ayıların, hödüklerin göt göte çarpıştığı bir başlık gördüm burada.
asıl şunu söyleyin siz, hayatınızda şimdiye kadar kimliğinizde taşıdığınız soy adınız, kütüğünüzle beraber eşinizin kütüğüne geçiriliyor. bunu kabul eder miydiniz? evet siz erkekler, bir an kadının soy adını aldığınızı ve onun soy kütüğüne geçtiğinizi düşünün bir hele.
n'oldu? erkeklik gururunuz mu incindi? peki kadınların insanlık ve kadınlık onuru yok mu? ben niye şu ana kadar taşıdığım soy adı değiştirecekmişim, bırakın muhtemel bir erkeğin soy adını almayı. ben yalnızca bu yüzden bile erkek arkadaşımla evlenmeyi kabul etmiyorum. ille de birileri diğerinin soy adını alacaksa o benim soy adımı alsın, ben niye mal gibi babamın kütüğüne, oradan herifin birinin ne idüğü belirsiz soy ağacına geçiriliyorum? benim hem evlenip hem kendi soyumda kalma seçeneğim neden yok???
benim bir haysiyetim, onurum var. hayatta olduğum sürece de bunu kabul etmeyeceğim. ne zaman kadının hukukta, devlette, toplumda insan ve birey olduğu gerçeği kabul edilir, o zaman yeniden konuşuruz.
tanım: artık yok olması gereken çürümüş bir zihniyeti fil gibi tepişip boş erkeklik gururu yaparak savunan mallar içeren başlık.
mary wollstonecraft3 profili
-
karısı çift soyad taşıyan erkek
-
anne olmak istemeyen kadın
"yaşı küçüktür" denmiş. "şu an istemiyordur, ileride isteyecektir" denmiş. denmiş de denmiş.
37 yaşındayım. şimdiye kadarki hayatım boyunca bir an için bile olsa çocuk istemedim. çocuklardan zerre kadar hazzetmiyorum, etrafımda çocuk görmeye bile tahammül edemiyorum.
istanbul üniversitesi'nin kütüphanesinde 1992 yılında yapılmış bir istatistiki araştırma okumuştum. birçok aileye çocuk neden yapılır diye bir soru sorulmuş. ve ağırlıklı olarak verilen cevap: "soy devam etsin". işte bizim millet bu yüzden çocuk yapıyor. soy devam etsin, mirasımı bırakacak biri olsun, hatta bana baksın vs. hiçkimse çocukları çok sevdiği veya bakmaya meraklı olduğu için yapmıyor bunu. mülkünü bırakacak birini dünyaya getiriyorlar, hepsi bu. yani çocuk sevmek duygusu bile yabancı bu insanlara. ve emin olun ki bunlar da ithal duygular. "çocuk sevilmez mi yeaaaa" diyen gerizekâlı ise, çocuğu çocuk olduğu için; küçük ve aptal olduğu için seviyor. onun bir insan olduğu, bir bilince ve akla sahip olduğu ise her zaman görmezden geliniyor.
çocukken bile insanların bana güleryüzlü sempatik davrandığını gördüğümde bir ikiyüzlülük seziyordum. ağzımı açıp konuşmaya başlayınca o güleryüz kendini asık surata bırakıyordu. n'oldu, hani çocuk seviyordunuz ikiyüzlüler? çocuğu seviyorsan yalnızca çocuk olduğu için değil; onun bir insan ve birey olduğunu asla unutmayarak, olduğu gibi seveceksin.
anne olmak istemeyen kadın, doğuracağı şeyin bir çocuk değil, her şeyden önce bir insan olduğunun bilincinde olan, taşıyacağı sorumluluğun ağırlığını bilen kadındır. -
necla nazır'ın kara çarşafa girmesi
bu kadının , şu hale gelmesinin tek sebebi ancak ciddi bir psikiyatrik rahatsızlık olabilir. bunun da tek açıklaması var: ferdi tayfur. necla nazır'ın hayatını bitiren adam ferdi tayfur'dur.
tabii necla nazır böyle pis bir herifi kendine eş olarak, pardon kendini kuma olarak alarak hayatının hatasını yapmıştır. ama şemsiye yok bile olmuş görünüşe bakılırsa.