(bkz: allah belanızı versin)

(bkz: kleptokrasi)

(bkz: akp müslümanlığı)

yani diyor ki ülkeyi loopa aldım, başkan olana dek seçim var.

bana aydemir akbaş'ı hatırlatan imajdır.

1980 sonrası diyarbakır'daki işkencelerin elbette kısmen etkisi olmuştur ancak o işkenceler olmasa idi bile bugün dağda pkk'lı olacaktı. 1980 öncesi eylemleri de vardır apocu hareketin. apo 1976-1979 yılları arasında tüm doğuyu ve güneydoğuyu karış karış dolaşmış, toplantılar yapmış, militan toplamış, organizasyon kurmuş, şehir liderleri belirlemiş, tam bir ayrılıkçı yapı içine girmiş, aşiretlerle çatışmış ve bir kısmını ta o zaman bastırmış, uluslararası yardım aramaya kalkışmıştır.

bugün 20 yaşındaki bir pkk'lıyı dağa çıkaran motivasyon seçmeli kürtçe dersinin olmaması değildir. anadilde eğitim de değildir, özerklik de değildir. tam bağımsız bir kürt ulus devletidir. dağdaki adamın ortalama ömrünün 4-5 yıl olduğu söyleniyor. bu kolay kabullenilebilecek bir gerçek değil. ama söz konusu namus cinayeti tehlikesi olunca bu bile kabullenilebiliyor. şöyle ki:

dağa çıkmada diğer bir motivasyon bana göre özellikle kadın teröristler için berdelden, namus cinayetinden, taciz ve tecavüzden kaçmak ve hatta muhtemelen özgür bir cinsellik alanına sahip olabilmek, 7-8 tane çocuk yapması gereken, okula gönderilmeyen, istemediği bir adamla evlendirilmeye zorlanan bir kız dağa kaçıp bunların tümünden kurtulmuş oluyor. hem de flörtü tanıyor, yer yer halay çekiyor, şarkı, türkü söylüyor oralarda. kendini özgür hissediyor. bu yüzden apo'ya tapmaya başlıyor. yani bir doğu köyünü düşünün bir de şu ortamı: https://www.youtube.com/watch?v=mlcalkoblzo

kızın ailesi pkk'dan hesap soramıyor. kız bir kere pkk'ya katıldıktan sonra bitti herşey, nasıl hesap soracak? pkk devlete kafa tutan bir yapı, ufak bir aşireti ezer geçer. dolayısıyla kızlar arasında pkk'ya kaçmak tam bir kurtuluş. ve özellikle barış sürecinde bu kaçma olayları arttı. çünkü hem savaşmak zorunda değilsin hem de bütün töre ve namus belalarından kurtulmuş oluyorsun. üstelik kamplar/tesisler filan da var. gerçi yerle bir oldular artık.

kadınlar için köye göre özgürleşmek, erkekler için de aşağı yukarı aynı bence. ama olayın bilincinde olanlar özerkliğe filan fit değiller. tam bağımsızlık için savaştıklarını düşünüyorlar. kimse seçmeli kürtçe dersi için dağa çıkmaz. eğer ağaları bugün özerklikten bahsediyorsa biliyorlar ki ağalarının bir bildiği var, henüz zamanı gelmedi tam bağımsızlıktan bahsetmenin. ve bu yüzden kendilerini özerklik için savaşıyormuş gibi gösteriyorlar.oysa hepsinin hayali gelecekte kendi ulus devletlerinin kurulmuş olması ve kendilerinin de o devleti kuran "bizim kuva-i milliyeciler" gibi kahramanlar olarak hatırlanması.

bunu sadece ufak beyinli arkadaşlarımız anlayamaz, sadece ayrılıkçılar dile getiremez ancak bu hareketin (pkk+hdp) nihai hedefi tam bağımsızlıktır. hdp kadrosu milletvekilleri iran'da olsa şu anda misal tümü birden kule vinçlere asılıp idam edilirdi, rusya'da olsa kgb uzantıları tarafından kimseye belli etmeden imha edilirdi. kürtlere de kendinize adam gibi temsilci bulup meclise girin denilirdi. yani bulduğunuz temsilci sizi dağa çağırmasın denilirdi. türkiye iran'a göre görece demokratik bir ülke olduğu için böyle şeyler olmuyor, rusya kadar güçlü olamadığı için de gizliden imhayı beceremiyor. en fazla sakine cansız'ı falan gebertebildiler işte. 40 bin insanı öldüren bir canlı bombacı terörist başının yeğeni bile meclise girebiliyor.

eycof.

halk dilinde empayrıs kısmı yutulur.

van persie kostugunda pas verilmeyince ya da basarisiz pas olunca, ulan ayip oldu adama yaa diyip utandigim mactir

debe'ye giren entry;

http://prntscr.com/84fuzz

sukela modunda baslik altindaki entryler;
http://prntscr.com/84fv1g

seklinde rezalettir.

pkk'lı ölürse sivil
asker polis ölürse foşik tece
(bkz: yersen)

(bkz: amina koyacaklar o kekligin simdi)...

