Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 7 kasım 2020 fenerbahçe konyaspor maçı

    caner konya’nın ikinci golünden sonra klasik el kol itirazlarını yapar, hakem de tamam sakin ol, var izliyor, ofsayt çizgisi çekiyor der, tabii caner yine de tatmin olmaz bağırır durur, çizgi çekilir sonra hakem caner’e döner ve imalı şekilde:
    - ofsaytı bozan sensin!
    der, sesli güldürdü, asdsdfdsa.

  • 2. 7 kasım 2020 tcmb başkanının görevden alınması

    demek ki bir şahsın talimatı ile gelen bir insan ne kadar uysal olursa olsun, ne kadar istediklerini yaparsa yapsın aynı şahıs tarafından ilk fırsatta harcanıyormuş. işte kurumların bağımsızlığı, liyakat denilen şey bu yüzden önemliydi bu ülkede. bu yüzden sistem değişirse ülke "tek adam ülkesi" olacak diye söyleyip durduk. az buçuk olan demokrasi de elden giderse sonuç bu oluyor. tek bir adamın ağzından çıkan sözler ve bütün ülkenin kaderinin belirlenmesi. sonuç olarak oraya emir ile oturursan emir ile de kalkarsın.

    edit: bu adam garip falan değildir. kendi çıkarı için bu ülkeye zarar veren herkes bunun vebalini ödemek zorundadır. sırf bir yerlere gelmek için bunları yaparsan böyle de harcanırsın işte. gün gelecek bu ülkeyi bu hale getiren, bunda en ufak bir payı olan herkes hesap verecek.

  • 3. tunç soyer'in makam odası

    başlığın açan yazar sade ve altın varaksız bir oda görünce gözlerine inamamış heralde.

  • 4. 6 kasım 2020 açık alanda sigara içme yasağı

    bak bak bak kafelerde açık alanda sigara dumanı istemiyormuş prensimiz/prensesimiz.

    kapalı alanda sigara yasağı çıkınca ilk destekçilerinden biriydim. çok kavgaya şahit olmuştum o zamanlarda.
    cafelerde eskiden bütün tasarım iç mekana yapılırdı, sigara içmeyenler defolun dışarda için derdi. sonra cafe müdavim popülasyonu sigara için dışarıda balıkçı masası gibi yerlerde sigara içerek oturdu paşa paşa, içeriye kimse girmez oldu. sonra mekanlar dışarıyı güzelleştirmeye başladı. bu sefer de sigara içmeyenler dışarıya gözünü dikti. be gerizekalı, sigara içenler olmasa o mekanda dışarısı o kadar güzel olmayacaktı ve dışarıya ısıtma falan da koyulmayacaktı. paşam şimdi diyor ki dışarda da içme, orası da benim.

    ben böyle şımarıklık görmedim. sana ne? sana ne açık havadaki sigaramdan?

    edit: açık alanda seni zerre etkilemeyen sigaranın yasaklanmasına seviniyorsun ya, ileride alkol de komple dışarıda yasaklansa ne hissedeceksin merak ediyorum. hatta alkol içen insanın başka bir insana zarar verme ihtimali çok daha yüksek sonuçta? bunu alkol alan bir insan olarak söylüyorum, o gün gelecek gençler. böyle devam ederseniz daha b.k günler de gelecek. her yasak sizin isteklerinize uymamaya başlayınca göreceğim o şemsiye açılacak mı açılmayacak mı.

  • 5. 7 kasım 2020 joe biden'in abd başkanı olması

    an itibarıyla gerçekleşmiş olan. türkiye için çok kötü olacak diye bir şey yok. binlerce km uzaktaki bir ülkedeki, tek bir adam, ekonomini berbat edebiliyorsa bunun suçlusu trump da değildir, biden da değildir.

    yalnız mükemmel bir algı oluşturuldu ha. dolar, euro, altın fiyatlarının uçması hep biden'a bağlanacak. dış minnaklar denilecek. kısacası yine win win durumu.

  • 6. oynanan ilk bilgisayar oyunu

    age of empires 2

    amasadece demosu yüklüydü ve ben bunun farkında değildim. william wallece campainginin sadece ilk 3 görevini oynayabiliyordum.
    o ilk 3 görevi günde kaç kez oynuyordum hatırlamıyorum bile, saatlerce başından kalkmazdım. aklımdan farklı senaryolar yazardım.
    celtleri osmanlı, ingilizleri bizans gibi düşünürdüm.
    her binayı, her askeri saatlerce incelerdim.aylarca oynadım böyle.
    komşumuzun üniversite okuyan oğluna rica etmiştik bilgisayara oyun at diye. age of empires’e de crack yapmıştı. aslında oynadığım kısımların başlangıç olduğunu, oyunda türklerin bile olduğunu ve türkçe konuştuklarını görünce sevinçten ne yapacağımı şaşırmıştım. hayatımda en mutlu olduğum an olabilir.

