Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. yazarların artık bıktığı hastalıkları

    alerjik bronşit. yani şu nefes işini bir çözsek hele de korona varken güzel olacak. korona yüzünden de psikolojik olarak yıprandım. şu günleri atlatıp huzura ermek istiyorum.

  • 2. taylan antalyalı

    takimlarindaki zenci oyuncularin sikini boyunlarina dolamali beste yazan "heteroseksueller" tarafindan lince ugrayan galatasaray futbolcusu.

  • 3. lgbt olmayıp lgbt savunucusu olmak

    otizmli çocuğa sahip olmayıp, otizme destek vermek,
    hayvan olmayıp, hayvan haklarını korumak,
    erkek olup, kadın haklarını savunmak,

    bu liste böyle uzar gider...

    bunun sebebi insan olmaktan geçer...herkesin aynı yaşam şartlarına sahip olduğunu bilecek kadar saygı duymayı bilmekten geçer, eğitimden, ahlaktan, sevgiden geçer.

    en önemlisi de düşünebilmekten, sorgulayabilmekten geçer. bunlar maalesef günümüzde bir meziyet oldu herkeste bulunmuyor.

    bazı dangalaklar kendilerinin lgbt bireylerinden farklı bir tür olduklarını sanıyorlar...

    dünya gerçekten çok çok çok adaletsiz bir yer...

  • 4. 28 haziran 2021 hırvatistan ispanya maçı

    dünkü kısır geçen maçların aksine bugun bol gol bekliyorum. iki tarafin da orta sahasi saglam. denk kuvvetler. tahminim 2 -2 veya 3-3. penaltilarda iş biter. 2 gündür tutturuyorum diye gaza geldim yoksa skor tahmini vermezdim. neyse ytd.

  • 5. 27 haziran 2021 belçika portekiz maçı

    90 li yillardaki mac spikerlerini hatirladim, gayet guzel anlatimi olan bir spiker tarafindan sunulmustur. tesekkurler spiker amca.

  • 6. gelin arabasının önünü kesen çocukları dövmek

    yine gerçek hayattan kopuk şekilde yazıyorsunuz.

    gelin arabasının önünü kesen çocuk mu kaldı. bizdik onlar, büyüdük ve o devir kapandı.

    kaç yaşında dümbükler gelini kaçırma teşebbüsünde bulunur gibi kesiyorlar arabanın önünü. siz de gelmişsiniz yine çok gerçekçi tespitlerde bulunuyorsunuz.

    edit: gelen haberler;
    damadı öldürmüşler

    bıçaklamışlar

    show haberin deneyi.

  • 7. 28 haziran 2021 sedat peker açıklamaları

    edit: ilk kısım traş ama asıl ikinci kısımda bombayı patlatmış sedat peker. aynı taktiği uyguluyor, önce beklenti yaratıyor, bir sürü insan o beklenti havuzunun içinde toplanıyor, ardından beklenti havuzunun ortasına ateş ediyor. çok fazla insan beklediğinden açıklamaları sudaki halkalar gibi hızla ve güçlü bir şekilde yayılıyor. önceden haber vermeseydi bu kadar etkili olamazdı açıklamaları. eminim bu adamın bir medya ilişkileri danışmanı var.

    hani dolar başlığı gibi her gün yeni başlık açılmamalı diye düşünüyordum ki sedat peker bir twitt dizisi ile akşama süleyman soylunun para kasası olan kişiyi açıklayacağını duyurdu. şimdilik bilmiyoruz acep video mu yoksa twitt mi atacak

    twittlerin linki

    --- spoiler ---

    1-süslü sülümanın kankası korkmaz karaca, çevrendeki seni arayan dostlarına ben sedat peker’le görüşmek için haber göndermedim deyip yeminler ediyormuşsun. bu yüzden konya’daki iş adamıyla yaptığın whatsapp yazışmalarının bir tanesini yayınlamak zorunda kaldım.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    2-deniz baykal da bana dava açacağını söylüyormuş. bence kendisini uyar. belli bir yaşa gelmiş, daha büyük rezillikler yaşamadan kalan günlerini sessizce yaşasın. size değil de kızın ailesine saygısızlık olur.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    3-korkmaz karaca, aynı senin gibi süslü sülümana destek olmasın diye uyardığım kişilerden biri, bana tamam diyip perde arkasından da doncu sülü için lobi çalışmaları yapıyor. akşamleyin onu adadan yollayacağız (ileride de cezaevine girer).
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    4-telefonuyla görüştüğümüz diğer arkadaşın ismi patlamasın diye onlardan bahsetmeyeceğim. ancak tüm türkiye’nin tecrübe ettiği üzere, beni yalanlayanlardan hiç hoşlanmam.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    5-40 yaşından genç kardeşlerim, akşam saatlerinde süslü sülümanın kasası olan açıklayacağım şahsın bilgilerini iyi takip ederseniz, inanın sbk holding’te yaşananların devede kulak kaldığını göreceksiniz. muhalif gazetecilere mutlaka baskı uygulayın kardeşlerim.
    --- spoiler ---

