öncelikle şöyle başlayayım, burada jöhpöhatsızatam31 diye takılan kuş beyinli veletleri adam yerine koymayın; çünkü bu arkadaşların kendilerine ait herhangi bir fikirleri olmadığı ve günün şartlarına göre konum aldıkları için 10 yıl önce doğmuş olsalardı "çapulcuyum ben heyoo" diye gezeceklerinden emin olabilirsiniz. 10 yıl geç doğdukları için günün politik iklimine uygun bir biçimde devlettaparlık yapıyorlar, yarın rüzgar döndüğünde ise kendilerini başka bir şeyleri savunurken göreceksiniz.
gelelim muktedirlere, bu garabet karar gösteriyor ki üzerinden 10 yıl geçmiş gezi'nin adını işittiklerinde bile kaçacak delik arayacak durumdalar bu zavallılar hala. o zamanlar "ilk üç gün ben de destekledim" zırvalarıyla gezi'yi kriminalize etmek için bayağı uğraşıp beceremediler, 15 temmuz sonrasında ise alakasız bir biçimde 17-25 aralıktan başlayarak fethullahçıların yediği herzelerle ilişkilendirmeye çalıştılar. utanmasalar gezi'deki herkesi fethullahçı veya amerikan ajanı ilan edecekler anasını satayım, sanki bizdik fethullah'ı öve öve bitiremeyip "bitsin bu hasret hüüüü" diye ağlayan. ulan üzerimize sürdüğünüz polislerin kaçta kaçı fethullahçı çıktı, bir açıklasanız da öğrensek hele.
sahi bir hüseyin avni mutlu vardı ona ne oldu? peki ya hüseyin çapkın ve ali fuat yılmazer nerelerde?
osman kavala'nın şahına dair tartışmalar ise bambaşka bir mesele. buradaki amaç kavala'yı yaptıklarından dolayı yargılamak falan değil, onun nezdinde gezi'yi mahkum etmek ve kendi yedikleri haltları kavala üzerinden bizlere yıkmaya çalışmaktan ibaret. yoksa kavala'nın türkiye'nin dört bir yanında insanları sokağa dökecek kadar gücü olsaydı bu tür şeylerle uğraşacağına biraz daha bekleyip ilk seçimde istediği partiyi iktidara getirirdi herhalde. dediğim gibi, kavala'ya dair mesele hem gezi'yi onun üzerinden kriminalize etmek hem de iş dünyasına gözdağı vermekten başka bir anlam taşımıyor.
işin komiği kavala'nın yapmakla suçlandığı her şeyi yapan akp ama sonrasında olanlardan dolayı hesap sormaya çalışan da akp. ulan bir adam kendi işlediği bir suçtan dolayı açılan davada hakimlik yapabilir mi?
neyse daha fazla söz söylemeye gerek yok. burada sevinç çığlıkları atanların da ilk fırsatta taptıkları devletin şefkatli kollarıyla karşılaşmasını diliyorum. yalnız uyarayım, "ben suç işlemiyorum ki bana bir şey olmaz ekikiki" falan diye gezmeyin; çünkü beklediğiniz değil beklemediğiniz anda sarıyor bu kollar genelde evlatlarını. biz artık idmanlı olduğumuz için gülüp geçiyoruz da ölmeyi bayılmak zanneden ağzı süt kokan bebeler için büyük travmalar yaratabilir bu kollar.
benden uyarması.
hakki bullet13 profili
-
osman kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet verilmesi
-
14 mayıs gecesi sokağa çıkmıyoruz kampanyası
desteklemediğim kampanya.
endişeleri anlıyorum, bazı şerefsizlerin provokasyon yapma ihtimalinden çekiniyorsunuz ama oyumuzu sandığa atmakla görevimiz bitmiyor, oyumuza sahip de çıkmalıyız.
