farfallone2
profili

  • 12 kasım 2016 beşiktaş az alkmaar maçı

    sedat, eslem, hamza, enes'in beni hayalkırıklığına uğrattığı maç. atınç zaten bu takımda oynayacak kapasitede değil, sırf altyapı kontenjanı için geri alınması garip. kerim'e eleştirileri anlamıyorum. tolgay, adriano ve oyuna sonradan giren atiba ile birlikte iyi görüntü veren oyunculardandı. az alkmaar seviyesinde bir takıma karşı bu kadar altyapı takviyeli takımla yenilgi bekliyordum.

    birkaç sözüm de kapalı üstün en üstündeki 50 dallamaya. yönetim bu maçı çocuklara beşiktaş sevgisi aşılamak için fırsat olarak gördü ve 10 yaşa kadar ücretsiz giriş sağladı. siz ne yaptınız peki? kartal siker, siker siker ağlatır, koy şu götveren alkmaar'a, ananın amına koyayım f.bahçe gibi ne kadar küfürlü tezahürat varsa ısrarla hepsini tekrar tekrar yaptınız. fotomaç mevzuundan başkana vurmaya çalıştınız, hatta içinizden yönetim istifa diye mırıldananlar vardı, yeni açığın organize ettiği, bugün sarı emrah'ın filan pek karışmadığı kapalı set'in de katılmaya meyilli olduğu tezahürat organizasyonlarını bilerek sabote ettiniz. maç skoru umrumda değildi, çocuğumu şu güzel havalar bitmeden bi maça daha götüreyim derdindeydim, sizin küfürlere dayanamadım 70. dakikada çıktım. terbiyesiz, edepsiz, ahlaksız herifler. çocuklara beşiktaş'ı böyle mi sevdireceğiz, 5-6 yaşında kız çocuklarından da mı utanmanız yok.

  • beşiktaş

    vay anasını sayın seyirciler, "5 seneye porto kadar olabilsek yeter" diyenler var yahu. porto olabileceksek ben 5 değil 10 seneye de razıyım. kolay mı lan öyle porto olmak? neymiş, fenerbahçe ve galatasaray yıldızları birer birer alıyormuş. bok alıyorlar. nah alıyorlar. podoski dediğin adamın bir sezonda ilk onbirde sahaya çıkıp 90 dakika sahada kaldığı maç sayısı ne? bu adamla mı dünya kulübü olacak galatasaray? 4'er 4'er yediğin, şampiyonlar ligi çeyrek finallerinde ya da ikinci turunda tokat manyağı olmuş arsenal'in rotasyon oyuncusu olarak baktığı adamla mı dünya kulübü olacaksın? ona bakarsan demba ba da büyük yıldızdı, ki bana göre yıldız mıldız değildi, chelsea'nin rotasyon oyuncusuydu, 5 metre uzağındaki topa depar atacak mecali yoktu adamın, zaten bu yaşta çin'e gitmesinden belli çapı. nani kim yahu? kariyeri 2-3 yıldır sağlam düşüşte olan bir adam. kaliteli liglerin büyük kulüpleri, bu tip adamları iyi zamanlarında iyi paralara alıp oynatıyor, posası çıkınca da bizim gibi kaliteli futbol görmemiş ülkelerin savurgan takımlarına paketleyip satıyorlar. türkiye'deki futbol ortamını, yaşından, sorunlarından ya da formsuzluğundan kaynaklanan sebeplerle büyük isimlerin hak ettiklerinden fazla paralara geldiği bir yer olmaktan çıkarıp, futboldan ikbal bekleyen, kariyeri çıkışta olan (ribery mesela), bizim futbolumuzla ve bizim takımlarımızla birlikte büyümeyi hedefleyen oyuncuların gelmeyi arzuladığı bir lig haline nasıl getireceğiz? kesinlikle nani, podolski, robin van persie örneklerinde olduğu gibi transferler yaparak değil. bunlar kısa vadede transfer edildikleri takımların taraftarlarını yalancı bir real madrid hülyasına kaptırabilir, ama sonu çok geçmeden hüsrandır, avrupa'nın başaltı takımları ile karşılaşılan ciddi bir eleme turunda defterin dürülünce anlarsın cennetin ilüzyondan ibaret olduğunu. bu ilüzyonun bir benzerini guti alındığında biz yaşadık, o zaman da yazdık, raul gonzales alınmaya kalkışıldığında bir daha yazdık, yapmayın etmeyin diye. "yok abi guti ya bu, raul'a hayır diyen adamda kafa yoktur, futbol konuşmasın yaa" diye demediğini bırakmadı zırcahiller. hadi bakalım, kaç asist yapmış, kaç gol atmış, hangi kupayı kazandırmış guti, quaresma, simao? lincoln, kewell, baros, zaten ligde forması ilk üçte olan galatasaray'a olağan dışı ne kazandırmış? yav arkadaş, atletico madrid, juventus, porto, borussia dortmund salaklar tarafından mı idare ediliyor da bu bizim yere göğe sığdıramadığımız adamları ya hiç almıyorlar, ya da q7'de olduğu gibi 600-700 bin euroya oynatıyorlar? bizim taraftar porto taraftarının yerine geçse, güney amerika'dan çoluk çocuğu takıma doldurdu, vizyonsuz bunlar diye yönetimi topa tutarlar şerefsizim.

    ben bizim yönetimde öyle bir sistem, model ya da kararlılık olduğunu hiç sanmıyorum ama, beşiktaş'ın ne olursa olsun fenerbahçe ve galatasaray'ın transfer politikasının izinden gitmemesi, kendine mümkün mertebe porto, dortmund gibi takımları örnek alması gerekiyor.