1- dış güzellik mi, iç güzellik mi? istediğiniz kriteri sağlayan, ama diğer açıdan fos olan biriyle ilişki yaşar mısınız?
2- eğlenilecek adamı evlenilir hâle getirmek mi, evlenilecek adamı eğlenilir hâle getirmek mi?
3- kadın/erkek arkadaşlığına inanır mısınız? arkadaş olduklarını iddia edenler hakkında ne düşünürsünüz?
4- x yaşına kadar evlenmezsek evlenelim ne demektir?
karinca yumurtasi yagi kremi3 profili
-
erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular
-
lahmacun vs pizza
kebapçıya gidersin. iki lahmacun söylersin, acısız. biraz beklersin. önce güzel bir salata, ardından da yoğurtlu sos ile acılı ezme gelir. önden bi başlarsın bunları götürmeye. sonra lahmacunlar gelir. ilk lahmacunu açarsın. önce biraz beklersin, dumanı çıksın. yüzüne çarpan o müthiş kokuyla doyuma ulaşırsın. daha sonra önce bir tur limon sıkar, üstüne de salatadan biraz koyarsın. keyfine göre de, azıcık baharat.
başlarsın yemeye. ilk ısırığı alırsın. biraz dilin yanmıştır sıcağından. ayranı açıp bir yudum alırsın. kızgın kumlardan serin sulara atlamayı gerçek manada yaşarsın. arada yoğurtlu sos ile ezmeden de alırsın. ilk lahmacunu keyifle yedikten sonra kısa bir mola verirsin. yoğurtlu sos ile biraz içini ferahlattıktan sonra ikinci lahmacunu alırsın. ilk lahmacun gibi onu da yiyip bitirirsin. son lokma ile ayran aynı anda biter. garson gelir. boşları alırken çay ister misiniz diye sorar, hay hay dersin. bir süre sonra çayın gelir, yanına da şöyle güzel bir kadayıf... çay ile lahmacunu bastırırken, bir yandan da kadayıfın keyfini çıkarırsın. sonra elini yıkayıp kasaya gidersin. karanfil alıp biraz kolonya sürünerek mekandan ayrılırsın.
pizzacıya gidersin. keyfine göre istediğin pizzayı ve içeceğini söyleyip parasını ödersin. bir masaya kurulup, yemeğini beklersin. gelecek mi, gelmeyecek mi, acaba unuttular mı diye düşünürsün. tam kasaya gidip benim sipariş noldu diye soracakken, pizzan gelir. dumanı üstündedir, yanında gelen baharatı üstüne dökersin. sonra da başlarsın yemeye. kaşar peyniri ile üstündeki diğer malzemelerin eşsiz birlikteliğine bir kez daha tanık olursun. yanındaki buz gibi içecekten de bir yudum alırsın. oh, nirvana resmen.. yanında varsa bir patates kızartması. bu üçlünün mükemmel birlikteliği eşliğinde güzel bir ziyafet çekersin. üstüne de dondurmalı bir çikolatalı sufle gömer, orgazm olmuş şekilde ayrılırsın pizzacıdan.
demem odur ki, boşverin karşılaştırmayı, ikisinin de keyfini çıkarın. :) -
16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu
bugün başbakan binali yıldırım, ısparta şehir hastanesi'nin açılışı için ısparta'ya geldi ve valilik binası önünde, yeni adıyla 15 temmuz demokrasi ve şehitler meydanı'nda halka seslendi. bu mitingde, anayasa değişiklik teklifi* ile ilgili de konuştu. bu konuşmasından bazı satırbaşlarını paylaşmak istiyorum.
1- merhum menderes ve arkadaşları, 1950-60 arası çok büyük hizmetler yaptılar. memlekete büyük eserler bıraktılar. ama, biliyorsunuz, hiçbir eser hiçbir hizmet cezasız bırakılmaz derler. işte bu chp zihniyeti, bu darbeci zihniyet, menderes'i, bakanlarını idam etti.