    evet 2. posta şöyle

    ikinci posta

    --- spoiler ---

    1-kıymetli dostlar, sezgin baran korkmaz, ismini gündeme aldığımda yanındaki arkadaşlarına şöyle demiş bizi yaktı ancak cihan ekşioğlu ya da ekim alptekinin dosyaları ve ilişkiler ağı patlarsa gündemden anca böyle düşerim kurtulurum demiş. bugünkü misafirimiz cihan ekşioğlu.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    2-süslü sülünün manevi evladı benim de eski kardeşim cihan ekşi,bu olaylar patladığında seni halaoğlu vasıtasıyla uyarmıştım.doncu sülümanın lehine basındaki ve iş dünyasındaki tanıdıklarınla lobi çalışması yapma demiştim.ancak gelen bilgiler yaptığın yönünde(sen bunu hak ettin)
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    3-süslü sülü sana o kadar çok değer veriyor ki herkese bir tane koruma polisi verirken sana ekip koruması verdi,korumalar için de renaultsymbol ve tahsisli plaka verdi(korumanın ekip olarak verilmesi çok olağan üstü bir durumdur)gerçi senin patlayacağını anlayınca koruma kararını
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    4-...ve araç tahsisini 15 gün önce iptal etti. yurt dışına kaçma diye de pasaportunu da iptal etti (şimdi anlatacağım olayların patladığında ben iptal ettim diyip kendini kurtarmak için ancak nafile). yaşın genç olsa da fetö borsasının ilk kurulmasındaki mucitlerden biri sensin.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    5-fetönün en önemli prenslerinden olan burak başlıları ayarlayıp onunla iş birliğine gittiniz. ilk işiniz ukrayna’nın lviv şehrindeki victoria gardens alışveriş merkezine çöktünüz. o alışveriş merkezinin gerçek sahibi olan a… hakkında sabah gazetesinde zekeriya özü yurtdışına...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    6-...kaçıran kişi diye haber yaptırıp adamın türkiye’ye gelmesine engel oldunuz. yapılan tahkikatlarda böyle olmadığı anlaşılsa da adam bir daha türkiye’ye gelmedi. burak başlılar arkadaşı olduğu için ukrayna’daki alışveriş merkezini onun üzerine yaptı. siz de 66 milyon dolara...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    7-...satıp parayı bölüştünüz. bu senin ilk parayı bulduğun fetö borsası işindi. tabi sonra burak başlıları fetöden kurtarman gerekiyordu. dosyaya bakan istanbul adliyesindeki terör savcısı mesut erdinç bayhan ile görüşüp dosyayı kapattınız, sözde itirafçı yaptınız.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    8-ben inanmak istemesem de bu karar karşılığında savcıya 3 milyon dolar verdiğinizi öğrendim. ayrıca da terör savcısının yeğeni murat gür ibrahimoğluna sultangazi cebeci taş ocakları bölgesinden 1,5 milyar tl bütçeli döküm işi verdirdiniz. terör savcısının şirketlerinin ismi...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    9-...kuzey marmara, kuzey inşaat ve bayburt grup. cihan ekşinin, burak başlıların ve de terör savcısının yeğeni murat gür ibrahimoğlunun hts kayıtları incelendiğinde ilişki ağınız net olarak ortaya çıkacaktır. süslü sülü, doncu sülünün kardeşi mehmet soyluyla...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    10-...bürolarınız akmerkezde altlı üstlü. mehmet soylu ve sen, zengin iş adamlarını önce cimere şikayet ettirip sonra terör savcılarından soruşturma evrakı çıkartıp bir çok namuslu insanın mal varlığına çöktünüz. akmerkez’in son altı aydaki kamera kayıtları ve hts kayıtları...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    11-...incelendiğinde fetö bahanesiyle kimlerin mallarına çöktüğünüz ortaya çıkacaktır (süslü sülü yüce divanda yargılanacaksın!). ancak doncu süleyman, senin en büyük suçun fetö soruşturmalarına olan halkın inancını zedelemektir, bunu unutma!
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    12-cihan ekşi diyarbakır’lı kız arkadaşın vardı ya; kızı darp ettin, kız emniyete gidince beşiktaş araştırmada konuyu kapattınız... o kızcağız her şeyi biliyor, ancak bayan olduğu için ben ismini yazmam. kızın da kaç parasını aldın? o kızcağız kendi ortaya çıkarsa, kim bilir?
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    13-senin ve süslü sülünün ne rezillikleri ortaya çıkacak göreceğiz. beykoz konakları’nda güzel bir evin var, orada da derin mehmetle arkadaşlık yapıyorsun, yürüyüşler yapıyorsun. ancak esas sorun acarkent’teki bekar evinde yaşanıyor. o eve davet ettiğin,...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    14-...alem yaptırdığın, rüşvet verdiğin ve hepsini kameraya çektiğin siyasetçiler, bürokratlar varya, seni hiçbiri kurtaramayacak. çünkü şu an senin dosyanı inceleyen gerçekten namuslu adamlar var, ve onların sende kayıtları yok. savunma sanayi başkanı ismail demir...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    15-...paramount hotelin senin olduğunu bilmediğini söylüyor ya, ben buna asla inanmıyorum. bu konuyu başka bir gün ele alacağım ve hepinizi rezil edeceğim. eşinin memleketi olan beyaz rusya’dan alınacağını söylediğin, avrupa’daki şirketine fatura ettirdiğin, ancak...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    16-... hala daha gelmeyen silah mühimmatlarını da anlatacağım. süslü sülünün gizli kasalarından biri olan cihan ekşi, israil’lilerden 3 milyon dolara aldığın sosyal platformların çözümlemelerini yapan cihazı, türk devletine 50 milyon dolara nasıl sattığın da ortaya çıkacak.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    17-vatan, kuran, iman diyip 20 katı fiyatına bizim devlete satıp, 84 milyonun hakkını yediniz ama hepiniz göreceksiniz! kendine bir kemer yaptırmışsın ya, tokasında en az 500 bin dolarlık pırlanta var, devran dönünce onların hepsi halka geri dönecek!
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    18-kafan güzelken padişah kaftanı giyip acarkentteki sosyal tesislere gidiyorsun ya, bu millet sana o padişah kaftanını giymeyi gösterecek. beyaz rus olan eşin özel uçakla manikür pedikürünü yaptırmak için bodrum’dan istanbul’a gidip, 2 saat sonra tekrardan...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    19-...bodrum’a dönüyor ya, insanlar çocuğuma yemek alamadım diye intihar ederken siz fakir fukaranın parasıyla bu zevki yaşamayı devam edin. sonunuz nasıl oluyor göreceksiniz. ülkemizde yaşayan kadınlar 2 ya da 3 ayda bir kuaföre giderken siz bu zevki yaşayın.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    20-bütün tanıdıklarına pasaportumun iptali kalkacak, koruma polislerim geri gelecek, tahsisli plakaları tekrar alacağım, sorunlarımı hallediyorum diyorsun ya, yanılıyorsun kardeşim. milli istihbaratta görevli, namuslu insanlar var. senin dosyalarını...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    21-...onlar da takip ediyor. süslü süleyman polisteki dosyalarını kapatsa da istihbarattaki dosyalarını kimse kapatamayacak. eğer bunu da başarırsanız bu millet sizi affetmeyecek. hesabını kendisi soracak. ekim alptekin ve bazı iş adamları, süslü sülüman için...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    22-...basındaki tanıdıklarınızla, iş dünyasındaki tanıdıklarınızla lobi çalışması yapmayın, sizi de patlatmak zorunda kalmayayım uyarıyorum! doncu sülü, sen ak partiden büyük değilsin. sen türk devleti’nden büyük değilsin, göreceksin!
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    23-cihan ekşi unutmadan, el altından sosyal medyaya uluslararası büyük mafya diye sızdırdığın botir rahimov. ben bu adamın işyerinde misafiri oldum, bu namuslu bir adam. paramount hotelin gerçek sahibi bu adamı nasıl dolandırdınız onu da anlatacağım. türkiye’de ismini...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    24-...değiştirdi, bahtiyar ikramoğlu ismini aldı. paramount hotelin gerçek sahibi aslında bu kişidir (özbek asıllı).
    --- spoiler ---

  • 8. yol verilince koşan yaya

    bekletmemek için yapılan eylemdir.
    birisi yol verdiği zaman ya hızlı adımlarla yürürüm ya da koşarım.. ya ne yapacaktık ağzımızı açıp avel avel mi yürüseydik ne garip insanlar var ne yapsak suç oluyor.

  • 9. 28 haziran 2021 diyanet'in mola talebi

    ekonomi 3 yıldır yan yatmış, iflaslar intiharlar arka arkaya geliyor, ülke mülteci çöplüğüne dönmüş, pandemiden iyileştirilmiş rakamlarla 50.000 küsür canımız gitmiş, arka arkaya yolsuzluklar ortaya dökülüyor ama pek tabi ki tek derdimiz olan şehirlerarası otobüs molalarında namaz kılamamayı cengaver diyanetimiz yüreklice dile getirip hakkımızı savunuyor:

    açıklama

    latife bir yana, neyse ki ülkeyi istedikleri kadar dönüştüremeden defolup gidiyorlar 2023'te...