(bkz: yaa tayyip kardeş çok rahat miting yapıyordun)

burak yilmaz has been playing in galatasaray for 3 years and doing great job in the team. he is the hero of the team. many times, he saved his team most of the games by scoring in impossible position. he is also one of the favourite team-mate of sneijder. sneijer says always " playing with burak is a great opportunity for me to improve my scoring skills. this guy has unlimited power, he is everywhere on the pitch during 90minutes.his ball control is unbelievable. " we, galatasaray fans, are so luckly to have a scorer like him. ıf he goes to uk, it will be a big lose for galatasaray.

(bkz: beyler caktirmiyoruz)

(bkz: yekpare ek yeri yok nereye sokarsan sok)

bu bir zaytung haberi değildir.

- türkün ödediği vergilerle kürtçe eğitim verecek öğretim görevlilerinin yetiştirilmesini ve kürtçe eğitim veren kurumlar açılmasını istiyor...

- temsiliyette adalet yok diyor ama öbür taraftan baktığımızda bu ülkede bir kürt başbakan ve cumhurbaşkanı olmuştur. türkiye'deki kürt nüfus %15 civarı olmasına rağmen tbmm'deki kürt milletvekillerinin oranı en az %40'tır...

- geçmişle yüzleşme istiyor ve kürt halkına yapılan insanlık dışı uygulamalar olduğunu iddia ediyor ama karşılığında apo gibi bir teröristi yok saymayı reddediyor, aksine önder olarak belliyor. yani diyor ki, türkler kürtlere zulmetti, kürtler de haklı olarak silaha sarıldı, kürtlerin hiç suçu yok, bütün suç t.c.'nin...

- ve bütün bunların anayasal güvence altına alınması diyor, ben de kendisine soruyorum; türkün sahip olup kürtün sahip olmadığı hak???

- cevap veriyor; (bkz: kürt bu ülkede her şey oldu kürt olamadı/@alles im wasser)

sen türkleri enayi mi sandın arkadaş?

edit: "türkün ödediği vergilerle" lafıma içerleğen şapşikler insanlığımı sorgulama gafletinde bulunmuşlar, hemen kendilerine cevap vermek isterim;

- bölge gelirleri ve bölge vergi yükleri

- kişi başına bölgesel gelir ve kişi başına bölgesel vergi geliri

- gsyih, bölge gelirleri ve bölge vergi gelirleri

* kaynak: http://dergiler.sgb.gov.tr/…153/atekbas_gdokmen.pdf

bonus: http://www.ensonhaber.com/…m-aliyor-2015-07-08.html

soru: açılan kürtçe kurslarına niye talep gösterilmiyor???

bu da 2012 yılı vergi gelirlerinin belirtildiği bir haber: http://www.aktifhaber.com/…ren-sehirler-606122h.htm

o kıyafetle erzurum'un üzerinden uçakla bile geçemezsiniz.

d harfinden sonrasını okumadığım listedir.

tabi ki;
(bkz: simit)

hiç mi çocuk olmadınız, tenefüslerde ayranla kemirmediniz olum?

yazmayım dedim ama şu "amk kezbanları eşek gibi yapacaksınız şıllıklar!!", "ay ben yemek yapar bi de üstüne erkeğimin ayaklarını yıkarım çünkü kadın anamdan böyle gördüm ve erkeğimin geyşasıyım!! en çok ben aşığım!!" gibi üst düzey dırzolukları görünce yine bu 3. sınıf fox tv günlük dizisine dönen mecraya az sövesim geldi.

tanım: insandan insana değişen, üzerinden kimseye ne "şıllık, fahişe, kezban" demenin, ne de kimsenin aşkının büyüklüğünü sorgulamanın haşa kimsenin haddine olmadığı bir durum.

