they maddicked us.
pinteresque3 profili
-
bize madik attılar'ın ingilizcesi
-
kırklareli'de dört bir yana dağıttığım kitaplar
kutuphanemde aynisindan birden fazla sayida olan, murakami'den saramago'ya, le clezio'dan doris lessing'e, arundhati roy'dan ian mcewan'a, 30 romanı şehrin çeşitli yerlerine biraktigim durum. otobüs duraklarina, kafelere, parklara, cay bahçelerine, kampüs kantinlerine biraktim. kitabi alan en fazla bes gun icerisinde okuyup herhangi bir yere bırakacak ve kitaplara yapistirdigim notta belirttigim instagram adresine okudugu kitap hakkinda bir kac cumle yorum yaparak paylasimda bulunacak. bakalim neler cikacak. bu arada, otobüs terminaline de bes kitap biraktim, kitaplarin baska şehirlere de uğrama ihtimali var. okuyun bakalım.
-
28 mayıs 2016 bira alırken yaşadığım rezalet
yarım saat önce yaşadığım rezalettir. yer kırklareli. şampiyonlar ligi finalini izlemek için eve gidiyordum. bira almak için her zamanki mahalle marketine gittim. eskiden çalışan kasiyer ayrılmış, yeni bir kasiyer gelmiş. biraları aldıktan sonra kasaya gittim ve market poşetlerine koydum birayı. kasiyer kız "isterseniz siyah poşet de var" dedi. ben de "yooo, gerek yok" dedim. kasiyer kızın cevabı tam bir rezalet. "gizleme gereği duymuyorsunuz tabi ki". ben şok, ben dilsiz, fevrim döndü. "bira satan yerde niye çalışıyorsun o zaman" diye çıkıştım. kız yüzüme bile bakmadan para üstü verdi. market sahibini aradım ama bulamadım. yarın ilk iş aynı markete gidip tekrar bira almak ve market sahibine kızı şikayet etmek. kimsenin ekmeğiyle oynamak istemem elbette, ama özel hayatına dil uzatacak hakkı kendinde bulan insana da acıyamam.
edit: "gizleme gereği duymuyorsunuz tabi ki" tek cümle olabilir. ama bu cümlenin altında yatan ve toplumumuzda gittikçe büyüyen, başkasının hayatına müdahil olma psikolojisi bence tam bir rezalettir. sen kasiyersin, birayı, prezervatifi, domatesi, biberi kasadan geçirir, işine bakarsın. bu kadar.