  • 10. site bahçesinde sürekli bağıran çocuklar

    zeka kıtlığı mı çekiyorsunuz? mental retarde misiniz? salak mısnız?

    oynamasına, gülmesine, konuşmasına kimse bir şey demiyor (ki çocukların konuşması normal bir insandan daha sesli olur). çığlık atıyorlar çığlık! sabahtan akşama kadar durmayan bir çığlık var.

    eziksiniz! büyürken çevrenizden göremediğiniz saygıdan dolayı aşağılık kompleksiniz var ve "ben modernim, çocuğumu özgür yetiştireceğim, sen çocuğuma laf edemezsin" naralarınızın ardında anne babanızın sizi küçükken gerekli gereksiz hırpalamasının doğurduğu özgüvensizliğinizi asla tam olarak algılayamadığınız özgürlük kavramının arkasına saklanmaya çalışarak aklınızca çocuğunuza kendi ebeveynlerinizn size aşılayamadığı güveni aşıladığını zannediyorsunuz. varoş olduğunuz sizinle tanışılmadan bile anlaşılıyor.

    hiçbir gelişmiş ülkede böyle çocuk gürültüsü yok. nerede araplar var, iranlılar var, kürtler var, türkler var orada bokluk orada medeniyetsizlik orada bitmek bilmeyen gereksiz bomboş bir gürültü.

    şu medeniyetsizlerin eline para geçmesine olanak veren sistem utansın. keşke varoş mahallelerinizde saç baş yolmalı kavgalarınıza devam etseydiniz.

  • 11. 2021 otel fiyatları

    (bkz: türkiye'nin sömürge ülke olması)

    elin katarlisi, avrupa'da asgari ücrete çalışan insanı burada en lüks otellerde kalırken senin doktorun, mühendisin, öğretmenin o otellerin yanından gecemiyorsa sen sömürgesindir.

    hayır amk bir de katar'in sömürgesi olduk, sikeyim böyle vizyonu!

    ek olarak, ben de kampı daha çok seviyorum, ama neden kendi ülkemde bir hafta gönlümce tatil yapamıyorum?

  • 12. çok zengin olsam da yapmam denilen şeyler

    kahvaltıdaki portakal suyundan öyle bir yudum içip işe gitmem. hepsini bitiririm :)

  • 13. yazarların peynir tercihi

    evde bim'in aknaz peynirini yiyip burada gurme takılanların başlığı.

  • 14. fenerbahçe'nin yeni teknik direktörü

    ilk 10 hafta zamana ihtiyacı olacak.
    10-30. haftalar arası iyi oynatmasada skor alıyor olacak.
    30. haftadan sonra kovulup yerine teknik direktör bile olmayan ismi farketmez bir eski futbolcu getirilecek.
    38. hafta yeni sezon yapilanmamiz hazır yeni hocamız 1 haziran itibariyle görevinin başında olacak.

  • 15. kılıçdaroğlu'na dava açan yks'liler

    herhalde cumhurbaşkanıni karistirdilar

  • 16. cristiano ronaldo

    gerçek ronaldo'nun maksimum 2-3 sene oynadığı seviyeyi 20 yıldır oynayan futbolcudur.

  • 17. kuryeye bahşiş vermek

    kuryeye verilen bahşişe el koyup bunu marifet gibi anlatan iş verenleri gördüğümüz başlık.

  • 18. pandemi aşısı yapan hekimler yargılanacak

    iddia ediyorum, türkiye'de bir ahlaksız doktor sorunu var.

    etrafta görüyorum, hastalarına reiki tavsiye eden, ot çöp "besin takviyesi" kaktırmaya çalışan hekimleri, akupunktur uyguladığını söyleyen diş hekimlerini, homeopati reçete eden veteriner hekimleri.

    bunun iki açıklaması var: ya bu insanlar şerefsiz, haysiyetsiz, bu sattıklarının beş kuruş etmediğini, kendilerine sağlık için gelen insanlara yalan söyleyip dolandırdıklarını buz gibi biliyorlar; ya da öyle boktan bir tıp eğitimi veriyoruz ki bu ülkede, bu gerizekalıların en ufak bir kritik düşünme, bilimsel veri değerlendirme yeteneği yok, bu yalanlara ciddi ciddi inanıyorlar.

    her iki durumda da bu insanların tıp camiasında yeri yoktur. tamamının mesleklerinin elinden alınması toplum sağlığı için elzemdir.

    türkiye'nin sağlık alanında en büyük sorunlarından biri alternatif tıp denen nitelikli dolandırıcılık yöntemine gösterilen bu anlamsız müsamahadır. bu ortadan kaldırılmadıkça böyle saçmalıklarla, ahlaksızlıklarla karşılaşmaya devam edeceğiz.

  • 19. polislerin önünde yürüyen avrupalı kadın

    polislere olması gerektiği gibi davranmayı öğretmiş.

    sanmayın ki bu kadın o kadar güçlü! o kadının ülkesi veriyor kadına o gücü.

  • 20. kız kardeşiniz erkeklerle birlikte olsa ne olur

    sizin o gavat dediğiniz, deyyus dediğiniz memlekette kimse atalarının kabrini şafak operasyonuyla kaçırmıyor, davul zurna ile, megri megri diye terörist karşılamıyor, askerinin kafasına çuval geçmiyor, diri diri yakılmıyor.

    o gavatların memleketinde, teröristlerle iş tutanlar pişmiş pişmiş 'pardon ya, kandırıldık' diyemiyor. rant için doğa talan edilmiyor, ormanlar otel için yakılmıyor. herhangi bir müteahhit çıkıp 'bu milletin *** koyacağız' deyip elini kolunu sallayarak dolaşamıyor. hırsızlar allah gibi muamele görmüyor.

    namusun, onurun ne olup ne olmadığı konusunu bence oturup düşünmemiz gerekiyor.

  • 21. düşünülen şeyin tarayıcıda reklamının çıkması

    aşı ile takılan çiplerin çalışmaya başladığını gösteren durum.

  • 22. nijer ile vizelerin kaldırılması

    piyasada kol saati fiyatlarında düşüş beklentisine yol açan gelişmedir.