2- o dönemde, hepiniz biliyorsunuz, yollar, köprüler, barajlar, okullar, hastaneler yapıldı. türkiyenin ekonomisi büyüdü, refahı arttı. menderes, 10 yılda, türkiye'yi baştan sona imar etti. ama bütün bu hizmetlerin karşılığı idam oldu. iki bakanı, kendisini idam ettiler. neden yaptılar, çünkü bunlar, bu vesayetçiler, bu hayırcılar, milletin sevdiğini sevmezler, seçtiğine saygı göstermezler. 27 mayıs, bunun için yapıldı.
3- darbeler hükümetlere değil, millete yapılıyor. 27 mayısı da millete, size yaptılar. yetmedi, 12 eylül'ü de size yaptılar. 28 şubat'ta genç kızlarımıza neler yaptıklarını gördük. okul önlerinde, başlarından başörtülerinin nasıl çıkarıldığını gördük. en son, 15 temmuzu da size yapmak istediler. ama bu sefer, millet, dur dedi. darbecilere geçit vermedi. cumhurbaşkanını onlara vermediniz, başbakanınıza, hükümete sahip çıktınız. bayrağı indirmediniz, ezanları dindirmediniz. o gece, milletin gözünün önüne menderes, erbakan, zorlu, polatkan geldi. bu millet, hükümetine, geleceğine sahip çıktı. siz, o gece sokağa çıkarak, 27 mayıs'ın hesabını da sordunuz. 15 temmuz gecesi, milletimiz darbeyi püskürtmüş, darbecilere darbe vurmuştur. 27 mayısın cevabını 15 temmuzda vurmuştur.
4- gençlik (ak parti gençlik kollarının hazırladığı bir pankarta ithafen), sizler ülkenin geleceğisiniz. fakat kılıçdaroğlu'na kalsa siz daha küçüksünüz. oy kullanmak için hazırsınız, ama milletvekili olmak için daha hazır değilsiniz.
5- 18 maddelik anayasa değişikliği teklifiyle, milleti devletin patronu haline getiriyoruz. millet patron, hükümet ise amele olacak. hükümet, millete hizmet edecek. bu chp'nin işine gelmez, çünkü chp yukarıdan bakmayı sever, amelelik yapmayı istemez. onlar tembeldir, çalışarak bugüne kadar hiç iş başına gelemediler. hep dumanlı havayı kolladılar, vesayetleri takip edip darbenin arkasında durdular. milletin güveniyle, iradesiyle hiçbir zaman gelecek aramadılar.
6- eskiden, siz seçiyordunuz, ankara'da yetkiler dağıtılıyordu. gizli ortaklar (cuntalar, çeteler vs.) baskı yapıp yetkilere göz dikiyordu. bu değişiklik ile, milletin verdiği bu yetkiye kimse sulanamayacak. cumhurbaşkanını ve hükümeti doğrudan millet belirleyecek. hesabı doğrudan millet verecek. beğendiğiniz cumhurbaşkanını en fazla iki kez seçebileceksiniz.
7- diyorlar ki tek adam rejimi olacak. milletin olduğu yerde, tek adam olur mu? ama chp, tek adam görmek istiyorsa, kılıçdaroğlu aynaya baksın. 7 seçimdir kaybediyor ama tek adam olmaya devam ediyor. bütün yetkiler tek adamda toplanıyormuş, çok yetki veriliyormuş.
8- bu zamana kadar çeteler, örgütler, cuntalar hükümete müdahale etmeye, ayar vermeye çalıştılar. ama 16 nisandan sonra bunların hepsi yok olacak. kim kalacak, millet kalacak. milletin adamı kalacak. millet dışında hiç kimse, milletin seçtiği hükümeti görevden alamayacak.
9- cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile, türkiye kalıcı bir istikrara ve gençler için istikbale çok daha hazır hale gelecek. krizler, kaoslar ortadan kalkacak. hükümet devrilebilir, seçim olabilir, darbe olabilir gibi söylentilere artık yer olmayacak. hükümet, 5 yıl boyunca hizmet, eser üretecek, hayalleri gerçeğe dönüştürecek. ekonomi kat kat büyüyecek. daha da ileri gideceğiz.
