımdan geçti. teyze bu kez gözlerimin önünde hiç orada yokmuş gibi kayboldu. gözünüzü kırpıp açın ve orada olan bir şeyin artık olmadığını hayal edin, tıpkı öylece. yaşlı amca peronun ucuna gidip rükuya gider gibi eğildi, ellerini dizlerine dayayıp soluklandı ve ağlamaya başladı. sonra doğruldu, kolunu kaldırıp teyzenin kolundaki gümüş saate benzeyen saatine baktı. kadıköy yönüne giden trenin sesi duyuldu. amca oraya doğru koşmaya başladı. tren göründü. gelip efendi gibi peronda durdu ve içinden yetmişlerinde şık giyimli o teyze indi. yaşlı amcayı gördü boynuna sarıldı. tren yeniden hareket etmeden el ele tutuşup trene bindiler ve kapılar kapanıyor sinyali duyuldu. o anda onları kaybetmemek için trene binmem gerektiğini fark ettim ama artık çok geçti.

    tren gitti, ben şaşkın şaşkın durağın, teyzeyi ilk gördüğüm köşesine yürüdüm. bir sigara yaktım. birkaç duman aldıktan sonra orada sigara içilmediğini hatırlayıp sigarayı raylara fırlattım. sonra sigarayı oraya atmamam gerektiğini hatırlayıp ona doğru baktım. az önce orada gördüğüm ikinci sigara yoktu ve benim az önce attığım sigara o ilk gördüğüm sigaranın aynısıydı.

    edit: yardımcı olmak isteyen yüce gönüllüler başka bir projemiz fongogo adlı bir sitede yardım bekliyor. mesaj yolu ile ulaşanlara link gönderilir.

  • 16. evine nüfus sayım memuru gelmiş efsane nesil

    o da bişey mi? nüfus sayımına bile gitmişliğim var.
    (bkz: sokağa çıkma yasağı)

  • 17. vahap beyaz

    galatasaray denilen harami takımın 90'larda şampiyonluk sayısında beşiktaş'ın gerisindeyken nasıl şampiyonluklar aldığını açıklayan hakemlerden sadece bir tanesidir. daha bunun gibi kimler var kimler:
    erman toroğlu, sabri çelik, ahmet çakar, selçuk dereli, ümit öztürk, bülent yıldırım, serkan çınar...

    geçtiğimiz sezon bu haramilerin şampiyonluk golünü nasıl serkan çınar attıysa 1997 şampiyonluğunun golünü de vahap beyaz atmıştır. büyük galatasaraylı vahap'ın uydurduğu penaltıyı burdan izleyebilirsiniz:

    https://youtu.be/yzv5cwqpv2y

  • 18. tıbbın ölüyü diriltememesinin sebebi

    kansere çare bulamayan tıptan, ölüme çare bekliyorlar. hatta bırak kanseri, sedef hastalığına, tinnitus'a, onları bile geçtim saç dökülmesine çaresi yok modern tıbbın. aslına bakarsan hastalıkların %90'ına direkt bir çaresi yok, sadece çok ilerleme kat ettik diye illüzyon ve göz boyama ile insanları kandırıyorlar...

    edit: entry'me sayısız mesaj geldi özelden. doktorlar çok kızıyor, hakaretler ediyorlar ve kendilerini savunuyorlar. iyi de benim lafım size değil ki sevgili hekimler, siz kendinizi neden fasulye gibi nimetten sayıyorsunuz? türkiye'de hekimler daha hastanın yüzüne bile bakmadan, klişe olarak "git şu filmi çektir" diye görüntüleme merkezine yönlendiren ve sabah 9 akşam 5 çalışan birer memur değil mi? ben tıp bilimine araştırmalarıyla katkı yapan bilim adamlarından ve ilaç sektöründen bahsediyorum. sizle hiçbir ilgisi yok konunun yani.

    edit2: hakaretler devam ediyor ama katılan arkadaşların mesajları daha fazla. halbuki ensesinden giren kurşunun beyni delip burnundan çıkan ibrahim tatlıses'in veya düşüp aylarca komada kalıp kurtulan mehmet ali erbil'in "mucizevi" şekilde kurtuluşuna karşın; benzer olaylara maruz kalan garibanların yakınlarına tamamen "duygusal" sebeplerle "maalesef hastayı kurtaramadık" denilmesi konusuna hiç girmemiştim bile.