eğer bir manimiz yoksa saat 17:00'dan itibaren sayımı izlemek ve her oyun doğru bir şekilde tutanaklara kaydedildiğinden emin olmak için oy kullandığımız sandıkların başında olalım. öyle "nasılsa partilerin ve stk'ların görevlendirdiği insanlar vardır" deyip geçmeyelim, ne kadar kalabalık olursak provokatörlerin işini o kadar zorlaştırmış oluruz.
sayım anında neler yaşanabileceğini bilemeyiz, o yüzden oyları kullanıp eve dağılmayalım; sayım sırasında da sandık başında olalım. -
kemal kılıçdaroğlu
ne zaman beşli çeteye bulaşsa ve 418 milyar dolar konusunu açsa inanılmaz bir havlama tufanı başlıyor kendisine karşı.
havlayanların bir kısmı doğrudan beşli çetenin kapısından bok yiyen itler oldukları için çok şaşırmıyorum ama bu tufana muhalif geçinenlerden de sazan gibi atlayanlar oluyor epey. bu da aslında akp'nin kurduğu politik manipülasyon aygıtının fikirsiz dimağlarda ne kadar büyük bir tahribat yarattığını gösteriyor.
mesela gelmiş bazı tipler; kafada huni, elde direksiyonla "arabada gaz pedal" diye bağırarak sokak sokak gezip çılgın projelerini anlatan ince'yi övüyor ve kılıçdaroğlu'nun 418 milyar doları geri almak istemesini yanlış buluyor. oğlum bunun konuyla ne alakası var? gidin siz elindeki a4 kağıdını sallayarak füzyon, çip üretimi, endüstri 4.0 falan gibi konularda çalışma yaptığını zanneden akli dengesini yitirmiş bir tipin peşinde koşmaya devam edin, anlamadığınız konulara burnunuzu sokmayın. oyunuzu da kime verirseniz verin anasını satayım, sıktı bu tantananız.
neyse yani, meteliğe kurşun atan ve açlıktan nefesi kokan birinin çıkıp da kemal kılıçdaroğlu'nu 418 milyar doları geri almak istediği için yerden yere vurması gerçekten çok komik geliyor bana. oğlum adam bizim cebimizden çalınan paraları bize geri vermek istediğini söylüyor. yapar veya yapamaz o ayrı ama buna neden sinirleniyorsunuz? aptal mısınız siz?
aslında dünyadaki diğer sol hareketlerin demokratik mücadelelerini takip edenler kendisine karşı başlatılan bu karalama kampanyasının arkasındaki güçleri çok iyi biliyorlar. kemal kılıçdaroğlu da geçenlerde halk tv'deki yayınında bunu vurgulayan bir konuşma yaptı ve özetle "beni anketlerde aylardır kasten düşük çıkarıp kazanamayacak aday olarak göstermek ve önümü kesmek istediler; çünkü benim kazanmamdan çok korkuyorlar" dedi ki bu da kendisinin adaylıkta neden bu kadar ısrarcı olduğunu açıklıyor bence. sanıyorum ki muhtemel adaylar içerisinde sermayedarların işini en çok zorlaştıracak kişinin kendisi olduğu düşünülmüş baştan itibaren ve bu yüzden bu ihtimale karşı tüm kamuoyu manipüle edilmeye çalışılmış ciddi ciddi.
yani diyebiliriz ki abd'de bernie sanders'ı durdurmak için yedi düvele rüşvet dağıtıp rica minnet joe biden'ı aday yaptıranlar, ingiltere'de jeremy corbyn'i nazi ilan edip işçi partisi'nden attıranlar, fransa'da jean-luc melenchon'u "aşırı" ilan etmeye çalışanlar şimdi de kendisini durdurabilmek için harekete geçmişler.
ve komik olan da şu; kemal kılıçdaroğlu yukarıdaki isimlerin aksine klasik anlamda solcu bir aday bile değil aslında. mesela bernie sanders başkan olursa ani-tröst davaları açarak amazon, tesla, facebook gibi şirketleri paramparça edeceğini söylüyordu; kılıçdaroğlu böyle bir şeyin lafını bile geçirmiyor. buna rağmen bu kadar paniklemişlerse varın siz düşünün nasıl bir pislikle karşı karşıya olduğumuzu.
bu işi ilk turda bitirmek farz oldu, seçim ikinci tura giderse aradaki 15 günde bunların yapmayacağı pislik yok zira. -
5 mart 2023 bursaspor amedspor maçı
bursaspor taraftarı görünümlü bir grup geri zekalının amedspor'un kaldığı otelin olduğu mahallede yaklaşık 2 saattir terör estirmesine neden olan maç.