10- hem üretiyoruz, hem hizmet ediyoruz, hem de şeytan taşlıyoruz. şeytan taşlamaktan vakit buldukça iş yaparak bugünlere geldik. yani engelli koşu yaptık. bundan sonra engelli değil, engelsiz koşu yapacağız. koşar adımlarla, cumhuriyetin 100. yılına doğru gideceğiz. yatırımlar daha da artacak. terörle mücadele çok daha güçlenecek. dış politikamız, türkiye'nin gücüne güç katacak.
11- bu sisteme kimler hayır diyor? chp hayır diyor, çünkü okumamışlar. olağanüstü dönemler haricinde hiçbir zaman iktidar olamamışlar, o yüzden istemiyorlar. ülke yönetmek nedir, bilmezler. bu sistemin gelmesiyle keyifleri kaçacak. çünkü çalışmak zorunda kalacaklar. milletin gözüne girebilmek için daha çok gayret etmesi gerekecek. yan gelip yatarak iktidar olmak yok.
12- hdp de hayır diyor, çünkü sırtını kandile dayadı, milleti kandırdı. başka hayır diyen pkk. kandildeki terörist başları, hayır için gece gündüz çalışın, evet çıkarsa biteriz diyorlar. evet gelecek, siz de biteceksiniz.
13- fetöcüler de hayır diyor. o pennsylvania'nın da kandilini söndüreceğiz.
14- avrupa'daki bazı ülkeler de hayır diyor. çünkü değişiklikler olunca, istedikleri gibi türkiye'ye ayar veremeyecekler, ekonominin şaha kalkmasını engelleyemeyecekler. bir de milliyetçi maskesi takmış fetöcüler hayır diyor. bunlara dikkat edelim, maskelerini düşürelim. bunlar milliyetçi değil, fetö'nün oyuncağı.
15- halkoylaması bir seçim değil, partilere oy vermeyeceğiz. türkiye'nin geleceğine oy vereceğiz. 16 nisan'da vatandaşlarımızın terör örgütlerini sevindirmeyeceğine yürekten inanıyorum. evet dersek, terör örgütleri ve pennsylvania kaybedecek, millet kazanacak. türkiye büyüyecek, şaha kalkacak. terör örgütleri başımızı ağrıtmayacak. türkiye'nin önü açılacak. 16 nisan, türkiye için bir milat olacak.
uzun oldu biliyorum, ama kendimce önemli olanları konuşmasından ayıklayabildiğim kadar ayıkladım. şimdi dikkatimi çeken unsurlardan bahsedeyim:
varan 1 - yıldırım'ın konuşmasının ilk başlarında sürekli 27 mayıs darbesi'ne, adnan menderes'e göndermeler yapmasıydı. onun da, kendileri gibi pek çok hizmet yaptığını, eserler ürettiğini dile getirip, sonunun da idam olduğundan bahsetti.
şu bir gerçek ki, bir hükümetin iş yapıyor olması onun savunulması gerektiği anlamına gelmiyor. zaten bir hükümetin yapması gereken şey de, vatandaşının ihtiyaçlarını gidermek, toplumun refah düzeyini artırmaktır. demokrat parti, iktidarı süresinde bunu başarmış olabilir fakat halkın memnun olmadığı bir iktidarın da sağlıklı olduğunu söylemek güçtür. 1957 seçimlerinde ve bir öncekindeki seçimlerde partilerin oy dağılımına bakıldığı takdirde, dp'nin bu süreçte büyük bir kayıp yaşadığı aşikardır. partinin iktidarda kalabilmek için uyguladığı sert ve baskıcı politikalar, elbet bir yerde patlak verecekti. bu da ne yazık ki darbe ile oldu.
varan 2 - yıldırım, milletvekili seçilme yaşının 25'den 18'e düşürülmesindeki amacı açıklamak yerine, kemal kılıçdaroğlu'na göre gençlerin oy kullanmaya hazır olduğunu fakat milletvekili olmak için çok küçük olduklarını dile getirdi.