  • 19. istanbul'da toplu taşımanın 24 saate çıkması

    iett'nin yayınladığı listeye göre, yeni eklemelerle şehrin büyük kısmını kapsayacak şekilde gerçekleşmiş gibi görünen durum.

    kaynak

    "iett, gece seferleriyle ilgili resmi twitter hesabından açıklamada bulundu. açıklamada, 'yolcuların isteği üzerine 24 saat ulaşım sağlanabilmesi için hizmet veren gece hatlarının listesi' yayınlandı.

    listeye göre gece saatlerinde 15'i istanbul havalimanı'na olmak üzere toplam 28 hatta sefer düzenleniyor.

    istanbul'da metro sabah 06.00 ile 00.00 saatleri arasında hizmet veriyor. 24 saat hizmet veren metrobüs seferleri ise 01.00 ile 05:30 saatleri arasında 30 dakika veya 1 saat aralıklarla yapılıyor."

    genel olarak bakıldığında maksimum düzeyde kapsayıcılık yakalanmış gibi duruyor. yenikapı-hacıosman ve kadıköy-tavşantepe metro hatları kapsama alınmamışsa da, o hat boyunca ulaşım sağlayan otobüsler gece de çalışacak listeye göre.

    edit: toplu taşıma 24 saate çıkacağı vaadinden, her hattın 24 saate çıkacağını beklentisine girenler olmuş sanırım. öyle bir şeyin dünyada zaten örneği yok. burada yapılan düzenleme ile hedeflenen amaç; zaten çalışan havalimanı hatlarına ek olarak, istanbul'un merkez noktalarına giden uzun mesafeli hatların aktive edilerek, gece istediğiniz saatte istanbul'un sarıyer, pendik, sultanbeyli, bahçeşehir vs. gibi metrobüs hattı dışında kalan yerlerine ulaşılabilmeniz. zaten bu bu kadar yapılır. bütün ara hatların çalışmasını beklemek abes.

    edit 2: hala neden metro 24 saat değil diyenler var. bilhassa şehrin 2 temel metro hattı olan yenikapı\hacıosman ve kadıköy\pendik metro hatları için; metro hatları boyunda giden ve daha fazla durakta duran otobüsler var. keza anadolu yakasında gece de seferlere başlayan 17, marmaray boyunda gidiyor ve yine daha çok durakta duruyor. yani metroya gerek yok. gece metro güzergahında ulaşım mümkün.

  • 20. çiçek yetiştiren erkek

    çok istediğim halde, gerçekleştiremediğim eylem.

    çiçek düşmanı

  • 21. kendime saygım yok davranışları

    ilişkinin türü farketmeksizin karşı taraf aynı hatayı tekrar tekrar yaptığı halde hala karşı tarafın düzeleceğine inanıp fırsat tanımaya devam etme, bunun bir benzeri de daha önce her türlü kazığı yediği halde hayatına hala benzer tiplerde insanları almaya devam etme

  • 22. tüm türkiye kürt olsaydı olabilecekler

    herkes 1 ocakta doğmuş olacağı için doğum günleri tüm ülkede adeta bir christmas şölenine dönüşmüş olacaktır. bununla beraber ülkede genellikle siyasallaşan insan sayısında önemli bir artış olacaktır.ülke nüfusu takriben 1 senede kendini ikiye katlayacaktır. ülkede çok fazla ford transit satışı gerçekleşerek iç talep oldukça artmış olacağından devlet sağlam daha sağlam ötv geliri elde edecektir. mazot ülke genelinde 1 tl düşmüş olacaktır.

  • 23. ekşi itiraf

    hayatımda ilerledim dediğim zaman kendim yine aynı noktada buluyorum.gecen sene bu zamanlar salak bir siteden ev arkadaşı arıyordum,daha doğrusu kalacak ev.baya sokakta kalmışım,ne param ne gidecek yerim var.rica minnet milletin evinde kalıyorum ama nasıl kanıma dokunuyor,hayatımda hiç kimseye muhtaç olmamışım.sonra hem para kazanarım hem de kalacak yerim olur diye yatılı bakıcı olarak işe girdim ilk.
    tabi bu noktada kahramanımız hayatın sillesini yemeden durabilir mi? hayatımda görmediğim muameleyi gördüm orada,aşağılandım,saçma sapan insanlarla hem uğraştım hem de koltuk köşelerinde yaşamak zorunda kaldım,3dil bilen hizmetçi oldum,bide ev kameralıydı tuvalete kaçıp kaçıp ağladım.kaçtım tabi sonra oradan.kiralık oda bulmak için daldım siteye,ev ilanlarının çoğunun,eve çok sık uğramayan 31ci amcaların açtığı ilanlar olduğunu fark ettim ilk ,ihtiyacı olan bayanlara kucak acıyorlardı,tamamen allah rızası için.evde kalsın,korusun,kollasın,ben eve gelince arkadaşlık yapsın vs vs bazısı da özellikle ''özel ricalarım''olacak diye belirtiyordu.rahat 30-40 ilan gördüm böyle .hatta bazıları mesaj atıp niyetlerinin aslında ne kadar iyi olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlardı,bazısı da parasız kalacak yer ne olur yani haftada 2-3 ben geldiğimde sevgilim gibi yapsan diyorlardı. bakınız sitede fotoğrafım,ismim falan da yok.sonra eve bakıcı arayan ama maaş ödemeyen tipler de vardı,mühim olan insanlık,sevaptır diye evimizi açıyoruz,3 çocuğumuz var bakar ablalık yaparsın,hem de seni müşkül durumdan kurtarmış oluruz diyorlardı.3 kuruşluk beyniyle ayda en az 2000-2500 vereceği yatılı bakıcıyı bedavaya üstelik sevap kazanarak elde edecek,bakar mısınız sülün osmana ?