önce araç konvoyları halinde kurtlar vadisi müzikleri eşliğinde* otele doğru gitmek istediler. sonra baktılar ki polis o caddede çok ciddi güvenlik önlemleri almış, bir sokak ileride konuşlanıp bir yandan son ses kurtlar vadisi müzikleri, mehter marşları falan açıp sloganlar atarken bir yandan da yanlarında getirdikleri havai fişekleri insanların evlerinin balkonlarına denk gelecek şekilde atmaya başladılar. mahallelinin tüm huzuru sikildi tabii.
üç tane muhalif bir araya gelince ortalığı yıkan polisler yaklaşık bir saat süren bu hengameyi ise film izler gibi izlediler, kalabalığı dağıtmak için hiçbir şey yapmadılar. kalabalık yine konvoy yaparak yaklaşık 1 saat önce dağıldı dağılmasına ama hala buralarda konvoy yapa yapa ve havai fişek ata ata geziyorlar.
sorsak amedsporlu futbolcular terörist anasını satayım, umarım kimsenin canına veya malına bir şey olmamıştır. -
kiraya %50 zam yapan ev sahibi
devletin kiracıları ve ev sahiplerini karşı karşıya getirip kendi suçunu örtmek amacıyla çıkardığı ve sözleşme serbestisi ilkesine tamamen aykırı düzenlemenin gereğini uygulamayan ev sahibidir. ben böyle ucuz popülizm görmedim he, ev sahipleriyle kiracıları birbirlerine düşürdüler; bunların ettiği haltı konuşan yok.
tamam kiracı kardeş %50 gerçekten çok büyük bir zam ama tüik'e göre enflasyon %94, bağımsız denetçilere göre ise bunun iki katı falan; buna ne diyorsun mesela? ev sahibinin ödeyeceği vergi de muhtemelen açıklanan enflasyon oranında zamlanacak, buna da var mı bir diyeceğin?
hakkaniyetin h'si yok bu ülkede kimsede he. -
jahrein
valla yazmayayım diyorum ama aptallığınızla insanı çileden çıkarıyorsunuz.
migros işçilerinin yaptığı eylem jahrein efendinin belirttiği üzere tck 123'e aykırı evet, fakat tuncay özilhan efendinin yaptığının hukuki bir tarafı var sevgili geri zekalılar? adamlara teklif edilen zam %8 amına koyayım, enflasyon kaç oldu haberiniz var mı? zam zam diye her gün ağlamıyor musunuz?
evet.
bu adamlar keyiflerinden oraya gitmediler. üç kuruş maaşla kölelikten hallice şartlarda çalışırlarken doğru düzgün bir zam istedikleri için topluca işlerinden kovuldular, bu duruma engel olmak için de işyerinde topluca eylem yaptılar; olumlu bir sonuç alabildiler mi?
hayır.
sonrasında ne oldu, işçiler seslerini duyurabilmek için daha çarpıcı bir yol seçtiler ve eylemlerini tuncay özilhan'ın evinin önüne taşıdılar. özilhan efendi ise bundan rahatsız oldu ve yapılan gösteriyi sonlandırmak için polis çağırdı. aa o da ne? polisler ışık hızında gelip işçileri kelepçeleyerek gözaltına aldı mı?
evet.
jahrein efendi tuncay özilhan'ın gayet bilerek ve isteyerek işçilerini maruz bıraktığı hukuksuzluğa dair bugüne kadar herhangi bir beyanda bulundu mu?
hayır.
jahrein efendi işçilerin yaptığı eylemi "yauv hukukü deyül ama yauv" diye eleştirdi mi?