bakın bu ev işi, yemek gibi işlerin nasıl olması ve çift arasındaki saygının nasıl korunacağı nasıl sade ve asil şekilde özetlenmiş: (bkz: #54010209)

hiç duydunuz mu bilmem ama şöyle bir şey var, bizim vakit nakittirin yolda geçen zamanın hayat kalitemize gündelik düzeyde etkisine işaret ediyor: time cost.
özellikle eviyle işi arası boş yolda gidilirse 1 saate yakın mesafe olan kadına gerçekten çakallık ve eziyet ediyorsunuz "ben işten gelince oturayım ama eşim gelince yemek yapsın çünkü onun cinsiyeti kadın" diyorsanız. aşk meşk masallardaki gibi sonsuz bir şey değil, şu son 1,5 yıl içinde evin tüm iş yükü üstüne bindiği ve eşini bu böyle gitmez diye uyarmasına rağmen sonuç alamadığı için boşanma eşiğinden dönen 3 arkadaşım oldu. biri gözümün önünde "ben 2 otobüs değiştirip neredeyse 2 saatte eve geliyorum, ayak tabanlarım patlıyor, bir de sofrada yemek çeşidi az diye surat ediyor bana. yeter allah belasını versin" diye sarsıla sarsıla ağladı. bu bela okuduğu adamı eskiden pamuklara sarıyordu, işsizken cebine harçlığını bile koyuyordu çünkü adını vermek istemediğim hayvanat o zamanlar, evlendikten sonra boş sürahiyi doldurmaya bile erinip sürahiyi hınçla masaya vuran, kız seminer için şehir dışındayken yediği yemeğin bulaşığını makinaya dizmekten bile aciz, anam 3 çeşit yemek yapardı diye ciddi ciddi surat eden ve kendine edilen hizmet miktarı üzerinden kadınlık sorgulayabilen gerçek yüzünü göstermiyordu tabi (bunlar eşiğinden dönmedi, boşandı)
bir başkası da evlenmeden önce annesinin evinde her türlü işi yaptığını övüne övüne anlatırken, evlendikten sonra eve kendisinden 1,5 saat geç ve toplu taşımada ayakta gelen karısı mutfakta yemekle cebelleşirken içeriden "bir bardak su" diye seslenen bir tipe dönüşeceğinin sinyallerini vermemişti, baya kavga dövüşten sonra evliliğin "kıçını kadına dayayıp full her şey dahil otel konforunda yaşama" olmadığını anladı neyse ki.

kendimden örnek vermem gerekirse, evlendikten sonra evim iş yerime 1 ve üzeri saat mesafede olursa, hazır yemek ya da dondurulmuş gıdayı kolay kolay ağzıma sürmediğim ve çocuğum olursa da asla yedirmeyeceğim için haftada 1 gün birkaç günlük yemek yapar, buzdolabına koyar, akşam gelince ısıtırım. çorba gibi daha kolay şeyler aynı akşam da halledilebilir. çok temiz ve güzel yemek yaparım, o yüzden yiyen yer, yemeyenin keyfi bilir. ben çocuklarımı ve kendimi iyi beslerim. şu an kardeşimle bu şekilde idare ediyoruz, şikayetçi değil, olsa da açıkçası tınlamam. temizlik gibi şeyler de haftasonu herkese haftasonu olduğu için iki kişinin görev paylaşımıyla gayet güzel halledilebilir, annemle babamın yaptığı gibi.

"bana hizmet etmeye mecbursun, yapmazsan orospusun seni pislik!!" ve "ay ben tabi ki de sevdiğim erkeğime her gece sofralar kurarım çünkü ben kadın gibi kadınım ve en büyük aşk benim aşkım" gibi abartılı vahşilik ve arabesklikler olmadan, hayat dram haline getirilmeden de ev yemeğiyle beslenip temiz evde yaşayabiliyor insanlar, yardım etmek yerine oturup facebook'ta hatun profili stalklamayı ya da pes oynamayı tercih ettiğiniz bir kadınla da hiç evlenmeyin zaten. çünkü aşk, kendini sürdürmek için karşılıklı anlayışa, fedakarlığa ihtiyacı olan bir mekanizma.

ek: bu arada bir kadına yemek yapmıyor diye orospu ve benzeri sıfatlar kullanıyorsanız eğer, siz gerçek bir orospu tarafından yetiştirilip bugünlere getirilmişsiniz ki terbiyeniz bu kadar eksik kalmış, bilin yani.

