konunun uzmanı olarak şunu söylemem gerek. (bkz: mshgp) milli sivil havacılık güvenlik programı havalimanlarında uygulanan güvenlik uygulamaları üzerinde bir nevi anayasadır. bu program ülkedeki tüm havalimanlarında standart uygulanmalıdır. bu uygulamaların uygulanış biçimini yerelde (bkz: eadb) eğitim araştırma ve denetleme birimi, genelde ise (bkz: eaduk) eğitim, araştırma, denetleme uzmanlar kurulu yapar. ayrıca her havalimanında mülki idare amiri mevcuttur ve güvenlik komisyonunda alınan kararlar mevzuata uygun olmak koşuluyla ilaveten de uygulanır. bunlara ilave olarak ülkemiz (bkz: ecac) europian civil aviation council üyesi olduğundan bu organizasyonun belirlediği ek 17 adı altında sıralanan güvenlik uygulamaları da uygulanır ve yine aynı kurum denetçileri tarafından da belirli periyotlarla denetlenir. mevzuatı gereği ecac sadece hava tarafına geçişleri denetler ki uzun konu burada yazmayayım. hava tarafı ve kara tarafı olarak havalimanları iki kısma ayrılır bu kısımların güvenlik riskleri farklıdır.
konuya gelirsek ilgili düzenleme yine mshgp uyarınca hem çantadan ayrı bir şekilde taranmalı, temiz bir x-ray görüntüsü alabilmek adına, hem de hava tarafı geçişlerde çalıştırılmalıdır. bu ikinci kısım biraz garip gelebilir neden çalıştırılsın diyebilirsiniz. işte bu noktada noktada görev yapan görevlinin inisiyatif kullanmasını istemez mevzuat ancak aslında yolcuların davranışları incelenmek istenir. çünkü bir düzenek varsa beklenen laptopun çalışmaması (laptop içerisine uçağı düşürebilecek kadar patlayıcı yerleştirildiğinde ki cinsine göre değişmekle birlikte 100-150 gr. civarıdır) ya da çalıştığında infilak etmesidir ki bence saçmadır. güncellenmelidir. zira bence yapılabilir bir şey hem çalışması hem de düzenek içermesi. ama mevzuatta başka güncellenmesi gereken şeyler de var. uluslararası mevzuat güncellendikçe bizim mevzuatımız da güncellenecektir. neyse konuyla ilgili merakını gideremediklerim yeşillendirebilir.
securitysupervisor3 profili
-
havaalanı girişindeki laptop ve tablet kontrolü
-
ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
dertleşmek istemiyorum. buraya bu gece bir şeyler yazmak istiyorum. ecel bu gece benden bir can aldı. bir kaç saat önce ölüm denen şey aklımızın ucundan geçmezken, gencecik, aslan gibi bir parça kopardı yüreğimden. derdimi derdi bilen, kimseye zararı olmayan, pırlanta gibi bir ışık söndü içimde. durduk yerde kalp krizi. pat dedi düştü yıldırım gibi yere. adli tabip, savcı, olay yeri bilmem ne. bir poşete koydurdular koca adamı bana, hadi götürün dediler. bindirdik cenaze arabasına gönderdik. bir hayat 4 saat içinde yok hükmüne erdi gitti. tezgahta yarım ekmek, bir domates biraz da gazı kaçmış kola belki. he bir de gözü yaşlı bir sürü insan. kimisi ölümün bu kadar yakın olmasından korktu ağladı, kimisi şaşkınlıktan. ben hayatımda yürek ağrısından ikinci kez ağladım. yüreğim acıdı. acısına dayanamadım. mesaj kutumda bugün ölmeden dakikalar önce “napan” yazdığı bir mesajına bakıp bakıp ağlıyorum. napayım? pehh..
-
en güzel kitap adları