kovalayan koala5
profili

  • mansur yavaş

    ankara'da oturduğum ilçenin ampülden chp'ye geçmesi ile sokakta bir tane bile saçma sapan kutlama yapan magandaya denk gelmemem arasındaki ilişki ruhumu okşuyor. bu kadar mı fark eder yahu. ne çirkef ne görgüsüz ne edepsiz bir grupla yaşamaya çalışıyormuşuz da haberimiz yokmuş. mahalleme huzur geldi be.

  • türklerin uzaya gittiğinde yapacakları ilk iş

    mümkün olan herhangi bir yere türk bayrağı asarak gururlanacağız, sonra işimize bakarız herhalde.

  • artık herkesin kabul etmesi gereken şeyler

    atatürk dirilsin de bizi kurtarsın kafasından çıkmamız gerekiyor. çok acil hem de. kimse kurtaramaz bizi bizden başka. kurtarmasın da zaten, adam hayatını adamış genç denecek yaşta ölmüş gitmiş daha ne bu kafa ne kafası anlamıyorum. tamam, anacağın zaman an, ondan kalanları al ama üstüne biraz da biz ekleyelim ve düzelelim artık. iyice cozuttuk.

  • enstrümanı ile özdeşleşmiş müzisyenler

    (bkz: jethro tull)
    tek ayak üzerinde yan flüt çalan amcamız ian anderson.
    örneğin

  • ekşi itiraf

    köpüşleri özellikle benimle uyumaya alıştırdım. annem ısrarla yok tüy olur aman alışmasınlar salonda yer yapalım orada uyusunlar diye aklımı çelmeye çalıştı. ama dinlemedim, alıştırdım. gece herkes yatınca hop kapımın önünde bitiyorlar, öyle girebilir miyiz diye bakmayıp direkt odama dalıyorlar.

    yatarken horlamaları, arada uyanıp yer değiştirmeleri, bir bakmışım burnumun dibinde bir popo belirmesi ya da bacağıma yaslanmış bir kafa görmem, hepsine ama hepsine bayılıyorum. uyandıkça ya da uyuyana kadar geçen sürede sürekli elimi atıp bir birini bir ötekini mıncıklayıp duruyorum.

    bütün bunları sabahın körü uykumun en tatlı yerinin bölünmesi pahasına yapıyorum çünkü bu sefer de gözümü açar açmaz üstüme zıplayarak beni yalayan, sonra birbirini kıskanıp boğuşmaya başlayan iki maymun ile karşılaşıyorum. onlara kapıyı açıp tuvaletlerine çıkardıktan sonra da uykuya devam. bir iki saat daha uyuyup bu sefer gerçekten uyandığımda da kapımın önündeki minderlerinde uyuyor oluyorlar ve gerine gerine kuyruklar sallana sallana bir de bu tatlışlıkla karşılanmış oluyorum. * * * *

    özellikle güne bu şekilde başlamak, şu sıralar, ciddi anlamda beni hayata bağlayan, pozitif düşünme çabalarımı destekleyen, bana enerji veren en büyük neden. onlar olmasaydı kafayı yerdim herhalde diyorum, onlar var ve bu sefer de kafayı köpüşlerimle bozdum. ama yok buna kafayı bozmak denmez, onları sevmekle dolmak, sevgileriyle varlıklarıyla neşe dolmak denebilir.