dün biri hakkında konuşuluyordu: 'harika biridir; çok efendi, iyi kalpli.'
sonra başka biri hakkında konuşuldu: 'tırnaklarıyla kazıyarak geldi bugünlere. çok çalışkan ve becerikli. zenginlik onu bozmadı...'
az ilerde birasını yudumlayan sakallı karizmatik adamın da 'harika bir oyuncu' olduğunu, 'sesini de mükemmel kullandığını' söylediler.
kendimi düşündüm. sıfır. cidden öyle. bomboş bir hayat. somut hiçbir başarı yok. babam kadar parasız kalmadım gerçi, yaşayıp gidiyorum. mal mülk hak getire, aile çoluk çocuk ofsayt...
biri benim hakkımda asla böyle konuşmaz, niye? bilmiyorum, iyi kalpli becerikli, çalışkan... gibi özelliklerim olmadı sanırım. her neyse. dün erik topladım. bal gibiydiler. çocuklarla oynadım. ben hiç ciddi biri olamadım, bu çocuklarla oynamam da yetişkinlerin beni ciddiye almasını zorlaştırıyor sanırım. aman almasınlar zaten. çabucak sıkılıyorum onlardan
dün gerçekten harika insanlar tanıdım. benim yetiştiğim yerde pek olmayan tipte insanlar. çok cömert ve misafirperver. biz sert ve kabaydık. yani şimdi böyle insanları tanıdıkça öyleymişiz diyorum.
kalabalıkta oturdum çevreme baktım. herkes ne yaptığını biliyor gibi. gittikleri yeri görebiliyorlar bir amaçları, projeleri, umutları var.
benim yok. yalnızca günün içinde bi su gibi akıyorum. su akarken belki bir amacı var benim yok. günümü dolduruyorum, elimden başka bir şey gelmiyor.
seksen beş yaşında bir adamı tanıdım. insanları hâlâ seviyor, beni annem böyle öpmedi, babam asla sarılmadı bana böyle, moruğun her şeyinde sevgi var. ve havaya öyle iyi bir ışık yayıyor, bunu hissediyorsunuz. ben? üzgün bir adam. üzgün komik ve bezmiş.
sıcaktan belki de
yazların uzayan ölgün saatleri
keşke bir gitarım olsa da çalabilseydim.
kar gibi örttün üstünü... sen hep kendine önlemler aldın ben kendime yasaklar koydum, önümüzde barajlar var, bu su hiç durmaz
no country for old men13 profili
-
bugünkü hayatın için bir yorum bırak
-
şato sahibi olunsa yapılacak ilk şey
kafka'nın şato sunu okurdum. zira hâlâ okumadım. bunu yazan kesin olmuştur.
olsun. herhalde benim için en büyük sorun korku olurdu. büyük mekanlarda tek başıma nasıl duracağım. bir köpek alırdım. iri bir köpek. hem koruma hem yalnızlık gidericisi olarak. televizyon alırdım 120 ekran falan. gece odadan dışarı çıkamazdım. korku filmi asla izlemezdim sanırım. zor valla hayal ettim de demin. gece sesler gelir, rüzgar falan, kapı gıcırtıları, bak tüylerim diken diken oldu, bir de köpek sebepsiz yere havlarsa tadından yenmez. pompalı falan mı alsam, şatom olduğuna göre para sorun olmaz. yeme içme nasıl olacak. kasabaya inerim, makarna, et, hazır şeyler alırım. bir de ampul, her yere lamba takarım. harekete duyarlı olanlardan. öyle işte. köy evinde doğu büyümüş birinin bu kadar fantezisi oluyor. -
metroda canlı müzik yapan yavşaklar
bi kere müzik yapılmaz, türkçede böyle bir bok yok amk. ıkincisi eşeğin amina su kaçırmış bulunuyorsunuz. her gün ve günün her saati de olmaz ki. siktirin gidin anina kodumun dilencileri. bi de ögrenmişler elfida mi ne sikimse... herkes onu söylüyor. karadeniz ağzı yapanlar da var, sevduuuum... diye başlamıyorlar mı... bu arada izmir marşı gazıyla daha fazla para toplamak da var yavsakliklari arasında...