öyle bir his ki sanki içimdeki tüm mutluluk hücrelerini ameliyatla almışlar. boş bir kabuk gibi kalakalmışım. azkabanda 100 yıl geçirmişim de içim kurumuş gibi. ya şu da olumlu güzel bir habermiş falan diye sevinesim, komik şeylere gülesim bile yok. komedi filmleri/dizileri bile komik gelmiyor.

mut yetmezliğinden ölücem arkadaş bu kadar da mutsuz olunmaz ki.

memur-sen in hükümeti %2+2 ye ikna etmesiyle sonuclanacaktir...

başlık açılma tarihi 02.01.2014 ve o tarihte anahtar teslim 120.000€ bir araç 272.000 tl'ye tekabül ederken bugün 378.000 tl'ye tekabül etmektedir.

sadece 1,5 senede 106.000 tl kurdan fark etmektedir.

bu tabloda görünen şudur; siz bir araç kendinize, bir araç tuayyibe, bir tane 116 da bilocan almaktasınız! hepimize hayırlı olsun.

teşekkürler akp! teşekkürler tuayyip! emeğe saygı beyler!!!

(bkz: hangi ibre yazdıysa eline sağlık)

(bkz: melo'nun 2 ayaklısı)

dogru bir aciklamadir. ama izahi yanlis.
soyle olmasi gerekiyor esasen ama soyleyemiyor adam ne yapsin:

12 sene yarak gibi yonetilmis boyle sikik memlekette dolarin 2.8 seviyesini asmasi normal. hatta bu kadar mal bir halka 3 seviyesi bile mustahak.

benzer bir aciklamayi joleli de baska bir psikolik seviye olan 2.3-2.5 icin yapmisti. tavsiyem, direkt 4 seviyesi normaldir desinler, hem zart zurt aciklama yapmak durumunda kalmazlar, hem de 12+ sene basit akil oyunlariyla kandirdiklari kitlenin gazini alirlar.

ihracat konusunda ise.. amk sanki her politikalarini ihracati arttirmak icin yapiyorlarmis da efendiler sadece kur engel oluyor. yersen.

yanlış önerme. çorum, yarısı karadeniz diğer yarısı iç anadolu sınırlarında olmak üzereye ikiye ayrılmıştır.

karadeniz'de kalan kısmına kuzey çorum, iç anadolu'da kalan kısmına ''nörüyon heri '' denmektedir.

ya yemin ediyorum bu ülke fıkra amk.

içi bomba yüklü aracı kontrollü bir şekilde patlatırken olay mahalini 100 metre yarıçapında bile boşaltmamışlar.
araç kontrollü bir şekilde patlatılıyor ve herkes yere düşüyor, etraftaki araçların camları kırılıyor.

oğlum siz akraba evliliği misiniz amk?
araç kaportasından çıkan bir parça ok gibi birinizin boynuna saplansa ne bok yiyeceksiniz? ne siper alınmış, ne alan boşaltılmış.

yemin ediyorum fıkra bu ülke ya. vallahi fıkra.

cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan tarafından ilan edilmiştir;

(bkz: türkiye'nin yönetim sistemi fiilen değişmiştir)

hayrola hükümet bir karar mı aldı? yasa mı çıktı? anayasa mı değişti? ordu yönetime el mi koydu? ne oldu da yönetim sistemimiz değişti? hangi kararla? biri açıklasın da bilelim.

imdb'nin dizilerle birlikte belgeselleri de içeren yeni top 250 listesi. listenin başında şu an band of brothers bulunuyor. şu adresten ulaşılabiliyor.

hapşırmayın. ya biri çok yaşa derse. düşünsene.

umumi tuvaletlerde erkekler solda kadınlar sağda diye bir kaide yoktur. hatta çoğu yerde tam tersidir. 1000 yıllık espiri malzemesini ufuk açan bilgi olarak sunmamak da ufuk açan bir şey olsa gerek.

biraz önceki sahnede sanırım herkesin aklına hande ataizi'nin tuvalet camına sıkışması'nı getiren dizi.

hadi hadi bu diziyi izleyen herkes liseli değil.

aynı resmin 67. defa paylaşılmasına katkıda bulunanları cankan; alaksız link paylaşan umut tacirlerini ise yurtseven kardeşler siksin diliyorum.

siktiğin şeyin bir sözlük olduğu düşünülürse, gayet normal bence.

#zurna kanalı'na giriş yapamayarak yaşadığım rezalettir.

fenerbahçe'nin de 4.yıldızı görmesini sağlayan formadır.