kanunlarımıza göre bir insanın fiil ehliyetini kazanması, 18 yaşını doldurduğu zaman gerçekleşmekte. akli melekeleri yerinde olduğu ve kısıtlanmadığı takdirde, her birey 18 yaşına gelince bazı haklarını kullanabilme yetkisi kazanmaktadır. oy vermek de bu bağlamda olan yetkilerden birisi. 18 yaşına gelmiş birinin, aklını kullanarak doğruyu ve yanlışı ayırt edebilmesi kendince doğru olanı yapabilme yeteneği kazanmış olması beklenir.
fakat milletvekili olabilmek ayrı bir mesele ki, kanun koyucu da zaten burada özel bir sınır çizerek bu konudaki hassasiyete vurgu yapmış. milletvekili olmak demek, ülkenin geleceği ile ilgili kritik konularda verilecek kararlara etki edebilmeyi de içine alan bir kavram. 18 yaşındaki bir insanın bu konuda yeterince bilgi birikimi ve hayat tecrübesi olabilir mi? tartışılması gereken nokta budur.
varan 3 - yıldırım, yeni anayasa ile tek adam rejiminin gelmeyeceğini belirterek, milletin iradesine vurgu yapıyor. eskiden bazı örgütlerin, çetelerin, cuntaların hükümete baskı yaparak, bazı yetkileri almaya çalıştıklarını söyleyerek, yeni anayasa ile bu baskılardan kurtulunacak diyor.
öncelikle tek adam rejimi denmesinin sebebini açıklayalım. bu her ne kadar bize başkanlık sistemi diye dayatılsa da, yeni sistemin kendine has, karma bir yapısı olduğunu kabul etmek lazım. başkanlık desen değil, cumhurbaşkanlığı desen değil. parlamento ve devlet başkanı arasındaki ilişki nedeniyle, bu sisteme farklı bir ad verilmesi gerektiğini düşünen biri olarak, buradaki tek adamlık meselesini şöyle açıklayabilirim:
öncelikle kanunları yürütme yetkisi tek bir kişinin, cumhurbaşkanının idaresine bırakılıyor. ayrıca, cumhurbaşkanı gerektiği takdirde bu konuda kararnameler çıkarabiliyor. yürütme ile ilgili konularda düzenleyici işlemler yapabilme yetkisi meclise, yani yasama erkine aittir. yürütmenin yasamaya dokunabildiği bir sistem, başkanlık sistemi olamaz. devlet başkanı, bu yetkisini suistimal edebilir mi? bunun aksi garanti edilemiyor. ayrıca, yargıya da dolaylı yoldan da olsa dahi el atılabiliyor mu? evet, atılabiliyor. o zaman burada yürütme erkinin çok geniş bir etki alanı var mı? var. kuvvetler ayrılığı var mı? yok. o zaman, akli salim herkes bu tek adam rejimidir diyebilir.
bazı grupların baskısı meselesine gelirsek, gizli kapılar arkasında dönen oyunları (nam-ı diğer, büyük oyunu) zaten hepimiz biliyoruz artık. bu tip grupların böyle baskıları hep vardı, bundan sonra da olacaktır. olmayacağının garantisi var mı? varsa bile, bunu nasıl sağlayacaklar açıklanıyor mu? hayır. o zaman bu söze de inanmak çok doğru olmayacak.
varan 4 - milletin yetki verdiği hükümeti millet dışında kimse görevden alamayacak. türkiye, istikrarlı bir hale gelecek. krizler, kaoslar ortadan kalkacak. ekonomi büyüyecek. ileriye gideceğiz gibi vaatler.