  • 7. dolarla uğraşmıyoruz istesek doları düşürürüz

    madem önemsizdi gezi direnişinde niye dolar arttı diye ağladınız lan.

  • 8. nasuh mahruki'nin mültecileri hedef göstermesi

    her kelimesi doğru bir uyarıdır. deprem olunca görürsünüz.

  • 9. ali babacan

    sizin anlamadığınız şey şu ki ali babacan eski akp'li ise, hükümetin değişmesi için oylarına ihtiyaç duyulan seçmenler de eski akp'li. akp seçmeninin oyunu alamazsanız iktidarı değiştiremezsiniz. bu temel ve basit bir matematik.

    akp 18 senede %35 ten %50ye kadar çıkan oylar aldı. bu demektir ki 2002 de her 3 kişiden 1'i, 2011 de ya da 2015 de her 2 kişiden 1'i akp saflarındaydı.

    o siyasal islamcı, bu eski akp'li diye ayırıp dururken siz kiminle, hangi oylarla hangi iktidarı alacaksınız? böyle devasa bir kitleyi yok sayarak hiçbir yere varamazsınız.

    bütün akp seçmeni birden dese ki;
    "ey sevgili ekşi sözlük yazarları. siz haklısınız, biz hepimiz cahil, cühela, iğrenç insanlar topluluğuyuz. hatamızı anladık. söyleyin kime oy verelim, mansur mu ekrem mi hazırız."

    bunlar çıkıp der ki
    "siz zamanında akp'ye oy verdiniz siyasal islamcısınız, bizim başkanımıza oy vermeyin sakın, sizi istemiyoruz, gidin erdoğan'a oy verin."

    edit: burada mesele ali babacan değil. siz en fazla %15 olan kendi kafanızdaki kitleyle hem iktidara gelmek hem anayasayı değiştirip eski sisteme dönmek falan isteyen meczuplarsınız. istanbul belediye başkanlığı için ekrem imamoğlu'nun cami pozları verip kuran okumak zorunda kaldığını dahi görmezden geliyorsunuz. zaten yıllarca bu ülkedeki devasa muhafazakar kitle yok gibi davrandığınız için akp bu kadar güçlendi. şaka gibi hala aynı tavrı sürdürüyorsunuz. siz böyle yaptıkça akp'den sonra gelecek her parti yine akp gibi olacaktır.

  • 10. seneler geçse de açıp izlenen komik video

    kavga eden kedileri havlayarak ayıran adam
    çok düzgün konuşan adamın hiç beklenmedik bir anda köpekten daha iyi havlaması ve aptal kedilerin gerçekten korkup kaçmasına her seferinde kahkahalarla gülüyorum, vizyonum 0.

  • 11. bir turistin 44 lira olan hesaba bıraktığı para

    singir mingir ses eder diye cebime koyup tasimadigim paralarla adamlar kral oluyor burada. sagol reyiz.

  • 12. vatan hainliği örnekleri

    kırmızı bültenle aranan öcalan'ın kardeşini devlet televizyonuna çıkarıp kendi partisi için propaganda yaptırmak.

  • 13. recep tayyip erdoğan'ın ekonomi bilgisi

    keşke "ekonomiden anlaması gerekmediğini" anlayabilse. sadece liyakat sahibi insanlara koltuğu teslim etse yeter. takımın teknik direktörü olup gol atmaya kalkarsanız olacağı budur.

  • 14. bülent ortaçgil'i kimin dinlediği sorunsalı

    varsınlar teyze desinler, varsınlar sözlüğün şaka maka 30’luk teyze kaynaması başlığına adımı mıhlasınlar yine de yazacağım.

    bu başlık ben’siz olmaz.

    bu da;
    sensiz olmaz!

  • 15. yazarların en çok para gömdüğü zevki

    eve kuru erzak almak

    (bkz: sadece fakirlerin kurduğu cümleler)

  • 16. erkeklere çekici gelen kadın meslekleri

    bu mekan pornoya döndü nerede yetkililer.

  • 17. evlenecek erkek bulmanın gittikçe zorlaşması

    ergen halimle diyordum büyüyünce direkt evlencem diye.sonra ne mi oldu kadınlarla daha sık tanışmaya başlayınca elelamin enayisi biz miyiz moduna döndü.

  • 18. gli (ayasofya kedisi)

    siyasal islamcıların şerrinden sen de kurtulamadın canım dostum.

  • 19. erkek jinekoloğa giden kadın

    ekmeğimizle oynamayın ya.

  • 20. akp'ye oy verenler şimdi neler düşünüyorlar

    bir paket makarna için vatanını satanların pişmanlık duyduğunu sanmıyorum.