    10-15gün böyle ilanlarla uğraştım,hiç huyum değildir küfür etmek ama dayanamadım bazılarına saydırdım,içimden bir çingene çıktı aman allahım.neyse,sonunda gerçekten düzgün biriyleriyle karşılaştım,yaklaşık 1 senedir yaşıyoruz.yani oda kiraladım,ev arkadaşlarım var,çok sevdiğim bir muhit,işim yok ama azıcık paramla yaşıyorum,işsizliğime rağmen mutluydum.
    sonra eve başka bir kiracı daha aldılar,2 aydır cehennemi yaşıyorum.mental olarak kaldıramıyorum da,önceden ya boşver zaten odandan çıkmıyorsun diyordum ama sürekli saçma sapan sorunlar yaratan,evin ve sizin güvenliğnizi hiçe sayan bir adet malla yaşamak cok zor.evim gibi gördüğüm ev artık benim için bulunmaktan hiç hoşlanmadığım,gidecek yerim de olmadığı için mahkum olduğum bir mekan.dün yine o siteye kayıt oldum.hiç bir şey değişmemiş,hala eli s.kinde herifler zor durumda kalan kadınlardan yarar sağlamaya çalışıyor.

    ne hallere düştüm diye kendimi yiyip bitiriyorum.bir eve çıkamıyorum,iş bulup para kazanamıyorum,başarısız,gereksiz bir insanım diye.hedeflerime ulaşmayı geçtim yaklaşamadım bile.27 yaşındaysanız ve hayalinizdeki sizden uzaklardaysanız hayat çok zor sayın okuyucular.

    bu başlığa gelip içimi döküyorum,sonra dingilin teki çıkıyor saçma sapan şeyler diyor,iyice tepem atıyor,iyice nefret ediyorum insanlardan.bu muydu yani hayat diyorum? hayatın amacı bu mu ? ben zaten sikik hayatımın yükünün altında eziliyorum,bir de senin” çok önemli düşüncelerini”duymak zorunda mıyım?

    umarım bir gün şu başlığa girip güzel gelişmeleri yazarım,sevincimi paylaşırım.kendi kendine yeten,bağımsız,güçlü bir kadın olarak hayatımı sürdürebilirim.

  • 24. erkeklerin %96.5'i aynı anda üç kızı idare ediyor

    aklıma değişik kombinasyonlar ve permütasyonlar zinciri geldi, bu kadar kız yoksunu bir ülkede erkeklerin %96,5’u aynı anda 3 kızı idare ediyorsa, o kızlar aynı anda kaç erkeği birden idare ediyordur.

  • 25. daniel sturridge

    kıskandırıcı bir transfer, çok beğendiğim bir golcü. sakatlık sonrası için ücret de gayet iyi. trabzonda yaşayacak adam, ben kpss de uzak diye yazmadıydım. hayatlara bak.

    not:gs

  • 26. facebook'ta aşırı sayko paylaşım yapan abi

    valla abiyi takdir ettim. kendince eğleniyor ve ince espriler yapmaya çalışıyor. gülmeye üşenen bir millet için fazla lüks bir anlayış abinin yaptığı.

  • 27. itü mezunu mühendisin iş bulamaması

    torpili yoktur.

    doğru düzgün ingilizce bilmeyen -bakın abartmıyorum, yüz yüze mülakatı bildirdikleri maili çeviremeyecek kadar bilmeyen- arkadaşım ford'da işe başladı. türkiye'de hayat böyle işte eğer torpiliniz varsa ne bildiğinizin, neyi bilmediğinizin hiçbir önemi kalmaz ama torpiliniz yoksa da allah yardımcınız olsun.

  • 28. avrupa'yı avrupa yapan değerler

    kırılma noktalarıdır.

