artosportoszortos4
profili

  • 18 eylül 2020 yunanistan'ın sınıra dev haç dikmesi

    acaba isa yaşasaydı bir haç bile daha görmek ister miydi? sadece soruyorum. gereksiz şovlar içeren siyasi eylemdir.

  • oy çalınıyor yalanı

    eksik, yanlış ve yanlı bilgilerle dolu @1'e sahip bir hede. yıllardır seçim kurullarında görev alırım, bunun dışında da seçim güvenliği konusunda yıllarca eğitimlere katılıp, bu eğitimleri farklı küçük ilçelerdeki stk'larda ben de verdim.

    istediğimiz iddia'dan başlayabiliyor muyuz?

    iddia 1'e verilen yanıt zaten bir kabulleniş içeriyor. zira görevlerin tam yapılmadığı söyleniyor. bu sebeple hakkınızda suç duyurusunda bulunulması lazım, zira bir kamu görevini üstünüze alıp layıkıyla yerine getirmemişsiniz yahut getirilmediğini görüp göz yummuşsunuz. şunun şurası bir sandıkta 500-600 oy oluyor en fazla, bi zahmet işinizi yapın.

    ama asıl yanlış bilgi şu, referandum sırasında, kanuna aykırı olarak kural değiştirilmesine sebep olan mühürsüz oylar, mühürlü oylar kullanılan sandıklarda ortaya çıkan üç beş münferit oy değildir. bu mühürsüz oylar blok halinde belli sandıklardan 100'lerce çıkmıştır. ayrıca mühürsüz zarflar da aynı şekildedir. yazılı olmamakla beraber, söylenenler çoğu mühürsüz oyun mühürsüz zarflarla birlikte olduğudur.

    seçim kanunları dünyanın her yerine teamül ve/ve ya aynı zamanda anayasal bir zorunluluk olarak bir sonraki seçimlerde geçerli olmaz. bizde de teamül idi, yıktılar.

    16 nisan günü öğleden sonra, seçim sırasında seçim yönergesinde yapılan değişiklik ile bu mühürsüz oylara geçerlilik kazandırıldı. buna ben söyleyecek bir söz halen bulamıyorum, burada mühürsüz 3 milyondan fazla oy kullanıldı, bu seçimin her türlü meşruiyetini ortadan kaldırdı zaten. türkiye'nin demokratik yönetim tarihinde 12 eylül 1980 referandumu ile beraber bir kara leke olarak kazınmıştır 16 nisan.

    peki gerçekte ne oldu? belli sandıklar belirlendi, sandık kurulu başkanları zaten devlet görevlilerinden özellikle iktidara yakın diyeceğim olmayacak, iktidarın direkt adamı olan kişilerden görevlendirildi. oy kullanımı öğle saatlerinden sonra düştüğü için, bu saatlerde yapılan değişiklik ile mahallelerde hatalı kayıt yapılan, oy kullanmayacak olan, kökten hayali seçmen olan kişilerin yerine, müşahitlerden çekinildiği için sandık başında yeni mühür basılamadığından, dışarıda hazırlanmış oylar getirilip bu kişiler adına imza atılarak oy kullanıldı.

    iddia 2 kısmen doğrudur, ysk oyları değiştiremez. ancak ne yapar? üstte açıkladığımız gibi, seçim sırasında kural değiştirir. hatalı yapılan seçim sonucunda milletin gerçek iradesini yansıtmayan oyların yazıldığı tutanaklar istenen kuruma, kişiye, partiye verilebilir. hile seçim sonrası değil, sandık başında yapılmıştır.

    yakılan zarf ve oy pusulaları ne olacak denmiş, kanunda düzenlenen belli haller var. örneğin sandıktan, atılan imzadan daha fazla oy çıkmış ise, zarflar henüz açılmadan, imza sayısına eşitlenecek kadar oy rastgele seçilip yakılır. ama yazar burada bunu mu kastetmiş bilemiyorum. sandık görevlisi arkadaş detayları hatırlamayıp internetten bakıyor işte, seçimleri bunlar yapıyor.

    sonuç: 24 haziran günü saat 6'da uyanın, 7'de sandığınızın başında olun. 2-3 arkadaşınızla beraber çevrede takılın, yanınıza gevrek, poğaça ve bir termos çay alın. pazar gününü arkadaşlarınızla beraber sandık çevrelerinde geçirin. bariz bir olay görmedikçe mevzu çıkartmayın tabii ki, gerekli tarafsız kuruluşlara bildirimler yapın. ne olacak? akşam 7'de evinize döner sonuçları izlersiniz, zaten tüm gün bununla meşgul olacaksınız, varsın sandık çevresinde geçirin.

