alın terim
exclama6 profili
-
seçil erzan'ı anlatan filme isim önerileri
-
20 aralık 2021 dolar kuru
şu yapılanı normal bir vatandaş yapsa, dolandırıcılıktan yargılanır.
yükseleceğini bile bile, her akşam demeç vere vere, faizi düşüre düşüre doları 18' e getir, sonra bankaların kapalı olduğu bir vakit güya faiz demeden faizi artır, nasıl yürüyeceği belli olmayan bir yöntemle halkı galeyana getir, panik satışlarla vatandaşı büyük zarara uğrat, ancak belli ki yandaşlara yüksek kurdan tl'leri peşkeş çek... inanılmaz bir gün ve akşam yaşadık. tarihe bir kez daha tanıklık ettik.
akp döneminde yaşanan 20 aralık 2021 günü, tarihimizin bir kara lekesi olarak hep hatırlanacaktır. -
canan karatay'ın covid-19 konusunda haklı çıkması
bunu bir de isterseniz 11 mart-27 mayıs arasında (yaklaşık 2,5 ayda) ölen 4397 kişinin ailesine söyleyin.
bütün doktorların söylediği, hastalığa mümkün olduğunca geç yakalanın çünkü virüsün süreç içinde mutasyona uğrama ihtimali çok yüksek. doktor tanıdıklardan ve tanıdığı olanlardan öğrendiğim kadarıyla (ve medyadan da takip ediyorum elbette) şu an pozitif olan hastalar, süreç başındaki pozitif olan hastalara göre çok daha hafif atlatıyor. virüs insandan insana geçerken bir şekilde mutasyona uğramış durumda.
bilim kurulundan bir doktor diyordu ki virüs de ölmek istemez, konağının ölmesini istemez. amacı yaşamak ve çoğalmaktır. bu sebeple, süreç içinde insan vücudunda, onu öldürmeden yaşamanın yolunu bulacaktır. şu andaki durum bunu doğrular nitelikte. umarım hep bahsedilen şu 2. dalga şiddetli olmaz. -
30 mart 2020 fatih terim'in taburcu edilmesi
semptomları ağır gitmeyen hastalar taburcu edilip, evde karantinada kalmaları isteniyor ve yine belirli bir süre sonra test ediyorlar. tedavi evde devam ediyor yani. test sonucu negatif çıkmadan iyileşmiş olmuyorlar.
ne kadar kötü niyetli insanlar var, anlamak mümkün değil. -
metrobüste suriyeli dehşeti
dün akşam iş arkadaşımın başına gelen olaydır. kendisi bu sabah anlattı ;
akşam avcılar'daki evine dönmek için mecidiyeköy'den metrobüse biniyor. biraz sonra 6-7 aylık hamile bir kadın geliyor ve arkadaşın yanında ayakta bekliyor. 1 durak falan geçiyor, kimse yer vermiyor kadına. sonra oturan başka bir kadın etrafa "kadın hamile bir yer versenize diyor" (burada kendisi niye vermiyor diye düşünebiliriz ancak muhtemelen oturan bir sürü genç var etrafta). arkadaş da durumdan rahatsız olduğu için biraz yüksek sesle "yahu hiç mi utanmıyorsunuz, kadın hamile birşey olsa vicdan azabı çekmeyecek misiniz" diyor. bu esnada, oturan ve suriyeli olduğu bariz belli olan bir adam, bozuk türkçesi ile arkadaşa "sana ne başkasının namusundan, sana mı kaldı" diyor. bizim arkadaş da biraz atarlıdır, adama bağırarak ( ki zaten medyadaki suriyeli haberlerinden dolayı zaten patlamaya hazır ) "ne namusundan bahsediyosun, kadın hamile hamile" diyor.