    1215
    1348
    1378
    1492
    1517
    1648
    1789
    1848
    1918
    1945
    1968
    1989

    evet, bunların çoğu kanla, ölümle yazılmış tarihler. ama sonuçta her biri kıtanın tarihinde yeni bir dönem açmış; bir birikim oluşturmuş. felsefeye, sanata, edebiyata yansımış. avrupa'yı doğudan ayıran şey bu işte. beşyüz yıl boyunca aynı "kalbim gül dalına kondu, gül bülbülü sevdi, bülbül cik dedi." şiirini yazıp kitap kenarı süslemekle yetinmemişler çağlar değişirken.

  • 29. ali ağaoğlu'nun lüks araçlarını satışa çıkarması

    yurtdışına çıkış hazırlıklarıdır.
    akp'ye yakın kim varsa hepsi aynı şeyi yaptı.
    pılıyı pırtıyı satıp ülkeden çıkma derdindeler.

  • 30. cüneyt arkın vs kadir inanır vs tarık akan

    kadir inanır'ı geçin. tarık akan'ı da billemem ama eskişehir'in yoksul bir köyünden çıkıp, tek takım elbisesini hem köyde hem okulda giydiği için tezek koktuğundan haberi olmadan, arkadaşlarının neden kendisinden uzak durduğunu bilemeden tıp fakültesini bitiren, hayatının tamamı mücadeleyle geçmiş bir adamdır cüneyt arkın.
    halkını sağcı, solcu, muhafazakar ayırmadan sevmiş kucaklamış bir adamdır. bu sevgi türk halkından da aynı şekilde karşılık bulmuştur. bu kıyasla müzik dünyasındaki karşılığı barış manço olabilir diyeceğim ama, barış abimiz istanbul'un varlıklı bir ailesinden ve sanat müziğinin usta icracılarından birinin çocuğu olarak kendi kulvarında yine de bir kaç adım önde başlamıştır hayata.
    gurbet kuşları'ndaki kavga sahnesiyle rejisörlerin dikkatini çekmiş. kıt olanaklarla yıllarca dublörsüz olarak aksiyon filmilerinin yıldızı olmuş, salonları, açık hava sinemalarını doldurmuştur. türk sinemsında ilklere imza atmıştır. tırnaklarıyla kazıya kazıya bileğinin hakkıyla sıfırdan hatta bir kaç adım geriden başlamıştır mücadelesine. tabi yeşilçam emektarlarının hepsinin yeri ayrıdır da cüneyt arkın bambaşkadır.

  • 31. ingiltere vizesi

    (bkz: ret) yememek için yapmanız gereken basit bir püf noktası olan vize.

    eğer bir ülke size “burada kimseyi tanıyor musun?” derse, tanıyor olsanız bile onun adını vermeyin. kimseyi tanımıyorum, şeytan görsün yüzünü, ben otelde kalacağım, gezip görüp geleceğim, ne ben kimseyi tanırım ne kimse beni diyin ki durduk yerde (bkz: ret) almayasınız.

    her ülke için geçerli bu, hele davet mektubu alıp bununla başvurmak tam bir intihar, “ben bu kişinin buraya gelmesini istiyorum ve kendisine kefil olacak kadar da yakın bağlarımız var” anlamına geldiği için her ülke direkt olarak “kaçak göçmen” gözünde görüyor sizi. yukarıdaki arkadaşın parası ile ilgili bir durum yok ortada tüm kriterleri fazlasıyla karşılamış sadece o davet mektubunu işin içine dahil etmese şu an neden ret yediğini sorgulamak yerine londra başlığına yazıyor olurdu.

  • 32. flixbus'ın türkiye pazarına girmesi

    otobüsleri muavinsiz, ikramsız, televizyonsuz olduğu için tutmayacaktır.

    hatta sözlük'te yorumları görür gibiyim; "otibise bagajımı kendim yerleştirdim, iki saatlik yol boyunca su bile vermediler ühühühü".

  • 33. 20 ağustos 2019 yemek siparişi rezaleti

    edit: adam az önce üst üste arayıp “ya o telefonu açarsın ya da ben ne yapacağımı biliyorum yarın” yazdı. tekrar açmayınca “iyi bakalım yarın görüşeceğiz iyi geceler” dedi. gördüğünüz gibi telefon numarasını engellemek bir çözüm değil her bilgim elinde olduğu için. şimdi karakola gidip ifade vereceğim. ve gerçekten korkuyorum.