(bkz: ülkede iç savaş çıkarmak için çırpınmak)

kendisi kötü kalecidir. barcelona bir dönem kaleciye ihtiyaç duymayan bir futbol oynadığı için takımda kalmıştır.

seks yaparak değil, seks yapmayı hayal ettirerek olur.

44 kişi ölmüş bu patlamada yaw he he. ulan bizde metro turizm'in 40 kişilik otobüsü devriliyo 70 kişi ölüyo amk.

kuzey kore fizyolojik araştırmalar genel müdürü açıklaması. evet

adam bir silah fazlasıyla uçan jöleyi geçmeyi başarmış. cofcof...

(bkz: mike ehrmantraut)

allah'a inanırdım 1 kere gülseydi.

https://lh5.googleusercontent.com/…gpi=w543-h271-nc

3 kupa alıp hala sponsor bulamayan ve parasızlıktan doğru dürüst transfer yapamayanların kendilerince komiklikler şakalar yaptığı başlık.

"arabanizi satıp dolar alın" anlaminda soylenmis bir söz.

ne hukuk devleti ama...
baba oğlunu saklıyor, yardım ve yataklık suçu işliyor, devletin savcısından da kolluğundan da ses yok...
avukatı gün veriyor şu gün teslim olacak diye...
avukatına bu adamı sakladığı için dava açan yok...
teknik takip denilen her boku takip eden kolluk, teknik takipsizlik kararı almış, taşaklarını serinletiyor...
bu ülke katillerin ve onları koruyanların ülkesidir diyince bize dava açılıyor.
katilleri koruyan bir cumhuriyet benim cumhuriyetim değildir.
ve cumhıriyeti temsil eden hiç bir kuruma saygım da korkum da yok.
yasalarınızı da tek tek madde madde, bent bent götünüze sokun.

bugün 31 yıl oldu.

15 ağustos gecesi eruh'ta nöbet tutarken ismini bile hiç duymadığı bir örgüt tarafından uzun namlulu silahlarla ateş altına alınan jandarma komando er süleyman aydın şehit edildi.

1962 doğumluydu. 22 yaşındaydı. bugün yaşasaydı 53 yaşında olacaktı.

pkk'lılar bu saldırıyı gerçekleştiren mahsum korkmaz'ın adını öyle ya da böyle bizlere ezberletebilmişken şehit edilen ilk asker olan süleyman aydın'ın ismini çoğumuz bilmiyoruz.

onun şehadetiyle başlayan çatışma süreci hala sürüyor. şimdi onun çocuğu yaşında olan subayların yönettiği operasyonlarda kendisinden 30 yaş küçükler şehit oluyor hala.

düşünelim ki 2015 doğumlu bebekleri şu an incinir diye elimize almaya bile korkuyoruz. bu yavruların 20 yıl sonra şehit edileceğini düşünmek ne kadar korku verici. işte bu ülkede 30 yıldır bu yaşanıyor.

http://galeri3.uludagsozluk.com/…n-aydın_208213.jpg

(bkz: #45023841)

popüler olana bok atayımcı ergenlerin iş başında olduğu dizi.

sen izleme kardeş bokunu çıkarıyorsun.

(bkz: evrim teorisini din karşıtlığı sanmak)

evrim teorisi yeryüzündeki canlıların kökeninin daha önce var olmuş canlılar olduğunu ve aralarında genetik değişimler olduğunu anlatmaya çalışır ve bunu yaparken tanrının var olup olmamasıyla ilgilenmez.

(cuma namazından yola çıkarak) islamiyette tüm canlıların tanrı tarafından yaratıldığı belirtilir, ancak türlerin kökeni ve birbiriyle genetik bağı arasında yorumda bulunmaz.

bu yüzden, en azından benim bildiğim kadarıyla, iki kavram birbiriyle çok da ilintili değildir ve bahsedilen biyoloji öğretmeni tutarsızlık sergilememiştir.

not: hikayenin kahramanı olan biyoloji öğretmeni, eğer o da benim gibi kuran'ı bir kez okumuşsa, evrime açıkça karşı çıkan bir ayet görmemiştir. benim sorunun evrim dışındaki konuları da kapsadığı için, ben inanmama yolunu seçtim. ancak hikayenin kahramanının evrim dışı konularla/konseptlerle sorunu olmayabilir ve bu yüzden kahramanımız hala evrim-islamiyet ikilisinde tutarlılığını sürdürüyordur.