bu esnada suriyeli adam sinirleniyor ve kalkıp arkadaşın boğazına sarılıp sıkıyor. arkadaş bir yumruk atıyor. bu arada adamın arkadaşları da geliyor, meğer 3 kişilermiş. arkadaşım, o zamana kadar hiç müdahale etmeyen kalabalığa da "nasıl insanlarsınız, insanlığımız ölmüş bizim. burda 300 kişisiniz hiç mi bişey yapmayacaksınız" diyor. o zaman bikaç kişi işte ayırıyorlar, tutuyorlar falan.
arkadaş, şoförün yanına gidiyor. metrobüsü durdur kapıları kapat, şikayetçi olacağım, polis çağıracağım" diyor. şoför, duramam ben şimdi diyip, basıp gidiyor. arkadaş da zaten sinirden titriyor, olmaz olsun sizin insanlığınız diyip bir durak sonra iniyor. hamile kadın da o durakta iniyor ( muhtemelen korkusundan). arkadaşa "abi hiç sesini çıkarmasaydın, ben giderdim ayakta" diyor.
arkadaşın boğazında kızarıklık var, eve gidince karısına anlatıyor durumu. kendisinin küçük 2 kızı var. karısı da korkup "ya uğraşmasaydın. boşver bak iki kızın var, ya bişey olsaydı" diyor.
özet olarak, geldiğimiz noktayı bir kez daha üzücü bir örnekle görmüş oluyoruz. suriyeliler artık heryerde herşeyi yapabilecek cesarete sahipler. müthiş bir özgüvenleri var. bunun yanısıra cahil ve bağnazlar. hamile bir kadına yer verilmesini ya da verilmemesini "namus" diye algılıyorlar. biz ise artık hem korkudan, hem bıkkınlıktan, hem ümitsizlikten tepkisiz olmaya başlıyoruz. aman bana dokunmayan yılan bin yaşasın modundayız.
edit : birkaç açıklama yapmak istedim ;
"suriyeli" diye başlık açmam, nefret söyleminden değil, gelinen noktaya parmak basmak içindir. artık kendilerini "azınlık" veya "sığınmacı" olarak görmüyorlar. ben bir ülkeye sığınsam, 300 kişilik bir otobüste hele de bana özel olarak söylenen veya yapılan birşey yoksa hiç sesimi çıkarmam, otururum. bunu denyonun birisi işte diye basitleştirmemek gerekiyor bence.
arkadaş da ayaktaydı elbette, yoksa yer verirdi tabii ki. suriyeli oturuyormuş bu arada.
dehşet olması için birisinin yaralanması veya ölmesi gerekmiyor. otobüste birisinin benim boğazıma sarılıp sıkması, bence dehşettir. -
hakan peker'in trt'de canlı yayını terk etmesi
yukarıda birkaç defa "naif sanatçıydı" diye yorumlarda bulunulmuş. bir anımı anlatayım. yıllar önceydi, belki 10 yıl önce. arkadaşımla tatilden, cunda adasından dönüyoruz. tam neresiydi hatırlamıyorum ama bir yerde yol çalışması vardı, yol tek şeride düşmüştü. bir görevli yolun ortasında durmuş, belli bir süre karşıdan gelen arabalara yol veriyor, belli süre bizim tarafa. belki 50 araba sıra olmuş bekliyoruz. tabii klasik türk kurnazlığı, bazı arabalar sırayı beklemeyip, yandan hızla gelerek tüm arabaların önüne geçip yola devam ediyor. 1-2 araba böyle yapınca sinir olup, arabamı çapraz şekilde yola parkedip sıramı beklemeye başladım. amacım yandan gelen arabaları engellemek. beni gören birkaç araba da aynısını yaptı. neyse, sonra bir baktım arkadan siyah bir land rover yardıra yardıra geliyor hızla. tabii land rover olunca, arabayı çapraz koymak falan yetmedi, yol kenarında hafif eğimli olan yerlerden de geçerek tüm arabaların önüne geçti. ben tam arkasından napıyorsunuz biz sıra bekliyoruz burda falan diye bağırırken kadın şoförün yanında, yan koltukta oturan hakan peker camı açıp bana okkalı bir küfredip bastı gitti.
zaten çok salladığım biri değildi, o günden sonra iyice gıcık oldum.