bir süredir kendi çapımda, apartman bahçesinde bir şeyler ekip biçiyorum.
birkaç haftadır da verdiğim emeklerin "kelimenin tam manasıyla" meyvelerini toplamaya başladım.
son zamanlarda topladığım meyve, sebzeleri sosyal medyadan paylaştığımı fark ettim.
sabah akşam durmadan bebeğini, çocuğunu paylaşan arkadaşlarımı, akrabalarımı sürekli eleştirip, dedikodusunu yapardım.
şimdi elimde kendi yetiştirdiğim domatese, bibere bakıp insan yetiştiren ve bunu hakkıyla yapanlara daha fazla saygı duymaya başladım.
paylaşıp gururlanmak en doğal hakkınız.
durust4 profili
-
ekşi itiraf
-
görüyorsunuz başakşehir şampiyon oluyor
akp genel başkanının her zamanki gibi boş açıklamalarından biridir.
galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş kulüpleri liseli öğrencilerle, gençlerle kurulmuş semt takımlarıdır.
onları büyük yapan tarihleri, kültürleri, başarılarıdır.
bu ülkede kurulmuş kulüplerin çoğu da semt takımıdır, öyle akp genel başkanın dediği gibi değildir.
türkiye’de milyon dolarlar verilerek kurulan kaç takım var acaba? bunu da bi deyiversin hele reis!
ayrıca zahmet olmayacaksa cüzi bedellerle kurulan takımın bütün gider ve gelirlerini de paylaşsın bakalım. ortalık kötü, milletin cebinden (ç)alınan paralarla kurulmuştur belki haberi olmamıştır.
malum reis kandırılmaları ile meşhur bir dünya lideri! -
jaguarla selfie çekmek isteyen kadın
kadınların efendi kedi yerine piç jaguar tercihinin sonucudur.
-
toplu taşımalarda koltuk sahibinin veliaht seçmesi
insanı sinir eden bir durum.
efendim, biniyorsunuz metro, tramvay, otobüs veya savaşçı bir ruha sahipseniz metrobüse ve boş yer bulamayınca ayakta yolculuğa başlıyorsunuz.
oturacak bir yer bulma umuduyla etrafı süzüyorsunuz. kimsenin kalkıp da size yer vermeyeceğini anlayınca acaba kim kalkar da yerine otururumun hesaplarını kırk yıllık insan sarrafıymışcasına yapmaya başlarsınız.
ve o an gelir... dakikalarca yerine oturmak için başında beklediğiniz kişi yerinden kalkmaya teşebbüs eder fakat tamamen terk etmez ve yerine oturacak kişiyi,
sanki o koltuğun sahibiymişcesine,
yıllardır emek vermişcesine,
yerine geçecek kişiyi seçmenin ona tanınmış bir ayrıcalıkmışcasına seçer.
kimse de çıkıp "birader/bacım/dayı/teyze zaten ineceğin durağa geldin, sanane sen indikten sonra yerine kimin oturacağından kendine veliaht mı seçiyorsun?" demez. diyemez. çünkü, biz de içselleştirmişizdir bu durumu ve hemen kabulleniriz.