    edit 2: polisin tavrı daha çok “engelle yav bi şey yapamaz ama çok istersen ifadeni alalım” olduğu için yarın direkt savcılığa gideceğiz. bir de saçma sapan saldırmaya çalışmasanız şu üzgün ve gergin anlarımda harika olacak. elim ayağım titrerken doğru düzgün başımdan geçenleri anlatmaya çalıştığım doğru düşünemediğim entry'mde açık aramaya çalışmak, kafam karıştı vs demek art niyet bence ve bir yardımı dokunmuyor. ''şunu entry'sinde yazmamış mesajla açıkladı'' ''4 sene önce şöyle bir entry girmiş şimdi söyledikleriyle çelişiyor''. 4 sene adı üstünde 4, ki yazdığımın da hala arkasındayım. bir twitter fenomenine yemek getirip sonra twitterdan followlamak (yani 50.000 kişinin yanında 50.001 olmak ile-adam hiçbir mesaj atmamış, hiçbir şey yapmamış-) birini geceleri arayıp sonra mesajlar yazıp evine gelmek görüşmek istemek nasıl aynı bir şey dersiniz aklım gerçekten almıyor. o olaya abartı demişim şimdi kendim olay yapmışım. insaf ya. ve evet evde artık yalnız değilim, tehdit mesajları da gelince kim var kim yok çağırdım. insanlar işini gücünü bıraktı geldi yarın işe gidecekler mecbur yine yalnızım?! olmasam ne olacak? polis bile umursamadı yahu?! şu halde açıklama yaptırıyorsunuz ya oturtup böyle saçma sapan şeyler yüzünden gerçekten yazık.
    ayrıca adamın neden “dün tamam dediniz” yazdığını bilmiyorum, tamam kelimesi ağzımdan “tamam tanışmıyoruz yani iyi geceler” gibi bir şey dediğimde çıktı sadece. asla ve asla pozitif bir konuşmam, ya da sizin tabirinizle yüz vermem olmadı ve olamaz da!

    edit 3: yemeksepeti'nden aradılar buradaki entry'i görmüşler, mesajların ve aramaların ekran görüntüsünü istediler. adamın bir daha yemeksepeti'ne bağlı hiçbir restorana kurye olamayacağından emin olacaklarını söylediler ve çok üzgün olduklarını belirttiler.

    artık pes dediğim olaylara bir yenisi eklendi. 20 ağustos gecesi saat 00.26'da bir telefon geldi, biri adımı verip kordonda olduğunu söyleyip görüşmek istedi, fethiye'de yazlık evimdeyim ve kordon evimize 2 dakika, tanıdığım insan sayısı da 5'i geçmez bu yüzden bir arkadaşım işletiyor sandım en başında ama sonra tanımadığımı anlayınca telefonumu kimden aldığını sordum, söylemedi gel görüşelim demeye devam etti ben de telefonu kapattım. sabahında ise whatsapp'tan günaydın xxx(ismim) hanım diye mesaj atıldı, profil fotoğrafına baktığımda 19 ağustos sabahı sipariş verdiğim yemeği getiren kuryeye benzettim ve dün gece arayan telefon numarasının da ona ait olduğunu anladım.

    konuşmanın ekran görüntülerine buradan bakabilirsiniz: https://eksiup.com/p/ht84317at293
    https://eksiup.com/p/qy843189ms4g

    yine de emin olmadan bir ithamda bulunmak istemedim, normalde yaz ayları her gün sipariş verdiğim yerdi ve hiçbir sorunum olmamıştı ne restoranla ne kuryelerle, bu yüzden tekrar sipariş verdiğimde gelen kuryeye bu kişiyi tanıyıp tanımadığını sordum ve kurye bu kişinin orada çalıştığını doğruladı ayrıca sorunlu bir eleman olduğunu da ekledi. ayrıca çok şaşırdı çünkü adam evli ve çocukluymuş. bunu duyunca ben şaşırmadım ama eşine üzüldüm. gelen kurye olayı şube müdürüne iletti ve müdürleri beni arayıp kuryenin haftaya zaten işten çıkacağını ama çıkışını 1 hafta erkene aldıklarını söyledi ve özür diledi ben de tamam dedim. olayı burada kapatacaktım, ta ki adamın telefonuna uyanana kadar. uyku düzenim kötü olduğu için bu olaydan sonra uyudum, akşam 10'da telefona uyandım. arayanın o adam olduğunu görüp uyku sersemi meşgule attım tekrar uyumak için, sonra kısa mesaj attı. ''iki çift lafım var açar mısın'' yazdı, tekrar ısrarla aradı. ben de açtım rahatsız etmemesini söylemek için. 10 dakika görüşmek istiyorum gözlerine bakarak konuşmak istiyorum dedi. yarın buralardan gideceğim son kez seni görmek istiyorum falan dedi. ben de rahatsız ettiğini ve yaptığının yanlış olduğunu söyledim, hala kibar olmaya çalışıyorum çünkü bir yandan korkuyorum. evde tekim, küçücük bir tatil yerindeyim, evimi, telefonumu, adımı bilen ve aşağı in sadece 10 dakika gözlerine bakmak konuşmak istiyorum diyen bir adam var. sonra ben reddedince sert tepki verince erkek arkadaşın var mı dedi, evet var evde dedim, başından söylesene dedi. böyle bir pişkinlik görülmedi gerçekten. ben de sizin de eşiniz varmış utanmıyor musunuz deyiverdim. kim söyledi bunu size diye sinirlendi. sanki suç söyleyende, evli olmasında değil. ya da sorun erkek arkadaşımın olması(!), asla beni rahatsız etmesi değil. telefonu kapatıp numarasını her yerden engelledim, perşembe sabahı arkadaşım yanıma kalmaya gelecek o zamana kadar evden de çıkmayı düşünmüyorum. bunu yaşamayı hakettiğimi düşünmüyorum, başkasına bu şekilde tedirginlik yaşatan insana da nasıl bir yaptırım uygulatabilirim öğrenmek istiyorum. bilgi verebilen olursa çok sevinirim.