    (bkz: türkiye'den siktir olup gitmek)

  • 23. göbeklitepe'nin adının değiştirilmesi

    boğaziçi köprüsüne 15 temmuz şehitler köprüsü diyen var mı aranızda? belki binde üç beş.. google bile 15 temmuz şehitler köprüsü diye arama yaptığınızda karşınıza orijinal ismi neyse onu çıkarıyor görüldüğü üzere.. yani bir şeyler öyle birilerinin söylemiyle, “ben dedim olacak” demesiyle olmuyor, olmaz.. olsa da kağıt üstünde kalıyor işte, insanlar yine bildiğine, aşina olduğuna yürüyor koşar adım..

    heh, bu da aynısı olacaktır işte.. yani öyle umuyorum, öyle olsun istiyorum..

    bakınız, dünyanın konuyla ilgilenen bütün kısmı burayı göbeklitepe olarak tanımış, bbc ve national geographic başta olmak üzere trilyor tane kanal zirilyor tane belgeselinde “göbeklitepe” diye işlemiş, 2018 yılında unesco göbeklitepe olarak tescilleyip kültürel dünya mirası kabul etmiş, 2019 yılı göbeklitepe yılı ilan edilmiş, google’da “gob” yazsan göbeklitepe çıkmaya başlamış, göbeklitepe temalı bir sürü kitap/dergi basılmış, ondan fazla turizm acentesi ismini göbeklitepe’yle süslemiş, binden fazla yeni mekan bu ismi almış, yükseköğretim kurumları bünyesinde göbeklitepe etiketiyle araştırma merkezleri, çalışma grupları oluşturulmuş, insanlara “gö” desen “göt”ten önce göbeklitepe akıllarına gelmeye başlamış.. neyse uzatmayayım; hal böyleyken birisi yahut bir grup politikacı/bürokrat bir araya gelip, “abiler tüm bu gelişmeleri bir spor salonu dolusu domino taşı dizmeye benzetiyorum, çok güzel gidiyorlar ama, ben dayanamıyciim, şuradan dokunup yıkıyorum, sikerim sonunu hahahahah..” demek suretiyle dokunmak, dokunup da yıkmak, yıkıp da yok etmek istiyor alenen..

    abi neden? ya çok basit bir soru, neden ya, bunu düşünenin derdi ne olabilir?

    bakın bunları, yukarıda yazdıklarımı, kendi halinde bir vatandaş olarak ben düşünebiliyorum, mamafih bizim yüce devletimizin güzelim makamlarındaki insanlar düşünemiyor.. öyle mi gerçekten? düşünemiyorsa kötü, düşünmüyorsa çok daha kötü durum.. yani her türlü kötü..

    niyetiniz 12 tepe ismiyle birlikte göbeklitepe’yi tamamen tamamen aradan çıkarmaksa, yapmayın lütfen.. gözünüzü seveyim, götünüzü öpeyim yapmayın abiler, kıymayın göbeklitepe’ye..

  • 24. üniversite hayatıyla özdeşleşmiş otobüs firmaları

    efe tur

  • 25. çok güzel ama korkunç derecede üzücü eserler

    fareler ve insanlar nasıl da ağlamıştım :(

  • 26. türkiye nasıl battı

    her şey bir yüzükle başladı.

    hepsine hükmedecek tek bir yüzük.

    hepsini birbirine bağlayacak...

    şaka lan şaka. adam gibi politikacı seçememekten battı, batıyor.

  • 27. 1.0 motor araba almak

    audi'de de kullanılan,
    0-100 km hızlanması 9.9 sn. olan
    son hızlanması 206 km/h olan
    şehir içi ortalama fabrika verisi yakıt tüketimi 5,2 lt olan
    istanbul göbeğinde son 20bin km gerçek ortalama (yüzde 75 şehir içi) yakıt tüketimi 7.2 lt olan
    spor değil ama gayet canlı, verimli ve fazlasıyla iş görür bir motordur kendisi.

    bunun yerine bisiklete binin diyen, bilgisi ve tecrübesi olmadan fikir beyan eden kişileri dikkate almayınız.

  • 28. nuno espirito santo

    ay olabilir mi öyle bir şey, lütfen olsun çünkü. dediğim td. baya heyecanlandırdı.

    edit: bizim takıma olmazmış, yakışmazmış, küçük kalırmış vs. ya hu ulan senin takımın en son ps2 zamanında ş.ligine gitmiş, b*ktan süper lig'de 7 senedir şampiyon olamamış. pro lisans almayan emre'ye, çalıştırdığı en büyük kulüp konyaspor olan aykut'a, biz hariç en büyük ts çalıştıran ersun'a büyük hoca gözüyle bakmış ama neymiş santo bize olmazmış, adımıza yakışmazmış. asıl tinerci net olarak bizim taraftardır. yormayın abi hadi ya.

    edit2: kahreden haber geldi maalesef, lake of tears tarafından yalanlama geldi.

  • 29. sinovac'ı tercih eden kişi

    aşı yoktu onu olduk. antikor da oluşturdu sağlam. eylülde 6 ay olacak o zaman da bayontek olacağız zaten sıkıntı yok. hiç birini bulamazsam da türkovak olurum, bilimle savaşmaya gerek yok. hele aşıları araba markası gibi yarıştırmak da bi bizde var herhalde amk. astrazeneca da bu sinovac kadar koruyor üstüne hayvan gibi yan etkisi var ama elin ingilizinin astrazeneca aşısı olan beyinsiz orospu çocuğudur diye entry gireceğini hiç tahmin etmiyorum.

  • 30. domuz eti

    (#124528892)

    bu entry'de bahsedilenler neredeyse tamamen yanlış. islam ve hristiyan teolojisini iyi bilirim.

    1-hristiyanlığın ilk yayıldığı yer neresidir? anadolu. yayan kim?
    st.paul yani bizim tarsuslu paul. (bkz: tarsus'taki esrarengiz kazı)

    2-st.paul hakkındaki kaynaklarda da sıkça geçer, paul zenginle zengin, fakirle fakir, yahudiyle yahudi olur. (aslen yahudidir zaten) putperestle putperest olur. isa'nın öğretisini yaymak için elinden geldiği her şekle girer ki bugünkü misyonerlik faaliyetleri de aynı şekildedir. zaten bu düstur hem isa'nın öğretisinden hem de 'selefleri'nin imanı yayış şeklinden gelir.

    anadolu halkı oldum olası fakirdir. o dönemde etnik açıdan rumlarla dolu anadolu'da domuz eti çok tüketilir. domuz dediğimiz hayvanın birçok çeşidi vardır. hemen hemen her iklim ve coğrafyada domuz olabilir ama detaylı bilmediğim için bilirmiş gibi de yazmayacağım ama teoloji bildiğim konu. hıristiyanlık islam gibi değildir, tamamen tarih süreçle oturmuştur. gerçi islam da öyledir ama onun ki 23 yılda (hatta bence 21) olup bitmiştir.

    ama isevilik nasıra'da isa'nın doğumuyla başlar 3.yy kadıköy konsüllerine kadar anca oturur.

    paul fakir halkın domuz yemeyi bırakmayacağını bildiğinden bu konuyu hasır altı eder. zaten isa'nın öğretisi kendisini yayabilmek için belirli tavizleri vermeye yönelik bir öğreti ve esneklik taşır. islam, yahudilik ve hıristiyanlık bağlamında sağlam farklılığın ortaya çıktığı yerlerden biri de budur ama çok uzun bir konu.

    yeni ahitle gelen daha esnek yapıyı st.paul daha da esnetir. çünkü önemli olan isa'nın sözünü yaymak ve insanları tanrının krallığına davet edip kurtarmaktır. ayrıca isevi tanrı günahkarı da sever. bu aynı zamanda iseviliğin en güçlü yanlarından biridir bence.

    yani anadolu'da domuz tüketilir hatta çokça tüketilir, bunu yenemeyeceğini bilen paul öğretiyi değiştirir. zaten yazılı bir kitap ve emirler de tam olarak yoktur. incil bir kutsal kitap ve vahiy değil. vahinin kendisi olan isa'yı anlatan pasajlardır. (bizde hadis kitapları bu sınıftadır.) yeni ahit denilen şey isa hakkında yazılmış olanların çıkarımı gibidir.

    anadolu'da günümüzde de çok domuz çiftliği vardır.

