hakettiği değeri görmemesinin sebebi toplamasının zahmetli, nakliye ve saklamasının zor ve raf ömrünün kısa olmasından kaynaklanır.
çünkü dutun hamı yenilemeyecek ölçüde tatsızdır. olgunu ise çok hızlı tüketilmelidir. olgunlaşınca ağaçta uzun süre durmaz. ayrıca olgununu toplayıp bir yerden bir yere hele de kamyonetle falan nakletmeye kalkıştığınızda artık dut meyvesine değil dut ezmesine sahipsiniz demektir.
kısaca dutun hakettiği değeri görmemesinin nedeni ticari bir ürün olmasının güçlüğünden kaynaklanır. bu tip meyveleri dalından koparıp yemek keyiflidir.
fanusotu3 profili
-
dut meyvesinin hakettiği değeri görememesi
-
türk erkeklerinin yamuk yumuk olması
yalnız erkekleri değil tüm anadolu türkleri yamuk yumuktu zaten. eskiden daha da yamuk yumuktuk. anadolu türklerinin verdiği deneysel sınavı düşününce ben bugünkü halimize bile hayret ve şükrediyorum.
osmanlı döneminde türk tebanın iki asli görevi vardı; 1. kendisinin olmayan topraklarda hayatta kalmak için ürettiği tahıldan devlete vergi vermek.
2. çağrıldığında asker ocağına gitmek.
fakir tebanın zaten yediği bulgur aşıydı. tek tip ve hububat ağırlıklı beslenme diyeti türlü hastalığa neden oluyordu.
daha da beteri osmanlı toprak genişletme ve ganimet için yaydıkça yaydığı sınırları artık koruyamadığından savaştan savaşa koşuyor genç yaşta filinta gibi erkekler dönemine göre, mevcut şartlara göre 5 yıl, 7 yıl, 12 yıl, 25 yıla kadar sürelerde askere alınıyorlardı. tohumuna para sayılmadığı için, o zamanalarda devlet savaşlarda sonuç müspetse fazla can zaiyatı vermekten çekinmezdi.
askere alınan genç erkekler elbette en sağlık en gürbüz en kuvvetlilerden seçiliyordu. geriye anadolu köylerinde marazlı, sakat, deli, ihtiyar erkekler ve alim sayılan din adamları kalıyordu. genç delikanlı askerden evvel evlenip daha çocuğu olmadan askere çağrılıyordu. asker döndüğünde ise bir bakıyor ki boyu kadar 3 tane evladı olmuş!. topal hoca köydeki kadınların yarısına atlıyordu. kızlar bu hastalıklı, eserekli, kalp yetmezliği, kanser, gelişim bozukluğu yahut bağışıklık sistemi düzgün çalışmayan genetik kusurlularla ve delilerle evlenmek zorunda kalıyorlar ve kalıtsal hastalıkları yeni nesillere aktarıyorlardı. haliyle koca bir toplum çopur çupurdu.
adamlar resmen tersine evrim çalışmışlar.
bütün bunlara rağmen bu cumhuriyet çok kısa sürede, böylesine garip ve mazlum bir toplumdan, ışıl ışıl gençler yaratmayı başarabilmiştir ki günümüzde bunca yakışıklı, güzel, boylu poslu, eli yüzü düzgün insan görebiliyoruz. -
fakirlerin isyan edip zenginleri linç edeceği gün