    gerçekten korkmadan yemek siparişi bile veremeyecek miyiz artık?

  • 34. 18 temmuz 2019 bayındır hastanesi rezaleti

    ameliyatlar, komplikasyonlar, yoğun bakım ve daha nice şey hakkında bilgi ve fikir sahibi olan insanların anında olayı çözdüğü, sorumluyu bulduğu ve idam ettiği durumlardan biri.

    komplikasyon ve malpraktis farklı şeylerdir. cezası olan malpraktis, yani yanlış uygulama, yanlış tedavidir.

    komplikasyon, her tıbbi prosedür sırasında oluşabilecek ve tamamen engellemesi mümkün olmayan olumsuz durumlardır. uygulamaya göre, organ zedelenmesi, felç ve hatta ölüm de bunların içinde olabilir. bunu kimse bilerek ya da umursamaz olduğu için yapmaz.

    bu tür ameliyatlar sırasında iç organlar delinebilir. doktor; "dur şunun bağırsağına bi neşter vurayım da içerik karın boşluğuna aksın" falan demez. komplikasyonun, ihmal yüzünden fark edilmemesi ve gerekli müdahalelerin yapılmamasıyla bu bir değildir.

    ameliyat öncesi milyon tane madde içeren onam formu imzalatılır hastaya, orada olabilecek şeyler yazılıdır. onları okuyun.
    mesela liposuction için internette bulduğum bir form;
    http://meramtip.com.tr/…on”ameliyati onam formu.pdf

    burada adı verilerek cinayet işlediği iddia edilen doktor gerçekten kötü, adi biri olabilir, gerçekten olay bir malpraktis içeriyor da olabilir ama buna karar vermesi gereken kurum sosyal medya halkı değil, bilirkişilerdir. dava 1 ayda sonuçlandı mı? hastane delilleri mi kararttı? susmanız için para mı teklif ettiler? birini hedef göstermenin sebebi nedir şu anda?

    yazı içerisinde, yoğun bakımda hastanın delik deşik edildiği, her tarafının moraltıldığı, cenazeyi yıkayanların bile dehşete düşüp hayatlarında böyle korkunç durumda cenaze görmediklerini belirttikleri yazıyor. yahu bu nedir? ihmal sonucu ölüme sebebiyet verdiği düşünülen insanların ceza almasını sağlamak mı burada amaç gerçekten?

    yoğun bakımda yatan hastalardan düzenli olarak kan alınır, kan değerleri takip edilmek zorundadır. katateri yoksa maalesef her gün iğneyle delinir, evet.
    bu durumdan kimse hoşnut değildir. bunun yapılmasının sebebi hastane çalışanlarının sadist olmaları dolayısıyla zevkine hastaları delik deşik etmek istemesi değil, hastanın durumunun takibidir.

    yoğun bakımdaki hasta şişebilir de morarabilir de, hastane çalışanlarının hobi niyetine yoğun bakım hastalarını dövdüğünü, içecek olsun diye kanlarını aldığını falan mı iddia ediyorsunuz ya da insanları galeyana getirmek için abartılı bir şekilde korkutucu detaylar mı vermek istiyorsunuz, gerçekten anlamıyorum.

  • 35. yenidoğan bebeğe ali ekber ismini vermek

  • 36. ucuz şarap önerileri

    sava. denizli şarabı olmakla birlikte pamukkale şarapları firmasının bi markası. fakat ben sadece carrefoursa'larda gördüm ordan tedarik edebilirsiniz.

  • 37. evlilikte osurunca ne oluyor sorunsalı

    evlilikte osurunca yaşça büyük olan ayağa kalkıp alkışlar.

