burak yilmaz has been playing in galatasaray for 3 years and doing great job in the team. he is the hero of the team. many times, he saved his team most of the games by scoring in impossible position. he is also one of the favourite team-mate of sneijder. sneijer says always " playing with burak is a great opportunity for me to improve my scoring skills. this guy has unlimited power, he is everywhere on the pitch during 90minutes.his ball control is unbelievable. " we, galatasaray fans, are so luckly to have a scorer like him. ıf he goes to uk, it will be a big lose for galatasaray.
(bkz: beyler caktirmiyoruz)
yako2 profili
-
burak yılmaz
-
harun tekin
linc filan degil arkadaslar, bizzat basimdan/basimizdan gecen bir olay. kisiler ve yerler gercek.
sene 2005. ıtufest 05 o sene sahne alacak gruplar arasinda mor ve ötesi, kurban var. ben ve bir kac arkadasim organizasyon komitesinde yer aldik, bana görev dagiliminda cuma günü yani mor ve ötesi ile kurbanin sahne alacagi günde bir kac görev düstü. neyse saat 12 gibi arkadaslarla bulustuk ve hazirliklara basladik. neyse haber geldi, mor ve ötesi gelmis. neyse üc bes arkadas karsilamaya gitti bunlari. elemanlardan biri yüzü kipkirmizi geldi, dedik noldu.kaprisin bini bir para, tripler filan yapmislar cocuga bir sürü. adamlar bir istek listesi cikarmis (yiyecek ve icecek babanda), yarisinin adini o zaman ilk defa duydum. cogunluk alkol bazli, jack daniels'in alti cizilmis felan. neyse bizim iki arkadas maslak civarinda ne kadar büyük magaza varsa gezdiler o sicakta, ve telef oldular.
neyse biz öteki islerle ugrasirken baska bir arkadas geldi, olum kurban gelmis niye karsilamiyorsunuz diye bize giydiriyor. biz apar topar kalktik gittik. simdi su eski kutuphanin altinda bulunan derslik binasi o zamanlar yoktu, orasi bayirlikti. orada ufak bir festival alani vardi, iste standlar filan falan. biz kurbani o cimlik alanda, ögrencilerle otururken bulduk. tabi el pence divan gittik birazda sucluluk var. iste kusurumuza bakmayin, duymadik filan falan. sanirim burak'ti. gencler rahat olun, hava güzel, sohbet güzel soguk bira da var dert etmeyin filan dediler. biz abi aman abi olur mu filan derken var mi bir istediginiz dedik. yemekhane ne tarafta, yemek ne zaman cikar, disinda baska bir soru sormadan bizi kendi isimize gönderdiler. bütün gün boyunca kampüste ögrencilerle takilip muhabbet ettiler.
mor ve ötesi mi? sanirim onlar bütün gün karavanlarinda jack daniels'larini yudumluyorlardi. haa bir de konsere baslamadan önce gökkafese direnen okula selam olsun filan tarzinda birseyler demislerdi de biz de kicimizla gülmüstük arkadaslarla.