  • 21. hiç masanın hesabını ödeyip kalkan kadın olmaması

    kanka var be. vallahi var. hatunla ilk buluşmamız; güzel güzel yemeğimizi yemişiz, içkilerimizi içmişiz yani keyfimiz yerinde. şakalar hafiften edepsizleşmeye başlamış, karşılıklı iltifatlar ufak ufak yükseliyor derken tuvalete gittim. dönüşte garsondan hesabı hazırlamalarını istedim ve masaya geçtim. aradan biraz zaman geçince hanımefendi kalkalım mı artık diye sorduğunda hesabı istedim de gelmesini bekliyorum diye mırıldandım. ben kalktığımda hesabı ödediğini söyledi. çok utanmıştım yersiz bir şekilde.

    sonra ne oldu? birkaç ay daha görüştük ve ben görüşmeyi bırakmanın onun için daha iyi olacağını düşünerek kendisiyle yollarımı ayırdım.

    kıssadan hisse şu ki ödemeyin kızım hesap falan. o kız benim için ölüp biterken, ne istesem yapmaya hazırken ben ona ve bu karşılıksız sevgisine üzülmekten başka hiçbir şey yapmadım. sürekli hediye isteyen, götünün üstüne oturmayan, evde vakit geçirmekten hoşlanmadığı için saçma sapan kavgalar çıkaran bir varoşuysa bir yıl oldu aklımdan da hayatımdan da çıkaramıyorum.

    kıymet bilmiyor bazılarımız gerçekten. biliyorum meriç entrysi gibi oldu ama beyler böyle kızlar az da olsa gerçekten var ve kıymetini bilmek boynumuzun borcu.

  • 22. otobüste covid+ olduğu öğrenilen sağlık çalışanı

    temaslı sağlık personelinin işe gidip geldiğini bilmeyen insanların tepkisini izledik.

    diğer insanlar pozitif birinin isim vermesiyle iki hafta karantina alırken biz köle gibi işe gidip geliyoruz. hak etmediğimiz kadar az maaşımızla da taksiye binemediğimiz için özür dileriz ama siz yine sağlık bakanlığına da sorun bakalım pozitif hastanın eve nakli için ne yapıyorlarmış?

  • 23. insanın zoruna giden şeyler

    aptal olmak..

    ve 80 milyon aptalla aynı ülkede yaşamak zorunda kalmak.
    bu bir hakaret değil, durum tespiti. üzgünüm.

    dün bi arkadaş sormuştu sözlükte, bu insanlar neden çıldırmıyor diye.
    (bkz: toplumun hala çıldırmaması)

    bu bahaneyle ona da cevap vereyim..

    çıldırmak, aklını kaçırmak demektir tabiri caizse. kimse kusura bakmasın ama olmayan şeyi kaçıramazsınız beyler. bizim tek ve en büyük sorunumuz akılsız ve unutkan cahiller sürüsü olmamız. yaşımızdan, memleketimizden yahut mesleğimizden bağımsız bir durum bu, aptalız. çok aptalız..

    bu memleketin yarısından çoğu dünya devi olduğumuzu düşünüyor ne yazık ki.

    mutfağındaki no-frost buzdolabını, evine bağlattığı interneti falan akp'ye borçlu olduğunu düşünüyor ciddi ciddi.

    inanmazsanız sorun bak.

    - cehape döneminde evimizde internet mi vardı? televizyon bile tek kanaldı diyecek gerizekalılarla birlikte yaşıyoruz oğlum bu coğrafyada. işte benim zoruma da bu gidiyor.

    bu adamdan çıldırmasını, dolar arttı diye isyan etmesini falan mı bekliyorsunuz harbiden?

    hadi siktir edin onu. size gelelim.

    ayakta uyuyorsunuz aga hepiniz. kendisine politikacı diyen, 70 yaşına merdiven dayamış yaşlı yaşlı adamlar yıllardır taşak geçiyorlar sizinle ve yemin ederim farkında bile değilsiniz.

    örnek mi? al vereyim..

    bu ülkenin yarısına yakını ekmeleddin ihsanoğlu diye bir adama oy vermeye gitti lan koşa koşa. cumhuriyet coşkusuyla, mustafa kemal sevdasıyla.

    ne için?
    ülkenin diğer yarısının oy verdiği adayı koltuğundan indirmek için.

    bu arada bilmeyeniniz vardır elbet. bahsettiğim bu adam, yıllardır da akp ittifakında. ciddi ciddi milletvekili yani şu an.

    görevini tamamladı ve ait olduğu yere geri döndü adam.

    iktidarıyla, muhalefetiyle, elele, açık açık taşak geçtiler sizinle, unuttunuz gitti.

    yalan mı? hiç sanmıyorum.