  • 38. soner yalçın-odatv-sözcü-galatasaray ilişkisi

    geçen sezon sonunda dikkatimi çeken, muhalif ve araştırmacı gazeteci kimliği taşıyıp bu uğurda hapislere düşen soner yalçın, söz konusu futbol olduğunda nasıl davranıyor bakalım hep beraber.

    feridun niğdelioğlu'nun linkteki * açıklamalarını hatırlarsınız. odatv resmi sitesi bunun üzerine linkteki * haberi yaparak açıklamaların itibarını düşürmeye çalışmıştı. daha sonra gs-başakşehir maçında fatih terim'in saldırısına maruz kalan robinho ve adebayor'un geçmiş vukuatlarını "herkes fatih terim diyor ama bu geçmişi kimse bilmiyor" başlığıyla * haber yapmışlar. yollu bunlar demeye getiriyorlar bir nevi. fatih terim saldırınca kafalarını kuma gömüp saldırıya uğrayan futbolcuların sicil kaydını ortaya koyuyorlar. fatih terim'in kabarık sicilinden pek tabi bahsetmiyorlar.

    birkaç gün sonra değişik bir haber * düştü siteye. ilginçtir ki bu da fatih terim güzellemeleri ile dolu.

    bir hafta sonrası. fb tv’de winwin programı olacaktı. eski başkan metin aşık vefat edince ertelendi. başkan taziye evine gidip bununla meşgulken odatv hangi haberi girdi? eski yöneticinin ali koç'a olan tepkisini! *

    ertesi gün bir haber daha. fatih terim orhan ak'ı neden tokatlamış biliyor musunuz? orhan ak kendini fetö sayesinde galatasaray'a transfer ettirmiş, sonra da sezonun fiyasko geçmesini sağlamış. yazıda eksik olan tek şey fatih terim fetö mücadelesi kapsamında orhan ak'ı tokatladı cümlesi. **

    emre belözoğlu’nun imzası sonrası yapılanlar ise saymakla bitmez. fetö abisi imzaladı, fetö abisi kampa girdi, fetö abisi sıçmaya gitti başlıklı haberler, sözcüdeki köşesinde kaleme aldığı yazılar, fatih altaylı’nın yazılarını paylaşmalar ve daha neler neler.

    son olarak da hakem yorumcusu diye vahap beyaz’ı bulup getirmişler sözcü gazetesine. hani adına marşlar düzülen vahap beyaz. amacı, zihniyeti, fenerbahçe nefreti öyle bir seviyede ki ilk penaltıda işin içinde emre yokken max kruse’nin aldığı darbe için pozisyonda emre’nin hakemi aldattığını yazmıştır. yanlış mı okudum diye baktım ama hayır öyle değil. adam maçı izlememiş ki! yaz emre’nin aleyhine, yaz fenerbahçe’nin aleyhine demişler o da yazmış. devamında da hakemler böyle yaparsa emre belözoğlu’nun çok can yakacağını eklemeyi de ihmal etmemiş tabi.

    sözcü’nün geldiği hale bak. hadi odatv soner yalçın’ın kendi sitesi. ya size yakışıyor mu yahu? soner yalçın’ın elinde oyuncak olmuşsunuz, haberiniz yok!

  • 39. sikerler eşiği

    batık şirketimde bir süredir geçmiş oldugum eşiktir. tek hedef yurtdışı, gerisi fasa fiso.

    - müşteri arıyor, gelir misiniz konuşalım?
    - tabi yarın ögleden sonra müsaitim(aslında çay kahve takılıyorum, ve asla gitmeyecegim)

    - bir iş için arıyorlar, teklif verir misiniz?
    - tabi akşam elinizde olur, şu an müsait degiliz (yalan. iş de umurumda degil, çok para kazandırıyorsunuz zaten, o sebeple battım)

    - yaptıgın bir işe ilave çıkıyor. ücreti karşılıgında.
    - abi şu sıra aşırı yogunuz, haftaya baksak (yalan, şeftali yıkıyorum)

    - eski eleman arıyor, iş var mu abi?
    - tabi, önümüzdeki hafta muhtemelen bir iş başlayacak, haberleşelim. (yalan, hiçbir bok oldugu yok)

    geçtim o eşikten, eleman da yok, ofiste oturup, filtre kahve içiyorum, pantolon gömlek bile giymiyorum, eşorfman t-shirt oturuyorum. arada ofise geoen birileri olursa, elemanları işe gönderdim, ben de sıcakta çok gezdim, spor takılıyorum diyorum...

    son kez tekrarlayalım hep beraber: sikerler

    edit: anlatım bozuklugu

  • 40. bluetooth kulaklık

    hala sıçmık olan teknoloji.