not: kuşkusuz, sözüm kabinlerde böğürenleredir. bir 'parça ' çalıp para bekleyenler. vagonda dolanan arsizlar.. acik havada veya kabin disinda çalanlara elbette sözüm yok. onlar el acmiyorlar... onlar hayatimiza renk katan ağustos böcekleri...
bi not daha: yukarıdaki paragraftan çomarlik, sevgilisizlik, sanat düşmanlığı hatta ınsanlık düşmanlığı çıkmaz. çıkamaz çünkü o derece yoğun bir göndermeyi taşımaz. mesaj basit ve yalın: o çocuklar terbiyesizce davranıyor. ınsanlar sırf nezaketen hayır, çalma diyemiyor. para talep etnelerini de çirkin buluyorum. budur! -
emine erdoğan'ın çantası
'peygamberimizin yamalı hırkası'ndan konuşmayı sevenlerin gözlerini ve kulaklarını kapatmasına sebep olan çantadır
-
kemalizmi aşamayan entelektüel
fularlı bir ergenin, nasıl entel oldum, içerikli başlıği ve komik yazısı.özne, oksimoron gibi soslarla marine edilmiş, bir tutam edvard said, iki tatlı kaşığı isaiah berlin eklenerek sıradanlığın ve sakız olmuş eleştirinin kısık ateşinde hiç olmamış tatsız karışım.
edt: ergen hız kesmiyor. grodo diye bir kelime kullandi. levi strauss'tan alınti yaptı.
varan2: fuko dan alintı yaptı. habermas'tan da bir alıntı beklentisi oluştu... -
tunceli
bu mide bulandıran dersim muhabbeti sıktı. şu an mülki idari sistemde o şehrin adı tunceli'dir. bitti. bir de sanki bölgeyi bir cennet gibi gösterme goygoyu var. tarih boyunca eşkiya yatağı olmuş coğrafyanın da matah bir yermiş gibi şişirilmesi kabak tadı veriyor.
-
recep tayyip erdoğan'ın gülüşü
o zamanlar mutluymuş lan adamcaaz. hatta normalmiş. sıradan bir dindar vatandaşın mimikleri işte. ama yıllar geçtikçe ve yukarılara tırmandıkça o gülüşten zerre kalmamış. artık gülebiliyor mu acaba değil mi... zor
-
izmir'i itici yapan detaylar
izmir itici değildir lakin şu çiğdem meselesi var ya, hah o işte, duyar duymaz elim tabancama gidiyor
-
halka pompalanan osmanlı aşkının nedeni
bilmediğim neden ama bazı düşünceler ileri sürülebilir. her şey sanırım akp hükümetleri ile başladı. ahmet davutoğlu' nun çocuksu hayalleri ile doruğa çıktı. halkta da osmanlı tuğraları, osmanlı ekmek fırını... vs gibi son derece sığ bir biçim aldı. fetullah ve avanesi gaztelerde, tv.lerde konuyu pompaladı, kıytırık tarihçiler 'geri gel osmanlı' tadında kitaplar çıkardı. köprülere, binalara padişah isimleri verildi. küçük anadolu şehilerinde temsiller yapıldı, abdülhamit günleri düzenlendi. osmalıca diye bir dil uyduruldu ve buna anadilimiz denildi. kurslar patladı. cumhuriyet'e reklam arası denildi. fesli bir çatlağa tv'lerde program yaptırıldı. cumhuriyeti kuran iradeye ayyaş denilip küfredildi. vs vs vs...
