pinktomato3
profili

  • iphone'dan nefret etme sebepleri

    yeter itiraf ediyorum...!

    ilk çıktığından beri iphone kullanıyorum. her şeyim apple, mac ler ipadler istemediğin kadar. ama evet, iphone afedersin zik gibi bir telefon kabul ediyorum. ve haklı sebeplerim var:

    -yıllardır barışamadığım daha doğrusu hala çözemediğim sync olayı. ulan her şeyim apple iken bi tane şarkıyı telefona atmak için neden bu kadar takla atmam gerekir, contact'larımı sync ederken neden hala tırsıyorum?

    -neden her ios upgrade'de sapıtır mı korkusunu yaşıyorum. upgrade etsen bir türlü etmesen başka türlü. önceki ios'a dönmek istersin izin vermez dönemezsin. upgrade etmezsin yeni app indirmek istersin git yeni ios'u yükle der.

    -cellular network, location service gibi pil yiyen şeylere ulaşmak neden bu kadar zor? şu alttan bızıttırarak çıkan ekranda hala neden hala bunlar yok?

    -youtube dan bişey dinlerken niye beni ekranın açık kalmasına zorluyosun, ben ekranı kapatıp sadece dinlemek istesem ya da başka bi app te safari de falan bişeye baksam batıyor mu sana?

    ...

    en az 30 madde daha yazarım aklımın almadığı, saçma sapan. aklıma geldikçe eklerim ya da eklemem bilmem.
    niye çıktığından beri kullandığımı da bilmiyorum. sormayın, çok sinirliyim zikerim böyle aşkın ızdırabını. ya da zikmem benim bileceğim iş.

    tanım: tanıma ne gerek var amk.

    edit:
    nooluyo lan.. mesaj atan atana. sync olayını övenler mi dersin, youtube olayını takla atarak çözme yöntemlerini paylaşan mı. ben de zamanında başka bi app buldum dolambaçlı falan yapıyodu bunu... çoktan beri denemedim yeni ios ta çalışıyor mu? jailbreak etsem bi sürü çözümü falan var da... jailbreak ne demek amk. adı üstünde. jail break.

    ben aklıma ilk gelenleri yazdım, sinirlerimi daha fazla bozmayayım diye derinlemesine girmedim. üstüme gelmeyin çok daha fena şeyler söylerim.

    bi de fakirler bok atıyormuş falan edebiyatını zikeyim.. olum evde 2 macbook air 1 macbook pro 2 ipad 2 iphone var daha ne diyeyim.

    hayat bana güzel olması lazım de mi? oh herşey birbiriyle sync anlaşıyo görüyo falan de mi?.. afedersin babayı öyle. ha yiyorsa hepsine son ios os x yüklersen hesapta ok. de.. yemiyor. ben yesem de alet hazmedemiyor. bi de mail gelmiş bugün iphone se çıktı bak istermisin gibisinden. te allam ya..

    amaan neyse sıkıldım. zaten sinirliyim.

  • turkcell'den vodafone'a geçmek

    başıma bişey gelmicekse geçtim ve memnunum.

  • cinemaximum'larda reklamları protesto kampanyası

    2 senedir katılmakta olduğum kampanya.

    yıl 2013. uzun bir süreden sonra misafir eğleştirmek için gittik bu lanet zincirin sinema salonuna. altı kişinin parasını bayılıp kurulduk koltuklara. mekan istinye park büyük salon, tıklım tıklım. sosyalleşmişiz misafirler falan yarım saat reklam kısmına sinir bozmadan katlandık.

    sonunda film başladı... da o ne?.. görüntü net değil ! sağa sola baktım huysuzlanan var mı diye. yok.. koca salonda tık yok. mısıra gömmüş herkes kendini. bi biz eşimle hayret dolu gözlerle bakıyoruz birbirimize. yok artık düzelir birazdan herhalde falan derken yanımdaki adamın telefonu çalmaya başladı. eleman panik içinde telefonunu bulmaya çalışırken "insanlık hali bakma da utanmasın" dedim içimden. neyse uzun bir aramadan sonra buldu, bulduğu anda da sustu telefon. karşı taraf kapatmıştı belli ki. neyse şu flu filme döneyim derken eleman ne yapsa inanırsın?... geri aradı ! valla bildiğin geri aradı ve başladı muhabbete. yok artık deyip hışımla döndüm " hişş sinemadayız arkadaşım!! farkında mısın?" dedim. çok utandı herhalde ki eliyle ağzını kapatarak konuşmaya biraz daha devam etti.. sonra kapattı.

    bu arada fılmin on dakikası geçti, görüntüde değişiklik yok. taktım kafaya ya filme de konsantre olamıyorum. üşenmedim kalktım ona buna özür falan çıktım dışarı. birini yakaladım anlattım derdimi. "tamam ben görevliye ileteyim" dedi, iyi bari deyip tekrar özür pardon, yerleştim yerime... sonra ne mi oldu ? hiç bir şey. salondaki yaklaşık 400-500 kör koyunla beraber filmin ilk yarısını flu şekilde izledik.

    ara oldu, millet tuvalete mısıra ben görevliye... "yav kardeşim ayıptır ama nasıl olur amına koyim afedersiniz .." gibisinden çemkirdim biraz, hanım da yanımda. "ikinci yarı başlasın da birlikte bir bakalım beyefendi" dedi. sonra gong çaldı, siktiğimin reklamlarını bildiğimden dışarıda volta atıp yan gözle görevliyi kesmeye devam ettim kaybolmasın bi yere diye.

    uzun etmiyim ikinci yarı başladı tuttum görevliyi soktum salona tabiri caizse, "bak usta net mi bu?" dedim. cevap olarak "ya bazı kopyalar böyle geliyor. kem küm .. idare ediceniz artık.." gibisinden bişeyler geveleyip "ben yine de elimden geleni yapayım" diyerek uzadı.

    ben yine koyunların arasındaki yerimi aldım ve tabi ki.. bi bok değişmedi. ortadoğu ve balkanların en pahalı biletlerini satan bu sinema salonunda filmin ikinci yarısını da flu olarak izledik.

    çıkışta hanımla beraber sağa sola biraz çemkirsek de bu kadar koyunun olduğu yerde bi bok olmayacağını bildiğimizden keyfimizi daha fazla kaçırmamak için uzatmadık, eve döndük. daha da cinemaximum'a gitmedik.

    edit: (#56784463) sevgili lavuk. benim ve eşimin işi bu. film siktörü. gözler hala sağlam anlayacağın. evde projeksiyon perde mediatank mısır vs. ne istersen var. para bok diyebilirsin yani bir nevi*. o parayı da bu gözlerle, hakkını vererek işimizi iyi yaptığımız için kazanıyoruz. buraya da bu bok gibi para kazanan ama işini siklemeyen, müşterisine koyun sürüsü muamelesi yapanlar işini iyi yapsın diye yazıyoruz, senin gibi koyunların hakkını savunmaya, farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. hadi canım, şimdi git başka yerde komiklik yap. sinemaya girerken de telefonunu kapat..