    (moldova'da bereket marka türk ürünü domuz-beef karışımı köfte gördüğümde dumur olmuştum.) --burayla alakalı çok soru geldi. bereket bizim bildiğimiz bereket değil, tamamen farklı bir logo ve renklere sahip bir marka. üretim yeri de kocaeli civarıydı diye hatırlıyorum. ekim'de tekrar gideceğim nr.1 markette bulursam tekrar fotosunu çekeceğim.

    günümüzde ülkemizde sağlam domuz üretimi yapılır iç pazara satılmaz ama deri ürünlerimizin geneli domuz derisinden yapılır ki desa marka deri ceketim domuz derisi.

    domuz islamın gelişiyle anadolu'yu terk etmiştir. genel olarak ibrahimi dinlerde domuzun yasak olmasının nedeni kurdeşen hastalığıdır o dönemlerde domuz nedeniyle yayılabilen bir hastalık olmuştur. (en azından teoriler bu yöndedir.)

    yüksek yağlı oranıyla pek sağlıklı bir et değildir. tabi diğer etlerin de ne kadar sağlıklı olduğu tartışma konusu. damak tadınıza bağlı olarak değişmekle beraber lezzetlidir.

    edits: hristiyanlıkta kafa olmak için içmek de haramdır. müslümanlar gibi içide 1,5 vol alkol olan bir şeyi vooow haram diye kaçmazlar.

    bir bira'dan veya bir kadeh şaraptan kafa olmayacaklarını bildikleri için islamdaki gibi 'çoğu haram olanın azı da haram'dır içtihadı yoktur. zaten bu durum islamda içtihadı bir meseledir. alkol'ün keşfiyle daha da perçinlenmiştir. 'hamr' denilen hurma şarabı ve aklı örtenler anlamına gelen şeyler yasaktır yani aklı örtmek yasaktır. biraz gazali etkisiyle ki 'yanılmıyorsam'

    'çoğu haram olanın azı da haram'dır içtihadı alkol konusunu biraz daha tabulaştırmıştır. yoksa bugün içinde 0,5 alkol bulunan bir içecekten kaçan dindar müslümanlar 10.yy'da yaşasalardı içinde %1-2 hatta %4,5 alkol bulunan bir şeyler kesin içmişlerdir de haberleri yoktur. alkol keşfedilince haram daha da derinleşti ve öcü oldu. iyi de oldu. yoksa bu topraklar daha leş olurdu.

    ayrıca saykoaktif bir keyif vericiyle (alkol, thc, kokain vb.) yeme-içme ile alakalı bir yasak bir tutulamaz. ikisinden alınan hazlar ve bağımlılık birbirinden çok farklı motivasyonlar oluşturur. arap ülkerinin favori uyuşturucusu kokain ve captagondur. yemen'e inin gat yaprağıdır. çoğu kuzey afrika (mağrip) ülkesinde esrar serbesttir. sokaklarda esrar içen bir sürü müslüman gezer. yasa dışı da değildir. en azından uygulamada bir problem olarak görülmüyor. (yasa dışı mı değil mi tam emin değilim.)

    fakat domuzun esamesi okunmazken bu ülkelerde bu uyuşturucular sağlam tüketilir.

    kafa yapanla doyuranı aynı yere koymamanız gerekir. ben domuz sevsem ama bulamayıp yemezsem başka sevdiğim bir yemeğe yönelirim ama sarhoş olmak istersem onu ikame edeceğim farklı bir madde bulamam ki esrar, kokain ve alkol gibi 'saykoaktifler' birbirlerinin yerini tutmazlar. alkol sevmeyen birisi esrarı çok sevebilir. kitleleri bağımlı yapabilen kokaini bazıları hiç sevmeyebilir gibi... ki kokain, alkol ve esrar örneğini gerçek hayattan karşılaştığım şeylerden verdim...

  • 31. inanılmaz tesadüfler

    7.sınıftayım, rüyamda bi telefon numarası görüyorum ve uyandığımda numara zihnime kazınmış vaziyette. mutlaka ara diyor rüyamda bana numarayı veren kişi. yok daha neler diyorum, olayı günlüğüme yazıyorum sonra kuzenlerime anlatıyorum. tabii ki gaza getiriyorlar ve arıyorum.

    telefona benden 1 yaş büyük biri çıkıyor. farklı şehirlerdeyiz, o zaman komtör pahalı uzun uzun sohbetler nerdee, arada bi mesaj arayıp 1 2 dk konuşmayla aylar geçiyor. ilk aradığımda benbsenin numaranı rüyamda görüp de aradım diyorum. tabii ya ben de senin aramanı bekliyordum tam diye dalga geçiyor, zamanla kaynaşıyoruz kısıtlı zamanda geyik çeviriyoruz.

    sonra birden kendisine ulaşamamaya başlıyorum, herhalde benle konuşmak istemiyor numarayı değiştirdi diyip konuyu kapatıyorum.

    lise hazırlık sınıfındayız, okul açılalı 1 2 ay olmuş sınıfça efesin basket maçına gidiyoruz abdi ipekçiye. sınıf arkadaşım kendi arkadaşını da getirmiş tanışıyoruz, hoş çocuk diyorum, sohbet açmaya çalışıyorum pas vermiyor. sinir oluyorum, sonraki arkafaş gezmelerine de dahil oluyor ama mümkün mertebe birebirde sohbet etmiyorum çünkü maçta pas vermeyişinin kinini güdüyorum ama yandan da kafamı ne zaman ona çevirsem bana bakıyor oluyor, hoşuma gidiyor.

    geldik lise 2ye. o arada yıllar içinde birkaç kez daha görüşmüşüz ama hiçbiri başbaşa değil hep kalabalık arkadaş ortamı. sınıf arkadaşım bi gün diyo ki x'i senin fotolarına bakarken yakaladım, sıkıştırdım anlattı ilk gördüğinden beri senden çok hoşlanıyormuş. maçta da aşırı heyecanlandığı için tutulmuş komuşamamış. inat etme bi başbaşa buluşun. asla olmaz ya yabani gibi çocukla napayım derken allem edip kallem edip ikna ediyor buluşuyoruz. bu arada çocuk hep şapka takmış o görüşmeye kadar. taksim meydanında buluşmaya bir geliyor aman allahım saçlar kızıl! ve benim kızıl saça fetişim var! o anda vuruluyorum zaten. aşkımdan ölüyorum senelerce.

    lise bitmiş üniversitede aynı okul farklı bölümlerdeyiz. ailelerle tanışılmış birbirimizin evine gidip geliyoruz. bir gün kitaplığımı toparlarken eski günlüklerim elimize geçiyor. 7.sınıftayken rüyamda numara görüp aradığım sayfaya denk geliyorum, okutuyorum. suratı bembeyaz oluyor.

    meğer o numara onunmuş, evlerine hırsız girmiş telefonu çalınmış. numaramı ezbere bilmediği için bana geri ulaşamamış. hep aklının bi köşesinde kalmışım. numaranı bir yere yazmamak en büyük pişmanlığımdı diyor.

    hala birlikteyiz, 7 senelik evliyiz, bi kedimiz bir de kızımız var. birbirimizin kaderine yazılmışız bunu çok iyi anladık. geçen 17 senede aşkımız bir gün bile azalmadı. çok büyük kavgalar edildi, çok şeyden vazgeçildi ama birbirimizden asla. hala ilk ve tek aşkım, en iyi arkadaşımdır.

