hakki bluoyd5
profili

  • 26 haziran 2022 uğur şahin'in covid-19 açıklaması

    npc istilasına uğrayan başlık.

    ben size bir temizlik ürünü satsam, ürünü iki kere sıkıyorsun, bütün yüzeyleri %95 oranında tertemiz yapıyor diye pazarlasam, sonra bu ürün yüzeyleri yarım yamalak temizlese, yetmezmiş gibi iz bıraksa, pisliği önlemiyor ama hafif temizliyor demezsiniz, gider burada cif mutfak temizleyici rezaleti diye başlık açarsınız. o zaman ortada insan vücuduna enjekte edilen bir madde söz konusuyken nasıl bu kadar rahat olabiliyorsunuz? "neden aşılar işe yaramadı, neden covid bitmiyor, amacınız nedir?" diye kurumlara baskı yapmanız gerekirken "5 tane daha oluruz canım ne olacak" modundasınız. bazıları mesela vakalar zirvede yazmış, sormuyor musunuz nasıl zirvede olabiliyor, bize vaat edilen değildi diye.

    yetmezmiş gibi memoryhole taktiği uyguluyorsunuz, rezalet olan da bu zaten. aşı bulaşmayı önlemez ki diye gevşek gevşek konuşuyorsunuz. aşı ilk çıktığında tek doz yetecekti ve %95 oranında koruyordu. pfizer'in kasım 2020 press release'i hâlâ duruyor.

    bakın geçen seneden görüşler:

    "ıt's so easy to get vaccinated. viruses don't mutate if they can't replicate, and you can prevent them from replicating by vaccinating enough people so that the virus has nowhere to go." kaynak "aşı olmak kolay. virüsler çoğalamazsa mutasyon geçiremezler, ve virüsleri yeterince insanı aşılayarak engelleyebilirsiniz ve virüsün gidecek yeri kalmaz."

    biden: aşı varsa maskeye gerek yok

    party hard baby

    aşılılar covid'i yayamaz

    ayrıca bu virüs mutasyon geçirmedi mi? neden 2 sene önce çıkmış aşıyı uygulamaya devam ediyoruz diye de sormaz mısınız?

    bakın, asıl ilginç istatistiği şimdi yazıyorum. niye npc kelimesini kullandığımın sırrı burada yatıyor:

    toplam entry sayısı: 245
    ana akım entry sayısı: 61 (%24.8)
    (61 entry içinden)
    - düz dünyacı kelimesini kullanan entry sayısı: 2 (%3.27)
    - komplocu kelimesini kullanan entry sayısı: 7 (%11.4)
    - büyük resim kelimesini kullanan entry sayısı: 6 (%9.8)
    - o bir bilim insanı/bilime güvenin/bilim karşıtları/aşı karşıtları diyen entry sayısı: 26 (%42.6)
    - geberirsiniz/itlaf edelim diyen/öjeni ima eden entry sayısı: 4 (%6.55)

    (verdiğim sayılar mutually exclusive değildir, toplayıp ackchyually %100 etmiyor demeyin)

    yani sınıfsal bir refleks demiştim önceden de. hâlâ bunu savunuyorum. zaten çıkardığım entry istatistiği de bunu destekliyor. kendini cahilden ayırma, bilim kelimesindeki statüyü sahiplenme, sahiplenilen bu entelektüel statüyü koruma güdüsüyle savunulan bir şey bu. ne yazık bu pek entelektüel bir davranış değil, entel bir davranış desek daha doğru.

    "bilimden anlayacaksınız! hepinize anlatacağım! biyoloji..."

  • finlandiya'nın nato ülkesi olması

    henüz nato üyesi olmamıştır, bu halkın başlattığı imza kampanyasıdır. finlandiya'da kampanyalar 50 bin oyu geçtiğinde parlamentoya taşınır, parlamento inceleyip isterse bunu reddetmeye karar verebilir.

  • en kek mesleğin akademisyenlik olması

    sen dört yıl lisans oku, üstüne iki yıl yüksek lisans oku, dört yıl daha doktora yap. bunlarda ders notlarını olabildiğince yüksek tutmaya çalış. sen haftada lisans + yüksek lisans olmak üzere 10 saat derse gir, projeler ve makaleler üzerinde uğraş dur, dönem ve verilen ders başına başına iki vize, bir final, bir bütünleme, bir mezuniyet sınavı kağıdı hazırla ve onları oku. doktora, yüksek lisans öğrencilerinin tezleriyle ilgilen. konferanslara, sempozyumlara git. götü boklu, dersleri 4 alışta zor geçen birileri de senin mesleğine laf etsin. hakkıyla akademisyenlik, en zor mesleklerden biridir. boş boş konuşup deli etmeyin.

    edit: ilk entry'si olmayan başlıkmış bu yahu. engellemişim elemanı. "da/de" bağlacını, ekini kullanmayı öğren de gel.

  • leyla ile mecnun'un abartılmış bir dizi olması

    burada okumadım, bastım eksiyi diyenleri bir güzel engellememi sağlayan başlık. ya okumadıysan bir şey yazmadan geç git, burayı youtube veya inci sözlük sandı geri zekalılar anlaşılan.
    "okumadım, bastım eksiyi." bu nedir lan? kanzuk kendine gel. önüne geleni yazar diye alıyorsunuz, bak.

    ismail abi ile ilgili olan kısma hak verdiğim eleştiri. ne yazık ki acı çekme kültürü içimize kadar işlemiş leş bir kültür. acı çekmek kendi içinde bir güvenli, rahat bir ortam sunuyormuş gibi.

  • 20 eylül 2017 istanbul sıcağı

    gereksiz başlık değildir.

    eylül ortalaması 20 derece, 1926'dan beri kaydedilmiş en büyük eylül sıcağı 38 derece iken 33-34 derece olması anormaldir.
    orman yok etmenin bedelidir. lütfen kurtarın beni bu şehirden.