uzun uzun anlatırım ama en kısa haliyle;
yabancıya mülk satışı azaltılmadıktan ve yaklaşık 10 milyon sığınmacı bu ülkeden gitmedikten sonra sen balonun patlamasını unut (maliyet, arz-talep, kentsel dönüşüm, demografik değişim, yüksek kar marjı, enflasyon meselesine girmiyorum bile).
türkiye'nin doğru düzgün markası, ürünü yok. en cazip ürünü coğrafyası. bunu da ırak'lısı, iran'lısı, suriyeli'si, cezayirli'si, fas'lısı, rus'u, ingiliz'i vb. kendileri için komik paralara kaçırmıyor. sen almasan da kambiyo farkından kapış kapış gidiyor evler. adamlar aynı zamanda hem yatırım yapıyor, hem de enflasyona karşı kendini koruyor.
memleketin vatandaşı ise eğer babadan-dededen kalmadıysa kirada sürünüp ölüp gidiyor. kiralar ise sığınmacılar ve pandemi nedeniyle arşa çıktı. bir yıla kalmaz kira olarak 7bin-10bin rakamlar telaffuz edilecek kenar mahallelerde. ev sahipleri memnun tabi sığınmacıdan, pandemiden sen düşün ne olacağını.
edit: birkaç benzer mesaj gelince açıklamak elzem oldu. "yabancılara toplam satış %3 düzeyinde dolayısıyla bu piyasayı etkilemez" diye yazılmış. bu sen derece yanlış bir önerme. finansal okur-yazarlık olmayınca %3 yabancıya satışın piyasada etkili olmamasını söylemek bilgisizliktir. bu rakam ülkedeki yabancıya toplam satış oranını gösteriyor. yani bölgesel dağılım yok. adam yozgat'tan, çorumdan, uşak'tan vb. almıyor evi. işine gelen 3-5 ilden alıyor.
senin gördüğün %3 homojen olmadığından, belli alana, belli illere, belli semtlere, belli mahallelere yoğunlaştığında piyasayı çok ciddi etkiler. %3 değil %o3 dahi olsa bölgesel arz/talep yoğunluğu atomize özelliği olmayan konut piyasası açısından önemlidir. zaten milletin derdi siirt'teki konut fiyatı da değil. siirt'te 60bin liraya müstakil ev var. insanlar ise büyük şehirlerde yaşıyor. orasını önemsiyor. ancak iktisadi olarak daha çok faktör var. o başka bir konu.
edit: imla
baudelairee4 profili
-
emlak balonu
-
durduk yere insanın aklına gelen replikler
"alem g.t oldu be rıza"-arap sado.
ağır roman.
ne zaman bozuk ahlaklı insanların icraatlarını görsem bu aklıma gelir. filmdeki kabadayı, son derece basit, kendi kelimeleri ile toplumun ilkesizliğini, faydacılığını, çıkarcılığını anlatmış. -
bim'de satılan muhteşem ürünler
bimden alış-veriş yapmamak sizi elit yapmaz. aşağılamanın manası yok, sizin o beğenmediğiniz ürünleri, ayda yılda bir görüp üzerine atlayan çocuklar var. kalite çerçevesinde ikame mal nedir bilmek lazım.
neyse konuya gelirsek,
özellikle tatlılarına pek giydirilmiş ama tatlılarının bazılarını pelit pastahaneleri bazılarını da yaşar pastahanecilik (mado) üretiyor. ürünlerin bir zahmet üzerini okuyun.
sadece bim'de olan ürün açısından, şahsi kanaatim yasemin pirinci gayet kaliteli. kaju fıstığı ve bademi de birçok bilindik markadan iyi. büyük paket ıslak mendili ise piyasanın en iyisi (denemediğim ürün kalmadı). organik yumurtası fena değil. aa ve aaa pilleri de alkalin midir bilmem ama iş görüyor. büzgülü çöp torbaları da iyi. -
audi'yi bmw'den iyi sanan insan
sen yine iyisin vw'nin bmw'den iyi olduğunu iddia eden var.