evet.
tuncay özilhan efendinin hiçbir hukuka ve adalete sığmayan eylemlerine karşı hukuk sistemi zamanında aksiyon alabilseydi bugün evinin önünde eylem yapan kimse olacak mıydı?
hayır.
ondan sonra da yok sol çomarlar yok orta doğu ıdı vıdı, bi sie ya; gidin üç gün o şartlarda çalışın bak bakalım bir daha böyle ötebilecek misiniz?
ayrıca bir yazar daha belirtmiş, jeff bezos'un evinin önünde de amazon çalışanları eylem yapmışlar ama kimse tutuklanmamış bizdeki gibi. sorarlarsa orta doğu dersiniz kardeşler.
jahrein'e de tarafsız olmaya çalışıyor diye değil tarafsızlık kisvesi altında patrondan taraf oluyor ve mağdurun, yani adaletin yanında olanları bir bok bilmeden aşağılamaya çalışıyor diye sövüyoruz.
yallah şimdi. -
hrant dink
hrant öldürüldüğünde 16 yaşımdaydım, medyada linç edilmesinden öldürülmesine kadar geçen süreçte bir şeylerin aşırı derecede yanlış gittiğini ve haksız yere itham edildiğini fark edecek kadar zekam vardı ama olanı biteni tam da anlayamamıştım. ermeni bir gazeteci öldürülmüştü, türkiye'de zaten sürekli birileri öldürülürdü ama niyeyse öldürülenin ermeni olması bazılarının ağız değiştirmesine neden olmuştu.
mesela lisedeki milli güvenlik hocam "öldürülmesi tabii ki iyi olmadı ama o da bu ülke için çok yanlış şeyler yapıyordu" gibi bir şeyler gevelemişti.
cidden yanlış bir şeyler vardı ama yanlış olanın ne olduğunu anlayamamıştım.
yıllar geçti, 30'lu yaşlarıma geldim; kazık kadar adam oldum ve artık anlıyorum. yanlışlık hrant'ta değilmiş ve hrant'ın öldürüldüğü gün benim için türk devletinin maskesinin düştüğü günmüş meğer; yıllarca "vatan sevgisi" kisvesi altında kafama sokulan saçmalıklar yüzünden ben anlayamamışım.
ben artık silahı tutan elin değil gerçek katillerin ceza almasını istiyorum, zira hep dendiği gibi katili ben de tanıyorum ve adalet istiyorum.
keşke seni sağlığında daha iyi tanısaymışım, rahat uyu canım abim. -
deniz baykal
kendisinin kaset skandalıyla alakalı olarak kemal kılıçdaroğlu'nu suçlayanlar net geri zekalıdır.
eğer bu adamın pislikleri yüzünden kılıçdaroğlu'na bok atıyorsanız ciddi ciddi ya balık hafızalısınız ya da kötü niyetlisiniz, yani bence her iki koşulda da geri zekalısınız.
yok neymiş efendim dengir mir mehmet fırat ile olan tartışmasından sonra kılıçdaroğlu parlamışmış sonra da birden bire baykal'ın kaseti çıkmışmışmış, hiçbir şeye izin vermeyen akp dengir mir mehmet fırat ile olan tartışmaya nasıl izin vermişmiş.
büyük resmi görmüşsünüz, helal be einsteinlar.
hem verilen bilgiler yanlış hem de adamlar 12 sene önceki akp'yi bugünkü akp ile aynı güçte falan sanıyorlar. dengir'i mengiri geçtim, o zamanlar erdoğan bile karşısına gerçek gazetecilerin oturup soru sormasına izin veriyordu. dünyadan haberiniz yok anasını satayım.