    çıldırmak mı? *
    ---------------------

    gelelim dolara.

    maaşını dolarla mı alıyorsun sanki diye uyutulan bir çoğunluğa sahibiz. paranın değeri, alım gücü, ithalat-ihracat falan bu insanlara nah anlatırsın.

    bak iddia ediyorum..

    yarın iktidar değişsin, ülkenin başına muhteşem bir adam geçsin. hayal bu ya, 2 ayda doları 2 liraya düşürsün, halkın sırtındaki bu ağır vergi yükünü falan kaldırsın..

    o gün ne olacak söyleyeyim mi?

    -------------------
    - ben bu arabanın ikinci elini reis döneminde 180 bin liraya almıştım. daha kredisi bitmedi bunun. şimdi aynı arabanın sıfırı 60 bin lira. bütün param uçtu gitti. zararım çok büyük benim. geldiniz 2 ayda ekonomiyi batırdınız" diye hüngür hüngür ağlayacak salaklar göreceksiniz ikinci el otopazarlarında.
    ----------------------

    o kadar da değil, abartıyorsun diyebilen var mı gerçekten. iddiaya girelim mi?

    yok mu peki bu insanların çıldırtmasının hiçbir yolu? var tabi.

    anlatayım dinle..

    vergi uygulamasını sil baştan düzenleyeceksin aga. yine aynı oranda vergi alsan da, göze soka soka metodu'na geçeceksin.

    diyelim sigara alacak vatandaş. vergisiz fiyatını ödeteceksin.
    parliement'i ele alalım mesela. devlete ödediğimiz vergileri düştüğümüzde bir paket parliement'in fiyatı 4 lira. şaka yapmıyorum harbiden 4 lira.

    alacaksın 4 lirasını, vereceksin garibanın sigarasını.
    daha bakkalın kapısından çıkmadan da durduracaksın.

    hoooop! diyeceksin, dur bakalım hemşerim.

    özel tüketim o elindeki. sigara aldığın için 14.50 tl daha ödeyeceksin. ödeyeceksin ki; rümeysa'ya ikranur'a bmw alınacak o vergilerle. devletimiz seninle gurur duyuyor. çok zenginiz, leylek olduk uçuyoruz..

    böyle böyle çıldırtacaksın işte.
    elektrik faturası mı? 34 tl amk, yeter. tam ödedim diye sevinirken keseceksin elektriği. diyeceksin ki oooo elektrik falan ne iş? zenginiz bakıyorum. 65 lira da bana ver o zaman, vergi.

    ver ki; suriyeli nargilecilere köz parası verelim. din kardeşimiz onlar bizim.
    dünya deviyiz biz, merkel ağlıyor şu an.

    böyle böyle delirteceksin işte. maaşını eline tam sayacaksın, vergisiz, kesintisiz.

    sonra diyeceksin ki, oooo maaş almışsın bro. hayırlı olsun. atsana bi 345 lira, çıldırtalım şu yunanı.

    böyle böyle açacaksın gözünü. yavaş yavaş, gözüne soka soka. başka türlü kurtulamayacağız çünkü. zoruma da bu gidiyor.

  • 24. sevgilinin 44 kg olması

    kendisi eski sevgilimdi, rüzgarlı bir havada uçarken kafama çarpmıştı o şekilde tanışmıştık. yerdeyken çıkan kafamı toplamıştık bi etkileşim, bi şeyler.
    sonra işte yine bir rüzgarlı günde başka diyara uçtu gitti, ulaşamıyorum bayadır.
    kötü tarafları da çok yani,
    ahh lodos mağduru güzellik, benim üzümlü kekim...

  • 25. 6 kasım 2020 alpay özalan'ın izmir twiti

    istanbul'da deprem olsa yaşanacak felaketten "25 sene bu şehri biz yönettik, sorumlusu biziz" diyerek kendine ve sahiplerine asla pay çıkarmayacak allahtan korkmaz kuldan utanmaz liyakatsiz topçu eskisi hezeyanı.

  • 26. donald trump

    "öyle kafasını öne eğip gideceğini sanmıyorum. arkasında amerikan halkının milyonlarca oyu var."

    götüne tekmeyi yedi en az 4 milyon insan tarafından. kafasını ister eğsin ister kaldırsın. gidecek. siz de boş komplo teorilerinizi kendinize saklayın yeterince ortamı boka çevirdiniz. temizlik vakti.

  • 27. 6 kasım 2020 elon musk'ın gizemli tweet'i

    otostopçunun galaksi rehberi'nde bir bilgisayara hayatın/evrenin/yaşamın anlamını sorarlar. o da epey uzun bir işlem yapıp sonunda 42 cevabını verir. 42 bu manada kullanılır.

    420 de 4.20 yani amerikan tarih sisteminde (ay.gün.yıl) 20 nisan'ı simgeliyor.

    20 nisan da marijuana'nın legalleşmesini isteyenlerin sebebini bilmediğim bir sebepten ötürü legalize it çığlıklarını daha güçlü attıkları gün.

    marihuana'nın legalleşmesinin hayatın anlamından 10 kat daha önemli olduğunu söylemek istemiş. arada da gerçek matematiksel değeri sıkıştırıp zeki esprisi yapmış.

    edit:

    mesajlar yağdı sağolsunlar. teşekkürler.