öncelikle, cumhurbaşkanının istediği zaman seçimleri yenileyebilme kararı alabileceğini hatırlatarak ilk cümlenin yanlışlığını belirtelim ve vaatlere geçelim. bunları klasik seçim vaatleri olarak yorumlayabiliriz. fakat zaten türkiye'nin yıllardır ak parti iktidarı ile yönetiliyor olması nedeniyle, ortada iyi kötü bir istikrar var. buna rağmen, krizler, kaoslar çözülemiyorsa, ekonomi büyüyemeyip daha da batıyorsa, yeni sistem bunları nasıl çözecek? buradaki sorun, cumhurbaşkanı ile birlikte yürütme erkinde olan bakanlar kurulu mu? yoksa eski sistemde cumhurbaşkanına ait olmayan yetkiler mi?
varan 5 - terörle mücadele, dış politika meseleleri
terörle mücadelede hükümetin önünü engelleyen bir şey yok. zaten olağanüstü hâl dönemindeyiz ve çıkarılan kanun hükmünde kararnameler ile, istenilen konuda istenilen hükümler çıkarılabiliyor ve bunları denetimleri de yok. terörle mücadelede yeni sistemin ülkeye katacağı ekstra bir şey yok. aynı şey dış politika için de geçerli. bu konularda istenilen sonuçlar alınamıyorsa, burada suç anayasal düzende mi, yoksa görevinin başındakiler mi?
varan 6 - hayır cephesi
hayır cephesindekilerden ilk kurşun yiyen chp oldu. chp'nin yan gelip yatmasından bahsetti yıldırım. fakat şu da bir gerçek ki, cumhuriyet'in ilk kurulduğu yıllardaki onlarca atılımı yapan da, mustafa kemal atatürk önderliğindeki chp idi. partinin atatürk'ten sonra yan gelip yatmasına katılıyorum fakat bu tamamen başa gelen adamların basiretsizliğinden kaynaklanan bir şey.
daha sonra bahsedilen hdp'nin ise pkk ile olan bağı bilindiği için buraya fazla değinmeyeceğim. fakat kandil'in "evet çıkarsa biteriz" demesi çok saçma. yeni düzen neyi getirecek ki yıllardır bitirilemeyen pkk terörü bitecek? yoksa bu, hayır çıkarsa terör artacak anlamına gelen bir mesaj mı?
varan 7 - birlik, beraberlik vurguları
yıldırım, miting boyunca beraberlik, kardeşlik çağrıları yaptı. referandumun bir parti seçimi olmadığını belirterek, her partiden seçmeni evet oyu vermeye çağırdı. ama aynı zamanda, hayır oyu verecek olan chp, hdp gibi partilere sürekli göndermeler yaptı. hayır oyu verecek olanların vatanı düşünmediğini ima etti. bu propaganda sürecinde de, diğer akp'li insanlar da sürekli olarak hayırcılar için terörist dedi, darbeci vs. dedi. madem birlik beraberlik diyoruz o zaman neden böyle ayrıştırıcı söylemler kullanıyoruz?
varan 8 - değişiklik teklifinin içeriği ve açıklanması
mitingde dikkatimi çeken bir diğer unsur da anayasa değişikliği ile ilgili fazla açıklama yapılmaması oldu. mesela, milletvekili seçilme yaşının düşürülmesi, vekil sayısının artırılması gibi bazı konular anlatıldı. ama buralarda neden değişiklik yapılıyor sorusuna bir cevap verilmedi. ya da neden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi getiriliyor, eski sistemde eksik olan şeyler nelerdi, bunlarla ilgili bir açıklama yapılmadı. sadece, "şu şöyle olacak", "bu böyle olacak" tarzı açıklamalar yapıldı.
bu mitinge katılma amacım, başbakanın kendisini hasır altı edecek bir sistemi nasıl savunacağını görmekti. gerekçeleri halka nasıl açıklayacak bunu görmekti. fakat bunu yapmak yerine, chp'ye, fetö'ye vs. laf atıp, ak parti'nin icraatlarından bahsetti. değişiklikliğin içeriğini açıklamak yerine, yeni sistemde var olacak şeylerin bir kısmından bahsetti. kararsız bir seçmen olduğumu hayal ettiğimde de, bu miting sonrasında beni evet oyu vermeye ikna edecek etkenleri de bu mitingde bulamadım. tam aksine, değişiklik pakedini tasvip etmeyen bir seçmen olarak, neden hayır oyu vermem gerektiğini bir kez daha bana gösterdi.