hee kılıçdaroğlu'na gelirsem; kemal kılıçdaroğlu bu teranelerden çok önce, 2007 seçimlerinden sonra chp'de grup başkanvekilliğine kadar yükselmişti zaten, yani bugünkü özgür özel ile aynı konumdaydı. o dönemleri görüp de kılıçdaroğlu'nun adını duymamışsanız o sizin cahilliğiniz ki bu olaylardan önce de zaten yolsuzluk belgeleri açıklayarak akp'li birçok ismi hırpalıyordu. ayrıca kılıçdaroğlu ilk olarak dengir mir mehmet fırat ile ilgili değil şaban dişli ile ilgili yolsuzluk belgeleri açıkladı, dişli bu belgelerin ortaya çıkmasından sonra önce bir süre saçmaladı, sonra da baktı olmuyor istifa etti. dengir mir mehmet fırat ile olan tartışma bu olaydan sonra gerçekleşti.
hatta şunu de belirteyim, kılıçdaroğlu daha sonra melih gökçek ile de benzer bir tartışma yaptı ve onu da epey hırpaladı ama melih gökçek istifa etmedi, niye etmediğini açıklama ihtiyacı duymuyorum. üstünde kılıçdaroğlu yazan balonları falan patlatıyordu, hatırlayan hatırlar.
tüm bu gelişmelerin ardından da muhalif kamuoyunun da baskısıyla beraber kılıçdaroğlu bizzat deniz baykal tarafından 2009 yılında istanbul büyükşehir belediye başkanlığı'na aday gösterildi, %44 oy alan kadir topbaş karşısında %37 oy ile kaybettiyse de bir önceki seçime göre chp'nin oylarını bir hayli yükselttiği için şöhreti daha da arttı. seçimlerden sonra da deniz baykal'a kemal kılıçdaroğlu'nun gelecekte chp'nin başına geçip geçmeyeceği sorulmuştu ve deniz baykal "neden olmasın, ama partimizde bir lider arayışı yoktur" demişti.
kaset skandalı olduğunda da kılıçdaroğlu chp içinde bir daha kolay kolay oluşmayacak bir uzlaşma ile genel başkanlığa getirildi, hatta kendisi istemediğini söylediği halde zorla ikna edip getirdiler.
yani sarı çizmeli mehmet ağa ile tartışıp onu mat ettikten sonra aniden falan parlamadı kılıçdaroğlu, adım adım çıktı basamakları. he chp'lilerin hayal ettiği gibi bir genel başkan oldu mu, bence olamadı ama adam beklendiği kadar başarılı olamadı diye kendisine iftira atmak haysiyetsizliktir.
hele deniz baykal gibi türkiye'deki solun içine etmeyi tarihi bir görev edinmiş bir kişinin uçkur düşkünlüğü yüzünden iftira atmak daha da büyük haysiyetsizliktir.
ulan adam metresini vekil, savcı sayan gibi bir boş tenekeyi myk üyesi yapmışken yapmış neyin komplosu neyin kaseti allah aşkına. deniz baykal'dan iyi genel başkan mı bulacaktı akp anasını satayım. -
joe biden
abd'nin yeni başkanı.
yemin ederim bazı tiplerde akıl makıl yok, demokratlar ne zaman gelse orta doğu karışmış diye götlerinden sallıyorlar.
birinci körfez savaşı'nı çıkaran ve türkiye'yi de özal üzerinden bu savaşa katılmaya zorlayan baba bush cumhuriyetçiydi. başkan olmadan önce de ronald reagan'ın yardımcısıydı, reagan nasıl biriymiş orta doğu'daki karışıklıklara ne gibi bir katkı yapmış gidin biraz araştırın öyle konuşun.
sonra demokrat bill clinton geldi, orta doğu'da gayet barışçıl bir politika izledi, yardımcısı al gore zaten harika bir insan. 2000'de bush salağı yerine al gore kazansaydı ne ırak savaşı ne de afganistan savaşı olacaktı.
neyse; clinton'ın ardından başkanlığa gelen, afganistan'a saldıran ve ikinci körfez savaşı'nı çıkaran, türkiye'ye tezkere için erdoğan üzerinden baskı kurmaya çalışan oğul bush da cumhuriyetçiydi.