    4.20 konusunda iki farklı görüş varmış.

    birisi şu; weed'in abd yasak kodu 420 imiş. bu yüzden 420 ayrı bir anlam taşıyormuş.

    diğeri de şu; bir grup öğrenci sürekli saat 4:20'de buluşup dumanlanıyormuşlar. bu zamanla aralarında bir şifreye dönmüş, ordan da 4.20 şenliklerine evrilmiş.

    katkılar için teşekkürler.

  • 28. sadece fakirlerin kurduğu cümleler

    parçası ucuz ustası her yerde var

  • 29. zor okunan kitaplar

    benim için bu iki yazar biri marcel proust -kayıp zamanın izinde diğeri de
    dante alighieri - ilahi komedya

    her zaman söylerim, eğer dante alighieri yi dipnotlara ihtiyaç duymadan okuyabilen biri varsa tam bir kültür mantarı. böyle birileri varsa tebrik takdir hürmetlerimi sunarım.

  • 30. kışı güzel kılan detaylar

    cep. bir sürü cep. pantolonun cebi, montun cebi, iç cep, cep...

  • 31. memur-sen'in geçinemiyoruz açıklaması

    memurum.

    beter olun.

    vekillik kapacağım diye hükümetin teklifinden daha azını kabul eden başkanı, başıma bir iş gelmesin veya ufak da olsa bir koltuk kapayım diyen üyeleri olan sendika.

  • 32. erol bulut

    bugün sahada sıfır varlık gösteren valencia yerine pelkası çıkararak mağlubiyeti hanesine yazdıran hoca.

    valencia ısrarından vazgeçmeli. aşırı verimsiz

  • 33. kumandasız tv kullanmış alamet-i farika nesil

    kumanda olarak baba tarafından kullanılmış nesildir.
    örnek olarak;

    - değiştir, değiştir, sesi aç, değiştir, önceki kanala gel vs.

  • 34. flash disk'e türkçe isim önerileri

    (bkz: taşınabilir bellek) diye çevrildi diye biliyorum ama.

  • 35. 3 kasım 2020 abd başkanlık seçimleri

    hamaset ve milliyetçilikle bezeli sağ popülist siyaset tüm dünyanın gözü önünde çok ağır bir yenilgi aldı.
    özellikle son üç dört yılda popülizmin de ötesine geçip tamamen trollük üzerinde yürüyordu bu siyaset biçimi. çünkü trump'ın amerika'ya başkan olması bu ucuz popülist troll siyaset anlayışını iyice ivmelendirmişti.
    umarım bu ağır yenilgi bir domino etkisi yaratır ve dünyadaki bu ucuz trollük üzerinden iktidarını besleyen otoriter sağ popülist liderler de trump gibi tarih olurlar.

  • 36. annesi yorulmasın diye ev işi yapan erkek çocuk

    erkek çocuğun marifeti ya da özelliği değil annenin onu yetiştirme tarzının sonucudur. çok şükür ki annem de beni böyle yetiştirdi.

  • 37. farkındalığı yüksek olan bireylerin yalnızlaşması

    bu ikisi arasında kesinlikle doğru orantı vardır. farkındalığınız ne kadar artarsa o kadar yalnızlaşıyor ve kafa dengi insan bulmakta zorlanıyorsunuz. etrafınızdaki insanların yaptığı çoğu şey boş ve anlamsız gelmeye başlıyor. hatta dönüp geçmişinize baktığınız zaman kendinizin de ne kadar boş birisi olduğunuz yüzünüze tokat gibi çarpıyor ve zamanında ben de dışarıdan böyle mi gözüküyordum diye kendinizle ufak bir çatışma yaşıyorsunuz.

    fakat bu durumun en güzel yanı ise bu durumun farkına varmış olmanız. işte tam bu farkındalık noktası sizin yalnızlığınızın kesiştiği nokta oluyor. bundan sonra hayatınıza alacağınız insanları adeta bir elekten geçirir gibi sorgulamaya başlıyorsunuz.

    sizi mutlu ve mutsuz eden şeyleri daha net ayırt edebiliyor, hangi tarzda insanların size iyi hissettireceğinin ayrımını daha iyi yapabiliyorsunuz.

    insanın kendisine yapabileceği en iyi şeylerden birisi budur. farkındalığınız arttıkça kendinizi daha iyi tanıyor ve aslında etrafınızdaki insanlarla çok yüzeysel ve saçma ilişkiler kurduğunuzun farkına varıp kendinizin kıymetini daha iyi biliyorsunuz. bu durum da beraberinde güçlü olmayı getiriyor.