  • 32. 28 haziran 2021 fransa isviçre maçı

    abi bu shaqiri eskiden sevimli, yakışıklı bir kerata idi.

    şimdi uykudan uyandırılmış da hadi halı sahaya gel diye apar topar maça çıkan 30lu yaşlarda bir beyaz yakalıya benziyor.
    kendine hiç bakmıyor saç sakal imaj çok kötü

  • 33. köylerdeki komik lakaplar

    (bkz: süslü sülü)

  • 34. 19 haziran 2021 koçak baklava rezaleti

    herkesin akıl verme derdinde olduğu rezalet. nedir bu? bir kişi ne sebeple olursa olsun dünyanın ta öbür ucundan bile bir şeyler sipariş verebilir. bu bambaşka bir konu. burada mesele ankara'da baklava bulmak ya da bulamamak değil, yazarın en iyisi olsun diye çabalamak istemesi de değil. keyfimiz öyle istedi, verdik deseler ne? ya da siparişine özen gösterilmesini istemesi çok mu anormal de kaç kere aradığı tartışılıyor. burada bunları eleştirmenin hiçbir mantığı yok.

    farkındaysanız esas mesele "kurumsal bir firma"nın kendilerine verilen ve yerine getirme konusunda vaatte bulunduğu bir siparişi, "her şey yolunda, hiçbir sorun yok" diye diye hatalı ve eksik teslim etmiş olması. üstelik kilosu 150 küsür lira olan bir şeyden söz ediliyor. yani totalde nerdeyse 1200 liralık bir sipariş. bir çoğunuz hiçbir aciliyeti ya da maddi önemi olmayan siparişleriniz 2 gün geç gelse şikayete başlıyorsunuz da şurada ciddi manada sıkıntılı bir durum yaşanmışken hemen eleştiriyorsunuz.

    az bi' empati be. nedenini bir kenara bırakın da sadece hiçbir sorun yaşanmayacağı konusunda sözel de olsa güvence verilen bir siparişin defalarca kontrol edilmesine rağmen yine de sorunlu gelmesine ve dolayısıyla yazarın nişan sabahında hesapta olmayan işlerle uğraşmak zorunda kalmasına yorum yapın. fakat o kadar uçmuşsunuz ki iş mesleklerle alakalı eleştirilere kadar gelmiş. yazık gerçekten.

    sözüm ona kurumsal kimliğiyle güven veren bir firmanın müşterisini mağdur eden rezaleti. hatta puanım 10/10.

    not: çifti tebrik ediyorum. dilerim düğün önü başka sorun yaşamazlar.

  • 35. şeyma subaşı

    ben hep diyorum. belirli yaştaki kadınların kendilerine büyük büyük hareketler sergileyen erkeklere karşı dikkatli olmaları gerekiyor.

    elbette hepimiz sevilmeye değeriz. benim kastettiğim “ölüyorum, bitiyorum, hemen evlenmeliyiz, senden ayrı zaman geçirmek daha fazla istemiyorum, al sana pahalı hediyeler, bak nasıl da büyük imkanlara sahibim, evlenince hepsi senin olacak, seni 5 dakika görmek için 200 km yol geliyorum” gibi şeyler.

    ancak hayatın normal akışı denilen bir şey de var. bazı şeyler olmuyor, oturmuyor.
    ben bunu dillendirdiğimde genelde kadınlar tarafında aldığım tepki “canımmmmmm sen hiç gerçek sevgiyi tatmamışsın demek ki. senin adına üzüldüm. umarım senin de karşına çıkar. ben bunlara değerim, ondan bana sunuluyor.”

    çok şükür gerçek sevgiyi yaşadığım için biliyorum neyin olup olmayacağını. bana da geldi dolandırmaya çalışan, eski yakın arkadaşlarıma da. tabii ki “bak dikkat et, ben normal bulmuyorum olanları” deyince “ya tatlımmmmm sen beni kıskanıyor musun yoksa” dendi, sonra ben adamın kimlik hırsızı olduğunu ortaya çıkarınca “ya nasıl olur ya nasıl nasılnasılnasıl” diye kafayı yedi kişi. o sırada ben aynen bu şekil bakıyordum olanlara görsel.

    şeyma’dan başka bir sürü örneği var. gönül yazar ve gözlerine sürme çeken genç adam. bu adam lovebombing uygulamıştı ablaya. sonra gönülün parasına konmaya geldiği ortaya çıkmıştı. zerrin özer de bir örnek. hem zengin hem çok aşık olarak geldi. televizyon kanallarına çıkan onlarca kadın. hepsinin ortak dediği şey “kendini bilmem kim olarak tanıttı (subay gibi toplumda kabul gören bir meslek), beni çok seviyordu, evlenmek istiyorduk, borçlarını kapatmak için benden para istedi, ailemin evini sattırdım, şimdi evim bile yok üüüü”… ayrıca gold digger kadınlar daha düşük ölçekli çalışıyor. erkekler daha büyük paralar koparıyor bu dümenden. bir de gold digger kadının zaten paraya geldiğini görüyorsunuz ve kabul ediyorsunuz. erkek tamamen kadının duygularını sömürerek yapıyor bu işi. kadın parasına mı üzülsün kırılan kalbine mi.

    linç yiyebilirim bunları yazdığım için ama gördüklerimi söylemeye hakkım var sanırım. gerçek sevgi, aşk büyük hareketlere, vaatlere, hediyelere ihtiyaç duymaz diye düşünüyorum ben.

  • 36. çağdaş aileye kiralık yazlık

    ilan sahibi diyor ki ' kardeşim sitede içki içen aileler var, bikini ile dolaşan normal insan evlatları var, şortla dolaşan adamlar, kadınlar var, köyünüzdeki gibi bir ortam yok, o sebepten sonra bana şarlayıp kaporayı geri istemeyin' zaten çağdaş aileye veririm dememiş, tutucu ailelere tavsiye edilmez yazmış. götünüzle okumayın birşeyide.

    bence bunu yazmakta art niyet yok. gayet mantıklı bir durum. islami ilanlı oteller, siteler, tatil turları, tatil siteleri ne kadar normal geliyorsa artık bizlere (sanki biz kafiriz anasını satayım) , elemanın baştan uyarması çok daha güzel birşey.

    kalkıp türbanlıya kiralamıyorum yazsa sonuna kadar haklısınız. hoş bu yazlık siteleri gayet iyi biliyorum, normal aileler oturmakta. ilan sahibinin dediğim gibi daha önce ağzı yanmış olmalı. siz tabi hiç görmediniz çemkirerek paramı ver diye bağıran danatello.

    edito: bu gözler sanki çıplaklar kampına düşmüş gibi olay çıkarıp peşin ödediği 1 haftalık parayı almaya çalışan ne bacılar gördü. aslında ya denizi ya da ortamı beğenmeyip, çemkirip para kurtarmaya çalışıyorlar.

    emlakçı, pansiyoner değilim, yazlığımın yanındaki yazlık bu şekilde aileler tarafından kiralanıyor, bende olayları izliyorum. gelen tipleri yazsam roman olur.