bu salaklar da takmışlar bir arap baharı da arap baharı, he aynen la; arap baharı 2008'de başkan olan obama'nın dürtmesiyle sihirli bir şekilde durduk yerde başladı. ulan orta doğu'nun anasını reagan ve baba oğul bushlar zaten ağlattılar. iran'a ve rusya'ya karşı bölgede ne kadar islamcı ve radikal hareket varsa neo-con denen bu herifler desteklediler ki fethullah gülen bile bunların adamı aslında. obama da elbette bir sürü hata yaptı ama öyle "demokratlar orta doğu'yu kana buladı" falan filan diye boş boş ötmeye gerek yok bilmeden etmeden. obama döneminde abd hiçbir ülkeyi işgal etmeye kalkmadı, çin ve iran meselelerini bile anlaşmalarla bir şekilde çözmeye yaklaşmıştı ama trump efendi gelip revizyonist politikalarıyla her yeri bok etti. bugün asya-pasifik bölgesindeki ülkelerin hepsinin çin korkusundan götü uçukluyor, iran ile araplar arasında savaş olasılığından söz ediliyor çünkü trump efendi tpp ve iran'la yapılan nükleer silahsızlanma anlaşması gibi önemli anlaşmaları iptal ederek çin'in saldırganlığına karşı bölgedeki tüm ülkeleri savunmasız bıraktı, iran'ı da önce ambargolarla sonra da drone saldırılarıyla provoke etti.
ulan adam iran'ın en önemli adamlarından olan kasım süleymani'yi öldürtüp bunu gururla duyurdu, adam az daha iran'la savaş çıkaracaktı ve bu adamı barışsever ilan ediyor bazı dangalaklar.
demokratların yaptığı şey her bölgede abd lehine olacak dengeleri yerel aktörler üzerinden kurmaya çalışmak. obama bu konuda başarısız da oldu birçok noktada ama tankı topu alıp hiçbir yere girmedi yine de. cumhuriyetçiler ise kaba kuvvetten başka bir bok bilmiyorlar ki ırak savaşı'na evet oyu veren neredeyse tüm demokratlar kandırıldıklarını söyleyip tek tek özür dilediler. cumhuriyetçilerden kaç kişi özür diledi? colin powell dışında duydunuz mu özür dileyen bir cumhuriyetçi?
neyse boşlamaya devam, demokratlar orta doğu'yu kana buladı he he aynen.
donald rumsfeld, dick cheney gibi herifler ne iş yaparmış öğrenip öyle ötün. -
selçuk bayraktar
baskıcı rejimlere sahip olan ülkelerin hemen hemen tamamında devlet destekli silah üreticileri büyük başarı gösterirler.
iran'ı, rusya'yı geçiyorum kıçı kırık kuzey kore bile nükleer silah geliştirebiliyor. tabii bu gelişme de eğitim, sağlık vs gibi sektörlerden ödün verildiği için olabiliyor.
kısacası bizim vergilerimizin bir kısmı da bu arkadaşın cebine giriyor. o bakımdan bu arkadaşı övenlerden koşarak uzaklaşın, bu ar-ge işini de o kadar gözünüzde büyütmeyin. türkiye'de fırsat verilmeyen, işsizlikten hayata küsen ne cevherler var. böyle kaynak, alım garantisi + 0 zarar etme riski ile yapılan işi sayfalarca övmeye gerek yok ki sonuçta malum kişinin damadı kendisi, yıllar sonra işin aslı ortaya çıktığında şok olmayın diye söylüyorum. -
bursa
bursa'da yaşıyorum ve bursa hiçbir konuda türkiye'nin en güzel beş şehri arasına giremez, önceden yeşil bursa falandı ama artık o da pek yok.
bir şehri şehir yapan asıl unsur bence insanıdır ve bursa'nın halkının kahır ekseriyeti de malum kişilerdir maalesef.