öncelikle osmanlı kavramı da muğlak. osmanlı padişahları mı kastediliyor, osmanlı tebaası halklar mı? ki aralarında sırplar da vardı, araplar da, arnavutlar da.ilginin entelektüel bir karşılığı var mı. hayır! halkımızın kafasında asrı saadeti yaşamış bir osmanlı var ve bunun gerçeklikle uzaktan yakından ilgisi yok.
peki nedir bu güruhun osmanlı özlemi? ben esasında geleceğe dair umutsuz insanların geçmişe sığındığını düşünüyorum. ortada bir başarı olmayınca geçmişin hayali başarıları imdada yetişiyor olmalı. oysa osmanlının son üç yüz yılı da hezimetlerle dolu. padişahlar o kadar da dindar değil. içkicisi, ayyaşı, delirmişi var. ırzına geçilen padişah var. yani aslında tarihimiz diğer toplumlarınki kadar kanlı ve karanlık.
akp hükümetleri topluma bir motif sunamadı. entelektüel birikimleri sıfır islamcılar işi götüremedi. halka bir ufuk, bir yol açamadılar. ben şahsen o yüzden tarihe dönüldüğü fikrindeyim. -
malum kişinin 2017'de vefat etmesi
sürünmesi temennimdir. kaybetmeyi tatsın. unutulmayı yaşasın. yargılansın hatta
-
rte'nin çağrısı ile dolar bozduran güruh
sürüdür. hayatları boyunca tek bir şeyi bile sorgulamamış, okumamış, cemaat, aile klan gibi kalabalık ortamlarda kişiliği gelişmemiştir. atadan babadan aldığı yarım yamalak dini eğitimi de mutlaklaştırıp yine kendisi gibi organizmalar yetiştiren güruhtur.
meydanlarda sahte dolar yakarlar. arabalarına tuğra yapıştırır. yere tükürür ve trafikte vukuat çıkarırlar.
düşünmez ki o çağrıyı yapanın kaç milyon doları vardır.
düşünmez ki o çağrıyı yapan milyon dolarlık saraylarda yaşar. israfın daniskasını yapmıştır
düşünmez, kendi çocuğu dağlarda vurulunca vatan sağolsun, der.
düşünmez, akletmez, sadece itaat eder.
kafa değildir taşıdığı, su kabağıdır omuzlarının üstündeki.
velhasıl tuhaftır, (bkz: dünyanın en tuhaf mahluku) -
büyük şehirlerde patlayan kahve fetişizmi
var böyle bişey. herkes kahve hastası kesildi. büyük şehirlerimizde adım başı starbucks tarzı işletmeler ortaya çıktı. kahve dünyası, kahve okyanusu, kahve molası vs vs... insanlarımız sabah kahve içmeden kendine gelemiyor artık, yerli dizilerde kahve fetişizmi dorukta. iş yerine kupa ile kahve taşımalar, ay ben kahvesiz yapamamlar... ben mi bişeyler kaçırdım, mağarada mıydım, noldu lan bu insanlara, yakında dizilerde olay yerine gelen komiser, lanet olsun bu kahve berbat derse şaşırmayacağım.
-
reis sorusunun ne zararı var
zararı yok sayın bakan sorulabilir, ama mesela özel bir kurumsunuzdur, sikinizin keyfine göre sual sorarsınız ama devletin onayladığı okullarda öğretmen olmak için yola çıkmış, devletin yaptığı sınavları kazanmış, sonra üniversiteyi bitirmiş, sonra yine sınava girip öğretmen olmaya hak kazanmış bir insana daha derinlikli bir soru yöneltilmesi gerekmez miydi sizce de.
daha vahimleri de var. yemek tarifi, yılbaşı gecesi ne yaparsın gibi
yılbaşı gecesi ne yaparsınız diye sorulunca ananın amını yaparım demek farz olmuştur öğrettmen adaylarına
yazık lan bu ülkeye
ve sana da yazıklar olsun ey beynini peynir ekmekle yemiş türk halkı