    ülkemiz demokrasisi bu seçimde de büyük bir sınavdan geçecektir, bu sınavı hep birlikte vereceğiz. başka bir ülkemiz yok, başka her ülkede göçmen ve yabancıyız. burası bizim ülkemiz ve demokrasimize bireysel olarak sahip çıkacağız, üzerimize düşeni yapacağız. saygılar.

  • ateistlerdeki iyilik anlayışının kaynağı

    vicdandır, toplumsal yaşamın gerekleridir, saygı ve özsaygıdır, akıl ve mantıktır.

  • afrin operasyonu

    suriye iç savaşını ilk günlerinden bu yana takip etmekteyim, başlıkta çok büyük bir bilgi kirliliği var. abd’nin 30k birlik açıklaması sadece bir açıklama, bir hedef. 2 yıl sonunda ulaşmayı planladıkları sayı bu, şu an 230 küsur kişi söz konusu ‘sınır güvenlik birimi’ denilen oluşum. yani tüm suriye sınırına 30k, o da nasıl olacak, kimlerden oluşacak belli değil. afrin gibi bir yerde 30k asker 100k milis var diyen olmuş nereden okuyorsunuz bunları afrin’in nüfusu ne kadar zaten? tüm pyd’nin silahlı asker sayısı bile 130k etmiyor. 2 yıla zaten ne pyd ne iç savaş kalır suriye’de, bugün bile herkes esad’ın kazandığını kabul ediyor.

    şimdi asıl pyd ve suriye kürt hareketinin zaman içindeki değişimine bakmamız gerekiyor. bu adamlar zor gününde esad’a arkadan vurup bölgeyi ele geçirdiler, esad bölgeyi boşalttı, çünkü elinde tutabileceği bir bölge değildi. şu an ışid ve öso’ya karşı sadece konjonktürel bir ittifakları var ki ışid’e karşı yaptıkları operasyonlarda bile birbirleriyle yer yer çatıştılar. pyd köken olarak avrupai hayalperest liberteryen kürtlerin kurduğu bir oluşumdu, çatışma kabiliyetleri sıfırdı. ışid saldırısında özellikle kobane’de, sırf kürt oldukları için bu insanlara sırt çevirdik, tabii ki onlardan evvel de türkmenlere sırt çevirmiştik. bu durum pyd’yi ya barzani’nin ya da pkk’nın güdümüne sokacaktı ve bizimkiler “bize gelmesinler de barzani’ye gitsinler” diyerek peşmergenin takviyesine izin verdiler. ama barzani’nin musul’da aldığı darbe, peşmergenin arkasına bakmadan kaçması durumu barzani’nin hedefini yine ırak’a çekmesine neden oldu. bu da pyd’yi pkk’nın kucağına attı. 1 yıl gibi bir sürede pkk örgüt ve saha tecrübesiyle suriyedeki kürtleri mobilize etti ve pyd’yi de resmen kendine bağladı. biz bu süreçte sadece izledik elbet, ışid ile sınır komşusu olduğumuzda, şehirlerimizde bombalar patlatmasına rağmen izledik. ışid’in gidici olduğunu anlayınca, iş işten geçince fırat kalkanı’nı başlattık. fırat kalkanı geç kalınmış bir operasyondu, ışid ilk ortaya çıktığında yapılması gereken, sahada sadece taze ve pkk ile ilişiksiz pyd varken, ışid henüz ofansifken, esad ve rusya ile koordineli yapılması gereken bir operasyondu.

    afrin’e dönecek olursak, operasyon şöyle 4 koldan bu açıdan na böyle olur demek boş. zaten alanın 3 kanadında biz varız, ne coğrafyayı, ne alanı bilmeden konuşmayalım. bakın ben konuşuyor muyum? hayır. konuşup böyle böyle olacak desem, ama olmazsa göt gibi kalırım, göt gibi kalmayı hiç sevmem. orası askerlerin bileceği iş, ama bildiğim iki şey var onlar da tsk içerisinde halen bolca tecrübeli subaylar olduğu, adamcılık yapılmazsa başarılamayacak bir operasyon olmadığı ve hiçbir milis gücün tam teşekküllü bir orduyu alt edemeyeceğidir. zira tsk’nın ikmal hatlarının kesilmesi ihtimal bile değildir ve bu olmadıkça da operasyon başarılı olacaktır.

    aneliz şelalesi bitti, ama olan yine bize, yine savaşan halka olacak. güzelim suriye’yi iç savaşa sürükleyen biz, istikrarı bozan biz, istikrarı sağlayacağız diye kendi askerini yollayan da biz. biz derken, hükümet işte. biz ancak gidip sebebini bilemediğimiz bu savaşta öleceğiz.

    edit: ülen adam paintten hat çizmiş böyle giderse iyi olur diye vay anasını sayın seyirciler.