şöyle bir bakınca 2,5 milyonluk nüfusu görüp, bana cevaben "ee metropol işte, normal değil mi her çeşit adamın olması" diyebilirsiniz ama bu 2,5 milyonun 1,5 milyonu osmangazi ve yıldırım ilçeleridir zaten. özellikle yıldırım tam bir mordor'dur, osmangazi ise türkiye cumhuriyeti'nin değil özgür suriye ordusu'nun elindedir şu günlerde. hoş nilüfer'de de ciddi bir zengin arap patlaması var ama avmlerin dışında takılmadıkları için yaklaşık 612 çocuklarıyla ciyak ciyak sizi rahatsız etme olasılıkları epey düşük.
bursa'nın hemen hemen tüm yaşanabilir yerlerinin konuşlandığı iki ilçe olan nilüfer ve mudanya'nın toplam nüfusu ise 500.000'i bile bulmaz, yani o övüle övüle bitirilemeyen ilçeler bursa'nın %20'si bile değildir ki buralarda da kalan %80'i görmezden gelebileceğiniz ölçüde geniş bir hayat olanağı yoktur, yani bursa asla gerçek bir metropol değildir; nüfusu göçlerle suni şekilde şişmiş bir anadolu şehridir sadece. bir metropolde yapılabilecek aktivite çeşitliliğin zerresi bile yoktur bursa'da, özellikle sanatsal aktiviteler açısından epey zayıftır.
ha ben türkiye'deki tüm şehirlerin kötü olduğunu düşünüyorum ama kötünün iyileri de var ve bursa bunlardan biri değil bence. metropolde yaşamak isteyen ve bunun olanaklarından da faydalanmak isteyen biriyseniz ankara cidden bursa'dan daha iyi bir seçenek, bursa'da ise insanların en büyük hobisi avm gezmek olduğu için epey yalnızlık çekersiniz. -
hdp'nin selahattin demirtaş temalı reklamı
güzel olmuş, beğendim.
yalnız şu hdp'ye koltuk değneği deme muhabbeti de bi bitmedi ha.
öncelikle şunu netleştireyim; akp'den önce kürtleri adam yerine koyup karşısına alan "derdiniz ne?" diye soran bir tane bile iktidar olmadı bu ülkede. bu nedenle çözüm sürecinde akp ile hdp'nin yakınlaşmış olmasında bir saçmalık yok, sonra adamlar gidip hepar'la yapacak değillerdi çözüm sürecini. iktidarda kim varsa onunla görüştüler doğal olarak.
gelelim çözüm sürecinin bozulmasına ve terörün yeniden başlamasına. bu süreçte hdp'nin eksikleri, yanlışları ve hataları oldu evet ama kabul edin işte, hdp bu süreçte o çok güvendiğiniz mhp'den de akp ile koalisyon yapabilmek için davutoğlu'nun kapısında yatan chp'den de çok daha omurgalı ve dik durdu. "akp ile koalisyon kuracak" dediniz, kurmadı. "erdoğan'ı başkan yaptıracak" dediniz, yaptırmadı. "referandumda evet diyecekler" dediniz adamlar eşbaşkanları ve milletvekilleri hapse atıldığı halde bas bas hayır diye bağırıyorlar her yerde. şimdi de çıkmış siyasi partiler kanununun ülkedeki tüm partilere sağladığı bir hak doğrultusunda propaganda yapıyorlar diye mi sövüyorsunuz? kusura bakmayın ama artık siz gerçekten saçmalıyorsunuz.
