barko3
profili

  • profesörün profesörü vurması

    ne profesoru arkadaslar? 80 darbesinden sonra cikan profesorlerin abartisiz %95 i oturup bir kahve icilmeye degecek durumda degil.

    hic bu konuyu acmayalim. elin comarini, hayvanini bur yerlere koyup egosunu sisirmeye bayiliyorsunuz.

  • trafikte araca kaza yaptıran zengin çocukları

    video devam etmiyor ancak doblo savrulduktan sonra diger araclar da duruyor sanirim. bir de inip dövecekler adamı herhalde.

    sorsan nargile icerken vatan kurtariyorlardir. dar pacali kisa pantolonlar, beyaz coraplar, ihaleler. hey gidi hey. yaşayın devrinizi, iğrenç mahlukatlar.

  • ekonomik kriz olduğunu halka anlatmanın yolu

    medya gücünün tek elde toplanması, çoğunluğun maaşlı çalışan olması, gerçeklerin halkan saklanması gibi sebeplerden ötürü bir türlü krizde olduğunu farkedemeyen halka, ekonominin çöktüğünü anlatmak tabii zordur. hele türkiye gibi biat kültürü tavan yapmış bir toplumda çok daha zordur.

    anlatmaya çalışayım güzel arkadaşım. belki idrak edersin;

    halkın avm'lere doluşması, sokaklarda bmw, audi gibi otomobillerin çok olması, insanların avrupa'da tatil yapıyor olması, kahve ve yemek zincirlerinin dolu olması ekonomik durumun iyi olduğunu göstermez. halkın bankalara borçlandığını gösterir.

    aksine gelişmiş bir avrupa ülkesinde, örneğin britanya'da ekonomi türkiye'den kat be kat güçlüyken ve kimsenin ekonomik sıkıntısı yokken avm'ler sadece işi olan insanların gittiği bir pazardır. sokaklarda daha çok ekonomi sınıfı otomobiller ve bisikletler görürsünüz. kahve ve yemek zincirleri de bizdeki gibi tıka basa dolu değildir. ancak baktığınızda herkesin parası vardır. herkes zengindir. türkye'nin aksine asgari ücretle çalışan insan sayısı çok azdır. yani bu kıstaslar ekonomik büyüklüğü değil, görgüsüzlüğü ve hesapsızlığı gösteren kıstaslar diyebilirim.

    ekonominin sıkıntıda olduğunu şöyle anlayabiliriz;

    412 milyar dolar dış borç varken 143 milyar dolar yıllık ihracat yapabiliyorsan büyük bir krizdesin demektir. özellikle nakit dönmeyen piyasada, ard arda kapanan üretici firmalar ihracat için umutları söndürürken krizde olmadığımızı söylemek cahillik olur.

    dış borcu kapatmamız için umut verecek ne teknoloji üretimimiz, ne güçlü bir ağır sanayiimiz var. üstelik tekstili asya'ya kaptırmış durumdayız. ne üretip ne satacağız? bu borçları nasıl kapayacağız?

    fed kararları, siyasi istikrarsızlık, güvensiz ortam derken son yıllarda giderek artan ekonomik daralma ve döviz hareketleriyle piyasa hareket edemez hale geldi. aylardır kapanan firmaların haddi hesabı yok. piyasada bir kuruş para dönmüyor.

    istanbul'da endüstriye hizmet eden bir firma sahibi olarak söylüyorum, çok zor direniyoruz. deliler gibi borca giriyoruz. iş dönmüyor, para hiç dönmüyor. firma ve fabrikalar kapanıyor. bırakın endüstriyi, her zaman para getirir denilen gıda sektörü bile masrafını çıkaramıyor. hükümetin yanında olmayan herkes sıkıntıda. aslında hükümet de sıkıntıda ama çaktırmamaya çalışıyorlar. halktan ekstra vergiler alarak önünü görmeye çalışan, güvenilmez bir hükümetle nereye varacağız bilemiyorum.

    yol yaptılar, köprü yaptılar, inşaat yaptılar, alt yapı yatırımları yaptılar, köylüleri araba sahibi yaptılar, herkesin derdine koştular ama bunları ceplerinden yapmadılar. neden diğer hükmetler bunu yapmadı, çok yakında ağlaya ağlaya öğreneceğiz. diğer hükümetler sadistliğinden değil, yorgan kısa olduğu için bu hizmetleri yapmadı. şimdi götümüz donacak o asfaltlarda, kimsenin haberi yok. yorgan göte yetişmedi çünkü.

    yol, köprü, inşaat ihtiyaçtı bir yere kadar ancak asıl ihtiyac teknoloji yatırımıydı, ağır sanayi yatırımıydı, eğitim yatırımıydı. halk bunu anlayamadı. bu hizmetleri yaparken sümen altı edilen dehşetengiz paralara ve yapılan kalitesiz işlere hiç değinmiyorum bile. onlar ileride ortaya çıkacak zaten.

    kısacası, her açıdan ama en çok ekonomik açıdan yanlış yönetilen bir ülke, ekonomisinin bombok olduğunun farkında olmayan halk. her şey olması gerektiği gibi, yürrü be koçum türkiye.

    edit: imla