  • 37. chp'lilerin asos'ta kaçak restoran açması

    sözlük'teki en haysiyetsiz kadro sabahın erken saatlerinden beri başlık açıp birbirlerinin başlıklarına entry giriyor. chp kaçak yapı yaptıysa akp yıksın? ben miyim hükümet? tapu daireleri hala devlete bağlı. nasıl vermişler izinleri? neden yıkılmamış kaçaksa? bu ülkede iyi partililerin de, chp'lilerinde, hdp lilerinde yaptığı tüm kanunsuzlukların sorumlusu akp dir çünkü iktidar onlar.

  • 38. kadınlardaki göğüs kılı hayranlığı

    kılın kimde olduğuna bağlı. henry cavill'de olunca okay, maymunda olursa no-go.

  • 39. şu an hissedilen duygu

    bıkkınlık. sadece bu.

  • 40. ankara trafiğindeki fantastik araç

    nasıl bir günah işledinde örtmeye çalışıyosun reis ajahshshs allah yemez bunu bence ama sen bilirsin.

  • 41. need for speed underground 2

    gelmiş geçmiş en iyi yarış oyunudur. most wanted da güzel oyundu ama illegal yarış hissini bu oyun daha iyi hissetiriyor ve müzikleri muhteşem.

  • 42. sağ ve solu bir araya getirecek şey

    ulkede sag sol yok, islamo fasistler ve sekuler fasistler var. aralarindaki tek fark din. onun disinda bir aradalar zaten, anlasamadiklari herhangi bir konu yok.

  • 43. müge anlı ile tatlı sert

    ulan şu kezban doktordan gelecek şifa cinci hocalardan gelsin be. nasıl bir model bu, pes valla.

  • 44. sevgiliyle edilmiş en saçma kavga

    beraber yaşadığımız eve koltuk beğenirken internette bir model beğendik ve diğer eşyalarla uyumlu olsun diye renk seçeneklerine bakıyorduk. ben "kahverengi döşemesi iyi bence hiç değiştirmeye gerek yok, her şeyle uyumlu olur" demiştim, o da koltuğun kahverengi değil mor olduğunu ve uyumsuz görünebileceğini söylemişti. bunun neresi mor, bu dümdüz kahverengi demiştim, o da bunun neresi kahve, bu bildiğin patlıcan rengi diye diretmişti. saçmalama bunun morla ne alakası var, mor dediğin sicak renktir buna bak pastel bir kahve bu dedim, bir de tasarımcısın şu rengi doğru göremiyorsun dedi, bende yaylar fırladı. sen misin bunu diyen dedim açtım görseli photoshop'ta, hayvan gibi zoom yapıp renk seçici aracıyla piksel piksel renkleri seçip gösterdim (cringe) işin garibi piksellerdeki renkler de yardımcı olmadığı gibi tartışmayı devam ettirdi. bizimki hala morda ısrar etti. ya ne alaka şu renkleri çık dışarı 10 kişiye göster 9u kahverengi der dedim, iyi o zaman gösterelim bakalım dedi.

    whatsapp'tan ikimiz de tarayıcıdaki görseli indirip (işsiz gibi) en yakın arkadaşlarımıza gönderip "kanka bu ne renk allah aşkına ben mi körüm sen söyle" diye mesaj attık. %60'ı falan kahverengi, geriye kalanlar da rengin adını söyleyemeyeceğini ama gri-hafif mor bir renk gördüğünü söyledi. kendisi bunu kaldıramayıp koçtaş'ı arayıp ürünün mağazada bulunup bulunmadığını sordu ve ardından "gel bakalım aynı rengi mağazada varmış görelim de kapansın şu konu" dedi, dalga geçiyor sandığım için gülerek "bunun için mi?" diye cevap verdim, "gitmişken diğer ufak tefek eşyaları da aradan çıkarırız" diyerek beni ikna etti.

    istemsizce mağazaya girer girmez mobilyalara koştuk, katalogdaki rengin olmadığını görünce en yakındaki satış görevlisini çağırıp azarlamaya başladı. eleman da "efendim bu koltuğun mor rengi yok zaten" diye cevap verince hepten köpürmeye başladı. ben de adamın ne suçu var seninle bir yere çıkılmaz insanları azarlamayı seviyorsun ben rezil oluyorum dedim, bu cümleyi biraz yüksek sesle söylediğim için etraftakilerin bunu duymuş olduğunu, gururunun incindiğini söyleyerek elimdeki eşyalarla beni mağazada bırakıp çekip gitti. ben de o esnada kasadan ürünleri geçirirken bir yandan da ağlıyorum.* en yakın taksiye binip eve doğru giderken aradı, taksiye bindiğini gördüm yolun karşısındayım beni de aldır dedi. "defol git başka taksiye bin, eve de gelme" dedim (maximum toxicity) taksici dayanamayıp neden ağladığımı sorunca hiçbir şey diyemedim, adam da seni bu hale koyan şerefsizle ne işin var ablam diyebildi sadece. u dönüşü yapıp erkek arkadaşımı araca alınca sohbet etmeye başladılar ve hemşehri çıktılar, ben arkada ağlarken ön koltukta ortak tanıdıklardan konuşup gülmeye başladılar. yavşak taksici davamızda beni çoktan satmıştı (xd) bizimki zaten duygusuz bir ruh hastası olduğu için olayın absürtlüğünü takmıyordu bile. eve vardık, tekrar koltuğun rengi hakkında sözlü tartışmaya başladık. "ne kadar inatçısın, bazen sırf bana inat olsun diye hiç desteklemediğin şeyleri savunup, olmak istemeyeceğin birine dönüşüyorsun" diye birbirimize saldırmaya başladık. ikimizin de kafasından bu insanla hayat geçer mi sorusu geçiyor. akabinde günlerce konuşmadık.

    ben koltuk konusunu bir an evvel kapatıp olayın üstünü örtmeye, tansiyonu düşürmeye çalışırken günler sonra bile işyerindeyken kendisine geç cevap veren arkadaşlarıyla yazışmalarının screenshot'larını attı, bak bu da mor dedi diye.

    tamam amk tamam mor ya heh rahat ettin mi diye çok diyesim geldi ama gerek kalmadı. başka bir sürü ve son derece ciddi problemler yaşayınca ayrıldık. 7 yıl sonra dropbox'tan çıkan koltuk görselini görünce herkes tarafından farklı bir renk görmenin normal olduğunu, bir çeşit ışık oyunu olduğunu fark ettim. ömrümde yaşadığım en saçma kavgaydı. her ne kadar o zaman çok üzülmüş de olsam, toksik bir ilişki yaşadığımızı yıllar sonra fark etmiş de olsam hatırladıkça her detayına gülerim.

    bu arada, işte o renk

  • 45. kenan karaman

    beşiktaş'taki mustafa pektemek açığını dolduracaktır. başarılı bir hamle.