    çünkü sahte ilişkiler yerine kaliteli ve bilinçli bir yalnızlık her zaman daha iyidir.

    edit: bir çok salak tarafından tuhaf tuhaf yaklaşımlarda bulunan mesajlar aldım. bire bir muhatap olmak yerine buradan yazmak istedim. birincisi bu yazdığımdan kendimin çok zeki olduğunu ve kendimi farklı gösterme çabasında olduğumu nereden çıkardın? ben burada kendi zekamı ön plana çıkaran şeylerden mi bahsetmişim? bu sadece bir bakış açısı ve insanların yalnızlaşmasında geçerli olan bir seçenek. bunun gibi onlarca şey bulunabilir üzerinde düşündükten sonra. ben burada kendi hayatım için geçerli olan, geçmişime baktığım zaman farkındalığımın düşük olduğunu herkesle kolay iletişim kurabildiğimi ve bunların bana şimdi ne kadar boş geldiğinden bahsetmişim. sen bunu nasıl zekaya ve kendimi övmeme bağlayabiliyorsun ki?

    bak bu attığınız mesajlar bile bu öneriyi haklı çıkarmaya yardımcı oluyor. okuduğunu anlamayan asalaklarla iletişim kurup ne yapayım sizin gibi salak tiplerle muhatap olup onlara bir şeyleri açıklamakla mı geçireyim zamanımı? gerçek hayatta da aynı böyle işte tam da bu noktada bu iddia devreye giriyor ve daha seçici olmaya başlıyorsunuz ve doğal olarak bu durum da sizi yalnızlaşmaya itiyor. çünkü seçici olmak demek bir yerde yalnızlaşmak demektir.

    hele hele asosyal olduğumu ve buna kılıf uydurmaya çalıştığımı söyleyenler olmuş onlara zaten diyecek bir şeyim yok allah akıl fikir versin. yazık bu kesim farkındalığı yüksek olan kesim tarafından dışlananlar sanırım. olum mantıklı, tartışma kültürü olan, insan gibi tartışmasını bilen adam senin gibi önyargılı ve saldırgan tavırlarınla neden uğraşsın? basar götüne tekmeyi yollar sen de sızlanır durursun. nefretini böyle kusmaya çalışırsın mesaj kutularında. attığın mesajın agresifliği ta buradan hissediliyor allah bilir çevrendekiler nasıl kaçıyordur.

    burada yalnızlıktan anladığınız şeyin ne olduğunu da çok merak ettim. yalnızlık dendiği zaman herkesin tek başına olduğunu, hiç arkadaşı, sevgilisi, eşi dostu olmadığını mı sanıyorsunuz? öyle bir tablo mu canlanıyor gözünüzde? bazen etrafınızda onlarca, yüzlerce arkadaşınız vardır fakat kendinizi yine de yalnız hissedebilirsiniz işte bu yalnızlık o yalnızlık oluyor.

    farkındalığının artması demek, kendini kültürel olarak da geliştirmek anlamına geliyor. çok geniş bir yelpazeye sahip bu ''farkındalığın artması'' bir çok şekilde farkındalığınızı arttırabilirsiniz. siyasi olur, sanatsal olur, kültürel olur... olur da olur. doğal olarak zamanında can ciğer olduğunuzu ve en yakın arkadaşım dediğiniz ve büyük anlamlar yüklediğiniz o arkadaşlarınızın aslında çok boş ve yerinde sayan insanlar olduğunu fark ettiğiniz zaman yüzleşiyorsunuz bu durumla. bunun farkına varmanız da sizin onlar gibi yerinde saymamanızdan kaynaklı.

    toplumun ne kadar cahil ve yozlaşmış olduğu ortada, cehaletin bu kadar tavan yaptığı bir dönemde kaliteli insana rastlamak samanlıkta iğne aramak gibi bir şey haline geldi. işte bak bu sebeplerden dolayı da yalnızlaşmış oluyorsun. istersen etrafında binlerce arkadaşın olsun aynı frekansı bulamıyorsan yine yalnızsın.

    yazık öyle mesajlar atmışlar ki, kendi hayatlarında ne eksikse içten içe neyin eksikliğini yaşıyorsa gelmiş onu kusmuş. zekaya bağlamış adam ya neymiş ben kendimi çok zeki sanıyormuşum da, herkesi küçümsüyormuşum bu yüzden yalnız kalıyormuşum. valla allah akıl fikir versin kardeşim sen her zaman öyle mesaj kutularında mesajı cevapsız kalmış, kapılar yüzüne kapanmış bir vasat olarak kalacaksın. üzgünüm ama bu kafayla çöpten bir farkın yok gözümde.

  • 38. 7 kasım 2020 fenerbahçe'nin iptal edilen golü

    (bkz: #115294059)

    elle oynama kural: https://www.goal.com/…on/1183navehh4tq12x9s126y7mr9

    tl;dr: gol atan takımın futbolcusunun eline her temas, golü iptal ettirir.