    özellikle kalabalık yerlerde, telefonunuz pantalon cebinizde, çantanızda vb. yerdeyse adam gibi ses almayı unutun. sürekli kesinti, sürekli bağlantı kaybı yaşayacaksınız.

    ucuz kulaklıkların ses performansı fena değil, en azından iyi olanları var. ama kaliteleri yerlerde sürünüyor. en benim diyen 1 yıl dayanıyor. ses bağlantı problemi illa ki çoğunda oluyor, bağlantıda ses görüntü lag'i mevcut olan modeller var. millet şarj süresine bakmadan alıyor, sonra da şarjım 3 saatte bitti diye ağlıyor. oysa kutunun arkasına baksa en fazla 4 saate kadar müzik çalabildiğini görecek. özellikle az biraz bilnen markalı ama ucuz modellerde şarj durumu berbat. aynı fiyata 8-10 saate kadar çalabilenler var, az biraz araştırın.

    bluetooth 5.0 pazarlaması yapılıyor şu günlerde; saçmalık. bluetooth 5.0 özellikli bir kulaklık sahibi olunca, daha uzak ve daha hızlı/net bağlantı yapıyor olmayacaksanız, eğer kaynak cihazınız (telefon, bilgisayar) da bluetooth 5.0 değilse. adamın telefonu 4.1, 5.0 alınca çok daha iyi olacağını sanıyor, sanmasın.

    bir de bluetooth codec'leri var, sbc, aac, aptx, aptx hd vs.. (berbattan iyiye sıraladım) sürpriz, gidip aptx hd özellikli kulaklık alınca daha iyi ses almayacaksınız, eğer ki cihazınız da bunu desteklemiyorsa. örnek: apple ios, sadece sbc ve aac destekler; yani iphone'nunuz var ise aptx uyumlu bir kulaklıkta aptx özelliğini kullanamazsınız.

    ha aralarındaki farkı hisseder misiniz? 200 liralık kulaklıkla nereye hissediyorsunuz yav, olur mu öyle şey.

    ha, bunların çözümü yok mu? var. gidip alıyoruz, 2000 lira bandının üstünde, kafa bantlır kulaklık, kulak üstü olur, kulak çevresi olur; tüm problemlerimizin %100'üne değilse de, çoğuna çözüm oluyoruz.

    ama şu telefon cepteyken, çantadayken, kalabalıkta kopma mevzusu var ya, en pahalı kulaklık bile yaşatabiliyor onu, bok ediyor müzik zevkini, sikeyim öyle teknolojiyi.

  • 41. aras özbiliz'in sözleşmesinin feshedilmesi

    bir fenerbahçeli olarak beşiktaşlılara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. soyuluyorsunuz.

  • 42. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    girilen entry’lere bakılırsa dertleşmek bahane, böbrekler şahane olarak algıladığım veritabanı.

  • 43. 21 ağustos 2019 istanbul yağmuru

    (bkz: nüfusu 20 milyon olan bir metropolü yozgatla kıyaslamak)

  • 44. özsaygısı düşük erkeklerin vücut geliştirmesi

    kıçını kaldırıp spora gitmeyen ya da salona yazıldıktan iki hafta sonra arnold olacağını zannedip, boş avuçlarla eve dönen yazar beyanı.

  • 45. felipe melo

    "bu orço gs'deyken hiç kırmızı görmez daha doğrusu gösterilmezdi. inter'e geçer geçmez kırmızı kart manyağı olmuştu, güney amerika'ya gitti gene durum aynı.

    bu bile gs'nin nasıl kollandığının göstergesi. 3-4 sene kaldığı ligde her sezon en az 4-5 kırmızı kartı pas geçiliyordu piçin."

    https://i.kym-cdn.com/…newsfeed/001/411/686/4c9.png

    geri zekalısın aq. galatasaray sonrası 'kırmızı kart manyağı' olmuş adamın istatistiği aslında şu: https://eksiup.com/p/5e844912a7e3

    şu tabloya ulaşmak 10 saniye amk. kendi araştırmaktan aciz diye herkes öyle zannediyo. hadi şimdi siktir git.

  • 46. makineler her şeyi yaptığında biz ne yapacağız

    matrix filminde ne yaptığını rahatlıkla görebilirsin.

  • 47. türk f1 takımı telsiz diyalogları

    %99'u komik olmayan diyaloglardır.

  • 48. her şeyi hatırlayan insan

    yazın beni de a dostlar. ben de bunun lanet olduğunu düşünüyorum. fil hafızası var resmen, beynim çöplük gibi. çok yoruluyorum, bazen yok yere üzülüyorum hatırladıklarım yüzünden.
    bazen unutmak lazım. gerçekten...

  • 49. mezun olup iş bulup evlenip çocuk yapmak

    4 leveli de geçtim oyun bitmiyor haberiniz olsun. sonraki aşamalar çok daha zor enerjinizi iyi kullanın.

  • 50. imamoğlu'na hakaret edip kovulunca ağlayan aktroll

    maşallah akıyor bu akşam

    gözler yaşlı
    gözler nemli