  • 46. aşıların delta plus varyantına karşı korumaması

    aşı olanlar, var olan varyant ile de hasta oluyorlar. önemli olan ölüm oranı.
    ingiltere'de günde 14.000 vaka çıkıyor ama hastaneye yatış ve ölüm oranı aşıdan önceye nazaran yok gibi.

  • 47. deniz baykal

    kendisinin kaset skandalıyla alakalı olarak kemal kılıçdaroğlu'nu suçlayanlar net geri zekalıdır.

    eğer bu adamın pislikleri yüzünden kılıçdaroğlu'na bok atıyorsanız ciddi ciddi ya balık hafızalısınız ya da kötü niyetlisiniz, yani bence her iki koşulda da geri zekalısınız.

    yok neymiş efendim dengir mir mehmet fırat ile olan tartışmasından sonra kılıçdaroğlu parlamışmış sonra da birden bire baykal'ın kaseti çıkmışmışmış, hiçbir şeye izin vermeyen akp dengir mir mehmet fırat ile olan tartışmaya nasıl izin vermişmiş.

    büyük resmi görmüşsünüz, helal be einsteinlar.

    hem verilen bilgiler yanlış hem de adamlar 12 sene önceki akp'yi bugünkü akp ile aynı güçte falan sanıyorlar. dengir'i mengiri geçtim, o zamanlar erdoğan bile karşısına gerçek gazetecilerin oturup soru sormasına izin veriyordu. dünyadan haberiniz yok anasını satayım.

    hee kılıçdaroğlu'na gelirsem; kemal kılıçdaroğlu bu teranelerden çok önce, 2007 seçimlerinden sonra chp'de grup başkanvekilliğine kadar yükselmişti zaten, yani bugünkü özgür özel ile aynı konumdaydı. o dönemleri görüp de kılıçdaroğlu'nun adını duymamışsanız o sizin cahilliğiniz ki bu olaylardan önce de zaten yolsuzluk belgeleri açıklayarak akp'li birçok ismi hırpalıyordu. ayrıca kılıçdaroğlu ilk olarak dengir mir mehmet fırat ile ilgili değil şaban dişli ile ilgili yolsuzluk belgeleri açıkladı, dişli bu belgelerin ortaya çıkmasından sonra önce bir süre saçmaladı, sonra da baktı olmuyor istifa etti. dengir mir mehmet fırat ile olan tartışma bu olaydan sonra gerçekleşti.

    hatta şunu de belirteyim, kılıçdaroğlu daha sonra melih gökçek ile de benzer bir tartışma yaptı ve onu da epey hırpaladı ama melih gökçek istifa etmedi, niye etmediğini açıklama ihtiyacı duymuyorum. üstünde kılıçdaroğlu yazan balonları falan patlatıyordu, hatırlayan hatırlar.

    tüm bu gelişmelerin ardından da muhalif kamuoyunun da baskısıyla beraber kılıçdaroğlu bizzat deniz baykal tarafından 2009 yılında istanbul büyükşehir belediye başkanlığı'na aday gösterildi, %44 oy alan kadir topbaş karşısında %37 oy ile kaybettiyse de bir önceki seçime göre chp'nin oylarını bir hayli yükselttiği için şöhreti daha da arttı. seçimlerden sonra da deniz baykal'a kemal kılıçdaroğlu'nun gelecekte chp'nin başına geçip geçmeyeceği sorulmuştu ve deniz baykal "neden olmasın, ama partimizde bir lider arayışı yoktur" demişti.

    kaset skandalı olduğunda da kılıçdaroğlu chp içinde bir daha kolay kolay oluşmayacak bir uzlaşma ile genel başkanlığa getirildi, hatta kendisi istemediğini söylediği halde zorla ikna edip getirdiler.

    yani sarı çizmeli mehmet ağa ile tartışıp onu mat ettikten sonra aniden falan parlamadı kılıçdaroğlu, adım adım çıktı basamakları. he chp'lilerin hayal ettiği gibi bir genel başkan oldu mu, bence olamadı ama adam beklendiği kadar başarılı olamadı diye kendisine iftira atmak haysiyetsizliktir.

    hele deniz baykal gibi türkiye'deki solun içine etmeyi tarihi bir görev edinmiş bir kişinin uçkur düşkünlüğü yüzünden iftira atmak daha da büyük haysiyetsizliktir.

    ulan adam metresini vekil, savcı sayan gibi bir boş tenekeyi myk üyesi yapmışken yapmış neyin komplosu neyin kaseti allah aşkına. deniz baykal'dan iyi genel başkan mı bulacaktı akp anasını satayım.

  • 48. fahiş fiyata araç almıyoruz

    bundan 4 sene önce telefonum hakka yürümek üzereydi, iphone fiyatlarını fazla buldum ve almadım. aradan 1 sene geçti, fiyatlar iyice tırmanınca mecburen aldım. 1 sene öncesine göre fahiş, bugüne göre yaklaşık 3-4 bin tl daha ucuza alabildim.

    geçen sene pandemi patlayıp evden çalışmaya başlayınca bilgisayarımı yenilemek istedim. bir arkadaşım gitti sistem kurdu, 9bin tl verdi dalga geçtim. kasıma doğru fiyatlar artmaya başlayınca denk sistemi 13bin tl'ye kurdum. mart-kasım arası 4bin tl fark, bugün aynı sistem 19bin tl.

    geçen sene sevgilimle tüm birikmişimizi ortaya koyup araba alalım dedik. sikko c3'e 100bin vermek saçma geldi almadık. şu an minimum 180bin bu araba. ve evet alacağız. çünkü biliyorum ki 6 ay sonra 180bin'e almadığımıza da üzüleceğiz.

    ülke nüfusu 90 milyon. sen ben aramızda örgütlenip araba almayız, kayseri'de tüccar adam gidip alır. sosyokültürel açıdan arasında uçurum olan kitlelere bölünmüş bir ülkede toplumsal boykot mümkün değil. burası türkiye, fiyatlar çıkar ama asla inmez. bir şey almak istediğinizde en doğru an almak istediğiniz andır. iktidar da değişse nesiller de değişse bu fiyatlar inmeyecek, benim umudum yoktur.

    tanım: iyi niyetli bir boykot denemesi.

    edit: kararlılık düzeltmeleri ve birtakım geliştirmeler

  • 49. trt 1'de öpüşen ispanyol çift

    bir an imanım kayboluyordu, kumandayı televizyona fırlatıp ekranı patlatınca kurtuldum çok şükür.

  • 50. rehberdeki en ünlü kişi

    ingiltere kralı, rahmetli başkan kennedy, taçsız kral pele, beckenbauer, kaleci maier, nadia comaneci, brigitte bardot, fenerbahçeli cemil.