  • 39. türk otomobil sürücülerinin en çok yaptığı hata

    1. sinyal kolunu götüne sokmak

    herhalde öyledir diye düşünüyorum yoksa başka bir açıklaması olamaz. yani zevk meselesi tabi ama arkadaşlar sinyal kolu siz götünüze sokun diye yok. bir yere dönerken ya da şerit değiştirirken sinyal verin diye var. eğer ki kullanmazsanız unutmayın ki biz müneccim değiliz. her zaman 4 hamle sonrasını göremiyoruz. kusurumuza bakmayın.

    2. aynaları yeterince kullanmamak ya da çok kullanmak

    arkadaşlar sinyal yakınca bütün yollar sizin olmuyor. o amına kodumun aynasına bir bak, trafikte neler oluyor acaba diye? belki arkadan gelen vardır değil mi ya da şerit değiştiren falan vardır. olabilir çünkü böyle şeyler.

    bazıları da sadece aynaya bakarak araba kullanabileceğini zannediyor. arkadaş şerit değiştirirken ya da yol takibi için iki bilemedin üç saniye bakacaksın aynalara. devamlı aynaya bakarsan yola kim bakacak? kaç tane öyle kaza gördüm inanamazsınız. adam şerit değiştirecek, gözü bir aynaya takılıyor, hipnotize oluyor sanki pezevenk gözünü alamıyor aynadan. sonra öndeki araba fren yapınca önüne bakmadığı için sığır daaaaan diye giriyor. aşırı klişe bir kaza türü.

    3. telefonla oynama

    arkadaşlar istediğiniz kadar profesyonel olun elbet bir yerde şu sikik anlayışınız yüzünden kaza yapacaksınız. bir daha hatırlatıyorum. araç sürerken telefonla uğraşılmaz, mesaj atılmaz, konuşulmaz.

    4. aracın götüne girme

    takip mesafesi diye bir zamazingo var. arada bir kullanın çok güzel oluyor. öndeki aracın götüne girip kaza yaparsanız takip mesafesine uymadığınız için suçlu olmanız aşırı yüksek.

    5. ani hız ani fren getirir

    arkadaşlar en çok kaza yaptıran türe geldik. ani fren sıkmak tabii ki. diğeri daha uyuz. devamlı frenli gitmek. o gaza ve frene basan ayağınızı sikeyim. o ne öyle devamlı gaz fren gaz fren. bir stabil hız belirleyin kendinize. takip mesafenizi ayarlayın. devamlı gaza kökle sonra fren bas. öndeki de arkadaki de mal oluyor sonra.

    6. çok hızlı veya aşırı yavaş gitmek ha birde şerit kapatmak

    trafiğin akış hızına göre bir hız ayarlamak her zaman için en iyisidir. hızlanma şeridi olmasa bile orta şeriti aşırı yavaş bir hızla kapatmak normal bir şey değil arkadaşlar. trafiğin akış hızı 80 ise ona göre bir hız tutturmaya çalışın. iki şeritli yolda trafiğin akış hızı 80, sizin hızınız 50 ise boşverin şoförlüğü gidin otobüs metro kullanın çünkü ayaklı tehlikesiniz.

    3 veya daha fazla şeritli yoldaysanız atın kendinizi en sağ şeride ne bok yerseniz yiyin.

    aynı şekilde aşırı hızlı gitmekte sıkıntıdır. azami süratin 90 olduğu yolda 70 ile sol şeridi kapatmak (hızlanma şeridi) ne kadar büyük öküzlük ise gene aynı yolda 200 küsür kilometreye çıkmakta ayrı bir davarlıktır. hızlanma şeridi orası doğru ama şov yapma şeridi değil. sonuç itibariyle insanlar orta şeritten gelip sollama yapacak yeri geldiğinde, orta şeritte ortalama (trafik durumuna göre) adam 90 kilometre hızla sollamaya çıktığında arkadaki araba 180 kilometre ile geliyorsa her zaman selektör korna kombinasyonuyla iş halledemezsin. elbet bir yerde aşırı hızdan dolayı yavaşlayamayıp daaaan diye bir kaza yaşanacak. ekşi sözlükte de rastlıyorum ara ara, azami hız önemli değil sol şeride geldim mi yapıştırır geçerim tayfasına. çok tehlikeli bir kafa.

    7. maaakaaaaasss

    ne denilebilir ki allah bildiği gibi yapsın sizi davar oğlu davarlar.

    8. aşırı özgüven ve aşırı ihtiyatlı araba kullanma

    ikisinin de sonu bok yoludur. çok öz güvenli araba kullanırsanız mutlaka bir yerde kaza yaparsınız.

    eğer aşırı korkak araba kullanırsanız mutlaka bir yerde kaza yaparsınız.

    dengeli olun. ihtiyattan ayrılmayın ama bokunu da çıkarmayın.