anlamadığınız bir şey var; hdp "propaganda yapınca oylar evet'e kayıyor" diye sövüyorsunuz ama hdp'nin de konsolide etmek zorunda olduğu yaklaşık 6 milyona yakın seçmenden oluşan bir kendi tabanı var ve akp başkanlığı 7 haziran 2015 gününde ilan edemeyip hala referandumdu, anayasaydı uğraşıyorsa bunu chp'ye veya mhp'ye değil hdp'nin barajı geçip akp'ye çözüm sürecinin bitmesini göze alarak rest çekmesine borçluyuz. yani sizin "hdp kendini bir bok sanmasın haa" şeklindeki parmak sallamalarınızın bir manası yok ve hdp barajı geçmemiş olsaydı bugün çok farklı bir türkiye'de yaşıyor olacaktık. bunu sizler de çok iyi biliyorsunuz ama tabii söylemek işinize gelmiyor. bu süreçte bir sürü asker, polis, sivil maalesef hayatını kaybetti evet; ama bu çatışma sadece bizi vurmadı. bizim şehirlerimizde bombalar patlarken kürt şehirleri hayalet şehirlere dönüştü, binlerce insan evsiz, yurtsuz kaldı. tahir elçi gibi önemli bir kürt aydını öldürüldü ve katilini aramaya bile tenezzül etmediler. biz burada evimizde oturup patlayacak olan bombalardan korkarken adamların oturdukları evler başlarına yıkıldı. peki bütün bunlar niye oldu? ben söyleyeyim, kürtler bencillik edip kendilerini düşünmek yerine tüm türkiye'yi düşünüp erdoğan'ı başkan yaptırmadılar diye. hdp düşündüğünüz gibi bir oluşum olsaydı erdoğan'ı başkan yaptırıp özerkliği alır keyiflerine bakarlardı, erdoğan'ı da pkk'yı bitiren adam olarak tarihe geçirirlerdi.
yapmayın arkadaşlar, hdp'nin o gün yaptığı fedakarlık olmasaydı bugün referandumu tartışmamız bile ihtimal dahilinde değildi. hdp o gün çözüm sürecini, dolmabahçe mutabakatını; kısacası akp'nin tüm vaatlerini elinin tersiyle itip akp'ye rest çekti çünkü kimin samimi olmadığını kiminle barış yapılmayacağını anlamışlardı. gelecekte kürtlerle türkler arasında bir barış olacak ve bu barışı yapan akp olmayacak; ama bugün hdp'yi dışlarsanız bu adamların gidecek yeri kalmaz; hdp diye bir parti de kalmaz. hdp'nin varlığı kürtlerin tamamının çözümü silahta görmediğinin kanıtı ve emin olun bir kürt için devlete muhalif olup da siyaset yapmak dağa çıkmaktan çok daha zor, zahmetli ve cesaret isteyen bir iş. şurası net ki; hdp artık barışı akp ile yapamaz ve akp'li olmayanlar da barış iradesini göstermezler ve hdp'yi dışlamaya devam ederlerse işte o zaman bu ülke gerçekten bölünür. hdp'nin hayır demesi demek kürtlerin halen bu ülkeye bağlılık hissetmeleri demek, demokrat türklerle beraber erdoğan'sız, akp'siz demokratik bir türkiye inşa etmek istemeleri demek, özgürlükler ve demokrasi sathında erdoğan'dan değil sizden yana tavır koymaları demek. iyi niyetli olunduktan sonra, samimi olunduktan sonra emin olun her şey çözülür; yeter ki bu adamları böyle dışlamayın, meşruluklarını tartışmaya açmayın. -
ermeni soykırımı
bazı insanların terbiyesini ve seviyesini göstermesi açısından güzel bir konu.
ulan insanları sırf görüşlerinden dolayı stereotipleştirmeden güzel güzel tartışalım diyorum ama yok. ortaya bir görüş koyuyoruz edilen laflar aşağı yukarı şöyle:
"orrrrrrrrrrrrrrrrrospu çocuğuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu"
"hdpkklı şerrrrrrrrrrrrrrrefsiz"
"ermeni taşağı yalayan taşnak soyuuuuuuuuu"
sizler 90'larda yüksek dozda reha muhtar'a maruz kalıp beynini yakmış ailelerin hamasetle büyüttüğü zavallı çocuklarsınız, okumaz araştırmazsınız. bildikleriniz ona buna küfredip kulağınıza üflenen zırvaları karşıt görüş olarak sunmaktan ibaret. hayır, benim gibi düşünmeniz de gerekmiyor ki; benimle aynı fikirde olmadığı halde mesaj atıp kendi fikrini güzelce açıklayan insanlar da oldu. ana avrat sövmenin amacı nedir yani, birine orospu çocuğu dediğinde neyi kanıtlıyorsun bre dalyarak?
neyse, kabahat bende.