    9. kararsızlık

    alın size top 3 kaza sebebi. bilhassa ışıklarda sarıya yakalananlar. kardeş ya dur ya da geç. hızlanıp hızlanıp bir anda frene asınılmaz. ya önceden yavaşla ya da geç ama bir karar ver. ayak üstü elli karar değiştirirsen kazaya davetiye çıkarırsın.

    şimdilik aklıma gelen bunlar. daha da editlerim.

  • 40. masterchef türkiye

    yeni bir murat vakası mı çıkıyor ne? eray’a rol mü yazıyolar sen bunu yap şunu yap diye? bu kadar saçmalamasının başka bir açıklaması olamaz. şımardıkça şımardı saçma sapan triplere girdi. gitse de şu saçmalıklarından kurtulsak.

  • 41. amazon.com.tr

    aldığım 10 paket 12’li kağıt havluyu 10 ayrı koliye koyan alışveriş sitesi.
    ben bi kağıt havluya bu kadar güzel ambalaj görmedim arkadaş.
    sitenin girişinde şaşkın gözlerle bakanlar ya birisi taşınıyor ya da birisi lotoyu tutturmuş amazonu eve getirmiş demiş

    görsel

  • 42. naci ağbal'ın merkez bankası başkanı olması

    naci ağbal tam bir görev adamıdır.
    otur komutu geldiğinde kalk komutu gelmeden günlerce oturabilir.
    böyle görevine bağlı biridir.
    kesinlikle itaatsizlik nedir bilmez.
    kendisine verilen her görevi yerine getirir.
    yoksa bakanlık yapmış biri neden merkez bankası başkanı olsun ki?

  • 43. enstrümanı ile özdeşleşmiş müzisyenler

    (bkz: jethro tull)
    tek ayak üzerinde yan flüt çalan amcamız ian anderson.
    örneğin

  • 44. 28 yaşında olmak

    bu öyle bir yaş ki,her şey için çok geç kaldığını düşünüyorsun ama ileride bunun böyle olmadığını anlayacağını da. kendini ikna edemiyorsun, öyle arada kalmış bir yaş.

  • 45. okulların acilen kapatılması gerekliliği

    bir istek.

    yaz aylarında sırf öğretmen düşmanlığından okullar açılsın diye tutturan yazarlarımız şimdi kapatılsın diyor. günaydın. o zamanlarda "avm'ler açık, okullar da okullar açılmalı" diye yüksek sesle bağıranlar tonlaydı. aralarında öğretmen olduklarını söyleyenler dahi vardı. öğretmenlerin bile ısrarla okullar açılsın diye tutturması kadar tuhaf bir şey yoktu. ilgili başlıklara da yazdım, mesaj yoluyla da cevap verdim ama sonra pes ettim. neden? çünkü bu kesime göre "eğitim en temel hak"tı. hayır, "yaşamak en temel hak" diye yazdım ama nafile. bunu bile anlamayana/anlamak istemeyene bir daha tek kelime etmedim. çünkü dert başkaydı. eğitimi telafi edersin ancak hayatın tekrarı yok. anlamayanlara laf anlatmayı bıraktım o günden sonra. yavaş yavaş geri vites yapmaya başlayın şimdi. okuması zevkli oluyor. dışarıdan buraya bakanlar da sanıyor ki buradakiler okumuş, bilgili, entelektüel insanlar. biri bir şey yazıyor, okumadan etmeden peşinden gidiyorsunuz hepsi bu. bilginiz yok ama lafınız çok.

  • 46. süt banyosu yapan adamın tutuklanması

    sikiyle daşşağıyla milletin içeceği sütün içinde banyo yapan adamı savunanları da gördük..
    sözlük sen nelere kadirsin..

  • 47. 5 erkekle hafta sonu etkinlik önerileri

    değişik aktivitelerdir;
    5 kişi daha bulursanız

  • 48. kağıt 500 lira çıksın kampanyası

    mevcut durumda 50 euro karşılığı olacaktır.

  • 49. şevval şahin ülkeyi terk etti mutlu musunuz

    bu kadın ayrı cahil, buna akıllarınca genel kültür testi yapanlar ayrı cahil, bu kadını eleştirerek kendini bilgili sananlar ayrı cahil... neresinden tutsan elinde kalıyor.

  • 50. qarabağ fk'nin ermeni çocukları öldürün açıklaması

    bu fikir şahsın aşırı nadir görülen bir fikri değil. zaten yazılan entryler de bunu ele veriyor. tepki neye? oluşacak olan tepkiye. bir kişi bile "aa acaba bu şekilde düşünen birileri var mı? biz tam olarak hangi amaçlar savaşıyorduk?" diye serzeniş etmiyor. adamın bir nevi propagandaya zarar vermesinden rahatsız olmuşlar. yoksa söylediklerinden pek de rahatsızlık duymuyorlar.